Demet Akbağ geçtiğimiz günlerde İstanbul Komedi Festivali kapsamında “Bir Demet Muhabbet” başlıklı gösterisi ile sahnedeydi. Çocukluğundan başlayarak günümüze kadar gelen oyunculuk serüveninden bahsetti Akbağ. Şüphesiz özellikle komedi dalında Türkiye’nin en başarılı oyuncularından biri. Yetenekli, komplekssiz, kendine has ve her şeyden de önemlisi çizgisi olan bir sanatçı Demet Akbağ.
Yaşım itibari ile Demet Akbağ ile ilk tanışmam Bir Demet Tiyatro ile oldu. Feriştah rolü, benim yaşımdaki orta halli bir tiyatro izleyicisinin belki de döneminin en önemli karakteriydi. Sonrası, küfürsüz mizahın da güldürebildiğini sapına kadar kanıtladığı filmleri ile gönlümüzdeki yerini perçinledi. Çağan Irmak ile tanışmasıyla da sadece komedi değil aynı zamanda dramda da oldukça yetenekli olduğunu gösterdi Demet Akbağ.
Uzun zamandır fırsat buldukça yaşayan efsanelerin gösterilerine ve oyunlarına gitmeye çalışıyorum. Şener Şen, Haldun Dormen, Nevra Serezli, Ferhan Şeysoy, Rutkay Aziz, Metin Akpınar gibi oyuncuları sahnede kanlı canlı görebildiğim için kendimi şanslı bir izleyici olarak kabul ederim. Ayrıca bu isimlerden bazıları ile röportaj yapabilme onuruna eriştiğim için de ultra şanslı biri sayılabilirim. İzleyemediklerim için ise büyük bir üzüntü duyarım. Onlardan bir tanesi de Demet Akbağ’dı. Kendisinin tiyatroya uzunca bir müddet ara vermesi içimdeki üzüntüyü katbekat artırdı. Neyse ki Akbağ tiyatro konusundaki sessizliğini Aydıkevler oyunu ile bozdu ve benim gibi kendisine özlem duyanları mutlu etti. Yılmaz Erdoğan’ın kaleme aldığı ve bünyesinde usta oyuncuları barındıran Aydıkevler pandemi sonrası hepimizin yüzünü güldürdü. İlk fırsatta oyunu seyrettim ve duvara bir çentik daha attım.
Bir Demet Muhabbet, Bir Demet Kahkaha
Demet Akbağ Sevenleri Derneği üyeleri için tabii ki Aydıkevler ile yetinmek mümkün değil. BKM organizasyonu ile İstanbul Komedi Festivali bu yıl beşinci yılında çeşitli etkinliklerle insanları güldürüyor. Onlardan bir tanesi de Demet Akbağ’ın tek kişilik gösterisi olan Bir Demet Muhabbet. Akbağ bu gösteride oyunculuk serüvenini en başından yani çocukluğundan başlatarak günümüze kadar yaklaşık iki saatte anlatıyor. Tabii, bu gösteri öyle günümüzde devam etmiyor. Gösteride kendisinin ifadesine göre 2016’dan beridir toplam on beşi bulmamış. Zaten bu gösteri de İstanbul Komedi Festivali’ne özel bir gösteriydi.
Akbağ gösteride babaannesinin çocukken götürdüğü sinema filmlerinden tutun da kardeşi Sedef Akbağ ile olan ilişkisine, Gazanfer Özcan Tiyatrosu’nda henüz 14-15 yaşlarında oyunculuğu başlamasına, Yılmaz Erdoğan ile tanışmasına, Devekuşu Kabare’ye kadar her şeyi anlattı. Bu bakımdan adeta dolu dolu bir tiyatro panoraması izledik. Tabii, bu anlatılanlara kahkaha ile gülsem de öte yandan içim buruldu. Çünkü Akbağ’ın anlattığı pek isim günümüzde hayatta olmadığı için benim de izleme şansım olmamıştı. Tiyatro çınarlarını bir kez olsun sahnede görmek için neler vermezdim.
Hüzünlü Son
Akbağ anlatımına göre Bir Demet Muhabbet’e Cem Davran ile başlamışlar ve karşılıklı soru cevap ile bazı gösteriler ilerlemiş. Sonrasında ise Demet Akbağ sahnede tek başına olmaya karar vermiş. Akbağ’ın çeşitli projelerinden görüntüler yansıtılarak Akbağ anılarını paylaşmış. İstanbul Komedi Festivali’ndeki gösteride ise Demet Akbağ yalnızca bu kez görüntüler de kullanmadı ve sadece anıları ile bizleri güldürdü. Her ne kadar bu bir “güldürü değil, anlatı” dese de sonuna kadar bir güldürüydü. Katıla katıla güldük. Tabii, gösterinin bir de hüzünlü bir bölümü vardı. Demet Akbağ uzun yıllar tiyatro yapmayıp Aydıkevler oyunu ile tiyatroya dönüşünün aslında kazada hayatını kaybeden eşi Zafer Çika’nın vasiyeti olduğunu anlattı. Akbağ bugüne kadar söyleyememiştim ama artık buna hazırım, dedi ve ekledi “Eşim, ölmeden önce Yılmaz Erdoğan’a bu kadına bir oyun yaz da oynasın.” dedi ifadelerini kullandı. Bu bölüm hem Demet Akbağ için hem de biz izleyenler için oldukça duygusal bir bölümdü.