Yeni başladığım ve bir hayli heyecanlı olduğum için tespih koleksiyonculuğu hakkındaki gözlemlerimi, sizlerle paylaşmak isterim. Nereden başlasam karar veremedim. Ağaç, doğal taş veya suni malzemelerin yoğun olarak kullanıldığı tespih sanatına şu sıralar ilgi azalmış durumda gözüküyor. Zira tarihi yarımada da bile aradığınız tespihi bulmakta zorlanabiliyorsunuz.
Çeşit ve malzeme bol olunca istediğiniz tespihe ulaşmak aslında gözüktüğü gibi kolay olmuyor. Dijital pazarlarda binlerce tespih çeşitleri satılıyor. Buradaki görseller sizi yanılgıya düşürebilir. Eğer bir tespih satın almaya karar verdiyseniz ve pek fazla bilgi sahibi değilseniz, öncelikle tespihlerin hammaddesini, yani jargondaki adıyla habbelerin ana malzemelerini öğrenmekle işe başlayabilirsiniz.
Kuka, Narçıl, Pelesenk, Kehribar, Oltu ve Daha Niceleri
Tespihin hammaddesi hakkında fikir sahibi olduktan sonra satın alacağınız tespihin ağaç gurubu mu yoksa doğal taştan mı yapıldığına karar verebilirsiniz. Böylelikle genelden özele doğru bir seçim yaparak yalnızca size ait olacak ve sadece elinizle değil kalbinizle de bütünleşecek tespihinize daha kolay ulaşabilirsiniz. Ağaç gurubu tespihler arasında en çok tercih edilen, kuka, andız, yılan ağacı, kan ağacı, pelesenk ve öd ağacı tespihler diyebiliriz. Genel olarak ağaç grubu tespihlerin kendine has bir kokusu ve dokusu vardır. Size en uygun kokuya ve dokuya sahip tespihi tercih edebilirsiniz. Bu guruba ait tespihler fiyat olarak ucuzdur ve her bütçeye hitap eder. Böylelikle yeni başlayan bir tespih koleksiyoncusuysanız kendi bütçenize göre kolaylıkla ağaç tespihler edinebilirsiniz. Pelesenk ve öd ağacı tespih mesela benim ilk tespihlerim arasındadır. Neden mi? Çünkü kokusunu seviyorum. Şimdi gelelim asıl meseleye:
Kandırılmayın!
Piyasada Kehribar tespih adı altında bir sürü çakma tespihler dolaşmaktadır. Süslü, boyalı ve parlak görünümüne aldanıp şişirilmiş fiyatlardaki bu boncuklara kim para vermek ister? Bazı zamanlar seyyar tezgahlarda görüyorum bu tespihleri ve yanlarına yaklaştığımda satıcı başlıyor tespihi övmeye… ‘Şöyleydi, böyleydi, damla kehribardı, ateş kehribardı, kanayan bağa idi’ derken uzunca bir mal övme faslından sonra yapıştırıyorum cevabı ‘plastik bunlar’… Evet aynen öyle plastik! Üstelik 10 tl etmeyecek ürünü 300 tl ye orijinal diye satma derdindeler. Siz siz olun oyuna gelmeyin ve tespihlerinizi almadan önce araştırmayı ihmal etmeyin
‘Siz Tespihi Değil Tespih Sizi Seçer’
Kim söylemiş ne zaman söylenmiş bilmiyorum ama araştırmalarım dahilinde bu söz beni çok etkilemişti. ‘Siz tespihi değil, tespih sizi seçer.’ Gerçekten de çok doğru bir söz… Tespih çok güzel, çok pahalı olabilir, fakat elinize oturmadıysa ve karakterinizle bütünleşmediyse o tespihi bir türlü kullanamazsınız. Zira başıma da gelmiştir. Küre kesime sahip bir pelesenk tespih edindim. Tespih inanılmaz güzel kokuyor ve dışarıdan da çok güzel gözüküyor. Fakat tespihi elime aldığımda bir türlü çekemiyorum. ‘Bir eksiklik var.’ diyorum kendi kendime… Bir zaman sonra tespihi rafa kaldırdım ve hiç dokunmadım. Çünkü fıçı, arpa ve beyzi kesim tespihlerin elime daha iyi oturduğunu fark ettim. Bu kıssadan şunu çıkarabiliriz: Tespihin ham maddesi kadar kesim şekli de önemlidir. Edindiğim tecrübelere göre kendinize en çok yakışan tespihi ancak ve ancak o tespihe dokunup maneviyatı hissederek bulabilirsiniz.
Sağlıcakla kalın…