‘’Hayatı istiyorsan seveceksin. İster çiceği sev, istersen kelebeği/Ama öyle bir sevgi var ki unutma!/Bak! /Göz bebeklerine takılmış duruyor orada…’’
Yaşama ilk bakış, bir pırıltıyla başlar!
O pırıltının rengidir gözbebeklerine oturan
Yaradılışın ilk gerçeği oluşur o an.
Merhaba dersin ilk nefesle, ilk pırıltıyla hayata.
Önce bir anlam veremezsin; anlayamazsın o mucizeyi!
Oysa o değişmeyen tek gerçektir, bir pıhtıdan oluşan,
‘Yüce Rabbimizdir’ onu yaratan.
Ya sonra?
Sonrasını,
Yaşanan ömrün gerçekleri anlatır.
Kimi zaman, şansın olur parıldar yanı başında!
Kimi zaman, kaderin olur ışıltısızlığın karaltısında!
Kimi zaman başarıdır,
Kimi zamansa hüsran olur yaşamında.
Aslında hep sevgi olmalıdır,
Sahip olduğun değerlerin pırıltıları olmalıdır,
Gerçekleri anlatan.
Bu pırıltılar değer katar yaşamına,
Yaşanan her ne varsa hayatın coğrafyasında,
Şans, dersin!
Kader, dersin!
Sevgi, dersin!
Bazen mutlu,
Bazen de kederli duygular yaşarsın ruhunda…
Çoğu kez bastığın yeri görmez,
Kimi zamansa, göz ardı edersin!
Ama hep ona sığınır,
Onun bağrında avuturuz yalnızlığımızı,
Kimi zaman ana kucağı gibi olur sarmalar bedenimizi,
Kimi zaman korur, kollar gelecek günlerimizi.
Çünkü o ilk nefesin alındığı,
Yaşam pırıltılarının görüldüğü,
Tüm ilk’lerin alnımıza yazıldığı yerdir;
Adına,’Vatan‘ derler.
Kalbindeki yaşam pırıltılarının merkezi burasıdır,
Geleceğine bu merkezin gerçekleri yazılır.
Bir de yan yana getirmişse beynin,
O sihirli iki kelimeyi:
’Vatan Aşkı’ derler adına,
Tadına doyum olmaz,
Doya, doya yaşarsın,
Sana sunduğu tüm güzellikleri…
Vatan’ın tarifi tektir.
Sevgiyle, aşkın o kadar çok ki!
‘Sevginin, Aşk’ın’ tarifini,
Kalbini verdiğin güzele göre yaparsın!
Kimi zaman mutluluktan yere göğe sığmaz,
Çoğu zaman tarifsiz acılar yaşarsın!
Onun içindir ki; ‘aşkın-sevginin’ tarifi de,
Bestesi de çoktur…
‘Vatan Aşk’ının’ ise tarifi tek, bestesi ise zordur!
Bu zorluğu yenen tek bir millet yaşar yaşlı dünyamızda;
Adına ‘Türk Millet’i’ derler,
Bu yüce milletin.
’Vatan’ sevdasına;‘Şehitlerimiz’,
Bestesine ise;
‘Tarihimizin Şanlı Sayfaları’ eşlik ederler.
Yaşam ufkumuzu,
Geleceğimizi etkileyen öyle pırıltılar vardır ki!
Çok önemlidirler…
Bu pırıltıları fotoğraf karelerine alırız,
Unutulmasın, yol göstersinler hayatımıza diye…
Ama gün gelir,
O pırıltılar birer, birer sönerler,
Hüzünlü bir vedayla hayatımızdan çıkıp giderler.
Kalbimizde ince bir sızı kalır!
Kimi zaman beynimiz o sızıyı yeni bir fotoğraf karesine alır!
Ancak gel gör ki,
O solgun, umutsuz bakışların ardında,
Sadece hayallerin unutulmuşluğu kalır…
İşte o an tüm pırıltıların yok olduğunu anlarsın.
Umutsuzlukla, çaresizliği aynı anda yaşarsın.
Değişmez bir yazgıdır bu!
Geriye sadece yalnızlığın ıssızlığı ile
Sönmüş,
Söndürülmüş,
Nice pırıltılar kalır…
Yüreğinize sağlık hocam. Güzel bir yazı olmuş...