"İntikam almakta ve aşkta, kadın erkekten daha gaddardır."
Friedrich Nietzsche
Kimilerine göre soğuk yenen bir yemek, kimine göre içimizde aralıksız yanan kor bir ateş, kimilerine göre ise en acı alınış şekli “karşılıksız bırakarak unutmak ve affetmek” olan…
Ezilmişlerin bitmek tükenmek bilmez umudu, tatlı sanılan acı veya adaletin vahşi şekilde yerini bulması…
İntikam sözlükte “kendisine, bulunduğu topluluğa veya benimsediği bir şeye karşı yapılan tecavüze, kötülüğe karşılık verme, öç” olarak tanımlanırken; intikam almak ise “bir kötülüğün karşılığını vermek, öç almak” olarak tanımlanmaktadır (Doğan, 1994, s.548).
İntikamın insan doğasına uygunluğu tartışılagelmiştir. İnsana kötücül doğası bağlamında yaklaşanlara göre netice itibariyle bir insanın intikam alabilmesi için kendisine kötülük yapılması gerekmektedir.
Dolayısıyla intikam insanın kötücül tabiatından gelene bir misilleme olarak doğmaktadır.
Ancak insanın doğası itibariyle iyi olduğu görüşünü kabul edenlerse insanın özü / doğası itibariyle iyi olduğu, kötü olmayı sonradan öğrendiği ve daha sonra çeşitli yaşantılar sonucu ikinci bir doğa edindiği ve bu doğanın kötü olduğu savunulur.
Hayvanlar âleminde edimleri intikama yorumlanabilecek çeşitli örneklemeler yapılmıştır (kuyruk acısı çeken yılanın intikamı veya kendisine zarar vermiş olan birine er ya da geç dönüp gelen ve mutlaka ondan veya onun sevdiklerinden intikam alacağına inanılan gelincik gibi)…
Ancak bunların intikam eylemini bilinçli olarak icra edip edemedikleri konusu açıklığa kavuşturulamamıştır.
Bu anlamda şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: İntikam insani bir eylemdir.
İnsanoğlu tabiatında mündemiç olarak bulunan intikama zaman zaman övücü ve zaman zaman da yerici yaklaşımlar da bulunmuştur.
İntikam, tanrısal tabiatı gereği, genellikle, kula yakıştırılamamıştır. Daha çok tanrısal boyutta icra edilmesi gerktiğine inanılmıştır.
Çünkü Yahudilerin Rabbi Yahve ‘şiddetin ve intikamın’ Rabbidir.
Çünkü Hıristiyanların Mesih’i bir gün elbet yaşanan tüm büyük acılar için hesapların en büyüğünü soracaktır.
Çünkü Alemlerin Rabbi; yer, gök ve kainatın yaratıcısı Allah müntekim (intikam alan)’dir.
Müntekim olandan ötürü intikam kula düşmemektedir.
İdealar dünyasının evrensel sakini Platon’un “idea”sında ve bilinçaltının distribütif dağılımını reddedip onu kollektivitize eden Arketiplerin Efendisi Jung’ın, “arketip”lerinde yer yer kendini ele verse de intikam henüz psikolojide hak ettiği metaforik tefsir ve tevilleri elde edememiştir.
Psikolojik yaklaşımlar bir yana zaman zaman intikam, toplumsal bir hareket rengini alır hatta tarihi efsane ve anlatılarda kötülere sorulan hesap anlamında başkaldırışlara bürünmektedir.
Bir kişinin önderliğinde yapılanan kitlesel intikam hareketlerine çeşitli örnekler vermek mümkündür:
Örneğin M.S. 30-40’lı yıllarda, Filistin civarında yaşanmış olan Hz. Yahya’nın kıssası…
Hz. Yahya zamanında Filistin’in hükümdarı olan Herodes, erkek kardeşinin ‘Herodya’ adındaki güzeller güzeli kızına âşık olur ve onunla evlenmek ister. Hem Herodya hem de Herodya’nın annesi bu evliliği onay verir.
Ancak Hz. Yahya bu evliliğe, Tevrat yasalarına aykırı olduğu ve ayrıca (ensest boyutu nedeniyle) insan tabiatına uygun olmaması gerekçesi ile karşı çıkar.
Bu durum kızın annesini çok kızdırır. Kızının aracılığıyla Herodes’i Hz. Yahya’ya karşı kışkırtır.
Herodes, körkütük âşık olduğundan, kızın tüm istekleri gibi bu isteğine de kayıtsız kalamaz ve Hz.Yahya’nın öldürülmesini emreder. Bunun üzerine Hz. Yahya boğazlanarak öldürülür ve başı kesilerek tabakta Herodes’e getirilir.
Ancak ilahi adalet yerini bulacaktır!
Allah Hz. Yahya’yı öldüren bu kavime Bâbil hükümdarlarından Kiros’u musallat eder. Kiros Beytü’l-Makdis’e gelir, fillerden müteşekkil muhteşem ordusunu ardına olan generali Nebuzazan’a emir verir.
Elleri Hz. Yahya’nın kanına bulaşmış İsrail Oğulları ile savaşılır. Kanları Nebuzazan’ın atlı askerleri arasında oluk oluk akar, sağ kimse kalmayıncaya kadar onları öldürmeye devam edeceğine yemin eden Kiros zafer sonrası şehrin altını üstüne getirmesi için gerekli talimatları verir.
Bunun üzerine Nebuzazan yetmiş binden fazla insanı boğazlayarak öldürür. Böylece Hz. Yahya’nın intikamı alınmış olur (Taberi, 1991).
Başka bir tarihi olayda 10 Ekim 680'de, bugünkü Irak sınırları içindeki Kerbela’da gerçekleşen akıl almaz tarihi olaydır.
Müslüman olduğunu iddia eden 30 bin kişi, kendisine iman ettiklerini iddia ettikleri Peygamberlerinin torunu Hz. Hüseyin’i; çoluk çocuğu, kardeşleri ve bir avuç yareni ile beraber; onları aç ve susuz bırakarak, acımasızca boğazlayarak kalleşçe ve hunharca katlederler.
Ancak çok değil 3-5 yıl sonra ünlü Arap savaşçılarından Muhtar es-Sakafi; Kufe’de kurmayı başardığı devlete ve arkasına topladığı kitlelere dayanarak büyük bir intikam hareketine girişir.
Üst düzey komutanları da dâhil olmak üzere adı Kerbela’ya karışmış 30 bin kişiye yönelik büyük bir insan avı başlatılır. Yakalanan ve bulunan herkes boğazlanarak öldürülür.
Kerbela’nın intikamı alınmış olur (https://tr.wikipedia.org/wiki/Muhtar_es-Sekafi adresinden 25.11.2016 tarihinde edinilmiştir).
Yani intikam; tarihi, toplumsal ve psikolojik yönleriyle insana aittir ve en hisli ve en insani boyutuyla daha çok anlaşılmaya muhtaç olarak kalmaya devam edecektir.
Not:
1. Müntakim (المنتقم, intikamcı): İntikam alan demektir. Günahkârları, adaletiyle yargılayan lâyık oldukları cezaya çarptıran anlamında kullanılmaktadır. Ancak bir kısım din bilginlerince intikam alma Allah’a yakıştırılamadığı için “günahkârlara adaletiyle müstahak oldukları cezayı veren” şeklinde açıklamalarla ismin antropomorfik çağrışımı ortadan kaldırılmak istenmiştir. Bir kısım din bilginlerince ise suçluların müstehak oldukları cezaya çarptırılması, asilerin, zalimlerin cezasını veren anlamında intikam Allah’ın tanrısal bir özelliğidir. Çünkü Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır (Kuran; 3/54, 8/30). Bununla birlikte intikam tanrısal tabiatından dolayı kula yakıştırılamamıştır. İntikam almayın (لا تنتقم) veya intikamdan sakının (اجتنب من الانتقم) gibi tabirler intikamın kula yakıştırılamadığını ifade etmektedir.
2. İntikam Konulu Birkaç Film:
İntikam denilince akla ilk olarak gelen birkaç filmden biridir.
V( Hugo Weaving); kimliği net olmayan hatta ismi bile bilinmeyen ve filmde zikredilmeyen, Faşist bir yönetimde tutulan kamplardan birinde sistematik olarak yok edilmeye çalışılmış ancak ölmemiş, intikam almak için yola çıkmış biridir.
Larkhill Toplama Kampında 5 numaralı odada tutulduğundan O’nın adı V’dir (Romen rakamlarından V beş sayısına mukabil gelmektedir).
V çok sınırlı şekilde yan hücresindeki tutuklu ile gizli ve tek yönlü bir iletişime girer; Valerie Page (Natalie Portman), lezbiyen olduğu için “dört numaralı odada” tutulan eski bir oyuncudur ve otobiyografisini tuvalet kağıdına yazıp, ortak duvarlarındaki bir delikten “V” ile paylaşmaktadır.
‘5 Kasım’ı hatırla’ sloganıyla yola çıkan V’nin intikam ateşi kitlesel bir halk hareketine dönüşür. Tek başına bir adam bir ordu gibidir. Faşizme karşı anarşist bir başkaldırı ortaya konmuştur.
Evey’e aşık olan V aşkı ve intikamı için neler yapabilecektir?
Dr Robert Ledgard (Antonio Banderas), ünlü ve başarılı bir estetik cerrahıdır. Eşi Vera (Elena Anaya) bir trafik kazası geçirir. Kaza sonucunda tüm vücudu yanar. Bunun üzerine Doktor 12 yıl boyunca onun vucudundaki yaraları tedavi etmeye çalışır. Ancak bir gün aynada tesadüfen kendini gören Vera büyük bir şoka girer ve kızı Norma’nın gözleri önünde intihar eder.
Annesinin intiharına şahit olan Norma bozuk bir psikoloji ile büyür ve sosyopat olur. Kızını tedavi eettiemek isteyen Dr. Ledgard’ı daha acı günler bekler. Kızı Norma tecavüze uğrar ve o da intihar eder.
Doktor’un ruhunu koruyabilmek için intikamdan başka seçeneği kalmamıştır. Kızına tecavüz eden Vicente’yi kaçırır!
Ancak Vicente’den almayı düşündüğü intikam hiç de kanıksanmış türden değildir…
Vicente’nin karşısında kaybettiklerini geri almak isteyen acılı bir eş ve baba vardır.
Acaba Doktor kaybettiklerini geri alabilecek midir?
Ya da Doktor’un Vicente’den istediği şeyler her ne ise bunlar Vicente’de var mıdır?
Her şeyden öte Vicente’nin bedenen başkalaşması onun ruhen de değişmesi için yeterli midir?
Oh Dae-Soo; bilmediği bir sebepten veya sebepsiz yere 15 yıl boyunca kapı ve penceresi olmayan bir odada hapsedilir.
Oh Dae-Soo'nun cevabını aradığı tek soru; onu kimin, neden kaçırdığıdır.
Ve daha da önemlisi her şeyin altında yatan korkunç bir intikam hikayesi midir?
3. İntikam Konulu Birkaç Kitap:
Suzie Miller erkekler taraından; terk edilme, kandırılma ve aldatılma rekortmeni olan 36 yalşında genç bir kadındır.
Tam diğer erkeklere benzemediğine karar verdiği ve tamamen bağlanıp güvendiği bir erkekle karşılaşır ancak bu kişide onu hem de tek bir mesaj atarak terk edince artık çok acımasız bir intikamcıya dönüşmemek için yapacağı hiçbir şey yoktur.
En çılgınca kurgularla en acımasız intikamlara imza atar.
Ancak öyle bir şeyle karşılaşır ki, kararlarını yeniden gözden geçirme durumunda kalır.
Evvie ruhundaki boşluğu uzun hayat yolculuklarıyla dindirmeye çalışan genç bir kadındır. Ancak hayat yolculuğunu Tarsus isminde enteresan bir yerleşim yerinde noktalamaya karar verir.
Tarsus’da sukunet içinde geçirmeyi tasarladığı hayatı bilakis; gizem, esrarengizlik ve kargaşa ile gelişecektir.
Üstelik efsanevi yaratık Şahmeran’da olaylara dahil olacaktır.
Karşılıklı intikamlaşmalar nasıl sonuçlar verecektir?
Kaynakça
Doğan, D.M. (1994). Büyük Türkçe Sözlük (Onuncu Baskı), İstanbul: Ülke Yayın Haber Tic. Ltd. Şti.
Taberi (1991). Milletler ve Hükümdarlar Tarihi I-V (Çev. Zakiri Kadiri Ugan-Ahmet Temir). İstanbul: MEB Yayınları
www. wikipedia.org.