Sarıldığımız nice ortak değerimiz varsa birer birer içini boşaltıyoruz. Koflaşıyor bize ait ne varsa... Tükeniyoruz teker teker Cemil. Öğretilerimiz tiki-ergen düzleminde düzeysiz sakızlar olup öylece kalıyor orada. Patlatıyoruz ne varsa “caak” diye. Bizim olanı hunharca, acımadan katlediyoruz dibine kadar. Kökünü dahi kazıyoruz.
Bu bir kültür aktarımı Cemil. Senden öncekiler nasıl ki bugüne dek taşımışlarsa şuan senin olanı, senin de görevin düşünmektir senden sonra geleni. İktidarımızı perçinlemek uğruna çocuklarımıza çorak bir tarla bırakıyoruz, yazık.
İstanbul’daki Şeb-i Arus törenlerinden bahsediyorum Cemil. Hani şu Kültür Bakanlığı’nın katkılarıyla 3. defa gerçekleşek olan gece. Daha doğru ifadeyle: “Ayaklarımızın yerden kesileceği muhteşem gece...”
İşte bu muhteşem gecenin takdim ve sunuculuğu, Ertem Şener ve Necip Karakaya tarafından gerçekleştirilirken, Taşkın Sabah Orkestrası eşliğinde Sami Özer, Yavuz Bingöl, Mustafa Ceceli, Alişan ve Yusuf Güney sahnede yerini alacak(mış). İlahi ve şiir dinletilerin yer alacağı bu gecede içsel yolculuğumuz en üst noktalara taşınacak(mış).
Manevi hazzın doruklara çıktığı anlarda, karşımıza Mevlana'yı ve öğretilerini bizlere hissettirecek Mutrib ve Sema Heyeti sahne alacak(mış). Semazenler eşliğinde ayaklarımız yerden kesilip, öze dönüş yolumuzda yine musiki bizi yalnız bırakmayacak(mış).
Bence organizasyonu düzenleyen kuruluşlar “Düğün Gecesi” kavramını yanlış anlamış olmalılar ki bu geceyi “sünnet düğünü”ne çevirmişler. Yukarıda sayılan isimlerin her biri kendi alanlarında belki iyi işler yapıyorlardır. Lakin Mevlana=Yusuf Güney, Alişan, Yavuz Bingöl, Mustafa Ceceli eşitliğinde Mevlana’yı nereye atarsanız atın sonuç eksi çıkar.
Önümüzdeki Yıllarda Düzenlenecek Şeb-i Arus Etkinliğine Dair 3 Öneri
Böylesi muhteşem gecelerde manevi hazzımızın doruklara ulaşması noktasında sıkıntı çekilmemesi için benden 3 öneri:
Böylesi muhteşem gecelerde manevi hazzımızın doruklara ulaşması noktasında sıkıntı çekilmemesi için benden 3 öneri:
1- Sahnede semazenler bir elini kaldırıp ötekini daldırırken Hadise de “Hadi Deli Oğlan” şarkısını seslendirmeli.
2- Ajdar’ın sanattaki başarısı unutulmamalı ve en kötü ihtimalle davet edilecek bir sanatçının arkasından vokal yapmalı. Örneğin Mustafa Mustafa Topaloğlu olabilir. Semazenler de opsiyonel olmakla birlikte uzaylı kıyafetiyle çıksa törene farklı bir hava katılabilir. Ayrıca bu ayakların yerden kesilmesi mevzuunda da daha somut bir organizasyon olur.
3- Tarkan ile Ajda Pekkan düeti maddi olarak sıkıntılı olabilir, ama dert etmeyin milletin vergileriyle bu iş gayet güzel yürütülebilir.