Röportaj: Yusuf ÇifciMelekler Korusun, Kara İnci, Kalbim Ege'de Kaldı, Aşk ve Gurur ve son olarak da Masumlar Apartmanı dizisinden hatırladığımız Alper Saldıran'ın son kitabı Kırmızı Odadan Hikayeler, geçtiğimiz günlerde raflardaki yerini aldı. Aşka dair en başından beri bize ait olduğunu düşündüğümüz pek çok şeyi, aşkın türlü hallerini alegorik anlatımıyla farklı formlarda yeniden kurarak anlatan Alper Saldıran; daha önce beyaz odadan hikâyeler ve siyah odadan Hikayeler kitaplarının ardından bu kez kırmızı odadan sesleniyor bizlere.Mürekkep Söyleşiler'de bu hafta oyuncu ve yazar Alper Saldıran ile son kitabı Kırmızı Odadan Hikayeler'i konuştuk.Beyaz Odadan Hikâyeler, Siyah Odadan Hikâyeler ve son olarak da Kırmızı Odadan Hikâyeler isimli kitabınızla okuyucu karşısına çıktınız. Renkler sizin için ne anlam ifade ediyor?Beyaz; en saf halimiz çocuk tarafımız. Siyah; Karamsar tarafımız. Kırmızı ise temel içgüdülerimiz.Kırmızı Odadan Hikâyeler isimli son kitabınız geçtiğimiz günlerde raflardaki yerini aldı. Birçok hikâyede anlatmak istediğinizi çeşitli sembollerle anlatmışsınız. Mesela kaktüse dönüşen ve dikenleri olan bir kadın… Neden anlatacaklarınızı dolaylı yönden anlatmayı tercih ettiniz?Bu tam olarak dolaylı bir anlatım değil aslında. Sadece gördüğüm vizyonlar bu şekilde, masalsı anlatım hoşuma gidiyor. Bir durumu sembolleştirmek hem masalsılık kazandırıyor hem de hayatımda benzerlik olan durumlara dikkat çekiyor. Bunu seçmemin nedeni olayı dolandırmak değil, insanın iç dünyasını harekete geçirmek. Okumak çok içsel bir aktivite sonuçta. İnsanın kendi kendine yapacağı en faydalı aktivite belki de.“İNSANLAR KAFASINDAKİ İMGEYE AŞIK OLUYOR”Bu arada neredeyse bütün hikâyelerdeki âşıklar kavuşamıyor. Pide de kavuşamıyor, çevirme tavuk da; masa da kavuşamıyor, sandalye de. Hep bir karşılıksız aşk durumu var. Herkes bir başkasını seviyor. Aşk konusunda karamsar mısınız?Kesinlikle değilim. Bu hikayelerde sizin dikkatinizi bu taraf çekmiş. Aşkın kavuşmadan önceki hali çok hoş; kavuşma anına kadar büyüyen, genelde kavuşunca tükenmeye başlayan bir gizem aşk. Genelde insan kafasının içindeki imgeye âşık oluyor. Ben sadece soruyorum bu aşk mı?Kitaptaki Çok Kısa Hikâyeler bölümünde Beğenmeyenler Kulübü isimli bir hikâyeniz var. Bu hikâyede hiçbir şeyi beğenmeyen, üstelik bu beğenmemezlik durumunun da yayılmasından memnun olan bir kitleden bahsediyorsunuz. Hikâyeden öğrendiğimize göre bu güruh, genelde kırmızı aksesuar kullanıyor. Sahi kim bu Beğenmeyenler Kulübü? Üyeleri kimler?Çok kalabalık bir kitle aslında, genelde sosyal medyada yer alıyorlar; her an karşınıza çıkabilirler. Çok gülüyorum bu tür insanlara, hiçbir şey yapmadan, ortaya herhangi bir şey koymadan sadece beğenmeyerek, yersiz, aslı astarı olmayan eleştirilerle var olmaya çalışan bir kalabalık var. Eminim herkes bu tip insanlarla karşılaşmıştır. Birbirimizi daha faydalı insanlar olmak için eleştirmeliyiz diye düşünüyorum.Bu arada Kırmızı Odadan Hikâyeler kısa bir süre içinde ikinci baskısını yaptı. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu ilgiyi?Çok hoşuma gidiyor, yazma amacım paylaşmak sadece, bu bir tarlaya tohum ekmek gibi, büyüyen meyve veren ağacın meyvelerinin yendiğini ve üstüne bu meyvelerin sevildiğini görmek hoşuma gidiyor. Hiç tanımadığım insanlara tebessümle, beklentisizce dokunmak gibi… Aldığım yorumlar genelde çok teşvik edici, iyi ki yazmışım dedirtiyor bana. Büyük bir mutluluk paylaşabilmek.“YAZMAK BENİM İÇİN BİR TERAPİ”Üç kitabın kapağındaki fotoğraflarda siz varsınız ve oldukça dikkat çekici fotoğraflar. Yanılmıyorsam üç kitabın da kapağını Fethi Karaduman fotoğrafladı. Nasıl ortaya proje birlikteliği?Fethi ile eskiye dayanan çok derin bir arkadaşlığımız var, kardeş gibiyiz artık. Kapak tasarımlarını da o yaptı hep. Kendisi çok yaratıcı bir insan. Fethi fikirleri buldu ve uyguladık. Sonuç böyle oldu, güzel de oldu.Oyunculuk kariyerinizde oldukça önemli bir yerdesiniz. Pek çok dizi, tiyatro ve filmde rol aldınız/alıyorsunuz. Yazma süreci sizin için ne anlam ifade ediyor? Yazma eylemini bir meslek olarak mı görüyorsunuz yoksa oyunculuğun yanında ilgilendiğiniz bir alan mı? Oyunculuğu da kendi adıma bir meslek olarak görmüyorum. Sevdiğim için yapıyorum. Yazmak benim için bir terapi, içimi dökmek gibi. Her yazdığımda daha da rahatlıyorum, hayat daha da derin bir anlam kazanıyor benim için. Aynı zamanda bakış açımı genişletiyor. Daha iyi bir gözlemci oldum. Bunlar aynı zamanda oyunculuğa da bakış açımı genişletti. İkisi de kendimi tanımamda bana büyük destek.Peki bu hikâye serisinin devamı gelecek mi?Bu bir üçlemeydi, bitti. Şimdi yeni denizlere yelken açma zamanı, yeni projelerim var, yazmak sürekli devam ediyor artık benim için ben de bilmiyorum bakalım neler olacak. Niyetim bir senaryo yazmak şimdi.Yakın bir zamanda Masumlar Apartmanı dizisinden ayrıldığınızı ve yeni bir proje ile döneceğinizi açıkladınız. Bu proje hakkında bir gelişme var mı?Evet, yakın zamanda bir film çekimine başlayacağım. İlerisi için başka görüştüğüm projeler de var. En iyisini seçmeye çalışıyorum. Zamanı geldiğinde detayları paylaşırım.Dijital platformlarda bir içerik savaşı başladı. Netflix, Blutv derken Amozon Prime, Gain Medya ve son olarak da Exxen bütün platformalar kıyasıya bir yarışa başladı. İzleyici yoğun bir içerik bombardımanı ile karşı karşıya. Sizce bu kargaşa sinema gelişimi açısından iyi bir şey mi?Şu sıra ne yazık ki sinemalar kapalı. Sektör için bu rekabet bence çok iyi. Rekabet geliştirir. Bu koşullarda daha derin, daha özgün içerikler izleyeceğimize inanıyorum.BİR SANATÇIYA SORDUM: 7 KISA SORU 7 KISA CEVAPSinemada izlediğiniz ilk filmTerminatör 2İlk izlediğiniz tiyatro oyunu Otogargaraİlk satın aldığınız albümQueen- InnuendoBaştan sona dinlediğiniz son albümCamel-MirageSon günlerde dilinize dolanan şarkıJe Crois Entendre EncoreSon okuduğunuz kitapSanatın Öyküsü- Ernst GombrichGün içinde en çok kullandığınız kelimeMaske, dezenfektan
Röportaj
Yayınlanma: 11 Ocak 2021 - 13:21
Güncelleme: 11 Ocak 2021 - 13:52
Alper Saldıran: Yazmak benim için bir terapi
Mürekkep Söyleşiler'de bu hafta oyuncu ve yazar Alper Saldıran ile son kitabı Kırmızı Odadan Hikayeler'i konuştuk.
Röportaj
11 Ocak 2021 - 13:21
Güncelleme: 11 Ocak 2021 - 13:52