Röportaj: Yusuf Çifci
Marmara Adası 1950’lerde 60’larda dönemin en önemli edebiyatçılarının, yazarlarının, sanatçılarının gözde mekânıydı. Melih Cevdet’ten Oktay Rıfat’a, Yaşar Kemal’den Fethi Naci’ye, Edip Cansever’den Tomris Uyar’a pek çok yazar Ada’dan geçenlerden sadece birkaçı. O günlerdeki doğal güzellikleri, denizi, açık yürekli insanları, balıkçıları, denizcileri ile Marmara Adası yazarların tatillerini geçirmekle kalmayıp eserlerine de ilham veren bir yerdi.
Zamanlar değişti, tatil yerleri Ege kıyılarına kaydı. 80’lerden sonra bu edebiyat atmosferi giderek dağıldı. Şimdi Marmara’yı o günlerin havasına yeniden kavuşturmak hayaliyle yola çıkılıyor. Önemli yazar ve şairlerin katılımıyla Marmara Adası Edebiyat Günleri 5-6-7 Ağustos’ta gerçekleştirilecek. Üç gün boyunca yazarlar, şairler, edebiyatçılar çeşitli etkinliklerde Marmara Adası halkıyla ve Ada’yı ziyaret edenlerle buluşacak.
Mürekkep Söyleşiler’de bu hafta Oya Baydar ile bu yıl ilk defa düzenlenecek olan Marmara Adası Edebiyat Günleri’ni konuştuk.
Marmara Adası Edebiyat Günleri bu yıl ilk kez düzenleniyor? Bu festivali düzenlemekteki amacınız nedir?
Marmara Adası geçmiş yıllarda, özellikle 1950’lerin ortalarından 1975’lere kadar, dönemin önemli yazarlarının, edebiyatçılarının, sanatçıların uğrak yeriydi. Kimileri yaz tatili için gelir, kimileri o günlerde bir balıkçı adası olan Marmara’nın küçük pansiyonlarında, mütevazı otellerinde kalır, denizin, zeytinliklerin, bağların, el değmemiş, bozulmamış doğanın keyfini çıkarır, ada insanlarıyla, balıkçılarla dostluklar kurarlardı. Yazıp çizdiklerinde, sohbetlerinde, anılarında adadan esintiler vardır. Sonraki yıllarda Ege sahilleri, Bodrum, Çeşme, vb. yerler çekim merkezi oldu. Marmara adası bu kesimlerce terkedildi, o edebiyat-sanat havası da dağıldı.
O günlerin edebiyat rüzgârını adada yeniden estirme hayali kurduk. Benim son çıkan romanım Yazarlarevi Cinayeti bu adada geçiyor, bu da bir vesile oldu. Sadece tek bir kitap üzerinden gitmeyelim, yazarlarımızı davet edip edebiyat günleri düzenleyelim dedik. Başta herkese biraz uçuk gelen bir projeydi, ama hem yazarlardan hem edebiyat severlerden hem de ada halkından ummadığımız kadar büyük destek gelince bir aydan kısa süre içinde işi kotardık.
Hemen söyleyeyim; ben bu hayali gerçekleştirmek üzere yola çıkanlardan sadece biriyim. Yazarıyla, ada halkıyla, Marmara Dostları gubu, adamızın Çınarlı Köyü ve Gündoğdu Köyü dernekleri, çok sayıda gönüllü ile gerçekleştirdiğimiz bir etkinlik bu.
Ada geçmiş yıllarda önemli edebiyatçıların önemli bir uğrak mekânıydı. Kimler Marmara Adası'nın müdavimiydi?
İlk aklıma gelenler: Oktay Rıfat, Yaşar Kemal, Edip Cansever, Fethi Naci, Turgut Uyar, Tomris Uyar, Arif Damar, başkaları da var. Edebiyat Günleri’nin açılışında, Ada'dan Geçen Edebiyat etkinliğinde onlardan söz edilecek.
Günümüzün popüler tatil noktası Bodrum eserlerde pek çok defa geçiyor. Peki, bu yazar ve şairler eserlerinde Marmara Adası’ndan bahseder miydi?
Yaşar Kemal’in Karıncanın Su İçtiği romanının ilhamı Marmara Adası’ndandır diye bilinir. Oktay Rıfat, Fethi Naci, Tomris Uyar’ın yazılarında adanın adı geçer. Oktay Rıfat’ın oğlu Samih Rıfat bir başyapıt olan Ada kitabında 1955-64 arasında çocukluğunun, ilk gençliğinin Marmara Adası’nı şiirsel bir dille anlatır.
Ada günümüzde kültürel kimliğinden ziyade yalnızca bir tatil noktası. Niçin böyle bir dönüşüm yaşadı?
Ada’nın dönüşümü Türkiye’nin dönüşümünden bağımsız değil. Toplumsal-ekonomik gelişmeye paralel olarak sanatçıların, edebiyatçıların mekân tercihleri değişti, yeni çekim merkezleri oluştu. Marmara Adası lüks ya da hareketi bir yaşam sunmuyordu. Sadece doğa ve sükûnet artık yeterli olmuyordu.1980 sonrasının neoliberal havası da etkilemiştir sanırım.
Marmara Adası Edebiyat Günleri pek çok edebiyatçıyı ağırlayacak. Kimler var programda?
Hemen söyleyeyim davet ettiğimiz hiçbir yazarımız bizi kırmadı. Mazeretleri nedeniyle gelemeyecek olanlar da gelecek yıl mutlaka gelme sözü verdiler. Ekli programda yazarlarımızın adlarını bulacaksınız. Edebiyatımızın kaymak tabakası demek abartı olmaz.
- 19.00-19.45 Adadan Geçen Edebiyat:
- 19.45 – 20.30 – Şiir akşamı
Siz de Marmara Adası müdavimlerindensiniz. Sizin ve eserleriniz için Marmara Adası ne ifade ediyor?
Ben o kadar farkında değildim, romanlarım üzerine yapılmış bir incelemede gördüm. Marmara Adası’na yerleştiğim 1997’den itibaren yazdığım metinlerin çoğunda, sonunda sığınılan bir ada var. Son romanım da Marmara Adası’nda geçiyor zaten.
Son olarak ada eski günlerine dönecek mi?
Zamanın tekerleği tersine dönmüyor. Hiçbir şey, ne Ada ne de yaşam, eskiye dönmeyecek. Bizim çabamız eskiye döndürmek değil, değerli olanı, güzel olanı, edebiyatı adamıza döndürmek.
Kaynak: www.murekkephaber.com