Edebiyat üzerine keyifli bir sohbetin yaşandığı gecede konuşmasına ‘neden yazıyorsunuz’ sorusuna cevap vererek başlayan Kesal; ‘’Yazdıklarım hiç tanımadığım ruh arkadaşlarıma gönderdiğim mektuplar. İnsan mektubunun cevabını merak ediyor. Bu buluşmalar, imza günleri aslında ruh kardeşlerimle buluşmama vesile olmuş anlar. Bu anlarda yazdıklarımın cevaplarını aldığımı ve yalnız olmadığımı görüyorum.’’ dedi.Tüm birikimimin kaynağı hayatında hiç okula gitmemiş olan annemBütün yaşadıklarım, bilgilerimin arkasındaki temel güç, birikim bir esnaf çocuğu olmaktan kaynaklanıyor diye düşünüyorum diyen Kesal, tüm hikayelerinin kaynağının annesi olduğunu aktardı; ‘’Çok okudum, hatta bu konuda kafası karışık da bir çocuğum. Tıp fakültesi mezunuyum, klinik psikoloji masterı yaptım, ardından antropoloji doktorası, sonra sinemayla uğraştım… Okumaya dair bitmeyen bir arzum, iştahım var. Tenekeme doldurduğum tüm bu birikimin asıl kaynağı hayatında hiç okula gitmemiş annem. Annemi kaybettikten sonra eskisi gibi kitap yazamadım, kaynağım gitti çünkü…’’Anlatacak bir hikayesi olmayan hayat yaşanmaya değmiyorTek bir hayatımız var geçip gidiyorum ve burada bir anlam yaratmak önemli diyen Kesal, kendi kariyerindeki çeşitliliğin kaynağını da buna bağlayarak aktardı ’’Sinemayla ilgili ustaların yazdığı pek fazla eser yok. Akademik kitaplardan söz etmiyorum. Sinema pratiğinin içerisinde pişmiş ve bize değerli eserler bırakmış kişilerin kitabı yok. Metin Erksan, Atıf Yılmaz, Memduh Ün, Yılmaz Güney’in dünyaya nasıl baktıklarına nasıl yaptıklarına dair kitapları yok. 80’li yıllarda hekimlik yaparken mecburi hizmetim sırasında yabancı sinema külliyatı içine düştüm ve fark ettim ki bu okuduklarım sadece yönetmen değil, birer felsefeci. Dünyayla derdi olan insanlar.. Sanki felsefe yapamamışlar da bunun yerine film çekip dünyayı anlamlandırmaya çalışmışlar...Böyle bir şeyi yakaladığınızda yolculuğunuz da başlamış oluyor. Birbirinden ayrı çok fazla işi yapma becerisine sahip birisiymişim gibi anlamayın. Mümkün olmayanı başaran biri değilim. Birbiriyle çok içi içe bir mesele yakaladım. Ben bir hikaye anlatıyorum, ben bir anlatıcıyım. Bazen edebiyatla bazen sinemayla yapıyorum. Bazen oynayarak gösteriyorum, bazen çekiyorum. Hikaye anlatabilmek için de bir hikayem olsun diye çabalıyorum. Anlatacak bir hikayesi olmayan hayat yaşanmaya değmiyor.’’Anlamayla işim hiç bitmeyecekKesal konuşmasında Cebimdeki Ekmek Kırıntıları kitabının kendisi için anlamını da aktardı; ‘’Yaşam boyu cebimize doldurduğumuz bir takım kırıntılar var. Bu kırıntılar eve dönmek için yerleştiriyoruz. Fakat bunları hikayedeki gibi kuşlar yiyor. Galiba modern çağın kuşları güvence arzusu.. Masumiyet çağımızı yani çocukluğumuzu yok eden bir sonuç. 63 yaşındayım. Ben, yazmaya, çizmeye, çekmeye, aktarmaya devam edeceğim. Halen tenekemi doldurmaya çalışıyorum. Anlamayla işim hiç bitmeyecek. Bu hayatın bir sonu olacak ama bildiğim tek şey, bu dünyaya bir şey demeye çalıştım. Beni arkadaşlarımdan ayıran bir özelliğim varsa genç kalmak değil genç düşünmek. Israr etmek, hala çabalamak, razı olmamak. Sürekli yeni bir şey telaşına düşen birisiyim.’’Dizi çalışmalarının devam ettiğinin de müjdesini veren Kesal, merakla beklenen yeni kitabının ismi ve türünün ise sürpriz olacağını söyledi.
Edebiyat
Yayınlanma: 08 Eylül 2023 - 11:30
Güncelleme: 08 Eylül 2023 - 11:30
Ercan Kesal: Yalnız olmadığımı anlamak için yazıyorum
D&R, doktor, oyuncu, yazar, senarist ve yönetmen Ercan Kesal’ı, İzmir’de kültür-sanat kampüsü olarak hayata geçirdiği Urladam’da okurlarıyla bir araya getirdi. Ercan Kesal, yeni kitabı “Cebimdeki Ekmek Kırıntıları”nı ve gelecek projelerini anlattı.
Edebiyat
08 Eylül 2023 - 11:30
Güncelleme: 08 Eylül 2023 - 11:30
İlginizi Çekebilir