Nilgün Çelik yazdı
Mutluluğun Alternatif Tarihi (Klasiklerin Rehberliğinde Mutlu Bir Yaşamın Anahtarları) adlı eseri herkesin büyük bir merakla okuyacağını düşünüyorum. Klasik Filoloji Profesörü olan Juan Antonio Gonzalez Iglesias’ın eseri İrene Yayınlarından okura sunuldu.
Yazar, eserin önsözünde mutluluk üzerine çok kestirme bir tarif sunuyor: “Uzmanlara göre çözülmemiş bir bilinmezlik, bir muamma olarak yorumlanan mutluluğun sırrını bilmeye en yakın olan kişiler, aslında onun hakkında hiç düşünmeyen insanlardır.” diyor. Öyleyse mutluluğun sırrını çözmeye çalışan bu eser bize ne verebilir? Yazar daha eserin başında bir paradoks mu yaratmak istiyor?
Merakla başlıklar arasında geziniyorum. Altmış dört alt başlık var. Her biri benim için ayrı bir önem kazanıyor ama önsözdeki “Kriterlerini oluşturduktan sonra hedefini belirleyenlerin mutlu olma olasılıkları daha yüksektir.” cümlesi bugüne değin savunduğum fikrin özeti olduğu için aklıma kazınıyor.

Mutlu Olma Sanatı başlığında Yunan ve Roma sanatının klasikleşen şairlerinden ve filozoflarından bilgiler sunuyor. Epikür’ün dertten elemden, acıdan kaçıp, bireyin asıl amacının mutlu olmak isteği olduğunu söylerken, Romalı şairlerin eserleri ve hayatları üzerinden de yazısını derinleştiriyor. “Horatius’un yapmaya çabaladığı şey, kendinden önce gelmiş olan bilgiyi süzerek bunu kendi hayatına ve bizlerin hayatlarına mümkün olan en iyi şekilde uyarlamak oldu.” (s,25-26) “Sonuçta o acı olana değil, ulaşılabilir olan bir huzur arayışına odaklanmıştır.” Sözleriyle klasik şairlerin Epikürcü bir anlayışa sığındığını söylüyor.
Eserin önemli bir bölümü de Horatius’un “carpe diem” sözü ile ne vurgulamak istediğini anlattığı bölüm. “Anı yaşa” sözcüğün gerçek anlamı üzerinde dururken, kendi de sade bir yaşamın huzur getireceğini söylüyor. “Carpe diem” (günü /anı yaşa) son dönemde her türlü eğlence ile eş tutulurken Romalı şairin tam tersine anlık zevklerden değil daha derinde başka bir şeyden bahsettiğini söylüyor. Bireyin daha sade bir yaşamla, daha bilinçli yaşamasını anın içindeki en değerli şeyi seçebilmenin, mutluluk felsefesinin bu olduğunun altını çiziyor. Epikür’den esinlendiğini bildiğimiz şairin, Epikürcü yaklaşımla, küçük şeylerin tadını çıkarmayı, zevklerin peşinde koşmamayı ve aşırı olan her şeyden kaçınmayı öğütlüyor.
Romalı şair Martial’in de mutluluk anlayışını ele alan yazar, Martial’in Mikro Etiği başlıklı yazısında şairin, hayatı sade ve huzurlu geçirmenin, sağlıklı bir uyku düzeninin, dostluk ve kendiyle barışık yaşamanın mutluluğun felsefesi olduğunu söylüyor. Kavgadan uzak durmak, ölümü kabullenmek, ölçülü yemek ve içmek şairin mutluluk anlayışı.
Kleopatra üzerinden mutluluğu ya da mutsuzluğu anlattığı bölüm özellikle bu figüre ilgi duyanların dikkatini çekecektir. Horatius’un düşüncelerinin antik dönemde mutluluk ve mutsuzluk üzerine geliştirilen teorilerin, güçlü ve zeki kraliçe üzerinden anlatılması ilgi çekici. Kleopatra’yı sona getiren olaylar ve davranışlar mutluluğun da düşmanı. Kendini tanıyamamak, özdenetimi gerçekleştirememek, aşırı tutkular, sınırlarını bilmemek ve gerçekleri görmemek, şansa güvenmek Kleopatra’nın yaşadıkları. Öyleyse mutluluk: her türlü duygu ve davranışta sınırları bilmekle başlıyor.
Ayık Sarhoşluk kısa ama özel bir bölüm. Yahudi Filozof Filon’ a göre mutluluk tam olarak bu: ne aşırı sarhoşluk ne de olaylara umarsız bakan soğukluk içinde olmak. Yani coşkuyla yaşarken ölçülerini, sınırlarını bilerek gerçeği görmek. Kleopatra örneği ise konuyu daha iyi anlatıyor. Kleopatra, güzelliğinin ve şansın etkisiyle yani “iyi talihin sarhoşu” oldu. Ancak “ayıklığı” yani sağduyuyu bulamadığı için mutsuzluğa sürüklendi.
İstikrar ve Denge başlıklı yazısında yazar Yunanlıların tanrılara atfettiği bir özellikten bahsediyor “zorluklar ve terslikler karşısında savunmasız olmama hali”, yani istikrar. Mutluluğun istikrar, ölçülülük (ayık sarhoşluk) ve dengeli bir yaşamda (aşırıdan kaçınma) bulunduğunu anlatıyor.
Dil’in mutlulukla kesin ilişkisi olduğunu savunuyor yazar. Mutluluğun bir duygu değil aynı zamanda dilin ve kültürün şekillendireceği bir olgu olarak nitelemekte.
Cicero’nun ünlü sözü, “Bir bahçen ve bir kütüphanen varsa, başka hiçbir şeye ihtiyacın yoktur.” Iglesias’ın Roma geleneği ve Epikürcü bakışını yeniden anlatmasını sağlıyor. Bahçe ve kütüphanenin dünya ile uyumu sağlayan yani mutluluğu sağlayan faktörler olduğunun altını çiziyor. Aynı şekilde İyilik adlı bölümde de Epikürcülerin, felsefi ya da dini toplulukların (Stoacılar, Hıristiyan münzeviler) mutluluk ve erdem anlayışları üzerinden, bireysel yaşam ile toplumsal yaşam arasındaki dengeyi vurguladıklarını anlatmakta.
İrene Yayınlarından çıkan bu çok kıymetli eserin içinde bulundurduğu altmış dört başlığın tek tek incelenmesi mümkün. Mutluluğun Alternatif Tarihi (Klasiklerin Rehberliğinde Mutlu Bir Yaşamın Anahtarları) adından da anlaşıldığı üzere mutluluğun klasik sanatçılar ve filozoflar tarafından nasıl algılandığı ve yönetildiğine dair anlatılarla dolu, kaynak kitap niteliğinde.
Mutluluğun anlamını arayanlar, şifresini merak edenler için vazgeçilmez bir kitap. Okunmasını öneririm.



















