Türkiye’de yazı ayrı kışı ayrı güzel olan pek çok şehrimiz var. Onlardan biri de Erzurum. Erzurum, Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan tarihi ve kültürel açıdan zengin bir şehrimiz. Şehir, tarihi dokusuyla dikkat çeker; bu dokuda Selçuklu, Osmanlı ve daha pek çok medeniyetin izleri bulunur. Erzurum tarihin birçok döneminde birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olsa da şehirdeki en dikkat çekici eserler Selçuklular döneminde şehre kazandırılmış. Birazdan bunlardan detaylıca bahsedeceğiz.
Aynı zamanda Palandöken Dağı'nın eteklerinde yer alan Erzurum, kış sporlarıyla da dikkat çekiyor. Palandöken Kayak Merkezi, dünya çapında tanınmış pistleri ve kar kalitesiyle kayak tutkunlarını cezbediyor. Erzurum Valiliği’nin 2022 verilerine göre şehir, 1 milyon turist hedefini çoktan aşmış durumda. Şehrin yeni turist hedefi ise 3 milyon.
Erzurum'un simgesi haline gelen Çifte Minareli Medrese ve Erzurum Kalesi gibi tarihi yapılar, şehrin geçmişine ışık tutuyor. Ayrıca, doğal güzellikleriyle de öne çıkan Tortum Şelalesi ve Narman Peribacaları gibi yerler, şehrin doğal zenginliklerini gözler önüne seriyor.
Erzurum’da gezilecek yerler birbirine çok yakın. Gideceğiniz çoğu yere şehir merkezinden yürüyerek ulaşabiliyorsunuz.
Dilerseniz çok vakit kaybetmeden “Erzurum’da gezilecek yerler neler, Erzurum’da ne yenir?” sorularına cevap arayalım.
Palandöken Dağı ve Kayak Merkezi
Erzurum'a adım attığınızda ilk keşfedilecek yerlerden biri Palandöken Dağı ve kayak merkezi olmalıdır. Dünya çapında ün kazanmış bu merkez, hem profesyonel kayakçıların hem de yeni başlayanların tercihi. Karlarla kaplı zirveleri ve eşsiz manzaralarıyla sizi büyüleyecek. Palandöken’de kayak sezonu oldukça uzun bir zaman dilimini kapsıyor. Kayak sezonu kasım ayında başlıyor ve nisan ayına kadar devam ediyor. Eğer ki kış turizmini seviyorsanız Palandöken’i alternatifler arasına alabilirsiniz. Biz bu gezimizi yaz aylarında yaptığımız için Palandöken’e gitme şansı bulamadık.
Çifte Minareli Medrese
Anadolu'nun en büyük Selçuklu medresesi olan Çifte Minareli Medrese, Erzurum'un simgelerinden biridir. 1253 yılında Alaeddin Keykubat'ın kızı Hüdavent Hatun tarafından yaptırılan medrese, tarihi ve mimari açıdan büyük önem taşımaktadır.
Çifte Minareli Medrese, 1924 yılında müzeye dönüştürülmüştür. Müzede, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserler sergilenmektedir. Medrese, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde de yer almaktadır.
Çifte Minareli Medrese, Erzurum'un Yakutiye ilçesinde yer almaktadır. Medreseye giriş ücretsizdir. Medrese, pazartesi günleri hariç her gün ziyarete açıktır. Medresede rehberli turlar da düzenlenmektedir.
Ben Çifte Minareli Medrese’yi çok beğendim. Medresenin her bir odasında çeşitli dönemlere ait eserler sergileniyor. Ayrıca Erzurumlu İbrahim Hakkı gibi yörenin saygın kişileri de burada tanıtılıyor. Sergi açıklamaları, sergi yönü okları gayet özenli hazırlanmış.
Erzurum Kalesi
Erzurum'un tepesinde, şehrin panoramik manzarasını sunan görkemli bir yapı yükselir: Erzurum Kalesi. 12. yüzyıldan kalma bu tarihi kale, sadece bir taş yığınından çok daha fazlasıdır. Yüzyıllar boyunca şehrin savunmasını sağlamış, imparatorluklara tanıklık etmiş ve Erzurum'un sembolü haline gelmiştir.
Erzurum Kalesi'nin temelleri 12. yüzyılda Büyük Selçuklu İmparatorluğu tarafından atılmıştır. Kale, Bizans İmparatorluğu'na karşı bir savunma noktası olarak inşa edilmiştir. Selçuklular'dan sonra kale sırasıyla Moğollar, Timur İmparatorluğu, Karakoyunlular, Akoyunlular ve Safeviler tarafından kontrol edilmiştir. 1583 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliğine giren kale, yüzyıllar boyunca önemli bir askeri üs olarak kullanılmıştır.
Erzurum Kalesi açıkçası çok da büyük bir kale değil. Zaten pek çok bölümü de günümüze kadar ulaşabilmiş değil. Kale sınırları içerisinde günümüzde Erzurum Saat Kulesi olarak bilinen kule.
Bu arada Erzurum Kalesi’ne Müzekart ile girilebiliyor.
Erzurum Saat Kulesi
Saat Kulesi, şehrin en ikonik simgelerinden biridir. 12. yüzyıldan kalma bu tarihi yapı, sadece bir saat kulesi olmanın ötesinde, şehrin tarihi ve kültürel kimliğinin önemli bir parçasıdır.
Saat Kulesi'nin ilk inşası 12. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Selçuklu Dönemi'nde inşa edilen kule, başlangıçta bir medrese minaresi olarak kullanılmıştır. 15. yüzyılda Osmanlılar tarafından fethedilen Erzurum'da, kule cami minaresi olarak kullanılmıştır. 19. yüzyılda ise saat eklenerek kule saat kulesi işlevine kavuşmuştur.
Günümüzde kuleye çıkılabiliyor. Bütün Erzurum’u 360 derece panoramik olarak görmek isterseniz Erzurum Saat Kulesi bunun için oldukça uygun.
Kuleden her ne kadar Erzurum’u izlemek mümkün olsa da kulenin oldukça yüksek olduğunu ve çıkmasının da bir hayli zahmetli olduğunu belirtmeliyim. Tabii, daracık merdivenler hevesinizi kırmasın yukarı çıktığınızda muhteşem bir manzara sizi bekliyor olacak.
Saat Kulesi’ne Erzurum Kalesi’nden ulaşabiliyorsunuz. Zaten Erzurum Kalesine Müzekart ile girdiğiniz için kuleye ayrıyeten bir ücret ödemiyorsunuz.
Lala Mustafa Paşa Camii
Osmanlı döneminin etkileyici eserlerinden biri olan cami, şehrin merkezinde bulunuyor. Mimari detayları ve tarihi önemiyle ziyaretçilerini büyülüyor.
Atatürk Evi ve Müzesi
Mustafa Kemal Atatürk'ün Erzurum'da kaldığı ev, şimdi müzeye dönüştürülmüş durumda. Atatürk'ün kişisel eşyaları ve tarihe tanıklık etmiş objeleriyle dolu bu müze, tarihseverler için kaçırılmayacak bir yer.
Tortum Şelalesi
Erzurum’da gezilecek yerler denilince akla ilk gelen yerlerden bir tanesi de Tortum Şelalesi.
Doğal güzellikleri sevenler için Tortum Şelalesi kesinlikle görülmeye değer. Büyüleyici manzarası ve serin sularıyla ziyaretçilerini etkisi altına alıyor.
Tortum Şelalesi hakkında hazırladığımız detaylı yazı için sizi aşağıdaki linke alalım.
Yakutiye Medresesi
Erzurum'un Yakutiye ilçesinde yer alan Yakutiye Medresesi, Anadolu'nun ilk taş medresesi olma özelliğini taşıyan ve Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilen tarihi bir yapıdır.
1228 yılında Alaeddin Keykubat'ın emriyle inşa edilen medrese, Anadolu'da medrese geleneğinin başlangıcını temsil etmektedir ve günümüzde müze olarak hizmet vermektedir.
Narman Peribacaları
Doğal oluşumlarıyla dikkat çeken Narman Peribacaları, jeolojik yapıları keşfetmek isteyenler için harika bir durak. Zamana meydan okuyan bu oluşumlar, doğanın büyüleyici birer sanat eseri gibi.
Erzurum, tarihi, doğal güzellikleri ve kültürel zenginlikleriyle dolu bir şehir. Bu rehber, şehrin sunduğu zenginlikleri keşfetmek isteyenler için harika bir başlangıç noktası olabilir. Unutulmaz bir gezi deneyimi için hazırlıklarınızı yapın ve Erzurum'un büyüleyici dünyasına adım atın.
Üç Kümbetler
Erzurum'un Yakutiye ilçesinde, tarihi Çifte Minareli Medrese'nin güneyinde yer alan Üç Kümbetler, 12. ve 14. yüzyıllar arasında inşa edilmiş ve şehrin en önemli tarihi simgelerinden biridir. Bu anıt mezarlar topluluğu, Anadolu Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilir ve Erzurum'un tarihi ve kültürel kimliğinin önemli bir parçasını oluşturur.
Üç Kümbetler'in kesin inşa tarihi bilinmemekle birlikte, 12. yüzyılın sonları ile 14. yüzyılın başları arasında inşa edildiği tahmin edilmektedir. Kümbetlerin kimlere ait olduğu da kesin olarak bilinmemekle birlikte, Emir Saltuk, II. Kümbet ve III. Kümbet olarak adlandırılan kümbetlerin sırasıyla Selçuklu devlet adamlarına, âlimlere veya şehitlere ait olduğu düşünülmektedir.
Erzurum Müzesi
Erzurum ve çevre illerden çeşitli şekillerde kazandırılaneserlerin sergilendiği müze, ilk defa Yakutiye Medresesi’nde 1944 yılındafaaliyete geçirilmiştir. 1947 yılında Çifte Minareli Medrese’ye taşınan müze, 20 yılkadar burada işlevini sürdürmüştür. 1964 yılında yeni bir müze binasıyapılmasına karar verilmiştir. Murat Paşa Mahallesinde inşaatı tamamlanan müze1968 yılında ziyarete açılmıştır. 1994 yılında Yakutiye Medresesi Türk-İslam Eserleri ve Etnografya Müzesinin açılmasıyla Arkeoloji Müzesine dönüştürülmüştür.
Günümüzde yeni binasına taşınan müze, yine Erzurum’da en çok beğendiğim yerler arasındaydı. Hem oldukça modern hem de eserler tarihi değerlerine uygun olarak yerleştirilmiş.
İnternette Erzurum Müzesi’nin kapalı olduğu yazsa da bu doğru değil. O bilgiler eski. Bir anda müze karşıma çıktığında çok şaşırmıştım.
Erzurum'da Ne Yenir?
Erzurum mutfağı, zengin ve lezzetli bir birikime sahip. Şehrin iklimine uygun besinlerin yoğun olarak kullanıldığı bu mutfak, et ve buğday ağırlıklı lezzetlerle öne çıkar.
Cağ Kebabı: Erzurum'un vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan Cağ Kebabı, ince dilimlenmiş etlerin şişe dizilip közde pişirilmesiyle hazırlanır. Baharatlarla harmanlanan et, özel sunumlarıyla unutulmaz bir tat sunar.
Cıvıklı: Bu yöresel yemekte, nohut unu ve etle yapılan bir çorba türüdür. Yoğurtla servis edilir ve özellikle soğuk kış günlerinde sıcaklık ve doyuruculuk sağlar.
Kadayıf Dolması: İnce tel kadayıfın içine konulan ceviz ve şeker karışımıyla hazırlanan bu tatlı, geleneksel olarak Erzurum'da sıkça yapılan bir lezzettir. Üzerine şerbet dökülerek servis edilir.
Piti: Kuzu eti, nohut, patates ve baharatların uzun süre kaynatılmasıyla yapılan Piti, doyurucu ve lezzetli bir yemektir. Genellikle güveçte servis edilir.
Ayran Aşı: Bulgur, yoğurt ve suyun karışımıyla hazırlanan bu çorba, genellikle yaz aylarında tercih edilir. Serinletici ve besleyici bir lezzettir.
Erzurum mutfağı, kendine özgü tatlar ve yöresel lezzetlerle doludur. Bu yemekleri denemek, şehrin kültürünü ve damak tadını keşfetmek için harika bir fırsattır.
Erzurum’da Nerede Yenir?
Erzurum’un yöresel lezzetlerini tatmak için pek çok seçenek bulunuyor. Ben kaldığım iki günde iki farklı restoran deneyimledim.
İlk gün yöresel lezzetler tatmak istediğim için Hünerli Eller’i tercih ettim ve gerçekten de çok beğendim. Bu arada karışık tabak, kesme aşı çorbası ve hengel söyledim. Her birinin de tadına bayıldım. Özellikle lor dolması hala aklımda. Fiyatlar genel olarak uygun.
İkinci gün ise Erzurum’un meşhur tadı cağ kebabı denemek istediğim için bu kez de Gel-Gör Cağ Kebabı’na gittim. Yine bu mekan da oldukça beğendiğim bir mekan oldu.