Kemal Varol’un yazmış olduğu roman üçlemesinin ikinci kitabı olan Âşıklar Bayramı, Alper Özcan yönetmenliğinde beyaz perdeye uyarlandı. Başrollerini Kıvanç Tatlıtuğ ve Settar Tanrıöğen’in paylaştığı film bir yol filmi olarak karşımıza çıkıyor. Filmde ayrıca Erkan Can, Lâçin Ceylan, Pınar Göktaş gibi usta isimler de çeşitli rollere hayat veriyor.
Filmin kısaca konusuna bakmak gerekirse;
Bir akşam vakti iş çıkışı evine dönen 39 yaşındaki Yusuf’un bir süre sonra kapısı çalar. Gelen kişi Yusuf’un 25 yıldır hiç görmediği hatta sesini bile duymadığı babası Heves Ali’dir. Bir halk ozanı olan Heves Ali; tam da âşıklık geleneğine uygun olarak Kırşehir, Nevşehir, Elazığ, Erzurum, Kars gibi illeri elinde sazı ile dolaşır, türkülerini söyler. Tüm bu sürede Kırşehir’de yaşayan oğlu Avukat Yusuf’u ise ihmal eder. Peki, 25 yıl sonra hiç de bir sebep yokken onu Kırşehir’e getiren nedir? Yusuf bu sorunun cevabını bulmak için babasının gitmeyi planladığı Kars’taki Âşıklar Bayramı isimli etkinliğin gidiş yolunda babasına eşlik eder, Kırşehir’den başlayıp Kars’a bir yolculuk başlar. Yusuf, bu yolculukta babasından duymayı umduğu pek çok bilgiye erişemese de babasına dair pek çok şey öğrenir.
Romandan Beyaz Perdeye
Kemal Varol tarafından kaleme alınan Heves Ali’nin yolculuğu 2016 yılında raflardaki yerini alan Ucunda Ölüm Var ile başladı. Serinin ikinci kitabı olan Âşıklar Bayramı ise 2018 yılında okurunu selamladı. Serinin son kitabı olan Babamın Bağlaması ise çok yakın bir tarihte tam Âşıklar Bayramı filminin gösterime girdiği tarihlerde okura çifte mutluluk yaşattı.
Kemal Varol, Ucunda Ölüm Var’da daha çok Heves Ali’nin penceresinden bakarken Âşıklar Bayramı’nda baba ve oğlu yan yan yana getiriyor. Babamın Bağlaması’nda ise bu kez hikâye Yusuf’un penceresinden ilerliyor.
Alper Özcan’ın bir söyleşisinde aktardığına göre; Özcan, kitabı okuduktan sonra Kemal Varol’u arar ve Âşıklar Bayramı’nı film yapmak istediğini söyler. Alper Özcan’ı yakından tanıyan Varol ise Âşıklar Bayramı’nın sinemaya uyarlanmasından memnuniyet duyacağını hatta geçmiş yıllarda eğer ki bu kitap bir film olacaksa bunu Özcan Alper’in yapması gerektiğini yakın çevresine anlattığını aktarır ve böylece bu serüven başlar. Zor bir metin olduğu için senaryo kısmında zorlanan Özcan Alper’i Kemal Varol, “Sinema ayrı, edebiyat ayrı.” diyerek de cesaret verir.
Bir Buçuk Ayda 15 Kilo Verdi
Özcan Alper, Heves Ali’nin kimin canlandıracağını düşünürken aklına Settar Tanrıöğen gelir. Tanrıöğen rolün zor bir rol olduğunu söyler ve ilk başta Heves Ali rolünü kabul etmez. Israrlar sonrası dayanamaz ve Heves Ali’yi canlandırma teklifine sıcak bakar. Tabii, bir sorun vardır: Hasta bir adam olan Heves Ali’yi canlandırabilmesi için yaklaşık 15 kilo vermesi gerekmektedir. Büyük bir azimle diyete başlayan Tanrıöğen, bir buçuk ay gibi kısa bir sürede verilmesi gereken bütün kilolarını verir ve böylece çekimler başlar.