Hikayelerinin ortaya çıkmasının bazen aylar bazense uzun yıllar sürebildiğini söyleyen Pınar Kür, her kitabının kurgusu için ayrı bir defter tuttuğunu ifade ediyor. Kür yazma sürecini “Bu sürecin uzunluğu hiç belli olmuyor ama, süreçte çok acı çektiğim, kıvrandığım bir gerçek,” diye anlatıyor.
“AH ONLAR DA BİR GÜNLERMİŞ! DEVR-İ SAADETMİŞ MEĞER.”
Kadının özgürlüğü ve cinselliği adına tabuları yıkan usta kalem, 1970’li yıllarla bugünleri kıyasladığında 50 yıla yakın zaman geçtiğini ve Türkiye’nin 150 yıl geriye gittiğini dile getiriyor: “Hangi tabular yıkıldıysa, daha beterleri yükseldi.”
“MUTLUYKEN YAZMADIĞIM DOĞRUDUR.”
“Mutluyken yazmadığım doğrudur. Neden kapanıp yazı yazayım? Gezerim, tozarım, aşk yaşarım, yolculuk yaparım. Kısacası hayatın tadını çıkarırım,” diyen Pınar Kür, tadını çıkardığı mutluluğun cezasını ise çekmeye mahkûm olduğuna inanıyor ve devam ediyor: “İşte o cezayı da masa başında kalemini dişleyerek çekersin.”
“ÖNCE SON CÜMLEYİ KURARIM”
Öyküyü bir oturuşta okumak gerektiğini ifade eden usta yazar, “Ancak aşk mektubu dışında hiçbir yazı bir oturuşta tamamlanmaz. Hele de öykü gibi kırıldı kırılacak ana kuzusu bir tür… Bir öykü içimde doğduğunda, gözlerimi kapar ve son cümlesini bulmaya çalışırım. Ve son cümleyi kurmadan ilk cümleyi kurmam. O arada öykü kendisini yazar, ben yazım hatalarını sonradan düzeltirim,” diyor.
“AH ONLAR DA BİR GÜNLERMİŞ! DEVR-İ SAADETMİŞ MEĞER.”
Kadının özgürlüğü ve cinselliği adına tabuları yıkan usta kalem, 1970’li yıllarla bugünleri kıyasladığında 50 yıla yakın zaman geçtiğini ve Türkiye’nin 150 yıl geriye gittiğini dile getiriyor: “Hangi tabular yıkıldıysa, daha beterleri yükseldi.”
“MUTLUYKEN YAZMADIĞIM DOĞRUDUR.”
“Mutluyken yazmadığım doğrudur. Neden kapanıp yazı yazayım? Gezerim, tozarım, aşk yaşarım, yolculuk yaparım. Kısacası hayatın tadını çıkarırım,” diyen Pınar Kür, tadını çıkardığı mutluluğun cezasını ise çekmeye mahkûm olduğuna inanıyor ve devam ediyor: “İşte o cezayı da masa başında kalemini dişleyerek çekersin.”
“ÖNCE SON CÜMLEYİ KURARIM”
Öyküyü bir oturuşta okumak gerektiğini ifade eden usta yazar, “Ancak aşk mektubu dışında hiçbir yazı bir oturuşta tamamlanmaz. Hele de öykü gibi kırıldı kırılacak ana kuzusu bir tür… Bir öykü içimde doğduğunda, gözlerimi kapar ve son cümlesini bulmaya çalışırım. Ve son cümleyi kurmadan ilk cümleyi kurmam. O arada öykü kendisini yazar, ben yazım hatalarını sonradan düzeltirim,” diyor.