Hazırlayan: Oğuz Çetinoğlu
Tarihin her döneminde devlet yöneticileri, ilişkide olduğu devletlerin yöneticilerine mektuplar yazmışlardır. Bu mektuplarda, mektubu yazanın devlet ve yönetim anlayışı, dünya meselelerine bakış açışı, hak ve adalet kavramına verdiği değer, millî ve insanî değerler hakkındaki görüşlerini belirlemek mümkündür. Bu belirlemelerden yararlanacak olanlar önce devletin zirvedeki yöneticileri ile bu göreve gelmeyi planlayanlar ve tarih meraklıları ile milletin bütün fertleridir. Geçmişin câhili olanlar, geleceğin körüdürler. Geçmişini bilmeyenler, geleceği planlayamazlar.
Türk milleti söz konusu olduğunda, mesele daha da önemli boyutlara ulaşır. Çünkü tarihimizdeki muhteşem mektuplar hakkında bilgi sâhibi olanlar, geçmişten güç alarak, geleceğe güvenle bakmak imkânını elde ederler.
Bu gerçekleri bilen emekli askerî hâkim ve Avukat Necdet Bayraktaroğlu, Milattan Önceki tarihlerden Atatürk dönemine kadar geçen 2032 yıl içerisinde devlet başkanları tarafından yazılmış mektupları inceleyerek, uzun ve yorucu bir çalışmanın ürünü olan 472 sayfalık ‘Tarihimizdeki Muhteşem Mektuplar’ isimli muhteşem eserini kültür hayatımıza kazandırdı.
Kitapta; Hun İmparatoru Mete Han’ın Çin İmparatoruna, Selçuklu Sultanı Tuğrul Beğ’in Abbasi Halifesi Kaim bi-Emrillah’a, Sultan Birinci Murad Hüdavendigâr’ın, oğlu Yıldırım Beyazıd’a, Yıldırım Beyazıd’ın Emir Timur’a, ve Timur’un Yıldırım Beyazıd’a, Sultan İkinci Beyazıd Han’ın kardeşi Cem Sultan’a ve oğlu (sonradan ‘Yavuz’ unvanı ile anılacak olan) Şehzâde Selim’e, Kanuni Sultan Süleyman Han’ın Fransa Kralı Fransuva’ya, oğlu Şehzâde Beyazıd’a İran Şahı Tahmasp ile Açe Sultanı’na, Sultan İkinci Selim Han’ın Rus Çarı ve Kırım Hanı Devlet Giray’a, Sultan İkinci Abdülhâmid Han’ın Gazi Osman Paşa’ya, Yarbay Mustafa Kemal’in Enver Paşa’ya, Sultan Vahdettin Han’ın Mustafa Kemal Paşa’ya, Mustafa Kemal Paşa’nın Türk Ordusu’na yazdığı mektuplar ve diğerleri ile 100’ü aşkın, zevkle, gururla okunacak mektuplar yer alıyor. Birçok mektuba verilen cevapları okumak da mümkün. Kitap sâdece mektup metinlerinden ibâret değil. İlgili dönemin tarihi ve ülkenin konumu hakkında; doğru, kısa ve öz bilgiler veriliyor.
Mektuplar yazıldığı dönemin insanî ilişkileri konusunda önemli vesikalardır. Aynı zamanda ifâde sanatının da belgeleridir. Özellikle Osmanlı Sultan ve şehzâdelerinin mektuplarında engin ve derin bir edebiyat zevkine şâhit olunmaktadır. Fatih Sultan Mehmet Han’ın oğlu Cem Sultan, babasının vefatından sonra ağabeyi Sultan İkinci Beyazıd Han’a yazdığı mektuplar ve verilen cevaplar, dönemin sanat zevkini hüzünle harmanlayarak günümüze taşımaktadır:
Cem Sultan’ın ağabeyine yazdığı manzum
mektup:
Sen pister-gülde yatasun şevk ile
handan
Ben kül döşemem külhan-ı mihnetde, sebep ne?
Ve yine manzum cevabı:
Çün rûz-i ezel kısmet olunmuş bize devlet
Takdire rızâ vermeyesün böyle sebep ne?
Haccü’l-Haremeynüm deyûben dâvi kılursun
Bir saltanat-ı dünyeviye bunca talep ne?
Kanunî’nin şehzadelerinden olan ve 1525-1559 yılları arasında yaşayıp henüz 24 yaşında, ömrünün baharında iken ebedî âleme göç eden Beyazıd da güçlü bir şâir idi. Beyazıd, Kütahya valisi iken saltanat hırsı ile babasına isyan etmişti. Sonra cezalandırılacağını anlayınca İran`a kaçtı. Oradan babasına bir şiir - mektup göndererek af diledi:
Ey serâser âleme Sultan Süleyman`ım baba,
Tende canım,
cânımın içinde cânım baba!
Bayezid`ine
kıyar mısın benim cânım baba?
Bigünahım Hak bilir, devletli Sultan Baba!
Haktealâ kim cihanın şahı itmiştir seni,
Öldürüp
ben kulunu, güldürme şahım düşmeni
Gözlerim nuru oğullarımdan ayırma beni
Bigünahım Hak bilir, devletlü Sııltân`ım baba!
Kanunî Sultan Süleyman Han, oğlu Beyazıt`a aynı vezin ve kafiyeli şiirle cevap verir:
Ey demâdem mazhar-ı tuğyan-ı isyânım oğul!
Takmayan boynuna hergiz tavk-ı fermânım oğul!
Ben kıyar mıyım sana ey Bayezid Hân`ım oğul
‘Bigünâhım’ dime bâri, tevbe kıl cânım oğul.
Tutalım ki elin baştanbaşa kanda ola
Sen
ki istiğfar edersin, biz de affetsek n`ola?
Bayezid`im, suçunu bağışlarım gelsen yola
`Bigünâhım` dime bâri, tevbe kıl cânım oğul!
Kitaptaki mektuplar; Ötüken’den Viyana’ya uzanan Türklerin asâletini, zerâfetini gözler önüne seriyor. Nasıl olduğumuz, nasıl olmamız gerektiği konusunda bize deniz feneri görevi yapıyor.
Okuyup titreyerek kendimize gelmemiz, aslımıza dönmemiz için…
HAYAT YAYIN GRUBU: Nişancı mahallesi Davutağa Caddesi Nu:
26/1 Eyüpsultan, 34050 İstanbul. Telefon: 0.212-613 11 00
Belgegeçer: 0.212-613 11 55 www.hayatyayingrubu.com e-posta: [email protected]
NECDET BAYRAKTAROĞLU:
1952 yılında Sivas`ın Gemerek kazasında doğdu. İlk ve orta öğrenimini Gemerek`te tamamladı. Ankara Kurtuluş Lisesi’nden sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Ankara Hukuk Fakültesi’nde yüksek lisansını tamamladı. Askerlik görevini ifa ettikten sonra girdiği Askerî hâkimlik imtihanını kazanıp muvazzaf askerî hukukçu oldu, Türk Ordusu’nun değişik birim ve bölgelerinde hâkimlik ve savcılık yaptı.
1996 yılında emekli olarak serbest avukatlık hizmetine başladı. Geçirdiği kalp rahatsızlığı sebebiyle avukatlık hizmetlerini de bıraktı. Uzun zamandır üzerinde çalıştığı Türk tarihini araştırma ve derleme çalışmalarına hız verdi.
Birçok vakıf, cemiyet ve derneklerde görevler alıp aktif hizmetler sundu. Yöre ve ülke konulu konferans, seminer ve faaliyetler düzenledi.