Hazırlayan Oğuz Çetinoğlu
Şanlı ecdadımız, Servet Somuncuoğlu’nun belirlemesine göre 6.000 yıl önce Ötüken’den gelerek Anadolu coğrafyasına yerleşti ve burayı vatan yaptı. 26 Ağustos 1071; vatan topraklarının, Türk’ün tapu siciline tescil edildiği tarihtir.
Beylikler ve Anadolu Selçukluları döneminden sonra yine beylikler dönemi ve hemen ardından 1299 yılında Osmanlılar dönemi başlayıp yaşandı. Atalarımız Osmanlılar, cihan devleti hâline gelme konusundaki kararlılıklarını 1352 yılında Süleyman Paşa komutasındaki ordu ile Gelibolu’dan Rumeli’ye geçerek Çimpe Kalesi’ni fethedip yerleşerek dünyaya beyan etiler. Kısa bir süre içerisinde sosyal ve siyasî süreç tamamlandı. Balkanlar veya söylerken gönül tellerimizin titrediği, gözlerimizin nemlendiği Rumeli, vatan toprakları hâline getirildi.
O toprakları öylesine candan sevdik ki, üzerinde yaşadığımız günlerde; şiirlerle, hikâye ve romanlarla, destanlarla, söylencelerle, şarkı ve mânilerle, minyatür ve tablolarla muazzam bir külliyat oluştu.
Birinci ve İkinci Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Rumeli’yi fiilen, Kurtuluş Savaşı sonrasında da Lozan Barış Sözleşmesi ile resmen ve onun devamı olan Ahali Mübâdelesi ile göç ederek Rumeli’den ayrıldık. Gönlümüz hâlâ oralarda. Oralardaki Müslüman Türklerle…
Bağlılığımızı, sevgilerimizi, hasretimizi, duygularımızı yine şiirlerle, hikâye ve romanlarla devam ettiriyor, Rumeli edebiyatı külliyatımızı zenginleştiriyoruz.
Hâlide Alptekin’in, ‘Ağlama Tuna’ isimli romanı, o külliyatın önemli kalem ürünlerinden biridir.
İyi okumalar…
AĞLAMA TUNA
Üsküp doğumlu şair Yahya Kemal Beyatlı, tarihimizin en büyük kaybının Rumeli`nden çıkmak olduğunu söyler. Öyle ki Cumhuriyet`in kurulduğu yıllarda her iki kişiden biri muhacirdir. İstanbul`un fethinden çok evvel yerleştiğimiz topraklardan ayrılmaya mecbur olmak, hâfızamızda hüzünlü yaralar açar.
Yitik Hazine Yayınları`ndan çıkan ve Halide Alptekin`in kaleme aldığı ‘Ağlama Tuna’ adlı roman, okuyucusunu unutamadığımız vatan topraklarına götürüyor. Eser, aynı zamanda Halide Hanım`ın şahsî tarihidir. Çalışmasını şöyle açıklıyor: ‘Tam otobiyografi diyemeyiz; ama dedelerimden işittiklerimi roman kurgusu içinde yazdım. Muhacir ailelerinden birinin torunuyum. Yaşananlar, bize ait olanları yazma ihtiyacı, beni bu romanı yazmaya mecbur bıraktı.
Alptekin`in dedeleri, 1912 senesinde Selanik`ten İstanbul`a hicret etmiş. Romandaki Kocadede karakteri, Halide Hanım`ın hayatı içinde önemli bir yer tutuyor. Zira ‘Hem dedem İbrahim`e gönderme hem de Balkanlar`dan gelenlere ‘Kocadede’ derler. İki mânâda da yazdım.’ Diyor. Alptekin, romanı yaklaşık iki sene önce ecdadına olan vefa duygusundan ve yaşanan trajedilerin yeniden hatırlanması için yazmaya başlamış.
Türkiye`nin devletlerarası kuruluşlarda yerini alması için herkesin çalışması gerektiğini dile getiren Halide Alptekin, ‘Yaşadığımız toprakları hak edelim. Bedavadan yiyip içmeyelim. Çünkü yüzyıl önce vatan kaybettik.’ Uyarısında bulunuyor. Halide Hanım, gençlerin 1912-1922 yılları arasında yaşananları detaylı bir şekilde öğrenmesi gerektiğini vurguluyor: ‘Bu tarihî süreci her şeyiyle etüt edersek, bugün yaşadığımız toprakları daha fazla sahiplenir ve onun için çaba sarf ederiz.’
Vatan, yalnızca üzerinde yaşadığımız ülkeden ibâret değildir. Aynı zamanda, atalarımızın mezarının bulunduğu topraklardır.
Halide Alptekin`e göre Balkanlar, Osmanlı`nın anavatanı. Balkanlar`a İstanbul fethedilmeden yerleşildiğini hatırlatan Alptekin, oraları terk etmenin tarihimiz için çok acı olduğunu belirtiyor. Öyle ki Osmanlı, Balkan fâciası sonunda Avrupa`daki topraklarının % 83`ünü, nüfusunun % 69’unu kaybetmiştir.
YİTİK HAZİNE YAYINLARI:
Bulgurlu Mahallesi, Bağcılar Cadddesi Nu:1 Üsküdar, İstanbul Telefon: 0.216- 522 11 44 Belgegeçer: 0.216-522 11 41
e-posta: [email protected]www.hazineyayinlari.com
HALİDE ALPTEKİN 1951 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Kız Lisesi ve İstanbul Eğitim Enstitüsü Türkçe bölümünü bitirdi. Edirne`den Kars`a kadar yurdun çeşitli yerlerindeki öğretmen okullarında edebiyat, ilköğretim okullarında Türkçe öğretmenliği yaptı. Balkan Savaşı`yla kaybettiğimiz topraklardan göç yollarına düşen Evlad-ı Fatihan`dan olan yazar; evli iki çocuk ve bir torun sahibidir.
Tamamı Yitik Hazine Yayınevi tarafından yayınlanmış diğer kitapları:
Şahâdetnâme – Bir Çanakkale Destanı (2011), Sarıkamış – Kar Bozgunu (2011), Balkan (2010), Hace (2010)
YENİ BİR BAKIŞLA HEİDEGGER:
‘Varlıkları varlık olarak belirleyen şey, varlığın zaten anlaşılageldiği şeye göre konumlanmasıdır.’ şeklinde kurulan bir Heidegger cümlesini -ki en basiti bu- tam olarak anlayabilmek çok kolay olmasa gerek. Hele ki, gündelik ihtiyacını karşılayacak kadar felsefeden haberdar memleketimiz için daha da zor. Ola ki yeterince Heidegger metni ve incelemesi okuduğunuza kanaat getirenlerdenseniz, ‘Yeni Bir Bakışla Heidegger’ önümüzde yeni kapılar açacak mükemmel bir kitap. Kitabı Barbara Bolt yazmış, Murat Özbank dilimize çevirmiş. Bolt, kitapta Heidegger`in sanat ile ilgili ortaya attığı temel meselenin bugün bizim için ne kadar anlamlı olduğunu gösteriyor. ‘İnsanlar için hakikatin vuku bulmasında sanat hâlâ daha aslî ve mecburî bir mecra mı? Sanatın tarihî varoluşumuz açısından bir önemi var mı?’ sorularına `sanatçı` bakış açısıyla cevap arıyor.
Bugüne kadar Heidegger`in sanat üzerine yazılarını yorumlayanlar yine sanat hakkında yazan felsefeciler olduğu için okuyucunun kafası daha da karışıyordu. Bu kitap bilhassa sanat ve sanat öğrencileri düşünülerek kaleme alınsa da çağdaş sanata meraklı herkes okuyabilir. Bolt, 8 ayrı bölümde ve 8 ayrı sanat eseri üzerinden Heidegger`i, onun düşüncelerinin yansımalarını ve yeniden okumasını sunuyor bize. Bolt, her ne kadar, önce Heidegger`i biraz olsun okuyun ondan sonra görüşelim dese de, filozofu doğru okumak için de önemli anahtarlar sunuyor satır aralarında. Kitap, Heidegger kolay anlaşılabilimesini sağlıyor.
KOLEKTİF KİTAP:
Ankara Caddesi Nu: 142 Vilâyet Han: Oda: 23 Cağaloğlu, İstanbul. Telefon: 0.212-528 01 32
Belgegeçer: 0.212-527 33 65 e-posta: [email protected] // www.kolektifkitap.com.tr
MİT VE TÜRKİYE:
2012 yılında KCK operasyonu kapsamında MİT Müsteşarı Hakan Fidan görevli savcı tarafından şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılmıştı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da buna karşı çıkarak Fidan`ın ifade vermeyeceğini söylemişti. Söz konusu olaydan birkaç ay önce Uludere`de yaşananlarla ilgili olarak da ülkedeki istihbarat birimleri topu sürekli birbirine atmıştı. Asker polisin, polis MlT`in, MİT askerin kabahatli olduğunu söylüyordu. Daha sonraki aylarda ise Başbakan`ın dinlendiği ortaya çıkmıştı. Böceklerin kime ait olduğu açıklanmasa da uzmanlar bütün bu yaşanan süreci MİT ile diğer istihbarat birimlerinin birbirleriyle olan çatışmalarına bağlamıştı. Bu olaylar bir yıl içinde MİT’le ilgili gelişmelerin sadece birkaçı.
Oğuzhan İhtiyar bu olaylardan yola çıkarak MİT’le ilgili geniş kapsamlı araştırmalarını, MİT ve Türkiye adı ile kitaplaştırdı. Kitapta Teşkilatın kuruluşundan yeniden yapılanmasına, ikili ajanlıklardan GLADİO`ya, Türk İntikam Tugayı`ndan Kürt meselesine kadar bütün yönleriyle MİT`e ve teşkilatın anıldığı bütün konu başlıklarına açıklık getiriliyor. Teşkilatın yaşadığı problemleri incelerken askere, siyasetçilere hatta medyaya da değiniliyor. Tahmin edileceği gibi, yakın dönem Türkiye tarihine yönelik sorulara da cevap verecek bir araştırma.
TRUVA YAYINLARI:
Okul Caddesi, Mutlu Sokağı Nu: 11 Güler Apartmanı Daire: 17 Kavacık 34110 İstanbul. Telefon: 0.216-537 70 20 // Belgegeçer: 0.216- 537 70 23 e-posta: [email protected] // www.truvayayinlari.com
BİLİM ANSİKLOPEDİSİ:
Editör: Prof. Dr. Charles Taylor Çeviren: Anahid Hazaryan, Deniz Güzelgülgen, Rita Urgan, Saadet Özkal, Nilgan Özbaşaran, Ayşe Basçı Remzi Kitabevi
Ansiklopediler, 80`li yılların parodisinin yapıldığı skeçlerde veya yazılı metinlerde mutlaka karşımıza çıkarlar. Üç bölümlü, insan boyundaki vitrinlerin raflannda l`den 24`e kadar veya A`dan Z`ye doğru uzanan özel ciltli, siyah, kırmızı, bordo, lacivert renkli ansiklopediler. Artık sadece şaka mahiyetinde hatırlıyoruz onları veya internet ansiklopedilerinin onları mezara gömdüğünü iddia ediyoruz. Remzi Kitabevi tarafından yayımlanan Bilim Ansiklopedisi, ansiklopedilerin daha uzun süre yaşayacağını ispatlıyor desek yeridir. Alanında uzman, `kalabalık` bir ekip tarafından hazırlanan ansiklopedi, dünya gezegeni ile başlayıp, canlılar, insan biyolojisi, kimya ve elementler, ışık, enerji, kuvvet, elektrik, elektronik, uzay, zaman gibi temel bilim konularında devam ederken son yılların önemli konularından ‘Çevre ve Korunması’ bölümüne de yer vermesiyle dikkat çekiyor. Çizim ve fotoğraflarla detaylı bir anlatıma kavuşan ansiklopedi, her ne kadar tek cilt olsa da her konuyu derinlemesine anlatıyor. İster başvuru kitabı olarak, ister yardımcı kaynak olarak kullanabileceğiniz Bilim Ansiklopedisi, Fen Bilgisi derslerinde zorlanan öğrencilerin de imdadına koşacak gibi görünüyor.
REMZİ KİTABEVİ A.Ş.
Genel Merkez: Akmerkez E 3 Blok Kat: 14 Etiler, İstanbul Telefon: 0.212-282 20 80 Belgegeçer: 0.212- 282 20 90 www.remzi.com.tr e-posta: [email protected]
PLATON GÜNLÜKLERİ:
38. yüzyıl Londra`sını hayal etmeye çalışın. Zaman kavramının artık hiçbir önem taşımadığı, deyim yerindeyse, insanın zaman mefhumunu ortadan kaldırdığı bir çağ bu. Bilimkurgu filmlerinde gördüğümüz bir atmosferden ziyade, antik çağı andıran ve zamandan bağımsız şehir insanlarının olduğu bir dünya. Tarihî çağların Orfeus Çağı, Havariler Çağı, Köstebek Çağı, Nüktebüyü Çağı olarak adlandırıldığı bu dünyanın filozofunun da Platon olduğunu söylersek, ortalık iyice şenlenecektir. Peter Ackroyd`un yazıp Bilgesu Şişman’ın Türkçeye çevirdiği kitap eğlenceli felsefe / roman tarzındadır. Platon`un öğretisindeki temel unsurları, biraz da ironik bir dille, ele alan Ackroyd hem büyük filozofun öğretisinin bir pratiğini yapıyor hem de mizah dozu yüksek bir romana imza atıyor. Ackroyd`un `diyaloglar` şeklinde kurguladığı romanda Platon, yine meşhur kavramları üzerine düşünmeye, kafa yormaya itiyor herkesi. Platonun meşhur mağara metaforunu Ackroyd, `Köstebek Çağı` vesilesiyle 20. yüzyüzyıl insanına atfederek, 38. asrın Platon`una kendi felsefesini yeniden açıklatıyor. En sonunda Sokrates gibi ‘gençlere kötü örnek olmak’tan suçlu bulununca, hocası gibi dillere destan bir savunma yapıyor! Alfred Hitchcock, Freud, Poe gibi isimlerin de arz-ı endam ettiği romanda Platon`un Sokrates`i anımsatan ruhla olan diyalogları sayesinde eğlence ve felsefe had safhaya ulaşıyor.
MONOKL YAYINLARI:
Kuloğlu Mahallesi, Erol Dernek Sokağı Nu. 14 Daire: 2 Beyoğlu, İstanbul. Telefon: 212-230 09 62
Belgegeçer: 0.212-216 42 92 e-posta: bilgi@monoklyayinlari // www.monoklyayinlari
GÖÇEBE:
Stephanie Meyer’in romanı…
Dünyamız görünmeyen bir düşman tarafından istila edilmişti. İnsanların bedenleri, bu istilacılar için sahiplik yaparken bedenler bir değişikliğe uğramamış gibi görünse de, zihinleri ele geçiriliyordu. Neredeyse herkes teslim olmuştu. Geriye kalan vahşi birkaç insandan biri olan Melanie, yakalandığı zaman sonunun geldiğine inanır. Göçebe, Melanie`nin bedenini alan ruh, yetkililer tarafından bir insan bedeninin içinde yaşarken karşılaşabileceği zorluklar hakkında uyarılmıştır: Baskın duygular, hislerin yoğunluğu, çok canlı olabilen anılar… Ama Göçebe`nin beklemediği bir zorluk vardır: Bedeninin önceki sakini zihninden vazgeçmeyi reddeder. Göçebe, Melanie`nin düşüncelerinin derinlerine inerek geri kalan insanların nerde olduğunu öğrenmeye çalışır. Ama Melanie`nin zihninde tek görebildiği, sevdiği adamın, hâlâ saklanan bir insan olan Jared`ın hayalidir. Bedeninin arzularına direnemeyen Göçebe, yakalamak zorunda olduğu bu adama karşı özlem duymaya başlar. Dış güçler, Göçebe ve Melanie`yi, aslında istemeseler de, ortak bir hedefte birleştirir ve birlikte sevdikleri adamı bulmak için tehlikeli ve sonu belli olmayan bir macera için yola koyulurlar.
Stephenie Meyer, aşkın direnci ve insan olmanın asıl anlamını anlatıyor. Okurken, yalnızca heyecan arayanlar okuyabilirler.
EPSİLON YAYINEVİ: Merkez: Gürsel Mahallesi, Nurtaç Cadddesi, İcabet Sokağı Nu:3 Kağıthane, İstanbul.
Telefon: 0.212.294 46 00 Belgegeçer: 0.212-294 49 46 www.epsilonyayinevi.com e-posta: [email protected]
KISA KISA / KISA KISA…
1-RESMÎ İDEOLOJİ SAHNEDE: Esri Dicle Başbuğ. İletişim Yayınları: Binbirdirek Meydanı Sokağı Nu: 7 İletişim Han. Daire; 3 Cağaloğlu 34122 İstanbul Telefon: 0.212-516 22 60 Belgegeçer: 0.212-516 12 58 www.iletisim.com.tr e-posta : [email protected]
2- TÜRK MÂNİLERİNDEN SEÇMELER: Ünver Oral. Bilgecan Yayınları. Telefon: 0.212-527 33 65 e-posta: [email protected]
3-OSMANLI DEVLETİ’NDE YAHUDİLER: Ahmet Hikmet Eroğlu. Berikan Yayınları: Eti Mahallesi, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Bulvar Apartmanı Nu: 80 Daire: 1 Maltepe, Ankara. Telefon: 0.312-232 62 18 Belgegeçer: 0.312-232 14 99 e-posta: [email protected] www.berikanyayinevi.com.tr
4- CENGİZ YASASI–TİMUR VE TÜZÜKATI: Ali Bademci. Ötüken Neşriyat. İstiklal Caddesi Ankara Han Nu: 65/3 Beyoğlu 34433 İstanbul. 0.212-251 03 50 www.otuken.com.tr e-posta: [email protected]
5- CUMHURİYETİN İLK YÜZ YILI (1923-2023): İlber Ortaylı-İsmail Küçükkaya.
Timaş Yayınları. Alayköşkü Caddesi Nu: 11 Cağaloğlu, İstanbul. Telefon: 0.212-511 24 24
Belgegeçer: 0.212-512 40 00 www.timas.com.tr e-posta: [email protected]