Ali İzzet Keçeci yazdı
İlk Çağ uygarlıkları arasında yarattığı etki bakımından ilk sıralarda yer alan Hititler, sadece Anadolu tarihi açısından kıymetli ve önemli olmayıp tüm dünya tarihi açısından büyük öneme sahiptir. Öyle ki; Anadolu’nun bu ilk medeniyeti, daha önce de yaşayagelen Hatti kabilelerini bir merkezi krallık etrafında toplamayı başarmış ve Anadolu’nun ilk büyük merkezi krallığını kurarak bölgeye hakim kılmıştır. Bugün Çorum ili sınırlarında bulunan merkezi Hitit krallığının kentleri Hattuşaş, alacahöyük ve Şupinuva gibi kentler Hitit sosyal ve dini hayatı konusunda bizlere net fikirler vermektedir. Hitit çivi ve hiyeroglif yazısı ile yazılmış metinler ve tabletlere ek olarak, Hattuşaş’a yaklaşık iki kilometre yakınlıkta bulunan Yazılıkaya kabartmaları da bizlere Hitit dini hakkında bilgi vermektedir.
Adını sadece İncil, Tevrat ve Kuran’da duyuran ve kendisine ait hiçbir ize 19. yüzyıl başlarına kadar ulaşılamayan Hititler, Mısır Firavunluğu ile kuzey Suriye toprakları için yaptığı Kadeş Savaşı ve tarihin ilk yazılı antlaşması olan Kadeş Antlaşması ile tüm dünya tarihinde aslında ne denli önemli olduğunu göstermiştir. Kutsal metinlerde yer alan Hititlerin, başkenti Hattuşaş’ta başlayan kazılar sonucu elde edilen çivi yazılı kil tabletler gösterdi ki karşımızda sosyal, siyasal ve dini hayatı muazzam ölçülerde olan bir medeniyet vardı. Hitit dini, genel olarak dönemin diğer medeniyetlerinde olduğu gibi çok tanrılı idi. hititler yeni ele geçirdikleri toprakların tanrılarına ve tapınaklarına da saygı duymuş ve bu tanrılara da kendi tapınma merkezlerinde yer vermişlerdir. Bu durumu açıklamaya çalıştığımızda karşımıza diplomasiden, insan haklarına, dini değerlere verilen önemden, komşu ülkelerle dostça yaşama kadar çokça kavram önümüze çıkmaktadır.
Nitekim bu durum, Hititlerden yüzlerce yıl sonra Büyük İskender döneminde de karşımıza çıkacak ve İskender fethettiği ülkelerin tanrılarını kendi tanrıları ile kaynaştıracak ve tapınma kültüne (Panteon) katacaktı. Hititlerin bunu yapmaktaki amacı bahsettiğimiz üzere, komşu ülkelerle ilişkilerini en iyi seviye de tutmak, toplumsal barışı kalıcı bir şekilde sağlamak ve topraklarına yeni katılan halkların imparatorluğa entegrasyonunu kolay sağlamaktı. Hitit Kralı IV. Tuthaliya döneminde yapılan Yazılıkaya ibadet alanı, bize Hitit tanrılarını tanımamız adına önemli ipuçları vermektedir. Hitit Panteonunda ilk karşımıza çıkanlar teşup ve Arinna’dır, Fırtına tanrısı ya da baş tanrı olarak gördüğümüz Teşup tüm Hitit kentlerinde heykel ya da kabartmasına rastlanılan bir karakterdir. Tanrı Teşup’un yüzlerce taş ve kaya kabartma heykeli bulunmakla birlikte, metal heykelciği o denli çok bulunmamaktadır. Şöyle ki; Amasya Arkeoloji Müzesi'nde bulunan metal heykelciği de olmasa bu türde eser yok denecek kadar azdır. Arinna ise baş tanrıçadır ve Teşup (Tarhunta)'un eşi olarak bilinir. Aslında Arinna aynı zamanda Hititlerde bir şehir ismidir -neresi olduğu net olarak bilinmemektedir- ve Arinna’nın güneş tanrıçası ifadesinden dolayı “Arinna” daha sonraları güneş tanrıçası olarak adlandırılmıştır.
Hititlerde kadın hakları konusu ise başlı başına bir devrim niteliğindedir. Tavananna unvanlı kraliçenin kralla birlikte Pankuş Meclisi'nde söz sahibi olmasından tutun da, boşanma ve doğum kontrole kadar daha nice konuda Hititler çağının çok çok ilerisinde bir devletti. Hitit yazılı belgelerinden öğrendiğimiz kadarıyla kraliçe ülkenin karar alma mekanizmasında doğrudan yer almakta ve karara etki etmekte idi. Saray kadınlarının krallar üzerinde etki sahibi olması tarih boyunca görülen bir uygulama olmakla birlikte bu kuralın yazılı bir norma dönüşmesi Hititler ile olmuştur. Pankuş Meclisi'nde alınan kararların çeşitliliğine baktığımızda da Hitit hukuk normları ve diplomasisi adına çok şey öğrenmekteyiz. Öyle ki; komşularla ilişkilerden barış ve savaş kararlarına, dinsel törenlerin ne zaman yapılacağından, ayrılacak bütçeye kadar onlarca karar bu bir nevi “meşruti” karar merciinde alınıyor ve uygulanıyordu.
Anadolu’nun bu ilk merkezi krallığı tarihe bıraktığı onlarca iz ile bugün dahi medeniyete ışık tutmaktadır. Tüm dünyanın yakın ilgi ve beğenisini çeken hattuşaş kenti, her geçen sene yapılan kazıların sonuçları ile sürekli bir ilerleme kaydetmekte ve gün yüzüne çıkmaktadır. Çorum ve civarında meskun bulunan Hitit merkezi krallık kentleri, başkent merkezli krallığın yıkılması sonucu önemi yitirmiş olmakla birlikte Anadolu ve kuzey Suriye topraklarında kurulan geç Hitit şehir devletleri ile medeniyet yoluna devam etmiştir. Hititler tarihten bize bir ışık olmakla birlikte çağının çok ilerisinde olan bu medeniyet bugün dahi çoğu konuda çağımızın ilerisindedir.