Daire Sanat, Kasım 2019 itibariyle Cihangir’de bulunan sergi mekânını Açık Atölye Konuk Sanatçı Programı’nı gerçekleştirmek üzere kullanıyor. Konuk sanatçılar, her dönem farklı dört kişiden oluşan bir Seçici Kurul tarafından seçilerek atölyelerini Daire Sanat'ın Cihangir'de daha önce galeri olarak kullandığı mekanda kuruyorlar.
Programa katılan sanatçıların ve çalışmalarının sanatseverlerle etkileşim içinde bulunabilmesi için ise atölyeler haftanın iki günü ziyarete açık oluyor. Böylelikle atölyenin ziyarete açık olduğu günlerde sanatseverler hem sanatçıyı tanıma imkânına hem de proje sürecine tanıklık etme fırsatı yakalamış oluyor. Program, sanatçı atölyelerinin sergilenmesi aracılığıyla, sonuçlandırılmış ve mükemmelleşmiş sanat objeleri yerine, sanatçıların yaratma süreçlerine odaklanıyor Programın yürütücüsü Selin Söl programı şu şekilde tanımlıyor: "Program sanatçıların üzerine, alışa geldiğimizin dışında bir ara-alanda, spot ışığı tutuyor. Sanatçıları içine kapanmış bir halde üretirken evinde ya da atölyesinde ziyaret etmek zaten pek mümkün olmuyor. Sanat galerilerinde ise çoğu zaman ne sanatçının kendisiyle tanışma imkanı, ne de eserlerin yaratım sürecini görebilme imkanı oluyor. Bu nedenle de aslında bu programda hedefimiz sanatçıların üretim pratikleri ve sanatsal süreçlerini sergileyerek izleyicilere beyaz küpün ötesinde bir deneyim yaşatmak.."
Açık Atölye Sanatçı Programı’nın İlkbahar dönemi konukları, Nergis Abıyeva, Selman Bilal, Pırıl Güleşçi Arıkonmaz ve Neriman Polat'tan oluşan seçici kurulun değerlendirmesi sonucu Seniha Ünay ve Berka Beste Kopuz olarak belirlendi. Konuk sanatçı programına Seniha Ünay "Bahçe Günü" adlı proje ile katılırken, Berka Beste Kopuz ise "Hafızamda İzi Saklı" adlı projesi üzerinde çalışacak.
Sanatçıların izleyicilerle buluşmayı umdukları atölyeleri Daire Sanat’ta 24 Mayıs tarihine kadar, Perşembe ve Cumartesi günleri, 11:00 – 18:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Seniha Ünay, "Bahçe Günü"
“Bahçe Günü” başlıklı proje, Nathaniel Hawthorne’nun “Rapaccini’nin Kızı” kitabında bir bahçeye kapatılmış olan Bearice’in hikâyesi ve bir aile albümünde bahçe içinde çekilmiş fotoğraflarda görünen kadınlardan hareket ediyor. Kitapta Rapaccini’nin kızı Beatrice’in yaşamı, bilim insanı babası tarafından yaratılmış bahçede süregiderken; akıl, bilim ve deney haklarını ellerinde tutan diğer iki erkek karakterin etkisiyle yok oluyor. Beatrice için erkek insan yapımı bir bahçe olan doğa; bahçelerin önünde görünen kadınlar için tüm canlılığı ve iradesiyle özdeş oldukları bir doğaya dönüşüyor. Bu iki hikâyenin kesiştiği noktada proje, doğanın ve kültürün sınırında duran kadınlara ve insan dışı canlılara odaklanıyor.

Berka Beste Kopuz, "Hafızamda İzi Saklı"
Sanatçı yaklaşık üç sene önce; iki yaşından beri yaşamakta olduğu Acıbadem semtinin tarihinden yola çıkan, yaşadığı yer ile kurduğu ilişkiyi anlamaya çalıştığı bir proje üzerine çalışmaya başladı. Projenin çıkış noktası evinin yanı başında duran atıl bir yapının, eski bir Av Köşkü olduğunu öğrenmesiyle başlayıp, sonrasında “ben nerede yaşıyorum?” sorusuyla yüzleşmesiyle devam ederek uzun soluklu bir araştırma süreci şeklinde ilerledi.
Sanatçının bir mahalleli olarak, kişisel deneyimlerinin ve araştırmalarının akabinde “Hafızamda İzi Saklı” projesindeki amacı; tarihin, arşivlerin ve sözel tarihler ile deneyimlerin hafızamızda nasıl yer ettiği sorusundan yola çıkarak, gündelik hayatta sıklıkla temas ettiğimiz beton malzemesi aracılığıyla birey ve toplumlar olarak “yer” ve “mekan”lar ile nasıl ilişkiler kurduğumuz üzerine tekrar düşünmek için bir kapı aralamaktır.
Programa katılan sanatçıların ve çalışmalarının sanatseverlerle etkileşim içinde bulunabilmesi için ise atölyeler haftanın iki günü ziyarete açık oluyor. Böylelikle atölyenin ziyarete açık olduğu günlerde sanatseverler hem sanatçıyı tanıma imkânına hem de proje sürecine tanıklık etme fırsatı yakalamış oluyor. Program, sanatçı atölyelerinin sergilenmesi aracılığıyla, sonuçlandırılmış ve mükemmelleşmiş sanat objeleri yerine, sanatçıların yaratma süreçlerine odaklanıyor Programın yürütücüsü Selin Söl programı şu şekilde tanımlıyor: "Program sanatçıların üzerine, alışa geldiğimizin dışında bir ara-alanda, spot ışığı tutuyor. Sanatçıları içine kapanmış bir halde üretirken evinde ya da atölyesinde ziyaret etmek zaten pek mümkün olmuyor. Sanat galerilerinde ise çoğu zaman ne sanatçının kendisiyle tanışma imkanı, ne de eserlerin yaratım sürecini görebilme imkanı oluyor. Bu nedenle de aslında bu programda hedefimiz sanatçıların üretim pratikleri ve sanatsal süreçlerini sergileyerek izleyicilere beyaz küpün ötesinde bir deneyim yaşatmak.."
Açık Atölye Sanatçı Programı’nın İlkbahar dönemi konukları, Nergis Abıyeva, Selman Bilal, Pırıl Güleşçi Arıkonmaz ve Neriman Polat'tan oluşan seçici kurulun değerlendirmesi sonucu Seniha Ünay ve Berka Beste Kopuz olarak belirlendi. Konuk sanatçı programına Seniha Ünay "Bahçe Günü" adlı proje ile katılırken, Berka Beste Kopuz ise "Hafızamda İzi Saklı" adlı projesi üzerinde çalışacak.
Sanatçıların izleyicilerle buluşmayı umdukları atölyeleri Daire Sanat’ta 24 Mayıs tarihine kadar, Perşembe ve Cumartesi günleri, 11:00 – 18:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Seniha Ünay, "Bahçe Günü"
“Bahçe Günü” başlıklı proje, Nathaniel Hawthorne’nun “Rapaccini’nin Kızı” kitabında bir bahçeye kapatılmış olan Bearice’in hikâyesi ve bir aile albümünde bahçe içinde çekilmiş fotoğraflarda görünen kadınlardan hareket ediyor. Kitapta Rapaccini’nin kızı Beatrice’in yaşamı, bilim insanı babası tarafından yaratılmış bahçede süregiderken; akıl, bilim ve deney haklarını ellerinde tutan diğer iki erkek karakterin etkisiyle yok oluyor. Beatrice için erkek insan yapımı bir bahçe olan doğa; bahçelerin önünde görünen kadınlar için tüm canlılığı ve iradesiyle özdeş oldukları bir doğaya dönüşüyor. Bu iki hikâyenin kesiştiği noktada proje, doğanın ve kültürün sınırında duran kadınlara ve insan dışı canlılara odaklanıyor.

Berka Beste Kopuz, "Hafızamda İzi Saklı"
Sanatçı yaklaşık üç sene önce; iki yaşından beri yaşamakta olduğu Acıbadem semtinin tarihinden yola çıkan, yaşadığı yer ile kurduğu ilişkiyi anlamaya çalıştığı bir proje üzerine çalışmaya başladı. Projenin çıkış noktası evinin yanı başında duran atıl bir yapının, eski bir Av Köşkü olduğunu öğrenmesiyle başlayıp, sonrasında “ben nerede yaşıyorum?” sorusuyla yüzleşmesiyle devam ederek uzun soluklu bir araştırma süreci şeklinde ilerledi.
Sanatçının bir mahalleli olarak, kişisel deneyimlerinin ve araştırmalarının akabinde “Hafızamda İzi Saklı” projesindeki amacı; tarihin, arşivlerin ve sözel tarihler ile deneyimlerin hafızamızda nasıl yer ettiği sorusundan yola çıkarak, gündelik hayatta sıklıkla temas ettiğimiz beton malzemesi aracılığıyla birey ve toplumlar olarak “yer” ve “mekan”lar ile nasıl ilişkiler kurduğumuz üzerine tekrar düşünmek için bir kapı aralamaktır.
