Beşiktaş’taki Kabalcı Kitabevi kapandı. 1990’lardan beri Beşiktaş’ın simgelerinden olan Kabalcı Kitabevi’nin, 30 Ekim Pazar günü tahliye edildiği öğrenildi. Ihlamurdere Caddesi girişinde, sağda büyük bir dükkanda hizmet veren Kabalcı Kitabevi, kendi yayınları dışında eski kitapları ucuza satmasıyla kitapseverlerin uğrak mekânlardandı.Gazeteduvar'da yer alan habere göre, Kabalcı Kitabevi sahiplerinin son yıllarda iflas ettiği, yayınevinin işletmesinin Final Yayıncılık şirketine geçtiği ve kitabevinin günden güne küçüldüğü biliniyordu. Son zamanlarda sıklıkla ‘yeni kitap gelmemesinden’ şikayet eden kitapseverler için Kabalcı’nın kapanması, “Beşiktaş da, Beyoğlu ve İstiklal Caddesi gibi kafe ve barlara kurban gidecek” yorumlarının yapılmasına sebep oldu.Kabalcı Kitabevi için Ekşi Sözlük’te neler yazılmıştı?-bazi raflari aslinda gizli odalara kapi da olan, fakat onunde durup kitap bakanlarin bunu fark edemedigi labirentimsi kitapci. bir gun kitap rafinin onunde dururken raf ustunuze ustunuze gelmeye baslarsa korkmayin, muessese calisanlari depodan cikiyordur.
partizan-hiçbirşey almadan 8-10 saat kalınabilecek, üstüne üstlük bu sürede en son yerli ve yabancı dergilere göz atılabilecek güzel kitabevi.
sligh-güzel müzik eşliğinde kitap okumak için birebir kitapçı. son gittiğimde boş duran en alt rafa oturmuş kitap okuyan birini görüp çok özendiğim, en yakın zamanda o rafa oturup kitap okumayı düşlediğim mekan.roxane-kasanın yanında bulunan film artizleri ayraçlarından utanmadan sıkılmadan tonlarca alıp çantanıza indirebileceğiniz yegane mekan.
hepatrol-para harcamadan oyalanmam gerektiğinde içinde saatlerimi geçirdiğim, bi allahın kulunun da “nesin? necisin?” diye sormadığı feci rahat ve huzur veren ortam. tek eksikleri halen adam gibi bir torba ve ayraç yapamamış olmalarıdır.
sir gawain-beşiktaşta gezen öğrenci tiplemelerinin her 10 tanesinden en az 7 sinde bu kitap evinin poşetini görmek mümkündür bunun nedeninin sadece kitap evi değil içinde aranılan herşeyin bulunması olduğunu düşünüyorum.
mufuma-girişi küçük içi büyük olan bir mekan. ilk önce cd’ler çarpar göze, ardından kırtasiye malzemeleri kaplar katı, üst kata çıktığınızda sanki bir kütüphane ye gelmiş hissi kaplar içinizi.-kitap raflarına ulaşana kadar etrafa bakınmak gibi bir hata yaparsanız eliniz kolunuz boya fırçası ve resim malzemesi ve dahi cicili bicili kalem dolu olarak dışarı çıkmanız olasıdır. bu, ‘büyük kırtasiye’ görünümlü şaklabanlığını, geniş felsefe ve sosyoloji arşiviyle kapatır
writer-1 lira karşılığında alınabilecek kabalcı kart ile %20 bile indirim yapabilen bir yer haline gelmiş iyi etmiş, bütün ıvır zıvır satışına rağmen kitapçı gibi kitapçı.
cervantes1614-seni o kadar çok özlüyorum ki kabalcı kitapevi. bu ankara’ya alışamadım senin yüzünden. hala senin o dehtşetcengiz güzelliğin beni çağırıyor. burada senin kadar iyi kitapçılar var ama senin kadar çeşitli kırtasiyesi olan, oyuncağı ve kartpostalı ve takvimi olan tek bir yer bile yok. istanbul’a sırf senin için geri dönmek istiyorum kabalcı canımsın.
kinder bueno-ne yazık ki son zamanlardaki haliyle iç burkan bir yer artık beşiktaş şubesi. ne zaman gitsem biraz daha ufalmış görüyorum. çocukluğumun ufacık kitapçısından devasa bir kitap-defter şenliğine, adım adım yan dükkanları alarak dönüşen kitapçı şimdilerde parça parça bölüyor kendisini yeniden. hatta öyle ki bu nedenle tam da erol foto’nun yanındaki sokakta bulunan gutenberg kapısı bile artık yok. alansal daralma dışında da malesef ne yeni gelenlerde ne de o eski geniş arşivinde kitap yok denecek kadar az. o kadar ki 3. katın büyük bölümünü kaplayan 3-5 liralık kelepir kitaplar indirilmiş 2. katın raflarına. bu da yetmemiş boş kalan da bir çok raf var malesef. dergi reyonunda bile eksikler var. dergilerin olduğu o daracık alanda insanların omuz omuza, kıç kıça dergi karıştıramayacaklarını, başka bir kitapçıda göze kestirilen bir kitabın illa gelip kabalcı’dan alınamayacağını düşünmek daraltıyor beni kaç gündür. bütün bu olan biteni sorduğun yılların çalışanı somurtkan kasiyer kıza göre sadece ufalmaya gidiyor kabalcı, kapanmayacak. ama bu halini görüp de inanmak zor geliyor insana. kabalcı olmadan beşiktaş da ne çok eksik.
cervantes1614
partizan-hiçbirşey almadan 8-10 saat kalınabilecek, üstüne üstlük bu sürede en son yerli ve yabancı dergilere göz atılabilecek güzel kitabevi.
sligh-güzel müzik eşliğinde kitap okumak için birebir kitapçı. son gittiğimde boş duran en alt rafa oturmuş kitap okuyan birini görüp çok özendiğim, en yakın zamanda o rafa oturup kitap okumayı düşlediğim mekan.roxane-kasanın yanında bulunan film artizleri ayraçlarından utanmadan sıkılmadan tonlarca alıp çantanıza indirebileceğiniz yegane mekan.
hepatrol-para harcamadan oyalanmam gerektiğinde içinde saatlerimi geçirdiğim, bi allahın kulunun da “nesin? necisin?” diye sormadığı feci rahat ve huzur veren ortam. tek eksikleri halen adam gibi bir torba ve ayraç yapamamış olmalarıdır.
sir gawain-beşiktaşta gezen öğrenci tiplemelerinin her 10 tanesinden en az 7 sinde bu kitap evinin poşetini görmek mümkündür bunun nedeninin sadece kitap evi değil içinde aranılan herşeyin bulunması olduğunu düşünüyorum.
mufuma-girişi küçük içi büyük olan bir mekan. ilk önce cd’ler çarpar göze, ardından kırtasiye malzemeleri kaplar katı, üst kata çıktığınızda sanki bir kütüphane ye gelmiş hissi kaplar içinizi.-kitap raflarına ulaşana kadar etrafa bakınmak gibi bir hata yaparsanız eliniz kolunuz boya fırçası ve resim malzemesi ve dahi cicili bicili kalem dolu olarak dışarı çıkmanız olasıdır. bu, ‘büyük kırtasiye’ görünümlü şaklabanlığını, geniş felsefe ve sosyoloji arşiviyle kapatır
writer-1 lira karşılığında alınabilecek kabalcı kart ile %20 bile indirim yapabilen bir yer haline gelmiş iyi etmiş, bütün ıvır zıvır satışına rağmen kitapçı gibi kitapçı.
cervantes1614-seni o kadar çok özlüyorum ki kabalcı kitapevi. bu ankara’ya alışamadım senin yüzünden. hala senin o dehtşetcengiz güzelliğin beni çağırıyor. burada senin kadar iyi kitapçılar var ama senin kadar çeşitli kırtasiyesi olan, oyuncağı ve kartpostalı ve takvimi olan tek bir yer bile yok. istanbul’a sırf senin için geri dönmek istiyorum kabalcı canımsın.
kinder bueno-ne yazık ki son zamanlardaki haliyle iç burkan bir yer artık beşiktaş şubesi. ne zaman gitsem biraz daha ufalmış görüyorum. çocukluğumun ufacık kitapçısından devasa bir kitap-defter şenliğine, adım adım yan dükkanları alarak dönüşen kitapçı şimdilerde parça parça bölüyor kendisini yeniden. hatta öyle ki bu nedenle tam da erol foto’nun yanındaki sokakta bulunan gutenberg kapısı bile artık yok. alansal daralma dışında da malesef ne yeni gelenlerde ne de o eski geniş arşivinde kitap yok denecek kadar az. o kadar ki 3. katın büyük bölümünü kaplayan 3-5 liralık kelepir kitaplar indirilmiş 2. katın raflarına. bu da yetmemiş boş kalan da bir çok raf var malesef. dergi reyonunda bile eksikler var. dergilerin olduğu o daracık alanda insanların omuz omuza, kıç kıça dergi karıştıramayacaklarını, başka bir kitapçıda göze kestirilen bir kitabın illa gelip kabalcı’dan alınamayacağını düşünmek daraltıyor beni kaç gündür. bütün bu olan biteni sorduğun yılların çalışanı somurtkan kasiyer kıza göre sadece ufalmaya gidiyor kabalcı, kapanmayacak. ama bu halini görüp de inanmak zor geliyor insana. kabalcı olmadan beşiktaş da ne çok eksik.
cervantes1614