Murat Erdin yazdıKaraköy’deki Galata Rum Okulu’nda açılan İlk raunt adlı sergi, sosyo-politik konuları odağında tutan 67 Türkiyeli sanatçının farklı disiplinlerde ortaya koydukları 80’e yakın esere ev sahipliği yapıyor. Banu-Hakan Çarmıklı koleksiyonuna dahil olan eserler, fotoğraf, video, pentür, yerleştirme ve enstalasyonlardan oluşuyor. Sergi, adına “Yeni Türkiye” denilen arabesk bir hayattan örnekler de sunuyor bizlere. Ferhat Özgür’ün sayılmayan sandıklardan oluşturduğu “demokrasi kulesi”, Songül Boyraz ve Peter Höll’ün üzerinde “Allah Korusun” yazan can simitleri, Serra Behar’ın içinde tespihler olan ecza dolabıyla yaptığı “İsimsiz”i, Ali Cabbar’ın “Kanaviçe Demokrasisi” onlardan birkaçı.
Halil Altındere’nin “Homeland’i, Fırat Engin’in “Anavatanı”, Mehmet Güleryüz’ün “Çadır”ı ve Güneş Terkol’un “Evim Kalbimdir” adlı çalışmaları ise gündemimizden hiç düşmeyen mülteci ve göç sorununa odaklanıyor. Kapıdan giren herkesi yanıp sönen ışıklarıyla karşılayan Hakan Onur’un “Türkiye-Hayat Ağacı” adlı çalışmasını da unutmayalım.Serginin devamında Bedri Baykam, Fulya Çetin, Vahap Avşar ve Neriman Polat karşılıyor bizi. Her biri farklı yaşanmışlıkları ve yaralanmaları anlatan üst kattaki eserler, kadına şiddet sorununu çarpıyor yüzümüze. Sabire Susuz, Kezban Arca Batıbeki, Eda Gizem Uğur buradaki diğer sanatçılar. Şükran Moral, 1997’de İstanbul’un Yüksek Kaldırımı’nda yaptığı genelev performansıyla yeniden gözümüzün önünde.
İlk Raunt, Türkiye’nin bitmeyen sorunlarını, kanlı kavgalarla dolu rauntlarını hem siyasal hem de sosyal açıdan başarılı bir bütünsellikle anlatıyor. Yıllar boyunca titizlikle örülmüş bir arayışı – belki buna huzur arayışı da diyebiliriz – sanatın saygılı ama çarpıcı diliyle anlatıyor. 12 Mayıs’a dek görebilirsiniz.
Halil Altındere’nin “Homeland’i, Fırat Engin’in “Anavatanı”, Mehmet Güleryüz’ün “Çadır”ı ve Güneş Terkol’un “Evim Kalbimdir” adlı çalışmaları ise gündemimizden hiç düşmeyen mülteci ve göç sorununa odaklanıyor. Kapıdan giren herkesi yanıp sönen ışıklarıyla karşılayan Hakan Onur’un “Türkiye-Hayat Ağacı” adlı çalışmasını da unutmayalım.Serginin devamında Bedri Baykam, Fulya Çetin, Vahap Avşar ve Neriman Polat karşılıyor bizi. Her biri farklı yaşanmışlıkları ve yaralanmaları anlatan üst kattaki eserler, kadına şiddet sorununu çarpıyor yüzümüze. Sabire Susuz, Kezban Arca Batıbeki, Eda Gizem Uğur buradaki diğer sanatçılar. Şükran Moral, 1997’de İstanbul’un Yüksek Kaldırımı’nda yaptığı genelev performansıyla yeniden gözümüzün önünde.İlk Raunt, Türkiye’nin bitmeyen sorunlarını, kanlı kavgalarla dolu rauntlarını hem siyasal hem de sosyal açıdan başarılı bir bütünsellikle anlatıyor. Yıllar boyunca titizlikle örülmüş bir arayışı – belki buna huzur arayışı da diyebiliriz – sanatın saygılı ama çarpıcı diliyle anlatıyor. 12 Mayıs’a dek görebilirsiniz. 
