Röportaj: Yusuf Çifci
Soft Analog, son günlerde oldukça dikkat çeken bir isim. Grup, 2019 yılında Ankara'da kuruluyor. Şu sıralar konser takvimleri oldukça yoğun olan Saft Analog, grubun kurucusu Ömer Çelik ve İdil Tavşanlı ile müzik çalışmalarına devam ediyor. Grubun esin kaynağı, 80’- 90’ dönemlerindeki sound, giyim, tarz ve yaklaşım… Özellikle dönemin synthesizer kullanımı, drum machine, disco funk bass ve davul desenleri, eskinin havalı modası (vintage) kıyafetler, gözlükler ve renk paletinden etkileniyor ve bunların modern dünyayla birleşmiş halinden yeni bir üretim oluşturmaya çabalıyor.
Grubun ismi, grubun yaptığı müziği yansıtıyor. Analog kelimesi grubun sound’unun bir parçası olan ve kullanmayı sevdikleri eski synthler ve aynı zamanda plak, kaset gibi analog cihazlardan geliyor. Soft kelimesi iste grubun sound’unun yumuşak, chill havasını ifade ediyor.
Geçtiğimiz günlerde Küçükçiftlik Park'ta "Park’ta Rock" konserleri kapsamında grubu izleme fırsatı bulduğumu ve oldukça hayran kaldığımı ifade etmeliyim. Son bir haftadır işe giderken grubun "Boşluğun İçinde" isimli şarkılarını dinliyorum. Tabii, diğer şarkıların da hakkını yemeyelim.
Mürekkep Söyleşiler'de bu hafta Soft Analog grubu ile müzik konuştuk.
Soft Analog adıyla 2019 yılında kuruldunuz ve bence çok hızlı bir yol katettiniz. Grubun ismini son günlerde sıklıkla duyar oldum. Nasıl gidiyor müzik çalışmalarınız?
Son iki yılda sıkı çalışmalar yaptık ve yayınladık, sürecin bu şekilde devam etmesi bizi çok mutlu ediyor. Şu anda konserlere yoğunlaşmış durumdayız bir süreliğine, fakat yılın sonuna doğru yeni kayıtlar ve bestelerle ilgileniyor olacağız.
Geçtiğimiz günlerde Küçükçiftlik Park’ta, Park’ta Rock konserleri kapsamında iki gün üst üste ön grup olarak sahne aldınız? Nasıl bir deneyimdi?
Küçükçiftlik Park önceden birçok sanatçının konserlerini izlediğimiz, bizim için özel olan bir yerdi. Burada Büyük Ev Ablukada ile aynı sahneyi paylaşmak bizi çok heyecanlandıran, aynı zamanda çok mutlu eden bir deneyim oldu. Böyle bir fırsatımız olduğu için sevinçliyiz.
Pandemi dolayısıyla aslında pek de sahne alma şansınız olmadı. Bunun yanında konseri izlediğimde sahneye hâkim ve birbiri ile uyumlu bir grup gördüm. Nasıl yakaladınız bu uyumu?
Açıkçası bu ilk sahnelerimizden önce çok heyecanlanıyorduk. Ancak, müziğimizi sahnede duymanın motivasyonu ve dinleyicilerin verdiği enerji sayesinde ait olduğumuz yerde hissettik. İçimizden geldiği gibi şarkılarımızı çaldık, dans ettik ve çok eğlendik.
Bu arada yine aynı konserde ön grup olmanıza rağmen sizi dinlemeye gelen takipçileriniz de vardı. Bir dinleyici kitleniz oluşuyor diyebilir miyiz?
Zamanla dinleyici kitlemizin arttığını sosyal mecralardan hissediyorduk. Son dönmelerde konser takvimimizi takip eden ve konserlerimize gelmek isteyen dinleyicilerimizle bir iletişimimiz de olmaya başlamıştı. Bu konserler aracılığıyla da iletişimimiz yüz yüze ve çok daha güçlü oldu.
Hakkınızdaki yorumları okurken şöyle bir yoruma denk geldim: “Elektronik müzik seven ama sakinlik isteyenler için nimet.” Sahi, tam olarak kime hitap ediyorsunuz? Tam olarak müzikle derdiniz nedir?
Yaptığımız müzik ruh halimize ve o sırada bizi ne türde sesler etkiliyorsa ona göre şekilleniyor aslında, belli sound’lara bağlı kalmayı tercih etmiyoruz. Bu yüzden özellikle hitap ettiğimiz spesifik bir kitle var mı emin değiliz. Şu ana kadar yayınladığımız şarkılarımızda elektronik müziği kullanma şeklimiz sakin bir atmosfer yaratmamızı sağlamış oldu, fakat bu daha heyecanlı ve enerjik yanımızı ortaya koymayacağımız anlamına gelmiyor diyelim. :)
Müziğinizde daha çok 80 - 90 dönemlerindeki sound’lara odaklanıyorsunuz. Ayrıca yine giyim tarzı olarak da bu döneme yoğunlaşıyorsunuz. Bahsi geçen yıllar sizin için ne ifade ediyor? Geçmişe özlem mi yoksa geçmişi yeniden yaşamak mı?
80-90 ve hatta 70’ler dönemlerinin müziği bize her zaman çok etkileyici geliyor, bu sound'ları şu anda da yaşatmak çok hoşumuza gidiyor bu yüzden. 70’lerden başlayarak bu yıllarda sanat dünyasında çok farklı ve yaratıcı bir rüzgâr estiğini düşünüyoruz ve bu dönemlerin ruhu hala çok güçlü. Kısaca özlem veya geçmişi yeniden yaşamaktansa bu ruhun bir kısmını devam ettirmek diyebiliriz.
Şarkılarınızı genellikle tekli olarak yayınlıyorsunuz. Geçtiğimiz günlerde de Arasında Dünyanın adıyla bir de EP yayınladınız. Neden bir bütün olarak albüm değil de teklilerle ilerliyorsunuz?
İlk adım olarak teklilerle yolumuza başlamayı tercih ettik, hem sound’umuzun oturmasını hem de kendimizi bu konuda daha iyi tanıtmamızı sağlamış oldu. Aynı zamanda dijital dağıtımın da bu kararı vermemizde etkisi var. Aslında konsept işler ve albümler bizi daha çok heyecanlandırıyor ve daha çok hoşumuza gidiyor. İlerleyen süreçte bu şekilde çalışmalarımız olacak, Arasında Dünyanın EP’si de bunun bir ön adımıydı.
Son olarak şüphesiz önünüzde uzun bir yol. Hayaliniz nedir?
Global festivallerde sahne almak ve her zaman yaptığımız işlerimizin üzerine koyarak içimize sinerek üretmek en büyük hayalimiz. Dinleyicimize değer veriyoruz ve onlarla değerli şeyleri paylaşmak istiyoruz. Yolculuğumuz yeni başladı, biz de neler olacağını büyük bir merakla bekliyoruz. :)
Soft Analog, son günlerde oldukça dikkat çeken bir isim. Grup, 2019 yılında Ankara'da kuruluyor. Şu sıralar konser takvimleri oldukça yoğun olan Saft Analog, grubun kurucusu Ömer Çelik ve İdil Tavşanlı ile müzik çalışmalarına devam ediyor. Grubun esin kaynağı, 80’- 90’ dönemlerindeki sound, giyim, tarz ve yaklaşım… Özellikle dönemin synthesizer kullanımı, drum machine, disco funk bass ve davul desenleri, eskinin havalı modası (vintage) kıyafetler, gözlükler ve renk paletinden etkileniyor ve bunların modern dünyayla birleşmiş halinden yeni bir üretim oluşturmaya çabalıyor.
Grubun ismi, grubun yaptığı müziği yansıtıyor. Analog kelimesi grubun sound’unun bir parçası olan ve kullanmayı sevdikleri eski synthler ve aynı zamanda plak, kaset gibi analog cihazlardan geliyor. Soft kelimesi iste grubun sound’unun yumuşak, chill havasını ifade ediyor.
Geçtiğimiz günlerde Küçükçiftlik Park'ta "Park’ta Rock" konserleri kapsamında grubu izleme fırsatı bulduğumu ve oldukça hayran kaldığımı ifade etmeliyim. Son bir haftadır işe giderken grubun "Boşluğun İçinde" isimli şarkılarını dinliyorum. Tabii, diğer şarkıların da hakkını yemeyelim.
Mürekkep Söyleşiler'de bu hafta Soft Analog grubu ile müzik konuştuk.
Soft Analog adıyla 2019 yılında kuruldunuz ve bence çok hızlı bir yol katettiniz. Grubun ismini son günlerde sıklıkla duyar oldum. Nasıl gidiyor müzik çalışmalarınız?
Son iki yılda sıkı çalışmalar yaptık ve yayınladık, sürecin bu şekilde devam etmesi bizi çok mutlu ediyor. Şu anda konserlere yoğunlaşmış durumdayız bir süreliğine, fakat yılın sonuna doğru yeni kayıtlar ve bestelerle ilgileniyor olacağız.
Geçtiğimiz günlerde Küçükçiftlik Park’ta, Park’ta Rock konserleri kapsamında iki gün üst üste ön grup olarak sahne aldınız? Nasıl bir deneyimdi?
Küçükçiftlik Park önceden birçok sanatçının konserlerini izlediğimiz, bizim için özel olan bir yerdi. Burada Büyük Ev Ablukada ile aynı sahneyi paylaşmak bizi çok heyecanlandıran, aynı zamanda çok mutlu eden bir deneyim oldu. Böyle bir fırsatımız olduğu için sevinçliyiz.
Pandemi dolayısıyla aslında pek de sahne alma şansınız olmadı. Bunun yanında konseri izlediğimde sahneye hâkim ve birbiri ile uyumlu bir grup gördüm. Nasıl yakaladınız bu uyumu?
Açıkçası bu ilk sahnelerimizden önce çok heyecanlanıyorduk. Ancak, müziğimizi sahnede duymanın motivasyonu ve dinleyicilerin verdiği enerji sayesinde ait olduğumuz yerde hissettik. İçimizden geldiği gibi şarkılarımızı çaldık, dans ettik ve çok eğlendik.
Bu arada yine aynı konserde ön grup olmanıza rağmen sizi dinlemeye gelen takipçileriniz de vardı. Bir dinleyici kitleniz oluşuyor diyebilir miyiz?
Zamanla dinleyici kitlemizin arttığını sosyal mecralardan hissediyorduk. Son dönmelerde konser takvimimizi takip eden ve konserlerimize gelmek isteyen dinleyicilerimizle bir iletişimimiz de olmaya başlamıştı. Bu konserler aracılığıyla da iletişimimiz yüz yüze ve çok daha güçlü oldu.
Hakkınızdaki yorumları okurken şöyle bir yoruma denk geldim: “Elektronik müzik seven ama sakinlik isteyenler için nimet.” Sahi, tam olarak kime hitap ediyorsunuz? Tam olarak müzikle derdiniz nedir?
Yaptığımız müzik ruh halimize ve o sırada bizi ne türde sesler etkiliyorsa ona göre şekilleniyor aslında, belli sound’lara bağlı kalmayı tercih etmiyoruz. Bu yüzden özellikle hitap ettiğimiz spesifik bir kitle var mı emin değiliz. Şu ana kadar yayınladığımız şarkılarımızda elektronik müziği kullanma şeklimiz sakin bir atmosfer yaratmamızı sağlamış oldu, fakat bu daha heyecanlı ve enerjik yanımızı ortaya koymayacağımız anlamına gelmiyor diyelim. :)
Müziğinizde daha çok 80 - 90 dönemlerindeki sound’lara odaklanıyorsunuz. Ayrıca yine giyim tarzı olarak da bu döneme yoğunlaşıyorsunuz. Bahsi geçen yıllar sizin için ne ifade ediyor? Geçmişe özlem mi yoksa geçmişi yeniden yaşamak mı?
80-90 ve hatta 70’ler dönemlerinin müziği bize her zaman çok etkileyici geliyor, bu sound'ları şu anda da yaşatmak çok hoşumuza gidiyor bu yüzden. 70’lerden başlayarak bu yıllarda sanat dünyasında çok farklı ve yaratıcı bir rüzgâr estiğini düşünüyoruz ve bu dönemlerin ruhu hala çok güçlü. Kısaca özlem veya geçmişi yeniden yaşamaktansa bu ruhun bir kısmını devam ettirmek diyebiliriz.
Şarkılarınızı genellikle tekli olarak yayınlıyorsunuz. Geçtiğimiz günlerde de Arasında Dünyanın adıyla bir de EP yayınladınız. Neden bir bütün olarak albüm değil de teklilerle ilerliyorsunuz?
İlk adım olarak teklilerle yolumuza başlamayı tercih ettik, hem sound’umuzun oturmasını hem de kendimizi bu konuda daha iyi tanıtmamızı sağlamış oldu. Aynı zamanda dijital dağıtımın da bu kararı vermemizde etkisi var. Aslında konsept işler ve albümler bizi daha çok heyecanlandırıyor ve daha çok hoşumuza gidiyor. İlerleyen süreçte bu şekilde çalışmalarımız olacak, Arasında Dünyanın EP’si de bunun bir ön adımıydı.
Son olarak şüphesiz önünüzde uzun bir yol. Hayaliniz nedir?
Global festivallerde sahne almak ve her zaman yaptığımız işlerimizin üzerine koyarak içimize sinerek üretmek en büyük hayalimiz. Dinleyicimize değer veriyoruz ve onlarla değerli şeyleri paylaşmak istiyoruz. Yolculuğumuz yeni başladı, biz de neler olacağını büyük bir merakla bekliyoruz. :)