Salon’da sezonun ilk konseri elektronik müziğin en yeni keşiflerinden Roosevelt
Salon’da yeni sezon, Alman synthpop prodüktörü Marius Lauber’in solo projesi Roosevelt ile 22 Eylül Cuma akşamı başlayacak. Yeni sezonun ilk etkinliği için İstanbul’u ziyaret edecek olan Roosevelt, kariyerinin başında tekno sahnesinin cezbeden ritimlerine hayır diyemedi ve kentle özdeşleşen, ikonik Total Confusion Party gecelerinin birkaç yıl boyunca resident DJ’i oldu. 2012’de indie-pop’u tekno ile buluşturduğu Roosevelt projesinin ilk single’ı “Sea”yi, Hot Chip’ten Joe Goddard’ın plak şirketi Greco-Roman etiketiyle yayımlayan Roosevelt, 80’leri hatırlatan, bir yandan tekno altyapısına yakın duran, bir yandan da synthlerin başrolü oynadığı chillwave tınılarla flört eden parçalarıyla adını duyurdu. “Sea”yi takip eden ve aynı başarıyı yakalayan birkaç single sonrasında 2016’da kendi adını taşıyan ilk albümünü yayımladı. Glass Animals, Sundara Karma, Sinkane, Kakkmaddafakka gibi isimlere remixler yaptı, Hot Chip, Totally Enormous Extinct Dinosaurs, Crystal Fighters’a turnelerinde eşlik eden Roosevelt, İstanbul’daki ilk performansıyla 22 Eylül Cuma akşamı Salon’da. Yeni nesil klasik müziğin kadın temsilcilerinden Zoe Keating Salon’da
Salon Roosevelt ile yapacağı başlangıcın ardından, neo-klasik müziğin çıkış yapan isimlerinden bir tanesiyle Zoe Keating’le programına devam edecek. Kanadalı Keating, çocuk yaşta müzik eğitimine başlayan isimlerden. Henüz sekiz yaşında çelloyla tanışan, daha sonra ise elektronik müzik ve çağdaş kompozisyon eğitimi alan Kanadalı müzisyen, müzik kariyerinin yanında bilgi mimarisi ve data analizi alanlarında aldığı eğitiminin ardından bu teknolojileri bestelerinde de kullanmaya başladı. Kariyerinde bugüne kadar Imogen Heap, Amanda Palmer, DJ Shadow, Paolo Nutini gibi isimlerle birlikte çalışan Keating, bale, tiyatro, sinema ve televizyon dizileri için hazırladığı bestelerinin yanı sıra birçok festival ve fuardan da ödüller aldı. Besteleriyle hem pop’a hem de klasik müziğe göz kırpan Zoe Keating, 27 Eylül Çarşamba akşamı Salon sahnesinde olacak. Trip-hop sahnesinin en başarılı projelerinden Flunk 29 Eylül’de Salon’un konuğu
Salon, 29 Eylül Cuma akşamı Norveç’ten sesini dünyaya duyuran, 2000’li yılların başından bu yana parçalarıyla özellikle trip-hop severlerin zihinlerinde haklı bir yer edinmeyi başarmış Norveçli dörtlü Flunk’ı konuk ediyor. Uzun bir aradan sonra Eylül ayında yayımlayacakları ‘Chemistry and Math’ başlıklı altıncı albümlerinin ardından müzikseverin ezbere bildiği eski şarkıları ve yeni albümlerinden elektronik müziğin kimyası ve matematiğini kusursuzca yansıtan parçalarıyla Salon’da. Minor Empire cazı Türk ezgileriyle birleştiren parçalarıyla Salon’da
Yeni sezona hızlı bir başlangıç yapan Salon, Flunk konserinin hemen sonrasında 30 Eylül Cumartesi akşamı gitarist ve prodüktör Ozan Boz ile vokalist Özgü Özman liderliğinde Toronto'da kurulan Minor Empire’ı sahnesinde ağırlayacak. İlk albümleri ‘Second Nature’ ile önce Kanada’da daha sonra ise tüm dünyada dünya müziğinin en bilindik isimleri arasına giren grup, bu abümleri ile 2014’te yılın en çok satan albümlerinde ilk 10’a yerleşti. Birçok festival ve mekanda verdikleri konserlerle de kendilerine haklı bir yer edinen Minor Empire, Doğu ile Batı’yı başarı ile sunan, akustik ile elektronik arasında kusursuz bir denge kuran parçalarını dinleyici ile paylaşmak üzere Salon sahnesinde yerini alıyor. Sezon Boyunca Salon Sahnesine Konuk Olacak Diğer İsimler
Salon tüm sezon boyunca aralarında özlenen caz standartları ve sevilen hit şarkıların caz yorumlarıyla son dönemin en büyük yeteneklerinden biri kabul edilen İngiliz caz piyanisti Anthony Strong, şaman geleneğinden ödünç aldıkları ritmik ve melodik altyapıları, caz harmonileri ve güncel klasik müzikle harmonize eden, eklektik tarzıyla müzikseverlerin aklında yer eden Mammal Hands, atmosferik tech-house’dan shoegaze ve downtempoya uzanan parçalarıyla İngiliz DJ ve prodüktör Nathan Fake, daha önce Greg Haines ile beraber Salon’u ziyaret eden, müzikte İngiliz minamalizmini en iyi yansıtan isimlerden, şarkıcı ve söz yazarı Douglas Dare, parçalarındaki kusursuz melodi ve ritim altyapısıyla 70’lere göz kırpan, kendi tabirleriyle “tropical garage” grubu Papooz, müzikte 80’lerden kopamayanlar için bugünün kuşkusuz en iyi solo projelerinden, A.B.D.’li Seth Haley’nin synthwave projesi Com Truise, yeni nesil müzik prodüktörleri arasında ismini altın harflerle yazdıran, trip-hop’tan R&B ve hatta dub’a gönderme yapan parçalarıyla Mathew Barnes’ın projesi Forest Swords’un da olduğu birçok ismi sahnesinde ağırlayacak.Salon, Kasım ve Aralık aylarında ise albümleri ile yenilikçi caz denemelerinin önde gelen isimlerinden, doğaçlama yeteneğiyle hayranlık uyandıran Fransız neo-caz müzisyeni Makaya McCraven’dan başlayarak, İzlanda’nın folk müzik adına medağ-ı iftiharı, yaylılar söz konusu olduğunda akla gelen ilk isimlerden Ólöf Arnalds, son dönemin halk ozanı kadınlarının en etkileyicilerinden, New Yorklu şarkıcı, söz yazarı Julie Byrne, 70’ler funk caz’ını modern Londra hip-hop’ı ve beat’leriyle birleştirdiği sound’uyla Henry Wu’nun yepyeni projesi The Kamaal Williams Ensemble, caz, klasik, drum’n’bass türlerinin sentezini kusursuz detaylarla sunan, multi-enstrümantalist Joe Acheson’ın akustik elektronik projesi Hidden Orchestra, İskandinavların müzik dünyasına kazandırdığı, sesi ve akustik performanslarıyla göz dolduran Norveçli yetenek Siv Jakobsen, grime, elektronika ve cazı birleştiren, Londralı neo caz davulcusu ve prodüktörü Moses Boyd Exodus, farklı müzikal türlere cesur yaklaşımıyla 20 seneyi aşkın süredir varlığını sürdüren, yeni albümleri ‘TFCF’in turnesi kapsamında İstanbul’u ziyaret edecek olan New Yorklu dance punk, art rock grubu Liars, doğuyla batı ezgilerini oryantal ve modern enstrümanlar, analog ve dijital seslerle birleştirip kendi özgün tarzlarıyla sunan Anna RF ve post-rock’ın gurur kaynağı isimlerinden, türün 2000’lerdeki en önemli temsilcilerinden 65daysofstatic’in de aralarında bulunduğu güncel müziğin önemli yıldızlarını ağırlamaya devam edecek. Bütün yıl sürecek Garanti Caz Yeşili konserleri kapsamında Salon dinleyicisinin oldukça yakından tanıdığı, Danimarkalı müzisyen Brian Batz'ın dream-pop projesi Sleep Party People son albümü ‘Lingering’den parçalarla bir kez daha İstanbul’u ve Salon’u ziyaret edecek isimler arasında yer alıyor. Ayrıca kışa adeta meydan okuyan sıcak tınılarla dinleyici ile buluşacak olan İsrailli indie pop grubu Lola Marsh ile indie rock ve synth pop’’un İngiliz temsilcileri Wild Beasts ve ABD’li Ernest Greene’in dream pop, synth pop, chillwave projesi Washed Out da %100 Müzik konseptinde Salon’da dinleyici ile buluşacak. Salon hız kesmeden 2018’de de programına devam edecek. Çocuk yaşta müziğe olan yeteneğini Berklee College of Music’te eğitim alarak pekiştiren ve 2015’te yayımladığı ‘The Chopin Variations’ albümü ile Billboard’dan iTunes’a kadar birçok klasik müzik listesinde bir numaraya yerleşen Amerikalı solo piyanist Chad Lawson Nisan ayında Salon’da vereceği üst üste iki konserle dinleyici ile buluşacak. Müzik eğitimini tamamladıktan sonra kendi triosunu kuran, bu ekiple bir de albüm çıkartan Lawson, Latin müziğin efsane ismi Julio Iglesias’ın klavyecisi olarak İspanyol müzisyenle turnelere çıktı. İlk solo albümünü 2009’da yayımlayan ve birçok dizi ile reklam filminde parçalarıyla yer alan Lawson, klasik müziğin titreşimlerini caz doğaçlamalarıyla birleştiren benzersiz bir performans vadediyor.
Salon’da yeni sezon, Alman synthpop prodüktörü Marius Lauber’in solo projesi Roosevelt ile 22 Eylül Cuma akşamı başlayacak. Yeni sezonun ilk etkinliği için İstanbul’u ziyaret edecek olan Roosevelt, kariyerinin başında tekno sahnesinin cezbeden ritimlerine hayır diyemedi ve kentle özdeşleşen, ikonik Total Confusion Party gecelerinin birkaç yıl boyunca resident DJ’i oldu. 2012’de indie-pop’u tekno ile buluşturduğu Roosevelt projesinin ilk single’ı “Sea”yi, Hot Chip’ten Joe Goddard’ın plak şirketi Greco-Roman etiketiyle yayımlayan Roosevelt, 80’leri hatırlatan, bir yandan tekno altyapısına yakın duran, bir yandan da synthlerin başrolü oynadığı chillwave tınılarla flört eden parçalarıyla adını duyurdu. “Sea”yi takip eden ve aynı başarıyı yakalayan birkaç single sonrasında 2016’da kendi adını taşıyan ilk albümünü yayımladı. Glass Animals, Sundara Karma, Sinkane, Kakkmaddafakka gibi isimlere remixler yaptı, Hot Chip, Totally Enormous Extinct Dinosaurs, Crystal Fighters’a turnelerinde eşlik eden Roosevelt, İstanbul’daki ilk performansıyla 22 Eylül Cuma akşamı Salon’da. Yeni nesil klasik müziğin kadın temsilcilerinden Zoe Keating Salon’da
Salon Roosevelt ile yapacağı başlangıcın ardından, neo-klasik müziğin çıkış yapan isimlerinden bir tanesiyle Zoe Keating’le programına devam edecek. Kanadalı Keating, çocuk yaşta müzik eğitimine başlayan isimlerden. Henüz sekiz yaşında çelloyla tanışan, daha sonra ise elektronik müzik ve çağdaş kompozisyon eğitimi alan Kanadalı müzisyen, müzik kariyerinin yanında bilgi mimarisi ve data analizi alanlarında aldığı eğitiminin ardından bu teknolojileri bestelerinde de kullanmaya başladı. Kariyerinde bugüne kadar Imogen Heap, Amanda Palmer, DJ Shadow, Paolo Nutini gibi isimlerle birlikte çalışan Keating, bale, tiyatro, sinema ve televizyon dizileri için hazırladığı bestelerinin yanı sıra birçok festival ve fuardan da ödüller aldı. Besteleriyle hem pop’a hem de klasik müziğe göz kırpan Zoe Keating, 27 Eylül Çarşamba akşamı Salon sahnesinde olacak. Trip-hop sahnesinin en başarılı projelerinden Flunk 29 Eylül’de Salon’un konuğu
Salon, 29 Eylül Cuma akşamı Norveç’ten sesini dünyaya duyuran, 2000’li yılların başından bu yana parçalarıyla özellikle trip-hop severlerin zihinlerinde haklı bir yer edinmeyi başarmış Norveçli dörtlü Flunk’ı konuk ediyor. Uzun bir aradan sonra Eylül ayında yayımlayacakları ‘Chemistry and Math’ başlıklı altıncı albümlerinin ardından müzikseverin ezbere bildiği eski şarkıları ve yeni albümlerinden elektronik müziğin kimyası ve matematiğini kusursuzca yansıtan parçalarıyla Salon’da. Minor Empire cazı Türk ezgileriyle birleştiren parçalarıyla Salon’da
Yeni sezona hızlı bir başlangıç yapan Salon, Flunk konserinin hemen sonrasında 30 Eylül Cumartesi akşamı gitarist ve prodüktör Ozan Boz ile vokalist Özgü Özman liderliğinde Toronto'da kurulan Minor Empire’ı sahnesinde ağırlayacak. İlk albümleri ‘Second Nature’ ile önce Kanada’da daha sonra ise tüm dünyada dünya müziğinin en bilindik isimleri arasına giren grup, bu abümleri ile 2014’te yılın en çok satan albümlerinde ilk 10’a yerleşti. Birçok festival ve mekanda verdikleri konserlerle de kendilerine haklı bir yer edinen Minor Empire, Doğu ile Batı’yı başarı ile sunan, akustik ile elektronik arasında kusursuz bir denge kuran parçalarını dinleyici ile paylaşmak üzere Salon sahnesinde yerini alıyor. Sezon Boyunca Salon Sahnesine Konuk Olacak Diğer İsimler
Salon tüm sezon boyunca aralarında özlenen caz standartları ve sevilen hit şarkıların caz yorumlarıyla son dönemin en büyük yeteneklerinden biri kabul edilen İngiliz caz piyanisti Anthony Strong, şaman geleneğinden ödünç aldıkları ritmik ve melodik altyapıları, caz harmonileri ve güncel klasik müzikle harmonize eden, eklektik tarzıyla müzikseverlerin aklında yer eden Mammal Hands, atmosferik tech-house’dan shoegaze ve downtempoya uzanan parçalarıyla İngiliz DJ ve prodüktör Nathan Fake, daha önce Greg Haines ile beraber Salon’u ziyaret eden, müzikte İngiliz minamalizmini en iyi yansıtan isimlerden, şarkıcı ve söz yazarı Douglas Dare, parçalarındaki kusursuz melodi ve ritim altyapısıyla 70’lere göz kırpan, kendi tabirleriyle “tropical garage” grubu Papooz, müzikte 80’lerden kopamayanlar için bugünün kuşkusuz en iyi solo projelerinden, A.B.D.’li Seth Haley’nin synthwave projesi Com Truise, yeni nesil müzik prodüktörleri arasında ismini altın harflerle yazdıran, trip-hop’tan R&B ve hatta dub’a gönderme yapan parçalarıyla Mathew Barnes’ın projesi Forest Swords’un da olduğu birçok ismi sahnesinde ağırlayacak.Salon, Kasım ve Aralık aylarında ise albümleri ile yenilikçi caz denemelerinin önde gelen isimlerinden, doğaçlama yeteneğiyle hayranlık uyandıran Fransız neo-caz müzisyeni Makaya McCraven’dan başlayarak, İzlanda’nın folk müzik adına medağ-ı iftiharı, yaylılar söz konusu olduğunda akla gelen ilk isimlerden Ólöf Arnalds, son dönemin halk ozanı kadınlarının en etkileyicilerinden, New Yorklu şarkıcı, söz yazarı Julie Byrne, 70’ler funk caz’ını modern Londra hip-hop’ı ve beat’leriyle birleştirdiği sound’uyla Henry Wu’nun yepyeni projesi The Kamaal Williams Ensemble, caz, klasik, drum’n’bass türlerinin sentezini kusursuz detaylarla sunan, multi-enstrümantalist Joe Acheson’ın akustik elektronik projesi Hidden Orchestra, İskandinavların müzik dünyasına kazandırdığı, sesi ve akustik performanslarıyla göz dolduran Norveçli yetenek Siv Jakobsen, grime, elektronika ve cazı birleştiren, Londralı neo caz davulcusu ve prodüktörü Moses Boyd Exodus, farklı müzikal türlere cesur yaklaşımıyla 20 seneyi aşkın süredir varlığını sürdüren, yeni albümleri ‘TFCF’in turnesi kapsamında İstanbul’u ziyaret edecek olan New Yorklu dance punk, art rock grubu Liars, doğuyla batı ezgilerini oryantal ve modern enstrümanlar, analog ve dijital seslerle birleştirip kendi özgün tarzlarıyla sunan Anna RF ve post-rock’ın gurur kaynağı isimlerinden, türün 2000’lerdeki en önemli temsilcilerinden 65daysofstatic’in de aralarında bulunduğu güncel müziğin önemli yıldızlarını ağırlamaya devam edecek. Bütün yıl sürecek Garanti Caz Yeşili konserleri kapsamında Salon dinleyicisinin oldukça yakından tanıdığı, Danimarkalı müzisyen Brian Batz'ın dream-pop projesi Sleep Party People son albümü ‘Lingering’den parçalarla bir kez daha İstanbul’u ve Salon’u ziyaret edecek isimler arasında yer alıyor. Ayrıca kışa adeta meydan okuyan sıcak tınılarla dinleyici ile buluşacak olan İsrailli indie pop grubu Lola Marsh ile indie rock ve synth pop’’un İngiliz temsilcileri Wild Beasts ve ABD’li Ernest Greene’in dream pop, synth pop, chillwave projesi Washed Out da %100 Müzik konseptinde Salon’da dinleyici ile buluşacak. Salon hız kesmeden 2018’de de programına devam edecek. Çocuk yaşta müziğe olan yeteneğini Berklee College of Music’te eğitim alarak pekiştiren ve 2015’te yayımladığı ‘The Chopin Variations’ albümü ile Billboard’dan iTunes’a kadar birçok klasik müzik listesinde bir numaraya yerleşen Amerikalı solo piyanist Chad Lawson Nisan ayında Salon’da vereceği üst üste iki konserle dinleyici ile buluşacak. Müzik eğitimini tamamladıktan sonra kendi triosunu kuran, bu ekiple bir de albüm çıkartan Lawson, Latin müziğin efsane ismi Julio Iglesias’ın klavyecisi olarak İspanyol müzisyenle turnelere çıktı. İlk solo albümünü 2009’da yayımlayan ve birçok dizi ile reklam filminde parçalarıyla yer alan Lawson, klasik müziğin titreşimlerini caz doğaçlamalarıyla birleştiren benzersiz bir performans vadediyor.