Yusuf Çifci yazdı
Geçtiğimiz günlerde her ne kadar Metin Akpınar’ın yaşamına odaklanıyor gibi görünse de aslında arka planda koskoca bir Türkiye tiyatrosunu merceğe alan “İyi ki Yapmışım” belgeselini izledim. Belgesel belki de başka bir yazının konusu. Belgeseli izlerken Devekuşu Kabare’nin muhteşem oyuncularını düşündüm: Metin Akpınar, Zeki Alasya, Nevra Serezli, Demet Akbağ… Ne büyük oyuncular. Maalesef benim gibi 90’lı yılların tam da başında doğan biri için bu büyük isimlerin çoğunu sahnede izlemek pek de mümkün olmadı. Geçtiğimiz yıl neyse ki Nevra Serezli uzun yıllar sonra sahnelere döndü de büyük bir ismi sahnede izleme onuruna erişebildim. (Bu arada Nevra Serezli ile yine ayın vesilesi ile röportaj yapmak da bizi oldukça mutlu etmişti.) Sadece Devekuşu Kabare oyuncuları değil yine Türkiye tiyatrosunun pek çok oyuncusunu izleyemeden o büyük oyuncular maalesef ki aramızdan ayrıldılar.
Bu duygular içerisinde iç çekerken bir tiyatronun basın bülteni düştü mail kutuma: Plastik Aşklar. Kim oynuyor peki? Oya Başar ve Begüm Birgören. Herhalde benim kuşağım için televizyondaki en ilgi çekici içeriklerin başında, Levent Kırca ve Oya Başar’ın büyük bir cesaret örneği ile ekrana getirdiği ve zamanını oldukça iyi yansıtan Olacak O Kadar olmuştur. Levent Kırca maalesef ki aramızdan çok genç yaşta ayrıldı. Oya Başar’ı ise bugüne kadar sahne izleme şansım olmamıştı. Büyük bir heyecanla takvime baktım. Gayet uygun bir tarih. Üstelik bir açık havada.
Avlusunda nice konser izlediğimiz KüçükÇiftlik Park, geçtiğimiz yıl KüçükÇiftlik Bahçe Tiyatrosu adıyla ve tamamen tiyatroya destek vermek amacıyla, üstelik büyük yatırımlarla sahnesini tiyatroya açtı. Hafta içi sezonun popüler oyunları çoğunlukla sold out olarak tiyatroseverlere şehirde bir alternatif sunuyor. İşte plastik aşklar da KüçükÇiftlik Bahçe Tiyatrosu’nun bu seneki oyunlarından bir tanesiydi. Her zaman olduğu gibi bahçe hıncahınç doluydu.
Plastik Aşklar, aynı adama âşık olan Alev ve Sezen’in kimi zaman zaaflarına, kimi zaman kavgalarına, kimi zaman saflıklarına ama en çok da ne kadar kavga ederlerse etsinler bir kadın dayanışmasına odaklanıyor. Bankada vezne görevlisi olan ve artık orta yaşı geçmiş olan Alev (Oya Başar), kocasını genç olduğu kadar saf da olan Sezen’e (Begüm Birgören) kaptırmıştır. Alev, çeşitli intihar yöntemleri deneyip başarılı olamayınca yukarıdan bir işaret bekler. O işaretin gelmesi pek de uzun sürmez, zira kapıya kocası Tolga’nın yeni sevgilisi Sezen gelmiştir. İlk başta birbirlerini pek sevmeseler de öldü sandıkları Tolga’dan gelen video mesaj ikisini de aynı tarafa çeker.
Dev Sahnede Dev Oyunculuklar
Komedi türünde olan Plastik Aşklar, yer yer klişenin rüzgârına kapılsa da Oya Başar ve Begüm Birgören’in usta oyunculuğu ile ılık yaz akşamını kahkahalarla dolduruyor. Begüm Birgören’in tiyatroda henüz bir “öğrenci” olduğunu vurgularcasına zaman zaman dilinin dolaşması, bir “öğretmen” olan Oya Başar’ın toparlamalarıyla keyifli bir akşam vadediyor tiyatroseverlere. Tabii, sanki oyundan bağımsızmışçasına aralara serpiştirilen bazı sahneler ise izleyicide kopukluk duygusu oluşturuyor. Bir anda Alev’in meditasyon yapması, Sezen’in üzerinde çok da çalışılmamış çeşitli dans figürlerini izleyiciye aktarması her ne kadar kahkaha oranını artırsa da bütünlüklü bir oyundan ziyade sanki farklı skeçlerden oluşan bir tiyatro oyununu andırıyor. Tabii, bunda oyuna ara verilmiş olması da etkili olmuş olabilir. Oyun 2019 yılında sahneye konuluyor ama malum son 1,5 yıldır yaşadığımız olaylar oyunun oynanmasına pek de müsaade etmiyor. Ayrıca oyun sırasındaki teknik aksaklıklar da sanırım o akşamın laneti olarak oyuna gölge düşürüyor. Bu arada Tolga Karayel ve Okan Bayülgen’in küçük sürprizleri ile oyun daha da renkli hale geliyor.
Anatolia Entertainment Görsel Sanatlar yapımı olan Plastik Aşklar’ın yönetmen koltuğunda Orçun Ucal oturuyor. Oyun Ali Cüneyd Kılcıoğlu tarafından kaleme alınmış.
Oyun Sonunda Yapılan Duygusal Konuşma
Oyun bitince açık havada alkış tufanı kopuyor. Bu sırada Oya Başar sahneye geliyor ve şu konuşmayı yapıyor: “Canım Levent Kırca ile kurmuştuk tiyatro salonu olarak. Her zaman sanat için canını verdi ama bu sahnede daha fazla olamadan gitti yanımızdan. Onu saygıyla anıyorum ve sizden ona güzel bir selam istiyorum.”
Yukarıdaki sözleri duyduğumda açık havada bulunan diğer seyircileri bilmem ama ben çok duygulandım. Levent Kırca’yı izleyememiş olsam da onun diğer yarısı Oya Başar’ı izleyebildiğim gibi büyük mutluluk duydum.
www.murekkephaber.com
Geçtiğimiz günlerde her ne kadar Metin Akpınar’ın yaşamına odaklanıyor gibi görünse de aslında arka planda koskoca bir Türkiye tiyatrosunu merceğe alan “İyi ki Yapmışım” belgeselini izledim. Belgesel belki de başka bir yazının konusu. Belgeseli izlerken Devekuşu Kabare’nin muhteşem oyuncularını düşündüm: Metin Akpınar, Zeki Alasya, Nevra Serezli, Demet Akbağ… Ne büyük oyuncular. Maalesef benim gibi 90’lı yılların tam da başında doğan biri için bu büyük isimlerin çoğunu sahnede izlemek pek de mümkün olmadı. Geçtiğimiz yıl neyse ki Nevra Serezli uzun yıllar sonra sahnelere döndü de büyük bir ismi sahnede izleme onuruna erişebildim. (Bu arada Nevra Serezli ile yine ayın vesilesi ile röportaj yapmak da bizi oldukça mutlu etmişti.) Sadece Devekuşu Kabare oyuncuları değil yine Türkiye tiyatrosunun pek çok oyuncusunu izleyemeden o büyük oyuncular maalesef ki aramızdan ayrıldılar.
Bu duygular içerisinde iç çekerken bir tiyatronun basın bülteni düştü mail kutuma: Plastik Aşklar. Kim oynuyor peki? Oya Başar ve Begüm Birgören. Herhalde benim kuşağım için televizyondaki en ilgi çekici içeriklerin başında, Levent Kırca ve Oya Başar’ın büyük bir cesaret örneği ile ekrana getirdiği ve zamanını oldukça iyi yansıtan Olacak O Kadar olmuştur. Levent Kırca maalesef ki aramızdan çok genç yaşta ayrıldı. Oya Başar’ı ise bugüne kadar sahne izleme şansım olmamıştı. Büyük bir heyecanla takvime baktım. Gayet uygun bir tarih. Üstelik bir açık havada.
Avlusunda nice konser izlediğimiz KüçükÇiftlik Park, geçtiğimiz yıl KüçükÇiftlik Bahçe Tiyatrosu adıyla ve tamamen tiyatroya destek vermek amacıyla, üstelik büyük yatırımlarla sahnesini tiyatroya açtı. Hafta içi sezonun popüler oyunları çoğunlukla sold out olarak tiyatroseverlere şehirde bir alternatif sunuyor. İşte plastik aşklar da KüçükÇiftlik Bahçe Tiyatrosu’nun bu seneki oyunlarından bir tanesiydi. Her zaman olduğu gibi bahçe hıncahınç doluydu.
Plastik Aşklar, aynı adama âşık olan Alev ve Sezen’in kimi zaman zaaflarına, kimi zaman kavgalarına, kimi zaman saflıklarına ama en çok da ne kadar kavga ederlerse etsinler bir kadın dayanışmasına odaklanıyor. Bankada vezne görevlisi olan ve artık orta yaşı geçmiş olan Alev (Oya Başar), kocasını genç olduğu kadar saf da olan Sezen’e (Begüm Birgören) kaptırmıştır. Alev, çeşitli intihar yöntemleri deneyip başarılı olamayınca yukarıdan bir işaret bekler. O işaretin gelmesi pek de uzun sürmez, zira kapıya kocası Tolga’nın yeni sevgilisi Sezen gelmiştir. İlk başta birbirlerini pek sevmeseler de öldü sandıkları Tolga’dan gelen video mesaj ikisini de aynı tarafa çeker.
Dev Sahnede Dev Oyunculuklar
Komedi türünde olan Plastik Aşklar, yer yer klişenin rüzgârına kapılsa da Oya Başar ve Begüm Birgören’in usta oyunculuğu ile ılık yaz akşamını kahkahalarla dolduruyor. Begüm Birgören’in tiyatroda henüz bir “öğrenci” olduğunu vurgularcasına zaman zaman dilinin dolaşması, bir “öğretmen” olan Oya Başar’ın toparlamalarıyla keyifli bir akşam vadediyor tiyatroseverlere. Tabii, sanki oyundan bağımsızmışçasına aralara serpiştirilen bazı sahneler ise izleyicide kopukluk duygusu oluşturuyor. Bir anda Alev’in meditasyon yapması, Sezen’in üzerinde çok da çalışılmamış çeşitli dans figürlerini izleyiciye aktarması her ne kadar kahkaha oranını artırsa da bütünlüklü bir oyundan ziyade sanki farklı skeçlerden oluşan bir tiyatro oyununu andırıyor. Tabii, bunda oyuna ara verilmiş olması da etkili olmuş olabilir. Oyun 2019 yılında sahneye konuluyor ama malum son 1,5 yıldır yaşadığımız olaylar oyunun oynanmasına pek de müsaade etmiyor. Ayrıca oyun sırasındaki teknik aksaklıklar da sanırım o akşamın laneti olarak oyuna gölge düşürüyor. Bu arada Tolga Karayel ve Okan Bayülgen’in küçük sürprizleri ile oyun daha da renkli hale geliyor.
Anatolia Entertainment Görsel Sanatlar yapımı olan Plastik Aşklar’ın yönetmen koltuğunda Orçun Ucal oturuyor. Oyun Ali Cüneyd Kılcıoğlu tarafından kaleme alınmış.
Oyun Sonunda Yapılan Duygusal Konuşma
Oyun bitince açık havada alkış tufanı kopuyor. Bu sırada Oya Başar sahneye geliyor ve şu konuşmayı yapıyor: “Canım Levent Kırca ile kurmuştuk tiyatro salonu olarak. Her zaman sanat için canını verdi ama bu sahnede daha fazla olamadan gitti yanımızdan. Onu saygıyla anıyorum ve sizden ona güzel bir selam istiyorum.”
Yukarıdaki sözleri duyduğumda açık havada bulunan diğer seyircileri bilmem ama ben çok duygulandım. Levent Kırca’yı izleyememiş olsam da onun diğer yarısı Oya Başar’ı izleyebildiğim gibi büyük mutluluk duydum.
www.murekkephaber.com
Ne kadar güzel ifade etmişsiniz "diğer yarısı" diyerek. Boşanma zamanlarını hatırlayanlar durumun bu kadar romantik olmadığını bilirler. Yine de sevgili Oya Başar çok duygusal bir konuşma yapmış. Büyük ustayı saygıyla anmış olduk. Ülkemizin eğilip bükülmeyen güzel sanatçıları.