İş Sanat Kibele Sanat Galerisi, Türk plastik sanatlarının önde gelen isimlerinden heykel sanatçısı Prof. Rahmi Aksungur'un retrospektif sergisine ev sahipliği yapmaya devam ediyor. "Rahmi Aksungur Retrospektif" sergisi, 14 Nisan-14 Temmuz 2025 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşacak ve Aksungur'un yenilikçi ve modern heykel anlayışını keşfetme fırsatı sunacak.
Rahmi Aksungur’un Heykel Sanatındaki Yolculuğu
Prof. Rahmi Aksungur, geleneksel heykel sanatının sınırlarını zorlayan, özgün bir bakış açısına sahip bir sanatçıdır. Bronz, ahşap ve taş gibi malzemelerle ürettiği eserlerinde, özellikle ızgara (grid) formunu hem yapısal hem de sanatsal bir ifade biçimi olarak kullanmaktadır. Gündelik nesnelerden, mitolojik ögelerden ve canlı varlıklardan ilham alarak mekân, çevre ve ölçek ilişkisini sanatsal çalışmalarına yansıtan Aksungur’un eserleri, geçmişle geleceği birleştiren önemli bir köprü işlevi görmektedir.
Serginin İçeriği
Sergide, Rahmi Aksungur’un farklı dönemlerde ürettiği 70’ten fazla heykel, eskiz defterlerinden örnekler ve heykel çizimleri yer alıyor. Sergi, Türkiye'nin önemli sanat kurumlarından ve koleksiyonlarından ödünç alınan eserlerle zenginleşiyor. Ayrıca, Doç. Dr. Fırat Arapoğlu tarafından kaleme alınan kapsamlı bir katalog da sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.
Ziyaret Bilgisi
Sergi, 14 Temmuz 2025 tarihine kadar İş Sanat Kibele Sanat Galerisi'nde ücretsiz olarak ziyaret edilebilir. Galeri, her gün 09.00-19.00 saatleri arasında açıktır.
Sanatçının Kariyerine Genel Bakış
Rahmi Aksungur, 1955 yılında İzmir’de doğmuş, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde eğitim almış ve akademik kariyerinde büyük başarılara imza atmıştır. Sanatçı, ilk kişisel sergisini 1988 yılında açtı ve bugüne kadar yurtiçinde ve yurtdışında birçok karma sergiye katıldı. Heykelleri, Türkiye’nin önemli müzelerinin kalıcı koleksiyonlarında yer almakta ve kamusal alanlarda iz bırakan çalışmalara imza atmaktadır.
Öne Çıkan Eser: “Özlem”
Aksungur’un, Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi için özel olarak ürettiği "Özlem" (2023) adlı büyük boyutlu heykel, İstanbul Boğazı’nda nadiren görülen kılıçbalığının dramatik hikâyesini anlatıyor. Eser, insan müdahalesinin ekosistem üzerindeki etkisini sanatsal bir dille vurguluyor.