Türkiye’de HIV tanısı alan kişilerin sayısı her geçen yıl artarken, henüz test yaptırmadığı için tanı almamış binlerce kişi olduğu tahmin ediliyor. HIV, kişilerin durumlarından haberdar olmaması nedeniyle yayılmaya devam ediyor. Bununla birlikte HIV ile yaşayan bireyler çeşitli hak ihlallerine maruz kalıyorlar. Pozitif-iz Derneği her yıl bu bireylerin maruz kaldıkları hak ihlallerini raporluyor.Mürekkep Söyleşiler'de bu hafta Pozitif-iz Derneği kurucu üyesi Çiğdem Şimşek ile HIV ile yaşayan bireylerin maruz kaldıkları hak ihlallerini konuştuk. Her yıl HIV ile yaşayan bireylerin maruz kaldıkları hak ihlallerini raporluyorsunuz. Bu yıl da 2022 yılını içeren bir rapor yayınladınız. Temel bir soru ile başlamak isterim: HIV ile yaşayanların sahip oldukları temel haklar nelerdir?HIV ile yaşayanların sahip oldukları temel haklar, tüm vatandaşlar gibi yaşam hakkı, sağlık hakkı, çalışma hakkı, seyahat hakkı gibi haklar. Peki HIV ile yaşayan bireyler ne gibi hak ihlallerine maruz kalıyorlar? Hangi başlıklarda bunları toplayabiliriz?HIV ile yaşayanlar en başta sağlık erişim hakkı olmak üzere, çalışma hakkı, seyahat hakkı ve özel hayatın korunması hakkı kapsamında bir takım ihlallere maruz kalıyorlar.2022 yılı raporuna baktığımızda hem size başvuran hem de hak ihlali oranında bir artış var. Bu artışın temel sebebi nedir?Öncelikle bunun başlıca sebebi: HIV ile yaşayanlara karşı hem kamunun hem de çevrenin ön yargısı ve bunun neticesinde HIV ile yaşayanların haklarının sanki HIV ile yaşamayanlardan farklı olduğu kanaatinden kaynaklanıyor. Dernek olarak HIV ile yaşayanlara sağladığımız destek ile bu kişiler haklarının farkına varıyor ve bu destek nedeniyle birçok HIV ile yaşayan bize ulaşıyor. Bunun yanı sıra, özellikle 2021-2022 döneminde "Sağlığa Erişim Hakkı"nın Yabancılar (veya T.C. uyruklu olmayan kişilerin) nezdinde İlaç Temini ve Sağlıktan Yararlanma Hakkı konusundaki engellerin artarak büyük bir sorun haline gelmiş olup, önümüzdeki süreçte de bu durumdan kaynaklı bir artış olacağı açık.Yine yayınladığınız rapora baktığımızda 2022’de HIV’leyaşayanların maruz kaldığı hak ihlallerinin rekor kırmış olduğunu görüyoruz. Yıllar bazında baktığımızda karşımıza nasıl bir istatistik çıkıyor?Yıllar bazında artış olduğu bir gerçek. Bunun temel sebeplerinden birisi yukarıda da açıkladığımız üzere, HIV ile yaşayanlara sağladığımız destek neticesinde kişilerin haklarının farkına varmaya başlaması ve biz ve bizim gibi STK'lara ulaşabilmesi avantajı. Yine bununla birlikte, toplumsal ön yargılar, sağlık hizmetlerindeki bir takım sınırlamaları da göz önünde tutarsak bu artışın yıldan yıla %100'ün üzerinde olduğunu görüyoruz.Raporda dikkat çeken ayrıntılardan bir tanesi de yabancı uyruklu kişilere ayrımcılık ve hak ihlalleri, tüm ihlallerin neredeyse üçte biri. Yabancı bireyler niçin daha fazla hak ihlaline maruz kaşıyor?Şöyle ki, yabancı ülke vatandaşları; Türkiye’de ikamet ediyor olmaları, 5510 sayılı Kanunun ilgili maddeleri gereği sigortalı olmaları ve diğer koşulları sağlamaları durumunda genel sağlık sigortalısı sayılırlar ve kendilerine tanınan haklardan faydalanırlar. Bu kişilerin genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak tescilleri kanun kapsamında yer alan hükümlere göre yapılıyor. Ancak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 64.maddesinin birinci fıkrası (c) bendi uyarınca, Türkiye’de çalışan yabancı ülke vatandaşlarının çalışmaya başladıkları tarihten önce bulunan kronik rahatsızlıklarının finansmanı Genel Sağlık Sigortası (GSS) tarafından karşılanmıyor. Başvurucuların birçoğunda SGK tarafından kendilerine bildirilen cevap ve resmi yazılarda, söz konusu HIV tanısının daha önce alınmış olabileceği varsayımıyla ilaçlarının kesilmesi, başta mantığa ve kanuna açıkça aykırı. Kaldı ki, HIV ile enfekte olan kişiler test olmadıkları sürece enfeksiyona dair hiçbir (2-17 yıl arasında) belirti vermeyebilir. Bu kanun maddesi sanıyorum HIV ile mücadelede bir tezat oluşturuyor. HIV ile mücadelede yabancı uyruklu ya da yerli birey fark etmeksizin bütüncül olarak mücadele edilmesi gerekmiyor mu?Kesinlikle. HIV tedavisi kamu sağlığı için çok büyük önem arz ediyor. HIV vücudun içinde kendini çoğaltabildiği için bağışıklık sistemini son derece olumsuz etkiler, HIV ile yaşayanın kendisini çok miktarda çoğalttığında bağışıklık sistemi iyiden iyiye zayıflatır ve vücut diğer hastalıklara karşı korunmasız hale gelir. Bu, genellikle AIDS teşhisi konulduğu noktadır ve ortaya çıkan diğer hastalıklarla birlikte yaşamı ve kamu sağlığını tehdit eder hale gelir ki işte bu noktada HIV ile mücadelede büyük bir tezat karşımıza çıkıyor.Türkiye’de HIV ile yaşayanların haklarını koruyacak yasal düzenlemeler var mı?HIV ile yaşayanların temel hakları ele aldığımızda sağlık, çalışma, seyahat, özel hayatın gizliliği hakları kapsamında tüm vatandaşların sahip olduğu yasal düzenlemeler HIV ile yaşayanlar için de geçerli. Ancak, ne yazık ki ülkemizde HIV ile yaşayanlara yönelik ayrı bir mevzuat/yasal düzenleme mevcut değil. Bunun yanı sıra HIV ile yaşayanlar ihlalle karşılaştıkları zaman başta Türk Ceza Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve İş Kanunu kapsamında tüm bireyler gibi yasal düzenlemelere tabidir. HIV ile yaşayanlar bir hak ihlali karşısında yasal haklarını kullandıkları zaman bir karşılık bulabiliyor mu? Konu ilgili elinizde örnekler mevcut mu?Kesinlikle. Özellikle son dönemlerde bu yukarıda bahsettiğimiz sağlığa erişim hakkının ihlali konusunda açılan davalarda bunun karşılığını çokça gördük. Yine diğer ihlallere ilişkin hem nihayete eren hem de yargılaması devam eden konularda da bunu açıkça görüyoruz.Toplumda HIV ile ilgili doğru bilenen pek çok yanlış var. Belki bu daha tehlikeli. HIV ile ilgili toplum nazarında nasıl bir algı var?Toplumda HIV farkındalığı çok düşük. Türkiye’de 2017 yılında Başkent Üniversitesi/HATAM tarafından yapılan ‘HIV ve AIDS Farkındalık Araştırması’ sonucunda toplumun yüzde 77’si HIV hakkında doğru ve güncel bilgiye sahip değil. Katılımcıların yüzde 75’i HIV pozitif kişilerin başarılı tedaviler sayesinde herkes gibi normal bir yaşam sürdürebileceğini bilmiyor.İlk ortaya çıktığı yıllarda HIV’in belli bir grup insanı etkilediği ve sadece onlarda görülür gibi yanlış bir düşünce vardı. Kısa bir süre sonra her cinsiyet kimliğinden/cinsel yönelimden, yaştan ve ırktan insanda görülmesiyle birlikte bu düşüncenin gerçeği yansıtmadığı anlaşıldı. Örneğin, UNAIDS 2022 verilerine baktığımızda HIV ile yaşayan tüm insanların %54'ü kadın ve kız çocuğu.Siz dernek olarak aynı zamanda ücretsiz HIV testleri de yapıyorsunuz...Pozitif-iz Derneği olarak, kişilerin anonim yani hiçbir kimlik bilgisi vermeden ve ücret ödemeden HIV testi yaptırabilecekleri bir kampanya başlattık. ‘Bi’ Teste Bakar!’ kampanyası kapsamında İstanbul Maslak Oto Sanayi metro durağına yürüme mesafesinde bulunan, bir sağlık merkezinde, her Çarşamba günü randevu alarak teste gidilebilir. Hafta içi 10.00 – 19.00 saatleri arasında, WhatsApp uygulaması üzerinden veya SMS yoluyla 0543 241 41 03 numaralı hattan randevu alınabilir. Neden HIV testi yaptırılmalıyız?HIV, vücuda girdikten sonra uzun yıllar herhangi bir belirti göstermeden varlığını sürdürür. Çoğu kişi HIV’e bağlı ortaya çıkan sağlık şikâyetleri üzerine hastaneye başvurarak geç dönemde tanı alıyor. Kimi kişiler de bir sağlık taraması (ameliyat öncesi, evlilik işlemleri vs.) sırasında tesadüfen HIV durumlarını öğreniyor. Geç dönemde tanı alan kişilerin olağan sağlık haline geri dönmeleri zaman alabiliyor. Bu nedenlerle HIV pozitif olup olunmadığını öğrenmenin tek yolu doğru sürelerde ve belli aralıklarla HIV testi yaptırmak.Türkiye’de HIV tanısı alan kişilerin sayısı her geçen yıl artarken, henüz test yaptırmadığı için tanı almamış binlerce kişi olduğu tahmin ediliyor. HIV, kişilerin durumlarından haberdar olmaması nedeniyle yayılmaya devam ediyor. Erken dönemde tanı alan HIV pozitif kişiler sağlık sorunlarını yaşamadan tedaviye başlarlar ve herkes kadar sağlıklı ve uzun bir yaşam sürdürürler. Ayrıca, düzenli tedavi alan HIV pozitif kişilerde HIV baskılanır ve kanda belirlenemeyen seviyeye gelir. Belirlenemeyen=Bulaşmayan (B=B) olarak tanımlanan bu bilimsel kanıt sayesinde HIV, cinsel yolla başkalarına aktarılamaz. HIV pozitifler çalışabilir, evlenebilir, doğal yollarla bebek sahibi olabilir ve hatta bebeklerini emzirebilirler.HIV’e ve HIV pozitiflere yönelik ön yargılar devam ediyor. İnsanlar damgalanma ve deşifre olma endişesi ile HIV testi yaptırmak için bir sağlık kuruluşluna başvurmaya çekiniyor. Bu nedenle testlerin hiçbir kimlik bilgisi alınmadan yapılması önemli.HIV tanısı almaktan çekinerek test yaptırmamak hem kişilerin sağlıklarını kaybetmesine, hem de tedavi almadıkları (HIV baskılanmadığı) için korunmasız cinsel yolla başkalarına da aktarmalarına neden olabilir. Türkiye, yeni HIV enfeksiyonlarındaki artışın en yüksek olduğu ülkelerden biri. HIV ile yaşayan kişiler arasında toplumun her kesiminden insan bulunuyor. Kadın, erkek, genç, yaşlı, işçi, yönetici, manav, kasap, çiftçi, öğrenci, öğretmen, hâkim, hükümlü, kısacası her yaştan, her ırktan, her dini inançtan, her cinsiyet kimliği ve yönelimden, her meslek grubundan insan var.Lütfen HIV testi yaptırmaktan çekinmeyin!