!f İstanbul Bağımsız Film Festivali’nin kurucularından ve direktörlerinden Pelin Turgut’un ilk kitabı Eriyen Ülkenin Sırları, Ganj Yayınları’ndan çıktı. Aynı zamanda TIME, The Independent gibi pek çok yayında yazarlık yapmış, Avrupa’da ve Türkiye’de masal anlatıcılığı yapan Turgut’un kitabı, bir grup masalcının uçlarından eriyen fakat sebebi anlaşılamayan, kısmen hayali bir ülkenin kaybolan hikâyelerini keşfedişini konu alıyor.Masalcılar, uzaylılar, parmak kızlarPelin Turgut’un “Bildiğiniz ama bilmediğiniz bir yerin hikâyeleri bunlar. Boğaz’dan çıkan parmak kız, çocukları peşine takan Ramazan davulcusu, Sezen Aksu’yu merak eden uzaylı, mantığı tarafından terk edilen Aşırı Mantıklı Profesör, İstanbul’un ketum dalgıcı, konuştukça kadınlara başka bir dünya vaat eden billboard kadını ve daha nice tuhaf şey bu küçük kitapta saklı. İçinizde yeşermiş umut tohumlarını sulayan bu minik hikâyeler bütünü, yeni bir dünyaya doğru yelken açmış herkesin de hikâyesi” sözleriyle tarif ettiği kitap, yetişkinlere yönelik masallar anlatıyor.Eriyen Ülkenin Sırları’nın illüstrasyonları ise, Türkiye’nin en yenilikçi sanatçı kolektiflerinden Krüw’ün üyelerinden Bülent Gültek tarafından çizildi ve resimlendi. Kapak resmine de hayat veren Gültek’in özgün ve güçlü çizimleri, hayalbaz, oyunsever ve içindeki hikayecileri uyandırmak isteyen okura bu büyülü yolculukta eşlik ediyor. Bir masal anlatıcısı TADIMLIK
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bizler henüz birer hayal, içimiz deve, dışımız pire iken, her yer kapkaranlıkmış. Koyu, kalın, bir çellonun göbeği gibi bilinmezmiş bu karanlık. Her şeyin karanlığıymış.Sessizmiş bir de çok.Binlerce yıl geçmiş; zaman da neymiş ki? Karanlık karanlıkla kalmış.Ve günlerden bir gün karanlık nefes vermiş. Titremiş ve ağzı ateş saçan ejderha kafalı kocaman bir yılan fırlamış içinden. Derisi gökkuşağının her renginde parlıyor, verdiği her nefes kıvılcımlar saçıyormuş. Aynı anda her yerde imiş. Hem yukarda, hem aşağıda, hem içerde, hem dışarda. Bu sayede karanlığın en ücra köşelerinde bile aydınlık kırıntıları belirmiş.Hikâyeleri de bu kırmızı göbekli Büyük Yılan getirmiş.Her nefesi bir hikâye, bir dünya imiş. Dünyaların sonu yokmuş o yüzden. O nefes verdikçe çoğalır, zenginleşirlermiş.Her şey hikâyeymiş onun ağzından dökülen; ışıldayan rengârenk iplikler gibiymişler; birbirlerine o kadar karmaşık bir örgüyle, hayal edilebilecek en ince ipek halıdan da sıkı düğümlenmişler ki insan aciz gözüyle bakmaya kalksa gözü kamaşacağından ya budalalaşır ya da kör olurmuş.Yıldızlar da bu desenlerin içinden çıkmış, denizler de. Denizin içindeki tek gözlü yaşamlar da. O günler de, yirmi beş bin yıl sonraları da, o hikâyelerin içindeymiş en baştan.Bütün hikâyeler birmiş, ejderha kafalı koca yılanın nefesinde gizli. O yüzden başlangıç da yokmuş, bitiş de.Eriyen Ülkenin SırlarıPelin TurgutGanj Yayınları, Nisan 2018, İstanbul15 TL
İLGİLİ HABER
Pelin Turgut kimdir?