İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın geleneksel olarak düzenlediği 36.Genç Günler, 9 Mayıs 2022 Pazartesi günü Müze Gazhane’de düzenlenen bir törenle başladı.
Bu yıl 36.sı gerçekleştirilen Genç Günler; 9-19 Mayıs tarihleri arasında söyleşiden atölyeye, üniversite tiyatro gösterimlerinden sergilere birçok farklı etkinlikten oluşuyor. Daima Genç üst başlığıyla düzenlenen Genç Günler, “Vazgeçmiyoruz” temasını benimsiyor.
36. Genç Günlerve sahnenin isim açılışı için düzenlenen törene; Zihni Göktay, Ayşe Kökçü, Filiz Kutlar, SelmaKutluğ’un da aralarında olduğu Şehir Tiyatroları sanatçıları katıldı.
Şehir Tiyatroları’na ait Müze Gazhane’deki büyük salona İBB Meclisi’nin aldığı kararla, 2014 yılında aramızdan ayrılan, hayatını gençlere adamış, tiyatro sanatına birçok öğrenci yetiştirmiş Prof. Dr. Sevda Şener’in adı verilmişti.
“Değer yaratmak ve o değerleri korumak bir ödevdir”
Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever; “Bugün Genç Günler’in 36.sının açılışı ve aynı zamanda ülkemizin kültür ve sanat hayatına nice eserler vermiş, bilgisini aktardığı genç sanatçılara ışık olmuş bir hanımefendi; Prof. Dr. Sevda Şener’in sahnemize adının verilişi için burada bulunuyoruz. Bu iki önemli anın bir araya gelmesi tesadüf eseri değil. Çünkü değer yaratmak ve o değerleri korumak bir ödevdir. Bu yüzden bizler 19 Mayıs 1919 tarihinde vazgeçmeyen, milli iradeyi başlatan iradenin, Mustafa Kemal Atatürk’ün izini hiç bırakmadık, bırakmıyoruz.
Atatürk geleceği gençlerde görmüş, bizzat seçtiği 11 genci yurt dışına eğitime yollamış, adeta görevlendirmiştir. Atatürk onları trene bindirdiğinde birer kitap vermiş, bu 11 genç kitabı açtıklarında bir mektup görmüşlerdir. Atatürk bu mektupta şöyle yazar: ‘Yurt dışına bir kıvılcım olarak gidiyorsunuz, bir meşale olarak geri döneceksiniz. Ülkenin sanayileşmesi, kalkınması, sanatının gelişmesi sizin sayenizde olanak bulacak.’ 100 yıl öncesinden aldığımız ilhamla sanatın bir deniz feneri gibi en zor zamanlarda, fırtınalarda yol gösterici olduğu bilinciyle söz söyleme sorumluluğumuzu “Vazgeçmiyoruz” olarak belirledik. Biz hayal etmekten vazgeçmiyoruz, biz umut etmekten vazgeçmedik, biz sizlerden vazgeçmiyoruz. Siz de hayal etmekten vazgeçmeyin.” dedi.
“Öğretmeyi aşkla ve keyifle severdi.”
Yazar Murathan Mungan konuşmasında; “Sevda Şener üniversite yaşamımda hocam oldu. Ben Devlet Tiyatroları’nda dramaturg olarak başladığımda o yönetim kurulu üyesiydi. Aynı zamanda birlikte çalışmanın keyfine ve şansına kavuştum.
Hem bilgeleşti, hem de güzel yaşlandı. Gündemi takip etmekten vazgeçmedi. Dikkatleri her zaman genç ve diriydi. Öğretmeyi aşkla ve keyifle severdi. Sevda Hoca’nın çok özel bir Türkçesi vardı. Çok lezzeti ve derinliği olan bir mizahı vardı.
Ben Gencay Gürün döneminde Şehir Tiyatroları’na geldim. Gençlik Günleri, üniversite öğrencilerini yeniden Şehir Tiyatroları’na çekmek için çok faydalı oldu. Yaşamımda gurur duyduğum birkaç şeyden biri 80’li yıllarda Gençlik Günleri’ni başlatmamdır. Şimdiden geriye baktığımda açıkçası ‘Vay be’ diyorum. Seyirci koltuğunda biz Edip Cansever’le, Ece Ayhan’la, Nilgün Marmara’yla etkinlikleri izliyorduk.” dedi.
Açılış törenin ardından Prof. Dr. Sevda Şener’in hayatının konuşulduğu, Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever, Devrim Yakut, Murat Garipağaoğlu ve Özen Yula’nın konuşmacı olarak yer aldığı bir söyleşi düzenlendi.
Bu yıl 36.sı gerçekleştirilen Genç Günler; 9-19 Mayıs tarihleri arasında söyleşiden atölyeye, üniversite tiyatro gösterimlerinden sergilere birçok farklı etkinlikten oluşuyor. Daima Genç üst başlığıyla düzenlenen Genç Günler, “Vazgeçmiyoruz” temasını benimsiyor.
36. Genç Günlerve sahnenin isim açılışı için düzenlenen törene; Zihni Göktay, Ayşe Kökçü, Filiz Kutlar, SelmaKutluğ’un da aralarında olduğu Şehir Tiyatroları sanatçıları katıldı.
Şehir Tiyatroları’na ait Müze Gazhane’deki büyük salona İBB Meclisi’nin aldığı kararla, 2014 yılında aramızdan ayrılan, hayatını gençlere adamış, tiyatro sanatına birçok öğrenci yetiştirmiş Prof. Dr. Sevda Şener’in adı verilmişti.
“Değer yaratmak ve o değerleri korumak bir ödevdir”
Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever; “Bugün Genç Günler’in 36.sının açılışı ve aynı zamanda ülkemizin kültür ve sanat hayatına nice eserler vermiş, bilgisini aktardığı genç sanatçılara ışık olmuş bir hanımefendi; Prof. Dr. Sevda Şener’in sahnemize adının verilişi için burada bulunuyoruz. Bu iki önemli anın bir araya gelmesi tesadüf eseri değil. Çünkü değer yaratmak ve o değerleri korumak bir ödevdir. Bu yüzden bizler 19 Mayıs 1919 tarihinde vazgeçmeyen, milli iradeyi başlatan iradenin, Mustafa Kemal Atatürk’ün izini hiç bırakmadık, bırakmıyoruz.
Atatürk geleceği gençlerde görmüş, bizzat seçtiği 11 genci yurt dışına eğitime yollamış, adeta görevlendirmiştir. Atatürk onları trene bindirdiğinde birer kitap vermiş, bu 11 genç kitabı açtıklarında bir mektup görmüşlerdir. Atatürk bu mektupta şöyle yazar: ‘Yurt dışına bir kıvılcım olarak gidiyorsunuz, bir meşale olarak geri döneceksiniz. Ülkenin sanayileşmesi, kalkınması, sanatının gelişmesi sizin sayenizde olanak bulacak.’ 100 yıl öncesinden aldığımız ilhamla sanatın bir deniz feneri gibi en zor zamanlarda, fırtınalarda yol gösterici olduğu bilinciyle söz söyleme sorumluluğumuzu “Vazgeçmiyoruz” olarak belirledik. Biz hayal etmekten vazgeçmiyoruz, biz umut etmekten vazgeçmedik, biz sizlerden vazgeçmiyoruz. Siz de hayal etmekten vazgeçmeyin.” dedi.
“Öğretmeyi aşkla ve keyifle severdi.”
Yazar Murathan Mungan konuşmasında; “Sevda Şener üniversite yaşamımda hocam oldu. Ben Devlet Tiyatroları’nda dramaturg olarak başladığımda o yönetim kurulu üyesiydi. Aynı zamanda birlikte çalışmanın keyfine ve şansına kavuştum.
Hem bilgeleşti, hem de güzel yaşlandı. Gündemi takip etmekten vazgeçmedi. Dikkatleri her zaman genç ve diriydi. Öğretmeyi aşkla ve keyifle severdi. Sevda Hoca’nın çok özel bir Türkçesi vardı. Çok lezzeti ve derinliği olan bir mizahı vardı.
Ben Gencay Gürün döneminde Şehir Tiyatroları’na geldim. Gençlik Günleri, üniversite öğrencilerini yeniden Şehir Tiyatroları’na çekmek için çok faydalı oldu. Yaşamımda gurur duyduğum birkaç şeyden biri 80’li yıllarda Gençlik Günleri’ni başlatmamdır. Şimdiden geriye baktığımda açıkçası ‘Vay be’ diyorum. Seyirci koltuğunda biz Edip Cansever’le, Ece Ayhan’la, Nilgün Marmara’yla etkinlikleri izliyorduk.” dedi.
Açılış törenin ardından Prof. Dr. Sevda Şener’in hayatının konuşulduğu, Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever, Devrim Yakut, Murat Garipağaoğlu ve Özen Yula’nın konuşmacı olarak yer aldığı bir söyleşi düzenlendi.