Yusuf Çifci yazdı
Ukrayna denilince sanırım ilk akla gelen şehirlerin başında lviv yer alıyor. Tarihî şehir merkezinin UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer aldığı şehir; muhteşem mimarisi, Ukrayna’nın diğer şehirlerine nazaran daha neşeli insanları ve tabii ki herkesi kendine hayran bırakan konsept kafeleri ile turistleri etkilemeyi başarıyor. Türkiye ile Ukrayna arasında vize muafiyeti anlaşması dolayısıyla iki ülke vatandaşları karşılıklı olarak vizesiz olarak seyahat edebiliyor. Hatta öyle ki ülkeye giriş için pasaporta bile ihtiyaç yok, ülkeye çipli kimlik kartı ile girilebiliyor. Bu yüzden de nüfusu yaklaşık bir milyon olan bu şehir, sanki Türkiyeliler tarafından istila edilmiş izlenimi veriyor. Kesinlikle yabancılık çekeceğiniz bir şehir değil, keza ne yana baksanız Türkiyelilere denk geliyorsunuz. Şehirde neredeyse iki dil konuşuluyor; Türkçe ve Ukraynaca.
Aslında Lviv’i bir şeye benzetmek gerekseydi bu şehri bir kafeye benzetirdim. Evet, Lviv sanki bir şehir değil de koca bir kafeymiş izlenimi verdi bana. Her yerde onlarca harika kafe ve deneyebileceğiniz farklı tatlar. Ukrayna seyahatimden notlar paylaşacağım bu yazıda Lviv’in –bence- en iyi kafelerinden bahsedeceğim. Yolunuz bu şehre düşerse bu konsept kafeleri denemeden dönmeyin.
Hazırsanız başlıyoruz.
1- Lviv Çikolata Fabrikası
Lviv’e gitmeden önce araştırma yapıyorsanız internette gördüğünüz yazılardaki pek çok yorumda Lviv Çikolata Fabrikası’nı yere göğe sığdıramayan yorumlarla karşılaşacaksınız. Şöyle iyi, böyle iyi ile başlayan yorumlar… Bence çok da abartılacak bir yer değil kendileri. Beklentiyi düşük tutarak gitmekte fayda var. Peki, gitmeye değer mi? Evet, ama dediğim gibi beklentiler düşük tutula. Zaten gitmezseniz de “Çikolata Fabrikası’na gittin mi?” sorularıyla maruz kalacağınız için gidin, siz de rahatlayın çevrenizdeki insanlar da rahatlasın.

Tam adı Lviv Handmade Chocolate olan fabrikada günümüzde faal olarak el yapımı çikolatalar üretiliyor. Burası adından da anlayacağınız üzere bir çikolata fabrikası. Tabii, büyük bir tesisten bahsetmiyoruz. Ben gitmeden önce sanki Nutella’nın fabrikası gibi bir şey hayal etmişim. Ne kadar safmışım oysaki.


Çikolata Fabrikası’na kıyasla daha dikkate değer bir yer Lviv Bira Müzesi. Mekân, Beer Cultural Experience Center ya da kısaca Lvivarnya adıyla anılıyor. Şehrin dışında olsa da güzel bir yürüyüş rotası sunduğu için yürünerek rahatlıkla ulaşılabilir mekâna.



3- Masoch Café (Sado Mazo Kafe)
Ukrayna’da benim için en dikkat çekici mekân Masoch Café oldu diyebilirim. Türkiye’ye dönüşümde ilk olarak ve ballandıra ballandıra bu mekânı anlattım. Sado-mazo, acı çekmekten hoşlanmak yahut karşındaki kişiye acı vermek olarak tanımlanabilir. Eğer ki sado-mazoya ilginiz varsa Masoch Café tam size göre bir mekân.

Kafe iki kattan oluşuyor. Kafenin girişinde cinsel figürlü ürünlerin satıldığı bir mağaza var. Burada kırbaç başta olmak üzere pek çok ürünü satın alabiliyorsunuz. Hem giriş bölümünde hem de alt katta bir şeyler yiyip içebileceğiniz masalar mevcut. Peki, insanlar buraya sadece bir şeyler yiyip içmek için mi geliyor? Kesinlikle hayır! Dedik ya burası bir sado-mazo kafe. Masoch Café’de dilerseniz garsonlara kendinizi kırbaçlatabilir, mumla ısıtılmış ekmek bıçağını vücudunuza sürdürebilir yahut sevgilinizle birlikte vücudunuza mum damlattırabilirsiniz.


4- 5 Pidzemellya (Orta Çağ Kafe)
Lviv’de çok sevdiğim mekânlardan bir tanesi 5 Pidzemellya adlı Orta Çağ konseptli kafe. Bu kafeye daha girer girmez Orta Çağ havası yüzünüze çarpıyor. Hem mekan hem de garsonların giyimleri Orta Çağ’a son derece uygun. Mekanın giriş katı oldukça küçük olmasına rağmen alt katında koca bir dünya sizi bekliyor.

Alt kata girişte sizi Büyük Britanya Kralı Arthur'un efsanevi kılıcı Ekskalibur karşılıyor. Bir kayaya saplanmış olan Ekskalibur’u çıkarmak son derece zor. Biraz ilerleyince ise bir taht ve taç ile karşı karşıya geliyorsunuz. Burada fotoğraf çektirmeniz mümkün.

Masalar, bardaklar, tabaklar Orta Çağ’dan kalmış izlemini veriyor. Mekân karanlık olsa da vitraylarla farklı bir hava verilmiş. Ayrıca müzikler Orta Çağ konseptiyle oldukça uyumlu. Yine fiyatlar pek de pahalı değil. Tuvalet kısmı ise gerçekten de iyi düşünülmüş. Gittiğinizde ne demek istediğimi anlayacaksınız.

5- Kryivka (Sığınak Kafe)
Lviv’in bir başka dikkat çekici kafesi ise Kryivka. Kafe binası 1940'larda UPA (Ukrayna İsyan Ordusu) tarafından kullanılan özel bir sığınak aslında. Buraya elinizi kolunuzu sallayarak giremiyorsunuz. Kafenin kapısı kapalı. Kapalı kapıyı tıklattığınızda oldukça iri bir kişi sizi karşılıyor ve parolayı soruyor. Parola ne peki? Slava ukraine! Bu parolayı yüksek sesle söylediğinizde içeri alınıyorsunuz. Eğer ki doğru söylemişseniz girişte size rom olduğunu tahmin ettiğim bir içki ikram ediliyor. İçkinizi içince aslında bir sığınak olan kafeye giriş yapıyorsunuz.

Oldukça büyük olmasına karşın sessiz sakin bir mekân olduğunu söylemeliyim. Yaz aylarında gitmiştik ve oldukça sıcaktı. İçerisinde bir klima bulunmuyor. Bu arada Google Maps’e yazdığınızda sizi hep yanlış yere götürüyor. Mekân Rynok Meydanı’ndadır bilginize. Ayrıca fiyatlar yine çok da pahalı değil.

Son olarak çıkış bölümüne yine bir mağaza konulmuş. Buradan savaş konseptli ürünler satın alabiliyorsunuz. Ben metal shot bardakları almıştım. Oldukça kullanışlı.
6- Baczewski Restaurant
Baczewski Restaurant, adından da anlayacağınız üzere bir restoran. Buranın restoran kısmı Lviv’de gördüğünüz çok restorandan farksız, fakat bu mekân kahvaltısı ile ünlü bir mekân. Biz Türkiye’de açık büfe olayına oldukça alışkın olsak da Lviv’de böyle bir kültür yok. Birçok mekânı gezdim açık büfe kahvaltıya sadece Baczewski Restaurant’ta rastladım. Zaten bu yüzden her sabah önünde metrelerce kuyruk oluşuyor.

Mekânda açık büfe kahvaltı saat 11.00’de sona eriyor.
Biz üç gün üst üste gittik ve ancak üçüncü günde kahvaltı edebildik.

Sabah erken gitmekte fayda var, yoksa tıpkı gibi tam size sıra geldiğinde “kahvaltı bitti” komutu ile karşılaşabilirsiniz. Bir saat beklemenizin hiçbir önemi yok keza gözünüzün yaşına bakmıyorlar.

Aslında altı mekândan bahsedecektim ama Eros Showbar’dan bahsetmeyeye gönlüm razı olmadı. Eros Showbar, bir striptiz bar. Daha önce bu takım bir mekâna gitmediğim için iki erkek ve bir kadından oluşan grubumuzla buraya gitmek istedik. Öncelikle mekân girişte 300 grivna para istiyor. (Temmuz 2021). Çok büyük bir mekân değil. Loş bir aydınlatması var. Işık tam olarak açık olsaydı eminim ki sigara dumanından göz gözü görmezdi. Mekânda görüntü alınması yasak.
Peki, ne var bu Eros Showbar’da? Mekânda pek çok güzel kadın var ve sırasıyla direk dansı yapıp yanınıza geliyorlar. Biraz bizdeki meyhane kültürüne yakın bir kültür. Size içecek ısmarlatmaya çalışıyorlar ve mekân da bu sayede para kazanıyor. Kendinize sipariş ettiğiniz içecekler ile kadınlara sipariş ettiğiniz içecekler aynı fiyat değil. Arada epey fark var. Eğer ki kendinize söyleyecekseniz genel olarak pek de pahalı değil. Ayrıca alt kata geçip kadınlarla daha da yakınlaşabiliyorsunuz.
Her ne kadar merak edip bu mekâna girsem de aslında pek de tarzım olan bir yer değilmiş. Sadece benim değil gruptaki diğer arkadaşlar da aynı fikre sahiptiler. Birer bira içip hızla mekândan uzaklaştık.
Ukrayna denilince sanırım ilk akla gelen şehirlerin başında lviv yer alıyor. Tarihî şehir merkezinin UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer aldığı şehir; muhteşem mimarisi, Ukrayna’nın diğer şehirlerine nazaran daha neşeli insanları ve tabii ki herkesi kendine hayran bırakan konsept kafeleri ile turistleri etkilemeyi başarıyor. Türkiye ile Ukrayna arasında vize muafiyeti anlaşması dolayısıyla iki ülke vatandaşları karşılıklı olarak vizesiz olarak seyahat edebiliyor. Hatta öyle ki ülkeye giriş için pasaporta bile ihtiyaç yok, ülkeye çipli kimlik kartı ile girilebiliyor. Bu yüzden de nüfusu yaklaşık bir milyon olan bu şehir, sanki Türkiyeliler tarafından istila edilmiş izlenimi veriyor. Kesinlikle yabancılık çekeceğiniz bir şehir değil, keza ne yana baksanız Türkiyelilere denk geliyorsunuz. Şehirde neredeyse iki dil konuşuluyor; Türkçe ve Ukraynaca.
Aslında Lviv’i bir şeye benzetmek gerekseydi bu şehri bir kafeye benzetirdim. Evet, Lviv sanki bir şehir değil de koca bir kafeymiş izlenimi verdi bana. Her yerde onlarca harika kafe ve deneyebileceğiniz farklı tatlar. Ukrayna seyahatimden notlar paylaşacağım bu yazıda Lviv’in –bence- en iyi kafelerinden bahsedeceğim. Yolunuz bu şehre düşerse bu konsept kafeleri denemeden dönmeyin.
Hazırsanız başlıyoruz.
1- Lviv Çikolata Fabrikası
Lviv’e gitmeden önce araştırma yapıyorsanız internette gördüğünüz yazılardaki pek çok yorumda Lviv Çikolata Fabrikası’nı yere göğe sığdıramayan yorumlarla karşılaşacaksınız. Şöyle iyi, böyle iyi ile başlayan yorumlar… Bence çok da abartılacak bir yer değil kendileri. Beklentiyi düşük tutarak gitmekte fayda var. Peki, gitmeye değer mi? Evet, ama dediğim gibi beklentiler düşük tutula. Zaten gitmezseniz de “Çikolata Fabrikası’na gittin mi?” sorularıyla maruz kalacağınız için gidin, siz de rahatlayın çevrenizdeki insanlar da rahatlasın.

Lviv Çikolata Fabrikası'nda pek çok çikolata çeşidi bulunuyor.
Tam adı Lviv Handmade Chocolate olan fabrikada günümüzde faal olarak el yapımı çikolatalar üretiliyor. Burası adından da anlayacağınız üzere bir çikolata fabrikası. Tabii, büyük bir tesisten bahsetmiyoruz. Ben gitmeden önce sanki Nutella’nın fabrikası gibi bir şey hayal etmişim. Ne kadar safmışım oysaki.

Günün her saati çok kalabalıkBurası orta halli bir çikolata satış mağazası gibi duruyor. Fabrikada ayrıca hem bahçe katında hem de teras katında kafe olarak belirlenmiş alanlar mevcut. Burada hem çikolata hem de sıcak ya da soğuk içecek siparişi verebiliyorsunuz. Mağaza bölümünden aldığınız çikolataları burada kafe bölümünde yeme şansınız da var. Ayrıca “Lviv’den hediye olarak ne alınır”ın da cevabı burası gibi. Arkadaşlarınıza, eşinize, dostunuza buradan oldukça şık paketlerde çikolata satın alabiliyorsunuz.

Lviv Çikolata Fabrikası'nın muhteşem merdivenleri2- Beer Cultural Experience Center (Lviv Bira Müzesi)
Çikolata Fabrikası’na kıyasla daha dikkate değer bir yer Lviv Bira Müzesi. Mekân, Beer Cultural Experience Center ya da kısaca Lvivarnya adıyla anılıyor. Şehrin dışında olsa da güzel bir yürüyüş rotası sunduğu için yürünerek rahatlıkla ulaşılabilir mekâna.

Mekanın müze bölümüLviv Bira Müzesi aslında iki bölümden oluşuyor. Lviv Çikolata Fabrikası gibi Lviv Bira Müzesi de hala faal olarak üretimine devam ediyor. Fabrika bölümünün çok az bir kısmını görme şansınız var. Bunun yanında müze bölümü ise ziyaretçilere açık. Burada, geçmişten günümüze bira yapımı hakkında bilgiler edinebiliyor, geçmişten bugüne biranın yolculuğuna şahit olabiliyorsunuz. Müze girişinden ücret alınıyor.

Bu bölümde bira tadımı yapabiliyorsunuz.Müzeyi gezmeyi bitirdiğinizde sizi bira tadabileceğiniz bir şık mekân karşılıyor. Burada dilerseniz teker teker dilerseniz de farklı biraların yer aldığı setleri tercih ederek bira içebiliyorsunuz. Tavsiyem bütün biraların yer aldığı seti almanız ve aralarındaki farkı deneyimlemeniz. (Set bira 2021 Temmuz fiyatı 60 grivna)

Arkadaşım Dilek, biraların arasındaki farkı anlamaya çalışırken
3- Masoch Café (Sado Mazo Kafe)
Ukrayna’da benim için en dikkat çekici mekân Masoch Café oldu diyebilirim. Türkiye’ye dönüşümde ilk olarak ve ballandıra ballandıra bu mekânı anlattım. Sado-mazo, acı çekmekten hoşlanmak yahut karşındaki kişiye acı vermek olarak tanımlanabilir. Eğer ki sado-mazoya ilginiz varsa Masoch Café tam size göre bir mekân.

İki Rus sevgili vücutlarının çeşitli yerlerine mum damlattırırken
Kafe iki kattan oluşuyor. Kafenin girişinde cinsel figürlü ürünlerin satıldığı bir mağaza var. Burada kırbaç başta olmak üzere pek çok ürünü satın alabiliyorsunuz. Hem giriş bölümünde hem de alt katta bir şeyler yiyip içebileceğiniz masalar mevcut. Peki, insanlar buraya sadece bir şeyler yiyip içmek için mi geliyor? Kesinlikle hayır! Dedik ya burası bir sado-mazo kafe. Masoch Café’de dilerseniz garsonlara kendinizi kırbaçlatabilir, mumla ısıtılmış ekmek bıçağını vücudunuza sürdürebilir yahut sevgilinizle birlikte vücudunuza mum damlattırabilirsiniz.

Kafenin hediyelik bölümüTabii, bunları yapmak zorunda değilsiniz, sado-mazoya ilgisi olan insanları bütün bu saydıklarım yapılırken seyredebilirsiniz. Ama dikkatli olun, her an bir garson sırtınıza bir kırbaç indirebilir. Bu arada fiyatlar konsept bir kafe olmasına karşın pek de pahalı değil. Girişten ise herhangi bir ücret alınmıyor.

4- 5 Pidzemellya (Orta Çağ Kafe)
Lviv’de çok sevdiğim mekânlardan bir tanesi 5 Pidzemellya adlı Orta Çağ konseptli kafe. Bu kafeye daha girer girmez Orta Çağ havası yüzünüze çarpıyor. Hem mekan hem de garsonların giyimleri Orta Çağ’a son derece uygun. Mekanın giriş katı oldukça küçük olmasına rağmen alt katında koca bir dünya sizi bekliyor.

Alt kata girişte sizi Büyük Britanya Kralı Arthur'un efsanevi kılıcı Ekskalibur karşılıyor. Bir kayaya saplanmış olan Ekskalibur’u çıkarmak son derece zor. Biraz ilerleyince ise bir taht ve taç ile karşı karşıya geliyorsunuz. Burada fotoğraf çektirmeniz mümkün.

Masalar, bardaklar, tabaklar Orta Çağ’dan kalmış izlemini veriyor. Mekân karanlık olsa da vitraylarla farklı bir hava verilmiş. Ayrıca müzikler Orta Çağ konseptiyle oldukça uyumlu. Yine fiyatlar pek de pahalı değil. Tuvalet kısmı ise gerçekten de iyi düşünülmüş. Gittiğinizde ne demek istediğimi anlayacaksınız.

King 5. Yusuf
5- Kryivka (Sığınak Kafe)
Lviv’in bir başka dikkat çekici kafesi ise Kryivka. Kafe binası 1940'larda UPA (Ukrayna İsyan Ordusu) tarafından kullanılan özel bir sığınak aslında. Buraya elinizi kolunuzu sallayarak giremiyorsunuz. Kafenin kapısı kapalı. Kapalı kapıyı tıklattığınızda oldukça iri bir kişi sizi karşılıyor ve parolayı soruyor. Parola ne peki? Slava ukraine! Bu parolayı yüksek sesle söylediğinizde içeri alınıyorsunuz. Eğer ki doğru söylemişseniz girişte size rom olduğunu tahmin ettiğim bir içki ikram ediliyor. İçkinizi içince aslında bir sığınak olan kafeye giriş yapıyorsunuz.

Bizim gittiğimiz gün canlı müzik vardı ve çok keyifliydi.
Oldukça büyük olmasına karşın sessiz sakin bir mekân olduğunu söylemeliyim. Yaz aylarında gitmiştik ve oldukça sıcaktı. İçerisinde bir klima bulunmuyor. Bu arada Google Maps’e yazdığınızda sizi hep yanlış yere götürüyor. Mekân Rynok Meydanı’ndadır bilginize. Ayrıca fiyatlar yine çok da pahalı değil.

Son olarak çıkış bölümüne yine bir mağaza konulmuş. Buradan savaş konseptli ürünler satın alabiliyorsunuz. Ben metal shot bardakları almıştım. Oldukça kullanışlı.
6- Baczewski Restaurant
Baczewski Restaurant, adından da anlayacağınız üzere bir restoran. Buranın restoran kısmı Lviv’de gördüğünüz çok restorandan farksız, fakat bu mekân kahvaltısı ile ünlü bir mekân. Biz Türkiye’de açık büfe olayına oldukça alışkın olsak da Lviv’de böyle bir kültür yok. Birçok mekânı gezdim açık büfe kahvaltıya sadece Baczewski Restaurant’ta rastladım. Zaten bu yüzden her sabah önünde metrelerce kuyruk oluşuyor.

Kapıda her gün bu şekilde kuyruk oluşuyor. Girebilirseniz ne ala.
Mekânda açık büfe kahvaltı saat 11.00’de sona eriyor.
Biz üç gün üst üste gittik ve ancak üçüncü günde kahvaltı edebildik.

Sabah erken gitmekte fayda var, yoksa tıpkı gibi tam size sıra geldiğinde “kahvaltı bitti” komutu ile karşılaşabilirsiniz. Bir saat beklemenizin hiçbir önemi yok keza gözünüzün yaşına bakmıyorlar.

Mutlu son
Bonus: Eros Showbar (Striptiz Kulübü)
Aslında altı mekândan bahsedecektim ama Eros Showbar’dan bahsetmeyeye gönlüm razı olmadı. Eros Showbar, bir striptiz bar. Daha önce bu takım bir mekâna gitmediğim için iki erkek ve bir kadından oluşan grubumuzla buraya gitmek istedik. Öncelikle mekân girişte 300 grivna para istiyor. (Temmuz 2021). Çok büyük bir mekân değil. Loş bir aydınlatması var. Işık tam olarak açık olsaydı eminim ki sigara dumanından göz gözü görmezdi. Mekânda görüntü alınması yasak.
Peki, ne var bu Eros Showbar’da? Mekânda pek çok güzel kadın var ve sırasıyla direk dansı yapıp yanınıza geliyorlar. Biraz bizdeki meyhane kültürüne yakın bir kültür. Size içecek ısmarlatmaya çalışıyorlar ve mekân da bu sayede para kazanıyor. Kendinize sipariş ettiğiniz içecekler ile kadınlara sipariş ettiğiniz içecekler aynı fiyat değil. Arada epey fark var. Eğer ki kendinize söyleyecekseniz genel olarak pek de pahalı değil. Ayrıca alt kata geçip kadınlarla daha da yakınlaşabiliyorsunuz.
Her ne kadar merak edip bu mekâna girsem de aslında pek de tarzım olan bir yer değilmiş. Sadece benim değil gruptaki diğer arkadaşlar da aynı fikre sahiptiler. Birer bira içip hızla mekândan uzaklaştık.
Benim Lviv'de beğendiğim mekanlar böyleydi. Sizin de beğendiğiniz mekanlar varsa yorum bölümüne yazarak bizimle paylaşabilisriniz.