Murat Erdin yazdıTürkiye’de sadece iki bakanlığın önünde “milli” sıfatı vardır: Savunma ve Eğitim Bakanlığı.Sistemi en çok değiştirilen politikalar başında “milli” sıfatı olan bu iki bakanlık tarafından yürütülür. Türkiye’de hala yerli yerinde ve kalıcı bir eğitim sisteminin bulunmayışını Milli Eğitim Bakanlığı’na, hala kendi tankını, topunu, tüfeğini yapamayan savunma sistemimizi de Milli Savunma Bakanlığı’na borçluyuz. Umarız yakında değişir.Mart ayı başında İstanbul’da toplanan “Üçüncü Milli Kültür Şurası” başında “milli” sıfatı bulunması nedeniyle bana aynı şeyleri anımsattı.“Türkiye’nin zengin kültürel birikimini daha da zenginleştirmek ve yeni kültür politikalarına yön vermek” amacıyla toplandığı belirlenen Milli Kültür Şurası’na katılanlar, oluşturulan komisyonlar aracılığıyla devlete çeşitli öneriler sundular. Referandum gündemiyle medya tarafından neredeyse hiç görülmeyen bu şurayı daha fazla geç olmadan dikkatlerinize sunmak istedim.Kurulan komisyonların önerileri hayli zengin ve dikkate alınmaya değer. Ama dikkate alınır mı bilinmez. Örneğin Kültür Politikaları Komisyonu Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yeniden yapılandırılmasını önermiş. Turizmin ayrı, kültürün ayrı değerlendirildiği iki bakanlık çok daha yerinde olmaz mı ?Kültüre ayrılan bütçenin en az iki katına çıkarılması da öneriler arasında. Kentsel dönüşüm hoyratlığı nedeniyle dümdüz edilen kentlerdeki tarihi eserlerin korunması, şehir planlamalarının buna göre yapılması ve genel estetiğin korunmasında Kültür Bakanlığı’nın söz sahibi olması da dikkate değer bir başka öneri. Burada şunu sormak gerekiyor belki: Belediyelerde arkeolog, şehir plancısı, mimar ve sanat tarihi uzmanı istihdamını zorunlu hale getiremez miyiz ? Yoksa her şey belediye başkanının iki dudağı arasında kalmaya devam mı edecek ?Karaköy’de yaşanan tarihi eser katliamlarını, AKM’nin, Muammer Karaca Tiyatrosu’nun yok edilmesini, İzmir Torbalı’da belediyenin meydandaki heykeli kaldırıp yerine ne olduğu belirsiz bir maket dikmesi gibi saçmalıkları başka türlü nasıl önleyeceğiz ?Sanatta ve kültürde KDV indirimi hala gündemde. Ama hükümet adım atmış değil. Seçim öncesinde çok sayıda karara imza atan devletimiz konu kültüre gelince nedense sağırlaşıyor. Bütün bunlar fuzuli işler gibi mi geliyor acaba ?Komisyonların başka önerileri de var.Bir “kültür fonu” kurulması önerilmiş. Özel sektörün sponsorluklarına vergi indirimi veya muafiyeti getirilmesi istenmiş. Hepsi doğru öneriler.Şura üyeleri, bienal veya sanat fuarı organizasyonlarında bürokrasiyi aşamıyor olmaktan da şikayet etmişler. Yerden göğe kadar haklılar. İnanın “bienal nedir” diye soran valiler, kaymakamlar var. Çanakkale Bienali’nin geçen yıl sırf “siyasi nedenlerle” yapılamadığını hatırlatayıp geçeyim. Müzelerde markalaşma, kaynak yaratma ve pazarlama konularında profesyonelleşmeye öncelik verilmesi istenmiş. Kamu binalarında, AVM’lerde, halka açık alanlarda sanat eserlerinin sergilenmesi istenmiş. Her fırsatta heykellere saldırılan Türkiye’de bu o kadar kolay değil artık. Çok sayıda yeni bina tamamlanıyor. Lütfen dikkat edin, kaç tanesinin dış cephesinde bir sanat eseri yer alıyor ? Yeni kamu binaları için hangi ressama ve heykeltıraşa eser ısmarlanıyor ? Eskiden yapılıyor muydu diye soranlara bir çırpıda bir sürü örnek verebilirim. Sadece Unkapanı’ndaki İMÇ binasına baksınlar kafi. Ama belki, AVM benzeri binalarda sanat galerilerine yer ayırmak bir ruhsat koşulu haline getirilebilir.“Sadece kültür-sanat alanında yayın yapan bir TV kanalı kurulmalıdır” önerisi de var.Eskiden TRT’nin bir kanalı zaten tamamen kültüre ve sanata ayrılmıştı. Şimdi yok.Yeni açılan TRT-ARŞİV yayınlarına baktığınızda imrenerek görürsünüz ki eskiden ne şairler, ne yazarlar, ne aydınlar devletin kanalında program yapmış bu ülkede..Peki ya şimdi ? Televizyonlar tamamen çöle dönmüş durumda. TRT “kamu yayıncısı” olduğunu çoktan unutmuş özel kanallarla rating yarıştırıyor. Her hafta yeni bir Abdülhamid dizisi yayına giriyor. Padişahım çok yaşa!Milli Kültür Şurası’ndaki komisyonların diğer önerilerini de yazmak isterim ama yerimiz dar. En dikkat çekici olanlar bunlar.Kültür ve sanatın her alanında mesela görsel sanatlarda, mesela kitap yayıncılığında vergilerin indirilmesi ilk dikkat çekici adım olabilir. Bunu seçim var diye değil, kültüre hizmet etmek için yapmak güzel olmaz mı ?Böylece başında “milli” sıfatı olan bir şuranın ilk sonucunu almış oluruz.[email protected]
Gündem
16 Nisan 2017 - 12:50
Güncelleme: 16 Nisan 2017 - 12:55
Kültürün millisi olur mu?
"Türkiye’nin zengin kültürel birikimini daha da zenginleştirmek ve yeni kültür politikalarına yön vermek” amacıyla toplandığı belirlenen Milli Kültür Şurası’na katılanlar, oluşturulan komisyonlar aracılığıyla devlete çeşitli öneriler sundular. Referandum gündemiyle medya tarafından neredeyse hiç görülmeyen bu şurayı daha fazla geç olmadan dikkatlerinize sunmak istedim."
Gündem
16 Nisan 2017 - 12:50
Güncelleme: 16 Nisan 2017 - 12:55