İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 11’incisi düzenlenen İstanbul Lâle Festivali, 1 Nisan 2016 Cuma günü başladı. 30 Nisan’a kadar devam edecek olan festival kapsamında Emirgân Korusu, Kadıköy Göztepe 60. Yıl Parkı ve Sultanahmet Meydanı çeşitli etkinliklere sahne olacak.563 bin Lâlenin kullanılacağı Lâle Halısı, Sultanahmet Meydanı’nda bu yıl ikinci kez İstanbullularla buluşacak.Lale SözlüğüLaledan-Lale vazosuLalefam-Lale renkliLalegun-Lale renkliLalegül-Türk Müziği’nde bir makam, kadın ismiLalehadd-Lale yanaklıLaleli-İstanbul da bir semtLalelik-Lale vazosuLalename-Lale için yazılan risaleLalereng-Lale renkliLaleruh-Lale yanaklı, Bir Türk Müziği makamıLaleveş-Lale gibiLalezar-Lale bahçesiLalezari-Lale bahçesi sahibiEdebiyatta LaleBana Kara Diyen Dilber Bana 'kara' diyen dilber
Gözlerin kara değil mi
Yüzünü sevdiren gelin
Kaşların kara değil mi Boyun uzun belin ince
Yanakların olmuş konca
Salıverirsin kolunca
Beliğin ince değil mi Utanırım akar terim
Güzellikte yok benzerin
En sevgili makbul yerin
Saçların kara değil mi Beni 'kara' diye yerme
Mevlam yaratmış hor görme
Ala göze siyah sürme
Çekilir kara değil mi Hind'den Yemen'den çekilir
Gelir Bağdad'a dökülür
Türlü taama ekilir
Biber de kara değil mi Göllere konan kuğunun
Kanadı beyaz çoğunun
Çöldeki Arap beyinin
Çadırı kara değil mi İller de konup göçerler
Lale sümbül biçerler
Ağalar beyler içerler
Kahve de kara değil mi Evlerinde sular akar
Güzelleri göze bakar
Hublar yanağına sokar
Sümbül de kara değil mi Karac'oğlan der maşallah
Bir gün görürüm inşallah
Kara donludur Beytullah
Örtüsü kara değil mi Karacaoğlan Türkü Her sabah her sabah gelir geçerler
Dünyalar durdukça durası kızlar
Bir vefa görmedim kaşı karadan
Allah'ım muradı veresi kızlar Kızlar güzel güzel aslı huriden
Yeryüzünü lale sümbül bürüden
Kasvetli gönlümün gamın eriden
Karanlık gecemin çırası kızlar Donadaydım yeşil ile al ile
Besliyeydim şeker ile bal
Boğum boğum al kınalı al ile
Gelin olup bize varası kızlar Karac'oğlan bir sümbülcük yetirsem
Yetirsem de gölgesinde otursam
Kulağı küpeli bir yar getirsem
Babamın evine giresi kızlar Karacaoğlan Ey Peri Cihana Sen Gibi Dilber Ey peri cihana sen gibi dilber
Ne geldi ne gelir ne gelse gerek
La'lin gibi Lokman tiryak-ı ekber
Ne buldu ne bulur ne bulsa gerek Cefaya başladı kadd-i mevzunum
Ta arşa dek çıktı ah-ı derunum
Böyle giderse bu çeşm-i pürhunum
Ne güldü ne güler ne gülse gerek Ey alem-i hüsnün sahip-kıranı
Öldür kelp rakibi verme emanı
Öldürmezsen kendi elinle anı
Ne öldü ne ölür ne ölse gerek Bunca dem akarken gözümden yaşlar
Vaad etmiş iken silmeğe dilber
Ahdine durmadı ol peri-peyker
Ne sildi ne siler ne silse gerek Gevheri güzeller gitti yabana
Lale gibi çıktı ol mah meydana
Bu cihana benim gibi merdane
Ne geldi ne gelir ne gelse gerek Gevheri
Erişti nevbahar eyyamı
Açıldı gül-ü gülşen
Çemenler döndü ruy-i yare
Rengi lale vü gülden Açıldı dilberin ruhsarı gibi laleler güller
Yakıştı zülf-ü huban veş zemine saçlı sümbüller
Nevasaz olmada bin şevk ile aşüfte bülbüller
Çerağan vakti geldi lalezarın didesi ruşen Nedim Şehriyara buldı alem devletinde itidal
Lalelerle geldi bağa başka bir hüsnü cemal
Ruz-ü şeb kılmak da gülşen lutf-ı teşrifin hayal
Lale faslı iyd hengamı bahar eyyamıdır Nedim Laleli
Lalelim
Lalelide oturur
Laleli, lale olur lalelimdenLaleliden gecilir
Lalelimden gecilmez!Orhan Murat Arıburnu
Bahçelerden Uzak İstemem artık ışık rayiha renk alemini
koklamam yosma karanfille beyaz yasemeni
Beni bir lahza müsait bulamaz idlale
Ne beyaz bakire zambak ne ateşten lale
..........
.......... Yahya Kemal Beyatlı Bir Sâkî O muğbeçeyle tanıştımdı Lâle Devri'nde,
Fütâdegânına son bir piyâle devrinde. On altı yaşına dâhil o şûh-ı Sa'd-âbâd,
Cihânı verdi idi ihtilâle devrinde.
..........
.......... Yahya Kemal Beyatlı
Mohaç Türküsü Bizdik o hücumun bütün aşkıyle kanatlı;
Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı. Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle,
Canlandı o meşhur ova at kişnemesiyle! Fecrin daha bir ülkeyi parlattığı gündü;
Biz uğruna can verdiğimiz yerde göründü. Gül yüzlü bir afetti ki her pusesi lale;
..........
.....
Yahya Kemal Beyatlı
Gözlerin kara değil mi
Yüzünü sevdiren gelin
Kaşların kara değil mi Boyun uzun belin ince
Yanakların olmuş konca
Salıverirsin kolunca
Beliğin ince değil mi Utanırım akar terim
Güzellikte yok benzerin
En sevgili makbul yerin
Saçların kara değil mi Beni 'kara' diye yerme
Mevlam yaratmış hor görme
Ala göze siyah sürme
Çekilir kara değil mi Hind'den Yemen'den çekilir
Gelir Bağdad'a dökülür
Türlü taama ekilir
Biber de kara değil mi Göllere konan kuğunun
Kanadı beyaz çoğunun
Çöldeki Arap beyinin
Çadırı kara değil mi İller de konup göçerler
Lale sümbül biçerler
Ağalar beyler içerler
Kahve de kara değil mi Evlerinde sular akar
Güzelleri göze bakar
Hublar yanağına sokar
Sümbül de kara değil mi Karac'oğlan der maşallah
Bir gün görürüm inşallah
Kara donludur Beytullah
Örtüsü kara değil mi Karacaoğlan Türkü Her sabah her sabah gelir geçerler
Dünyalar durdukça durası kızlar
Bir vefa görmedim kaşı karadan
Allah'ım muradı veresi kızlar Kızlar güzel güzel aslı huriden
Yeryüzünü lale sümbül bürüden
Kasvetli gönlümün gamın eriden
Karanlık gecemin çırası kızlar Donadaydım yeşil ile al ile
Besliyeydim şeker ile bal
Boğum boğum al kınalı al ile
Gelin olup bize varası kızlar Karac'oğlan bir sümbülcük yetirsem
Yetirsem de gölgesinde otursam
Kulağı küpeli bir yar getirsem
Babamın evine giresi kızlar Karacaoğlan Ey Peri Cihana Sen Gibi Dilber Ey peri cihana sen gibi dilber
Ne geldi ne gelir ne gelse gerek
La'lin gibi Lokman tiryak-ı ekber
Ne buldu ne bulur ne bulsa gerek Cefaya başladı kadd-i mevzunum
Ta arşa dek çıktı ah-ı derunum
Böyle giderse bu çeşm-i pürhunum
Ne güldü ne güler ne gülse gerek Ey alem-i hüsnün sahip-kıranı
Öldür kelp rakibi verme emanı
Öldürmezsen kendi elinle anı
Ne öldü ne ölür ne ölse gerek Bunca dem akarken gözümden yaşlar
Vaad etmiş iken silmeğe dilber
Ahdine durmadı ol peri-peyker
Ne sildi ne siler ne silse gerek Gevheri güzeller gitti yabana
Lale gibi çıktı ol mah meydana
Bu cihana benim gibi merdane
Ne geldi ne gelir ne gelse gerek Gevheri
Erişti nevbahar eyyamı
Açıldı gül-ü gülşen
Çemenler döndü ruy-i yare
Rengi lale vü gülden Açıldı dilberin ruhsarı gibi laleler güller
Yakıştı zülf-ü huban veş zemine saçlı sümbüller
Nevasaz olmada bin şevk ile aşüfte bülbüller
Çerağan vakti geldi lalezarın didesi ruşen Nedim Şehriyara buldı alem devletinde itidal
Lalelerle geldi bağa başka bir hüsnü cemal
Ruz-ü şeb kılmak da gülşen lutf-ı teşrifin hayal
Lale faslı iyd hengamı bahar eyyamıdır Nedim Laleli
Lalelim
Lalelide oturur
Laleli, lale olur lalelimdenLaleliden gecilir
Lalelimden gecilmez!Orhan Murat Arıburnu
Bahçelerden Uzak İstemem artık ışık rayiha renk alemini
koklamam yosma karanfille beyaz yasemeni
Beni bir lahza müsait bulamaz idlale
Ne beyaz bakire zambak ne ateşten lale
..........
.......... Yahya Kemal Beyatlı Bir Sâkî O muğbeçeyle tanıştımdı Lâle Devri'nde,
Fütâdegânına son bir piyâle devrinde. On altı yaşına dâhil o şûh-ı Sa'd-âbâd,
Cihânı verdi idi ihtilâle devrinde.
..........
.......... Yahya Kemal Beyatlı
Mohaç Türküsü Bizdik o hücumun bütün aşkıyle kanatlı;
Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı. Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle,
Canlandı o meşhur ova at kişnemesiyle! Fecrin daha bir ülkeyi parlattığı gündü;
Biz uğruna can verdiğimiz yerde göründü. Gül yüzlü bir afetti ki her pusesi lale;
..........
.....
Yahya Kemal Beyatlı