Deneyimli yayıncı Deniz Yüce Başarır, sohbetle bilgiyi buluşturan podcast serisi “Ben Okurum”un 50. bölümünün merkezine Türk edebiyatının en çok okunan romanlarından birini, Kürk Mantolu Madonna’yı oturtuyor. Sessiz, sakin ve sanatsever Türk genci Raif Efendi ile güçlü, sıradışı kadın karakter Maria Puder arasındaki aşkı anlatan ve genç kuşakların da sevgisini kazanan tam 82 yaşındaki roman, insan ruhunun derinliklerine dalıyor. Deniz Yüce Başarır ve konuğu şair, yazar Haydar Ergülen, yazarlığı kadar siyasi kişiliği, iniş çıkışlı hayatı ve trajik ölümüyle de çok ilgi çeken Sabahattin Ali’yi sadece bu roman ekseninde değil tüm eserlerine bakarak derinlemesine irdeliyorlar. Ve her zaman olduğu gibi Kürk Mantolu Madonna’nın en güzel bölümlerinden bazıları, Başarır’ın sesinden podcast severlere romanı yaşatıyor.
Bölüm konuğu Haydar Ergülen, “Sabahattin Ali ile ilgili ilk yazımı şiirleri üzerine yazdım. Adını da ‘Sabahattin Ali’den Şiirler Dinlediniz’ diye koydum. Çünkü biz onun şiirlerini önce şarkı olarak duyduk. Basımı geç oldu, gençliğimizde kitap olarak yoktu. Ve halk şiiri formunda yazdığı için şiirlerini şarkı formuna da çok uygun, hece ölçülü şiirler,” diye anlatıyor. Sabahattin Ali’nin eserlerinde bakış açısını Doğu-Batı meselesine değil, tamamen sınıf meselesine dayandırdığını dile getiren Ergülen “Belki de ona en özel olarak söylenecek şey kasaba gerçekçiliğidir. Çünkü bizi aslında belirleyen şey, Türkiye’nin ruhu dediğimiz şey, kasaba ruhu. Sabahattin Ali de kasaba ruhunu bize en iyi anlatan yazar,” diyor ve ekliyor: “Türkiye’nin değişmeyen ruhunu en iyi Sabahattin Ali’de görüyoruz.” Sabahattin Ali’nin öykülerinin çok sesli ve çok renkli olduğuna dikkat çeken Ergülen, yazarın eserlerindeki sosyolojik ve psikolojik derinliği de vurguluyor. Her kesimden bütün gençlerin elinde, özellikle kızların elinde Kürk Mantolu Madonna olduğuna dikkat çeken Ergülen, “Kürk Mantolu Madonna bence Tutunamayanlar gibi oldu,” yorumunu yapıyor.
Haydar Ergülen, Sabahattin Ali’nin ölümüyle ilgili olaraksa “Kısaca şöyle diyebiliriz: Türkiye’de faili meçhul değil, faili meşhur vardır ve hâlâ devam etmektedir,” diyor.
Bölüm konuğu Haydar Ergülen, “Sabahattin Ali ile ilgili ilk yazımı şiirleri üzerine yazdım. Adını da ‘Sabahattin Ali’den Şiirler Dinlediniz’ diye koydum. Çünkü biz onun şiirlerini önce şarkı olarak duyduk. Basımı geç oldu, gençliğimizde kitap olarak yoktu. Ve halk şiiri formunda yazdığı için şiirlerini şarkı formuna da çok uygun, hece ölçülü şiirler,” diye anlatıyor. Sabahattin Ali’nin eserlerinde bakış açısını Doğu-Batı meselesine değil, tamamen sınıf meselesine dayandırdığını dile getiren Ergülen “Belki de ona en özel olarak söylenecek şey kasaba gerçekçiliğidir. Çünkü bizi aslında belirleyen şey, Türkiye’nin ruhu dediğimiz şey, kasaba ruhu. Sabahattin Ali de kasaba ruhunu bize en iyi anlatan yazar,” diyor ve ekliyor: “Türkiye’nin değişmeyen ruhunu en iyi Sabahattin Ali’de görüyoruz.” Sabahattin Ali’nin öykülerinin çok sesli ve çok renkli olduğuna dikkat çeken Ergülen, yazarın eserlerindeki sosyolojik ve psikolojik derinliği de vurguluyor. Her kesimden bütün gençlerin elinde, özellikle kızların elinde Kürk Mantolu Madonna olduğuna dikkat çeken Ergülen, “Kürk Mantolu Madonna bence Tutunamayanlar gibi oldu,” yorumunu yapıyor.
Haydar Ergülen, Sabahattin Ali’nin ölümüyle ilgili olaraksa “Kısaca şöyle diyebiliriz: Türkiye’de faili meçhul değil, faili meşhur vardır ve hâlâ devam etmektedir,” diyor.