Röportaj: Murat Erdin1989 Tebriz doğumlu olan ressam 2008’den bu yana İstanbul’da yaşıyor. İkinci kişisel sergisini 10 Ekim’de Nişantaşı’ndaki Galeri Eksen’de açacak. Aeini sergi öncesinde sorularımızı yanıtladı:Neden İstanbul’a göç ettiniz ?Daha özgür resim yapabilmek için. Aslında amacım Avrupa’ya gitmekti. Ama sonradan çok alıştım bu kente ve artık çalışmalarıma burada devam edeceğim.İran’da kalsaydınız özgürce çizemeyecek miydiniz ?Hayır. Yaşam tarzı, okuduğunuz kitaplar, gördüğünüz filmler siyasi baskı altındadır İran’da. Sanatçılar özgürce çalışamazlar. İnsanlar devlete göre daha açık görüşlüdür İran’da ama devlet kendi vatandaşlarını dini ve siyasi açıdan aynı kalıba sokmak istiyor. Her şeyi düşünemeyeceğiniz için her şeyi çizemezsiniz. Belli bir çizgiyi aşamazsınız İran’da, yoksa başınız sıkıntıya girer. Ne zamandır resim yapıyorsunuz ?Yedi yaşımdan beri resim yapıyorum. Başta minyatür çiziyordum. Ama hep kendi resimlerimi yaptım ve zamanla minyatürden koptum. Benim ruhumu yansıtmıyordu. Minyatür kuralları olan bir disiplin. Ben hep özgür olmak istedim. Baskın renkler ve motifler kullanmayı severim.10 Ekim’de Galeri Eksen’de ikinci serginizi açacaksınız. Serginin adı: Divane. Bu ismin özel bir anlamı var mı ? Toplumdaki insanlar gerçekliği yaşamıyorlar. Herkes bir maskeyle geziyor. İnsanların hepsini divane olarak görüyorum. Gerçek benliğinden uzaklar her zaman. Ben de İran’da bu sahteliklerden kaçtım,. Maskelerden kaçtım ama burada tekrar yakalandım. Asıl yalan dünyayı burada, İstanbul’da gördüm. İnsanların davranışlarından gördüm. Herkes kendisi için yaşıyor ve yükselebilmek için etrafa zarar veriyorlar. Bu maskeler ve yalanlar her yerde var. Ama galiba Ortadoğu’da daha çok var.Resimlerinizde bu maskeleri, yaşamın zorluklarını ve zıtlıklarını anlatıyorsunuz sanırım.Evet, tabii.Sizce yaşamın en büyük zorluğu nedir ?Özgür yaşayamamak. İnsan özgür değilse ölüdür.Türkiye’nin yeteri kadar özgür olduğunu düşünüyor musunuz ?Hayır. Herkes herkesi kendi gördüğü kalıba sokmaya çalışıyor. Siyaseten de böyle toplumsal olarak da. Bu toprakların hastalığıdır bu. Ortadoğu’da bu hastalıklar daha fazla. Bunu söyleme ayıptır, şunu giyme böyle düşünürler, kendi fikrini kendine sakla. Böyle olduğu müddetçe insanlar özgür olamazlar ve olamayacaklar. Kadın-erkek ilişkilerinde de var bu baskılar. Kadınlar yaşamlarına kendileri yön vermiyorlar. Hep eşitlikten söz ediyorlar ama kadınların kendileri erkeklerin tahakkümüne izin veriyor. Erkekleri geçim kaynağı olarak görüyorlar. Evlilik bir ticari anlaşmaya dönmüş. Kadınlar kendilerini erkeklere kiralıyorlar. Kadınlar erkekleri bir kasa gibi görüyor ve ona yaranarak erkeğin sırtından geçinmeyi amaçlıyor ve sonra da kalkıp eşitlikten söz ediyor. Neden böyle yapıyorlar ? Böyle gördükleri için mi ? Buna alıştıkları için böyle davranıyorlar. Kadınlar kendi kozalarından çıkamıyorlar. Kalıplarla yaşıyorlar ve bunu kırmak için hiçbir şey yapmıyorlar.Bundan sonraki planlarınız nedir ? İran’a dönecek misiniz ?Hayır İran’a dönmek istemiyorum. Resimlerimde özgürlüğü çizmeye devam edeceğim. Yeni sergiler açacağım. Mümkünse Avrupa’da da yeni sergiler açmayı planlıyorum. Herkesin resimlerimi tanımasını istiyorum.Teşekkür ederim.
Röportaj
03 Ekim 2018 - 21:26
Güncelleme: 03 Ekim 2018 - 21:33
Haniyeh Aeini: Burası maskeler ve yalanlar dünyası
Mürekkep Söyleşiler’de bu hafta Murat Erdin’in konuğu İranlı ressam Haniyeh Aeini oldu.
Röportaj
03 Ekim 2018 - 21:26
Güncelleme: 03 Ekim 2018 - 21:33
İlginizi Çekebilir