Başarılı oyuncu Giray Altınok, Candaş Tolga Işık’ın Ekol TV’de yayınlanan programına konuk oldu. Yayında Prens dizisinin yeni sezon galasına ekip olarak neden katılmadıkları sorusuna içten bir açıklamayla yanıt verdi. Altınok’un sözleri, galanın perde arkasında yaşananları gün yüzüne çıkardı.
“Bu Kimsenin İstediği Bir Şey Değildi”
Giray Altınok, galaya Prens dizisinin yapım ekibinin tamamının davet edilmediğini doğruladı. “Yer kalmadı oldu,” diyen Altınok, bu kararın taraflar arasında bir kırgınlık sonucu değil, daha çok HBO’nun global gala sistemine bağlı prosedürler nedeniyle alındığını ifade etti. “O tarafta onlar bize karşı bir tavır aldı, biz de bunun karşılığında bunu yaptık gibi bir durum yok,” diyerek herhangi bir gerginliği reddetti.
“Biz de Büyük Bir Gala Hayali Kurduk”
Altınok, dizinin üçüncü sezonu için büyük ve görkemli bir gala yapmak istediklerini, bu isteği de erkenden HBO’ya bildirdiklerini söyledi. Ancak sürecin ilerlemesiyle birlikte, HBO’nun belli sayıda niş gala yaptığı ve kendi sisteminden taviz vermediği ortaya çıkınca, planlar değişmek zorunda kaldı. "Blutv’nin eski yöneticileri hâlâ HBO’nun içinde, onlar da arada kaldı," dedi.
“Çaycı Ertuğrul Bile Hak Ediyordu”
Altınok’un en dikkat çeken sözlerinden biri ise galaya tüm ekibin davet edilmemesine verdiği duygusal tepkiydi:
“Bu kadar büyük bir ekip var. Onlar da başardıkları işi izlemek istiyorlar. Çaycımız Ertuğrul gecenin 4.30’unda Belgrad ormanlarında bize çay taşıdı. O da izlesin abi, o da hak ediyor.”
“Oyuncu Ekibiyle Dayanışma Kararı Aldık”
Yapımcının tüm oyunculara bir mesaj gönderdiğini belirten Altınok, “Herkes özgür, dileyen katılabilir ama biz katılmama kararı aldık” sözleriyle sürecin ortaklaşa alınmış bir tavır olduğunu vurguladı. Oyuncu ekibi olarak bu duruma saygı çerçevesinde yaklaştıklarını belirtti.
“Gazoz Bile İstemiyoruz, Yeter ki İnsanlar Orada Olsun”
Galadan herhangi bir gösteriş beklentileri olmadığını dile getiren Altınok, “Biz çok bir şey istemedik. Gazoz verseniz de olur dedik, çay verseniz de… Yeter ki insanlar orada olsun,” sözleriyle meselenin duygusal boyutunu gözler önüne serdi.