Füsun Onur’un, 16 Eylül 2023–28 Ocak 2024 tarihleri arasında Köln’deki Ludwig Müzesi’nde Arter işbirliğiyle hayata geçirilen retrospektif sergisi, sanatçının 1960’lardan günümüze uzanan kesintisiz pratiğine kapsayıcı bir bakış sağlıyor. Onur’un bugüne dek katıldığı pek çok uluslararası serginin ve 2014 yılında Emre Baykal küratörlüğünde Arter'de düzenlenen Aynadan İçeri başlıklı kapsamlı sergisinin ardından, Ludwig Müzesi’nde açılan bu retrospektif sergi, sanatçının yapıtlarının topluca izlenebileceği ilk yurtdışı sergisi olma niteliği de taşıyor.
Barbara Engelbach ile Emre Baykal’ın eşküratörlüğünü üstlendiği sergi, önemli bir bölümü Arter Koleksiyonu’ndan ödünç verilen ve en eskisi Beyaz Kağıt Üzerinde Alan Ayırmak (1965-66) adlı serideki çizimler olmak üzere, sanatçının günümüze dek süren üretiminden seçilen 90 civarında yapıtı bir araya getiriyor. Sergi, Türkiye’nin çağdaş sanat alanındaki öncü isimlerinden Onur’un kategorilerden uzak, özgün üretimine, bu üretime eşlik eden temel uğraş ve sorularına, yapıtlarında yıllar içinde giderek zenginleşen malzeme çeşitliliğine ve işlerine eklediği anlatısal, kimi zaman otobiyografik öğelere ışık tutmayı hedefliyor. Sanatçının 2021 yılındaki Venedik Bienali Türkiye Pavyonu için Bige Örer küratörlüğünde ürettiği Evvel Zaman İçinde … adlı yerleştirmenin de yer aldığı retrospektifte, Çiçekli Kontrpuan (1982 (2023)), Opus II Fantasia (2001 (2023)), Eski Eşyaların Düşü (1985), Bir Çocuğun Gözüyle Savaş (1994), İm’in İm’i (1987) gibi farklı dönemlerden büyük ölçekli yerleştirmeleriyle birlikte, bu sergi için özel olarak geliştirdiği A Room with a Muse / Perili Oda (2023) adlı yerleştirme de izlenebilecek. Bu yerleştirmenin müziğini, sanatçının daveti üzerine Begüm Çalımlı besteleyip icra etti.
Ludwig Müzesi’nde gerçekleşecek sergiyle bağlantılı olarak, eşküratörlerin sunuşlarının ve müzenin direktörü Yılmaz Dziewior’un önsözünün yer alacağı bir katalog da yayımlanacak. Aynı yayında Süreyyya Evren ve Nilüfer Şaşmazer birer yazıyla Füsun Onur’un eserlerinin Türkiye sanat tarihindeki yerine ışık tutarlarken, Merve Çağlar’ın sanatçıyla yaptığı bir söyleşi de yer alacak. Onur’un 1970’lerden 90’lı yılların başına kadar kaleme aldığı, estetik, eleştiri ve sanatın politikası üzerine düşüncelerini yansıtan yazılarından seçilen on makalelik bir seçki de Türkçe, Almanca ve İngilizce olarak yeniden basılacak. Tasarımını Esen Karol’un üstlendiği katalog, Almanca ve İngilizce olarak Köln’deki Verlag der Buchhandlung Walther und Franz König yayınevi tarafından yayımlanacak.
Füsun Onur’un Ludwig Müzesi’nde Arter işbirliğiyle düzenlenen retrospektif sergisi, Almanya Federal Devletler Kültür Vakfı’nın, Kunststiftung NRW, REWE Group, Peter and Irene Ludwig Foundation, Gesellschaft für Moderne Kunst am Museum Ludwig ve Beatrix Lichtken Stiftung’un destekleriyle gerçekleşiyor.
Füsun Onur, bugün yarım asrı aşarak altmış yıla yaklaşan sanatsal üretiminin tamamını, doğup büyüdüğü ve halen yaşamakta olduğu İstanbul’daki Hayri Onur Yalısı’nın büyülü dünyası içinde şekillendirmeyi sürdürüyor. Form, uzam, zaman ve bunlar arasındaki ilişkileri sıradışı bir malzeme çeşitliliğiyle araştıran Onur, yapıtlarında gündelik, öyküsel ve otobiyografik öğelere yer veriyor. Mekân ve zaman, ışık ve gölge, ses ve sessizlik gibi kavramlara odaklanan sanatçının farklı dönemlerde ürettiği yapıtların önemli bir bölümü, bir Vehbi Koç Vakfı (VKV) kuruluşu olan Arter’de düzenlenen Aynadan İçeri (2014) başlıklı kapsamlı sergide bir araya getirilmiş, küratörlüğünü Emre Baykal’ın üstlendiği sergiye, Esen Karol’un tasarladığı bir kitap da eşlik etmişti. Füsun Onur’un 2011 yılında Arter Koleksiyonu’na eklenen Opus II – Fantasia (2001) adlı yerleştirmesi ise Emre Baykal küratörlüğünde yeni bir mekânsal düzenlemeyle Arter’deki galeri mekânına uyarlanarak 2021 yılında sergilenmişti.
Aynı zamanda, Füsun Onur ve 2022’de aramızdan ayrılan ablası İlhan Onur, doğup büyüdükleri ve sanatçının halen yaşamakta olduğu Kuzguncuk’taki Hayri Onur Yalısı’nı, ileride müze-ev olarak ziyarete açılması ve içeriğini Arter’in oluşturacağı misafir sanatçı programlarına ev sahipliği yapması arzusuyla Vehbi Koç Vakfı’na bağışlamıştı. Füsun Onur’un tüm sanatsal üretimine tanıklık eden yalının, iki kardeşin yaşam alanları olan giriş katı olduğu gibi korunurken, bir üst katının farklı disiplinlerden sanatçılar için bir misafir evine dönüştürülmesi planlanıyor. Sanatçının en alt kattaki atölyesi ise konuk sanatçıların kullanımına açık hâle getirilecek.