İstanbul Endless Art Taksim, 2017 yılından bu yana gerçekleştirdiği sergilere bir yenisini ekliyor. İnsanlığın var oluşundan bu zamana dek bedenin maddesel var oluşu; bilimin, sanatın, felsefenin ve dini inançlarının konusu ve sorusu olmuştur.
Sanatın en temelinde yer alan ruhun ve bedenin, geçirdiği tüm süreçlere bakıldıkça, bedenin yasaklanan görseli, zaman içinde yasaklanan beden formunun kadın olarak algılanmasına da neden olmuştur. Ruhun bedenin dışına taşması ile oluşan sanatın, sanatçının beden coğrafyasının sınırlarını aşarak her bir ruha farklı dokunmasını izleyeceğiz.
Sanatçılar; Elifcan Kaner, Deniz Çobankent , DidemGözalır,HamidBinandeh, Hilal Çınar,İlyas Arapoğlu, Loya Kader Öztürkmen ,Muhittincan, Murat Berköz, Nazlı Arman Tatarer, Rana Balca Ülker, Tolga Akmermer, Yağmur Yılan.
28 Ekim 2021 Perşembe günü, saat 18.00’de açılışı İstanbul Endless Art Taksim’de gerçekleşecek olan sergiyi sanatseverler yaklaşık iki ay süreyle takip edebilecek.
“Ruhun kadim coğrafyası : Beden”
İnsanlığın var oluşundan bu zamana dek bedenin maddesel var oluşu; bilimin, sanatın, felsefenin ve dini inançlarının konusu ve sorusu olmuştur. Bedenin görünür olma, tasvir edilebilme, hareket eder olabilme hali beraberinde ruhu içine alan bir form olduğu görülmüştür. Arkaik insan betimlemeleri, Mısır’da bedenin parçalar halinde gösterilip anlatılması, Yunanların insanı idealize eden, bedenin simgelenmesi, Ortaçağ’da inancın getirdiği inanış ile maddesel var oluşun, ruhun ve semavi güzelliğinanlamını tamamlayacağı düşünülürken; beden düşünüşü, ruh ile beden ikilisi üzerinden şekillenmiştir. Ruh ’un ışığı bedeni terk etmedikçe varlığını sürdüreceğine inanılmıştır.
Antik Yunan’da görülen erkek bedeni seyir edilebilir durumdayken, kadın bedeni kısıtlanmış ve pasif haldedir. Bu durum “modern çağ”ile beraber değişkenlik gösterileceğine inanılmak istense de; beden üzerinde gelişen fiziksel görünümün nasıl olduğu ve olacağı, ideal ölçüye, forma ve güzelliğe kavuşma endişesi, çabası öne çıkmıştır.Toplumun beden üzerinde geliştirilen ahlaki değer yargıları, ruhun ahlak ve erdem eksikliğindense, bedensel baskıların süreci ile şekillenmiştir.
Sanatın en temelinde yer alan ruhun ve bedenin, geçirdiği tüm süreçlere bakıldıkça, bedenin yasaklanan görseli, zaman içinde yasaklanan beden formunun kadın olarak algılanmasına da neden olmuştur. Çıplaklık, sansür, meta algısı kendini altını çizerek var etmiştir. Ruhun bedenin dışına taşması ile oluşan sanatın, sanatçının beden coğrafyasının sınırlarını aşarak her bir ruha farklı dokunmasına sebep olmuştur. Burada kırılan bedenin ritmi, estetik algının biçimini, anatomisini yıkarak özgürlüğü kavuşmasını sağlamıştır.
Adres: İnönü, Elmadağ Cd. No:28, 34373 Şişli/İstanbul
Telefon: (0212) 232 80 80
Sanatın en temelinde yer alan ruhun ve bedenin, geçirdiği tüm süreçlere bakıldıkça, bedenin yasaklanan görseli, zaman içinde yasaklanan beden formunun kadın olarak algılanmasına da neden olmuştur. Ruhun bedenin dışına taşması ile oluşan sanatın, sanatçının beden coğrafyasının sınırlarını aşarak her bir ruha farklı dokunmasını izleyeceğiz.
Sanatçılar; Elifcan Kaner, Deniz Çobankent , DidemGözalır,HamidBinandeh, Hilal Çınar,İlyas Arapoğlu, Loya Kader Öztürkmen ,Muhittincan, Murat Berköz, Nazlı Arman Tatarer, Rana Balca Ülker, Tolga Akmermer, Yağmur Yılan.
28 Ekim 2021 Perşembe günü, saat 18.00’de açılışı İstanbul Endless Art Taksim’de gerçekleşecek olan sergiyi sanatseverler yaklaşık iki ay süreyle takip edebilecek.
“Ruhun kadim coğrafyası : Beden”
İnsanlığın var oluşundan bu zamana dek bedenin maddesel var oluşu; bilimin, sanatın, felsefenin ve dini inançlarının konusu ve sorusu olmuştur. Bedenin görünür olma, tasvir edilebilme, hareket eder olabilme hali beraberinde ruhu içine alan bir form olduğu görülmüştür. Arkaik insan betimlemeleri, Mısır’da bedenin parçalar halinde gösterilip anlatılması, Yunanların insanı idealize eden, bedenin simgelenmesi, Ortaçağ’da inancın getirdiği inanış ile maddesel var oluşun, ruhun ve semavi güzelliğinanlamını tamamlayacağı düşünülürken; beden düşünüşü, ruh ile beden ikilisi üzerinden şekillenmiştir. Ruh ’un ışığı bedeni terk etmedikçe varlığını sürdüreceğine inanılmıştır.
Antik Yunan’da görülen erkek bedeni seyir edilebilir durumdayken, kadın bedeni kısıtlanmış ve pasif haldedir. Bu durum “modern çağ”ile beraber değişkenlik gösterileceğine inanılmak istense de; beden üzerinde gelişen fiziksel görünümün nasıl olduğu ve olacağı, ideal ölçüye, forma ve güzelliğe kavuşma endişesi, çabası öne çıkmıştır.Toplumun beden üzerinde geliştirilen ahlaki değer yargıları, ruhun ahlak ve erdem eksikliğindense, bedensel baskıların süreci ile şekillenmiştir.
Sanatın en temelinde yer alan ruhun ve bedenin, geçirdiği tüm süreçlere bakıldıkça, bedenin yasaklanan görseli, zaman içinde yasaklanan beden formunun kadın olarak algılanmasına da neden olmuştur. Çıplaklık, sansür, meta algısı kendini altını çizerek var etmiştir. Ruhun bedenin dışına taşması ile oluşan sanatın, sanatçının beden coğrafyasının sınırlarını aşarak her bir ruha farklı dokunmasına sebep olmuştur. Burada kırılan bedenin ritmi, estetik algının biçimini, anatomisini yıkarak özgürlüğü kavuşmasını sağlamıştır.
Adres: İnönü, Elmadağ Cd. No:28, 34373 Şişli/İstanbul
Telefon: (0212) 232 80 80