Merve Balcıoğlu yazdıÖpücük, sözler gereksizleşince konuşmayı kesmek için doğa tarafından yaratılmış hoş bir hiledir. İngrid BergmanKlasik aile yaşamı anlayışını yok sayan bir kadın olarak Ingrid Bergman, İsveçli sinema ve tiyatro oyuncusu olarak bir dönemin sanat dünyasında yerini almıştır. İsveç’in Stokholm şehrinde doğmuş, ancak tiyatro eğitimini yarıda bırakarak sinema dünyasına girmeye karar vermiştir. İlk dönemlerde okulu bıraktığı için pişman olabileceği endişesini yaşarken sonraki zamanlarda büyük film stüdyolarının onu paylaşamaz hale gelmesine şaşırmıştır.İlk olarak A Love Story filmi ile dikkatleri üzerine çeken oyuncu, ABD’ye giderek birçok farklı yönetmen ile birlikte çalışmıştır. (Hitchcock’un filmlerindeki rolleri de uzun süre seyircinin hafızasından silinmedi.) Gaslight filmi ile Oscar kazanan sanatçı, İtalyan yönetmen Rosselini’ye ulaşmış ve İtalya’ya giderek oraya yerleşmiştir.Ingrid Bergman, sadece oyunculuğu ile değil, özel hayatında aldığı radikal kararlar nedeni ile de uzun süre tartışmalara neden olmuştur. Farklı ülkelerde uzun süre yaşamak zorunda kalan sanatçı, düzenli bir hayat kuramamıştır. Üstelik bundan hiç pişmanlık da duymadığını ifade eder. Bir evinin olmamasından mutluluk duyduğunu, bu sayede özgür olabildiğini anlatır. Farklı ülkelerde farklı adamlara âşık olan Ingrid Bergman, her gittiği yerde yeni bir aile de kurmuştur. Film setlerinde uzun süre kaldığı için çocuklarına da çok zaman ayıramamıştır. Ünlü sanatçı bu durumdan asla rahatsızlık duymadığını ifade eder. Çocuklarına sürekli emir veren bir anne olmak yerine onların arkadaşlarından biri gibi yaşamaktan mutlu olduğunu söyler.Tiyatrodan vazgeçmek istemeyen sanatçı, 1956 yıllarında Paris’te Çay ve Sempati oyunu ile tiyatroya tekrar döner. Anastasia rolü ile ikinci Oscar kazanan sanatçı, uzun süre Hollywood yapımı filmlerde çalışmasına rağmen son zamanlarında, farklı yapımlarda çalışmak istediğine karar vermiştir. Çocukluğundan başlamak üzere düzenli olarak hayatını kayıt altına alan sanatçı, gittiği her yere anılarını temsil eden eşyalarını da götürürmüştür. Bebekken anne ve babasını kaybeden sanatçı,`akrabaları tarafından büyütülmüştür. Düzenli bir aile kurmamasını kendi çocuklarından bazıları anlayış ile karşılarken bazıları sitem etmiştir.Oyunculuğu dışında, hayata yaklaşımı da farklı olan bir oyuncu, kariyerine ilk başladığı yıllarda boyu çok uzun olduğu için çok eleştirilmiştir. Bu şekilde oyunculuk yapamayacağını söyleyenlere, onu henüz tanımadıklarını söylemiş ve kariyerine böylece başlamıştır.Bergman, sinema tarihinin önemli yönetmenleri ile çalışan ve kendi tarzını yaratabilmiş bir gezginci ruh olarak var olmuştur. Başarılı oyunculuğu ve yıldız olarak sinemanın önemli temsilcilerinden biri haline gelmiştir. Özel hayatı ve kariyeri arasında kaldığı zamanlarda genellikle sinema öncelikli tercihi olmuştur. Sinema yapamayacağı yıllarda tiyatroya dönmüştür. Bergman uzun yıllar direndiği kanserden 1982 yılının Eylül ayında ölmüştür. Bugün sinema dünyası ve sanat dünyası açısından sadece filmleri ve cesareti ile değil, yaşam tarzı öncelikleri konusunda olan ısrarı ile de önemli bir İsveçli kadın oyuncudur.
Sanatçı
Yayınlanma: 27 Aralık 2016 - 19:06
Güncelleme: 27 Aralık 2016 - 19:21
Dünyanın gezici ruhu: Ingrid Bergman
Ingrid Bergman, uzun yıllar direndiği kanserden 1982 yılının Eylül ayında ölmüştür.
Sanatçı
27 Aralık 2016 - 19:06
Güncelleme: 27 Aralık 2016 - 19:21