İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 6-17 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek 37. İstanbul Film Festivali, birbirinden farklı konu ve hikâyeleriyle merakla beklenen belgeselleri NTV belgesel Kuşağı ile beyazperdeye getiriyor. Göçmenlikten, toplumsal ve ekonomik krizlere, sinemadan siyasete, müzikten ve sanattan cinselliğe, teknolojiden savaşlara, modadan yemek kültürüne farklı konularda dünyanın dört bir yanından 12 belgesel, NTV’nin 12. kez sponsorluğunu üstlendiği NTV Belgesel Kuşağı’nda izleyicilerle buluşuyor.
Festival kapsamında bu yıl yine izleyici dünya festivallerinden ödüllerle dönen yapımların yanı sıra farklı ülkelerden keşfedilmeyi bekleyen çarpıcı ve şaşırtıcı hikâyelerle bir araya geliyor. Kongolu bir kömür işçisinin insanüstü çabasını konu alan ve Cannes’da Eleştirmenler Haftası bölümünde büyük ödülü alan, Altın Göz dalında da mansiyona layık görülen Makala; Çin’in kuzeyinde bir balıkçı kasabasında yaşayan alzheimer hastası Bayan Fang’ın son 10 gününe odaklanan ve Locarno Film Festivali’nde Altın Leopar’ı kazanan Mrs. Fang; Japonya’nın yıllar süren eğitim ve çıraklıkla ancak ustalığa erişilen eriştesi “ramen”in ustası Tamita’yı takip eden Ramen Heads; Belçika ve Fransa’da 20 yıldır aralıksız yayınlanan kült belgesel programı Strip-Tease’in yaratıcıları Yves Hinant ve Jean Libon’un güçlü kara mizahi yönüyle kurmacaya göz kırpan yeni belgeseli Ni Juge, Ni Soumise gibi uzak diyarların hikâyelerini merak eden izleyicilerin heyecanla beklediği belgeseller 37. İstanbul Film Festivali’nde yer alıyor.
İki Oscar’lı efsane oyuncu İngiliz oyuncu Michael Caine’in gençlik yılları üzerinden 1960’larda İngiltere’de müzik ve sanat aracılığıyla gerçekleşen kültürel devrimi inceleyen My Generation; Fransa’nın Forez dağlarındaki çiftliğinde, değişmekte olan modern dünyaya karşı gelen Claudette ve komşularının hayatını anlatan Sans Adieu; 1970’lerin New York ve Paris Moda sahnesinin en etkili isimlerinden Antonio Lopez’in 1969-1973 yılları arasındaki görkemli yaşamını, parlak çevresini ve kışkırtıcı sanatını konu alan Antonio Lopez 1970: Sex, Fashion & Disco gibi yılın merak edilen belgeselleri de NTV Belgesel Kuşağı’nda.
NTV Belgesel Kuşağı
Mrs. Fang / Wang Bing
Çin’in güneyinde bir balıkçı kasabasında hayatının son günlerini geçiren alzheimer hastası, halktan bir kadın Bayan Fang’ın günlük hayatını ve ölmeden önceki son on gününü anlatan gözlemleyen Mrs Fang, yaşlılara davranışları üzerinden Çin toplumunun dönüşümüne dair de bir fikir veriyor. Ödüllü belgeselci Wang Bing’in Ta’ang (2016) belgeseli 36. İstanbul Film Festivali’nde 15. İstanbul Bienali’yle “iyi bir komşu” bölümünde gösterilmişti. Mrs Fang ise ilk gösterimini büyük ödül Altın Leopar’ı kazandığı Locarno Film Festivali’nde yaptı.
Makala / Emmanuel Gras
Çıkardığı kömürleri üç günlük yürüme mesafesindeki köyüne taşıyan Kongolu bir kömür işçisinin insanüstü çabasını konu alan Makala, Cannes’da Eleştirmenler Haftası bölümünde büyük ödülü almakla kalmadı, Cannes’da yalnızca belgesel filmlere verilen Altın Göz dalında da mansiyona layık görüldü. Fransız belgeselci Emmanuel Gras’nın son filmi Makala, adını Svahili dilindeki “odun kömürü” kelimesinden alıyor.
Carré 35 / Eric Caravaca
Eric Caravaca 70’ten fazla yapımda yer alan, birçok filmini festival izleyicilerinin tanıdığı ödüllü bir oyuncu. Caravaca’nın Le passager / Yolcu adlı kurmaca filmini de festivalde 2006’da izlemiştik. Carré 35 ise Eric Caravaca’nın son derece kişisel bir projesi: Ünlü oyuncu, kendisi doğmadan önce, henüz 3 yaşındayken ölen kız kardeşinin ölümünün ardındaki gizemi çözmeye çalışıyor. Carré 35 dünya prömiyerini Cannes’da yaptı.
Coby / Christian Sonderegger
ABD’nin hoşgörüsü sınırlı ortabatı bölgelerinde, bir kasabada cinsiyet geçiş operasyonuyla erkek olan 23 yaşındaki Coby’nin ve ailesinin zorlu geçiş sürecini yakından izlerken değişimin kendisini de sorgulayan çarpıcı bir belgesel. Coby, ilk gösterimini Cannes Film Festivali’nin bağımsız sinema bölümü ACID’de yaptı.
Sans Adieu / Christophe Agou
Teknolojinin ve durmak bilmeyen makineleşmenin belki de o kadar iyi bir şey olmadığına dair bir film olan Sans Adieu, değişmekte olan modern dünyaya karşı gelen, Fransa’nın Forez dağlarındaki çiftliğinde yaşayan 75 yaşında Claudette ile köydeki komşularının günlük yaşamını konu alıyor. Yönetmen Agou’nun kendi memleketinde çektiği film, bu dağ köylülerini gözlemlerken bir yandan kaybolmakta olan bu kültüre ve yaşam tarzına bir ağıt yakıyor bir yandan da hafıza, zamanın geçişi ve yalnızlığa dair bir zihin egzersizi sunuyor.
Fotoğrafçı ve yönetmen Christophe Agou geçtiğimiz eylül ayında henüz Sans Adieu post prodüksiyon aşamasındayken hayatını kaybetti. Sans Adieu ilk gösterimini Cannes Film Festivali’nin bağımsız sinema bölümü ACID’de yaptı.
Abu / Arshad Khan
Pakistan asıllı Kanadalı yönetmen Arshad Khan, ergenlikten yetişkinliğe kendi kimliğini bulma hikâyesine ve ailesiyle olan ilişkisine eğilen bu oldukça kişisel belgeselinde ailesinin el kamerasıyla çekilmiş görüntüleri, klasik Bollywood filmlerinden sahneler ve animasyon karışımı bir dil kullanarak cinsellik, muhafazakârlık, din ve göçmenlik gibi konulara değiniyor. Festivalin konuğu olarak İstanbul’a gelecek olan Arshad Khan, Abu filmi ile Vancouver Uluslararası Güney Asya Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü, TWIST Seattle Film Festivali ve Austin LGBTIQ Film Festivali’nde Jüri Ödülü kazandı.
Buon Inverno / Giovanni Totaro
Buon Inverno, ekonomik krizle çalkalanan İtalya’nın meşhur adası Sicilya’daki yazlıkçıların hayatına sıcak, renkli ve son derece alışılmadık bir bakış atıyor. İtalyan yönetmen Giovanni Totaro’nun ilk uzun metrajlı belgeseli Buon Inverno, dünya prömiyerini IDFA Amsterdam Uluslararası Belgesel Film Festivali’nde gerçekleştirdi.
My Generation / David Batty
İki Oscar’lı efsane İngiliz oyuncu Michael Caine’in gençlik yılları üzerinden 1960’larda İngiltere’de müzik ve sanat aracılığıyla gerçekleşen kültürel devrimi inceleyen bu keyifli belgesel, The Beatles, The Kinks ve Rolling Stones parçalarıyla dolu bir şölen; Paul McCartney, Marianne Faithfull, Twiggy ile yapılan röportajlar sayesinde de benzersiz bir dönem portresi. David Batty’nin yönettiği My Generation, filmin anlatıcısı ve kahramanı Michael Caine’e 2017 Venedik Film Festivali’nde Fondazione Mimmo Rotella Ödülü’nü kazandırdı.
Ramen Heads / Koki Shigeno
Japonya’nın yıllar süren eğitim ve çıraklıkla ancak ustalığına erişilen eriştesi “ramen”in bu ülkedeki yerini araştıran Ramen Heads, ramen ustası Osamu Tomita’yı izliyor. Tomita Usta’nın kusursuz erişte için malzeme bulma, hazırlama ve pişirme sürecindeki takıntılı yaklaşımını gözlemleyen Ramen Heads, bir yemek etrafında kültürün nasıl oluştuğunu gözler önüne seriyor. Dünya prömiyerlerini IDFA Amsterdam ve San Sebastian Film Festivallerinde yapan Ramen Heads, Japonya’da en çok izlenen televizyon belgeseli yönetmenlerinden Koki Shigeno’nun ilk uzun metrajlı belgeseli.
Antonio Lopez 1970: Sex Fashion & Disco / James Crump
1970’lerin New York ve Paris moda sahnesinin en etkili isimlerinden, vizyoner moda illüstratörü Antonio Lopez’in 1969-1973 yılları arasındaki görkemli yaşamını, parlak çevresini ve kışkırtıcı sanatını konu alan bu film, bizi cinsel devrimin, modanın ve disko müziğin tam kalbine götürmeye niyetli bir zaman kapsülü. Antonio Lopez 1970: Sex Fashion & Disco 2017 DOC NYC Film Festivalinde Jüri Büyük Ödülü’nü kazandı.
Ni Juge, Ni Soumise / Yves Hinant & Jean Libon
Güçlü kara mizahi yönüyle kurmacaya göz kırpan, sansürsüz bir dil kullanan, politik olarak yanlış Ni Juge, Ni Soumise, sürprizlerle dolu Brükselli Yargıç Anne Gruwez’i izliyor. Gruwez, bir davadan diğerine bakarken zanlılara ve vakalara sıra dışı yaklaşımıyla hem şaşırtıyor hem de sempatikliği ve tavizsiz duruşuyla kendine bir hayran kitlesi ediniyor. San Sebastian’da dünya prömiyerini yapan bu ilginç belgeselin yönetmenleri, Belçika ve Fransa’da 20 yıl aralıksız yayınlanan kült belgesel programı Strip-Tease’in yaratıcıları Yves Hinant ve Jean Libon.
The Greenaway Alphabet / Saskia Boddeke
The Greenaway Alphabet, festivale birkaç kez konuk gelen, Aşçı, Hırsız, Karısı ve Aşığı, Sayılarda Boğulmak ve Gece Bekçisi gibi yapıtlarının çoğunu izlediğimiz, yenilikçi yönetmen Peter Greenaway’in sinemasına, sanat görüşüne, ilişkilerine ve aile yaşamına samimi bir bakış atıyor. Greenaway’in eşi, multimedya sanatçısı Saskia Boddeke’nin yönettiği bu ilk belgesel, alfabede olduğu gibi A harfinden başlayarak bir yandan sanatçının16 yaşındaki kızı Zoë ile çeşitli konular üzerine spontane muhabbetlerini takip ederken, bir yandan da dünya görüşünü ve sanatını etkileyen öğeleri kapsıyor.
Peter Greenaway, 1997 yılında İstanbul Film Festivali’nin Sinema Onur Ödülü’nü aldı.