Röportaj: Ayşe İsra EdeBruno Catalano bir heykeltıraş. 1960 yılında Fas’ta dünyaya gelen Catalano, küçük yaştayken ailesi ile Fransa’ya yerleşir. Onu özel kılan yaptığı heykellerdeki “eksik” parçalar. Sanatçı, Les Voyageurs (Gezginler) isimli sürrealist koleksiyonu ile “eksik heykel” akımını başlatarak yoldan gelip geçen insanların heykellerindeki “eksiklikleri” bir an için de olsa sorgulamalarını amaçlıyor. Haliyle bu eksik olan parçalara farklı farklı ve derin anlamlar yüklemek mümkün: Birini geride bırakmak, yeni bir eve taşınmak yahut savaş yüzünden mülteci durumuna düşmek. Bruno Catalano’nun heykelerinin her biri birbirinden farklı olsa da verilmek istenen mesaj hep aynı: Eksiklik.
Mürekkep Söyleşiler’de bu hafta heykeltıraş bruno catalano ile bir söyleşi gerçekleştirdik.Heykellerinizin en dikkat çekici özelliği “eksik parçalar”. Bu, dikkat çekici olmasının yanı sıra insanları düşündüren ve çeşitli anlamlar katılabilecek bir özellik. Peki bu “eksik parçalar” Bruno Catalano için neyi temsil ediyor?“Eksik parçalar” bana çok şey ifade ediyor; Fas’tan Fransa’ya sürgün olmamı, geride ülkemi, her şeyimi bırakmak zorunda olmamı, kökümden sökülmemi ifade ediyor. Aynı zamanda hayatın akışını ve zamanın nasıl yaşamlarımıza nüfus ettiğini sembolize ediyor. Yaşamdaki kayıplarımızı ama her şeye rağmen ayağa kalkıp yola devam etmek zorunda olduğumuzu ifade ediyor.
Heykelleriniz, alışılagelmişin dışında ve yeni bir sanat akımı olarak görülüyor. Yaptığınız çalışmalar ile yarattığınız bu yeni akıma verilen "Les Voyageurs" (Gezginler) ismini eserlerinizle nasıl bağdaştırabiliriz? İnsana dair şeyler yapıyorum ve benim için insan olmak seyyah olmaktır. Yaşadığınız yerden hiç ayrılmasanız veya ayrılmak istemeseniz bile hala bir seyyahsınız.Yaşamın içinden geçiyorsunuz, bu herkes için bir seyahattir.
Eserlerinizde ellerinde çantaları ile bir yerlere gitmekte olan insanları görüyoruz. Bu insanlar belki de ayrıldıkları yerlere kendilerinden bir şey bıraktıklarından dolayı eksikler. Sizce insanların yaşadıkları yerlerden ayrılmaları insanlardan bir şeyler eksiltir mi?Evet, ama sadece bu değil; aynı zamanda birini terk ettiğinizde, yeni bir yaşama başlamak zorunda olduğunuzda, yeni bir iş veya daire bulduğunuzda dönüp tekrar bir şeyleri aramak da insanlardan bir şeyler eksiltir.
Peki bu insanlar ellerinde kalan tek şeyleri yani çantalarında ne taşıyorlar?Bilmiyorum, bu seyyahlarıma vermek istediğiniz hikâyeye bağlı. Bu aynı zamanda kafamdaki modele bağlı olan bir durum. Ben bu modele çok yakınım. Onlarla onların hikâyelerini anlamak için çok zaman geçirmeliyim, çünkü seyyahlarım farklıdır; tıpkı modellerimin farklı olması gibi. Hepimiz ayrı bireyleriz ve hiçbir seyyahımın duyguları birbirinin aynı değil. Tıpkı duruşları gibi. Hepimiz farklıyız ama yaşamın içinden geçmek için aynı şeyi yapıyoruz.
Bildiğiniz gibi son yıllarda, başta savaş olmak üzere çeşitli sebeplerle yaşadıkları ülkelerden kaçmak zorunda kalan mültecilerin sayısında ciddi bir artış var. Özellikle Suriye ve Afrika ülkeleri… Bu insanlar tam da Bruno Catalano heykelleri gibiler. Bir yanları hep eksik. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?Bu gerçekten çok ama çok kötü bir durum. Böyle kalamayız, sadece olanları izleyemeyiz. Özür dilerim; İngilizcem böylesine önemli bir konuyu sadece 3-4 cümle ile ifade edebilecek kadar iyi değil ancak bu çok büyük bir sorun.
Ama daha önce belirttiğim gibi yaptığım iş sadece ülkeler arası göç ve mülteci sorunu değil, ayni zamanda insan olmaya dair.Heykellerinizi genellikle açık alanda sergilediğinizi görüyoruz. Açık alan seçmenizin özel bir sebebi var mıdır?Hayır, buna başladığımda büyük heykeller yapacak param yoktu. İlk başladığımda dışarıda sergilemek için heykeller yapmayı istedim. Bence sanat herkes için olmalı, sadece galerilerde sergilemek için değil.
Son olarak bizden bir soru sormuş olalım: Eserlerini yakından takip ettiğiniz Türk sanatçı var mı?Evet, Taner Ceylan’ı takip ediyorum.







