Bitlis'te Beş Minare türküsü, 1916 yılında Bitlis'in Rus işgalinden sonra yaşanan trajik bir olaya dayanır. Hikaye, Bitlis'ten göç eden bir baba ve oğlunun şehre geri döndüklerinde gördükleri yıkım ve haraplık karşısında yaşadıkları acıyı anlatır.
Hikayenin kahramanları:
- Baba: Bitlis'ten göç eden yaşlı bir adam.
- Oğlu: Babasına eşlik eden genç bir adam.
Hikayenin özeti:
Bitlis, 1916 yılında Rus işgaline uğrar. Şehirdeki birçok insan canını kurtarmak için göç etmek zorunda kalır. Bir baba ve oğlu da göç edenler arasındadır. Bir süre sonra Ruslar şehirden çekilir ve baba oğluyla birlikte Bitlis'e geri döner. Fakat şehre döndüklerinde gördükleri manzara karşısında yıkılırlar. Bitlis adeta harabeye dönmüştür. Evler yıkılmış, camiler ve minareler tahrip edilmiştir. Ayakta kalan tek şey beş minaredir. Baba ve oğul, bu minareler karşısında yaşadıkları acıyı ve hüznü türkülerle dile getirirler.
Türkünün sözleri:
Bitlis'te beş minare Yıkılmış virane Anadan doğma yavru Görmez bu cihane
Yüksek yüksek dağlar Dumanlı dumandır Anadan doğma yavru Vatanı yabandır
Türkünün etkisi:
Bitlis'te Beş Minare türküsü, savaşın yıkıcılığını ve vatan sevgisini anlatan hüzünlü bir eserdir. Türkü, Anadolu'nun birçok yöresinde sevilerek söylenir ve dinleyenleri duygulandırır.
Türkünün farklı versiyonları:
Bitlis'te Beş Minare türküsü, farklı yörelere göre farklı sözlerle ve melodilerle söylenmektedir. En bilinen versiyonlar arasında Ruhi Su ve Neşet Ertaş'ın seslendirdiği versiyonlar yer alır.
Türkünün hikayesi hakkında bazı bilgiler:
- Türkünün hikayesi ve kökeni hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte, farklı rivayetler ve hikayeler mevcuttur.
- Bazı kaynaklara göre türküyü, Bitlis'e geri dönen ve gördükleri karşısında hüzne boğulan bir baba yazmıştır.
- Bazı kaynaklara göre ise türkü, Bitlis'in işgalinden sonra göç eden halk tarafından yakılmıştır.
Not: Bitlis'te Beş Minare türküsü ve hikayesi hakkında farklı rivayetler de bulunmaktadır. Bu bilgiler, en yaygın kabul gören rivayetlere göre yazılmıştır.