İnsanın kusurlarına dair eleştirilerini bir masal içerisinde anlatmayı tercih eden Ahmet Ümit bunun nedenini “Çünkü aşk aslında bir masal. Âşık olduğumuzda hayallere dalıyoruz. Biri çıkıyor karşımıza ve biz ona en güzel, en erdemli, en zeki, en çekici, en şefkatli, dünyanın bütün ‘en’lerini yüklüyoruz. Dolayısıyla elbette bu bir masal çünkü gerçekte böyle bir insan yok, ancak masallarda olur. Sonra bir gün bu masal bitiyor, ‘Öyle değilmiş,’ diyoruz bu sefer. Öyle değil tabii. Sen yüklüyorsun bu sıfatları karşındakine,” diye açıklıyor. Yeni romanını Milliyet Sanat'tan Efnan Atmaca’ya anlatan Ahmet Ümit’in açıklamaları şöyle: Ahmet Ümit yeni romanı Bir Aşk Masalı’nda erkeğin kadına yönelik zulmüne karşı çıkan ve artık süregelen bu sistemin bitmesi için çağrıda bulunan bir hikâye anlatıyor. Gördükleri rüyayla âşık oldukları kızın peşine düşen beş prensin yolculuğu var kitapta. Bu yolculukta her şeyi öğreniyorlar da sevdiklerini özgür bırakmayı öğrenemiyorlar.“Kimse aşkı mazeret gösterip bu yüzden cinayet işlediğini söyleyememeli”“Türkiye’de son yıllarda giderek artan kadın cinayetleri herkes gibi beni de çok derinden etkiliyor. Aslında bu kitabı yazma nedenim başlı başına kadınlara yönelik artan şiddet,” diyen Ahmet Ümit kadının özgür olduğu, yaşama hakkının elinden alınmadığı, kendisini istediği gibi ifade edebileceği bir dünya isteğini paylaşıyor. Çok güçlü bir duygu olması nedeniyle aşkın, sağlıksız ve hastalıklı kişilikleri tetikleyebildiğini söyleyen yazar “Kimse aşkı mazeret gösterip bu yüzden cinayet işlediğini söyleyememeli,” diyor. “Seven toplum güçlü toplumdur”“Kadın haklarını savunmak benim için son derece bencilce bir durum,” diyen Ahmet Ümit, sözlerini şöyle açıklıyor: “Çünkü mutlu olmak için savunuyorum. Eğer benim hayatımdaki kadınlar özgür olursa, güçlü olursa, kendi ayaklarının üzerinde durursa beni sevdiği için benimle beraber olduğundan emin olacağım. Çoğunluğu böyle insanlardan ve ilişkilerden oluşan toplum güçlü bir toplumdur.”