İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Koç Holding Enerji Grubu Şirketleri Aygaz, Opet ve Tüpraş sponsorluğunda düzenlenecek 25. İstanbul Tiyatro Festivali, 22 Ekim’de perdelerini açıyor. “Bu Zamanda Tiyatro” sloganıyla festivalin 25'inci edisyonu, yeni bir normal arayışındaki dünyaya tiyatronun gözünden bakan pek çoğu yeni yapımla hem tiyatro dünyasına hem de tiyatroseverlere nefes aldırmak üzere yola çıktı. Festivale bir ay boyunca konuk olacak 25 yerli ve uluslararası yapımın bir bölümü çevrimiçi gösterimlerle tüm Türkiye'den izlenebilirken bir bölümüyse Alan Kadıköy, Atlas 1948 Sineması, Profilo Kültür Merkezi Batı Ana Sahne, Duru Ataşehir, Moda Sahnesi, Caddebostan Kültür Merkezi, Müze Gazhane, Yapı Kredi bomontiada ve Zorlu PSM'de fiziksel olarak Covid-19 önlemleri altında izleyicileriyle buluşacak.
Uluslararası yapımlar gösteri sponsoru ENKA Vakfı’nın desteğiyle yurtdışından 11 fiziki ve çevrimiçi yapımı tiyatroseverlerle buluşturacak festival, 14 yerli yapımın ise Türkiye prömiyerine sahne olacak. Her yıl olduğu gibi festivalin Öğrenme ve Gelişim Programı kapsamındaki paneller, atölye çalışmaları, söyleşiler, okuma tiyatroları gibi ücretsiz yan etkinlikler de festivale eşlik edecek.
Festival biletleri, İKSV Lale Kart üyeleri için 20 Eylül'de başlayacak indirimli ön satış döneminin ardından 24 Eylül Cuma günü passo.com.tr üzerinden ve İKSV ana gişeden satışa sunulacak.
25. İstanbul Tiyatro Festivali’nin basın toplantısı çevrimiçi gerçekleşti
25. İstanbul Tiyatro Festivali’nin basın toplantısı 9 Eylül Perşembe sabahı çevrimiçi olarak düzenlendi.
Toplantıda konuşan İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, "Bu yıl, 25. İstanbul Tiyatro Festivali’ni düzenliyoruz. 1989’dan bu yana düzenlediğimiz 24 festivalde olduğu gibi yine gösterileri ve yan etkinlikleriyle çok yönlü bir şenlik hazırladık. Bir yandan sahnelerde buluşuyor, bir yandan da çevrimiçi gösterimlerle dünyadan farklı örnekleri izleyicilerimize ulaştırmaya devam ediyoruz. Festivalimizin tanıtımlarında göreceğiniz “bu zamanda tiyatro” sloganı, tüm dünyanın altüst olduğu bu dönemde tiyatronun bizi nasıl birleştirdiğini, nasıl değiştirdiğini; bize nasıl nefes aldırdığını hatırlatıyor. 20 Kasım’a dek devam edecek festivalimizin, tiyatronun verdiği bu olumlu hisleri tekrar yaşamamıza vesile olurken, pandemiden olumsuz etkilenen tiyatro sahnemizin yeniden güç kazanmasına da destek olacağını ümit ediyorum. 25. İstanbul Tiyatro Festivali’nin düzenlenmesine katkıları için başta eş sponsorlarımız, Koç Holding Enerji Grubu Şirketleri Aygaz, Opet ve Tüpraş olmak üzere tüm sponsor ve destekçilerimize içten teşekkürlerimi sunuyorum,” dedi.
Koç Holding Enerji Grubu Başkanı Yağız Eyüboğlu, “Koç Enerji Grubu markalarımız Aygaz, Opet ve Tüpraş olarak, sanata olan tutkumuzu 17 yıldır festivalin eş sponsoru unvanıyla sürdürüyor, ülkemizin enerji ihtiyacını karşılamanın yanı sıra kültür-sanatın sürdürülebilirliğine de katkı sağlıyoruz. Bu vizyonumuz çerçevesinde toplumun bilinç düzeyinin sanatsal açıdan da yükselmesine, genç kuşakların yaratıcılıklarını artırmalarına ve toplumsal farkındalığa ayna tutan tiyatroya ve bu kıymetli organizasyona destek olmak bizim için çok değerli. Festivalin seyirci sayısının her yıl giderek arttığını görmek ise ülkemizin kültürel geleceğine dair umutlarımızı artırıyor. Sözlerime son vermeden önce; geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz tiyatro ve edebiyatın büyük ustası Ferhan Şensoy’a rahmet diliyor, kaybettiğimiz tüm değerli sanatçıları saygıyla anıyorum. Bu değerli organizasyonu gerçekleştiren İstanbul Kültür Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Bülent Eczacıbaşı’na, İKSV Genel Müdürü Sayın Görgün Taner’e, İstanbul Tiyatro Festivali Direktörü Leman Yılmaz’a ve festival ekibine bir kez daha teşekkür ediyor, keyifli ve enerjisi yüksek bir festival diliyorum,” dedi.
Toplantıda festivalin programını açıklayan İstanbul Tiyatro Festivali Direktörü Leman Yılmaz, “İstanbul Tiyatro Festivali pandeminin en ağır yaşandığı 2020’de umut etmenin önemiyle festivali karma bir programla gerçekleştirmişti. Bu yıl da kimi belirsizliklerin devam etmesi nedeniyle festival programını yine hem fiziksel hem de çevrimiçi tiyatro, dans, performans gösterilerinin yer aldığı karma bir kurgu ile hazırladık. Geçtiğimiz festivalde edindiğimiz deneyim bu yılın programını hazırlarken bize yol gösterdi. 25. İstanbul Tiyatro Festivali’nin programında yurtdışından 3’ü fiziksel, biri ekran gösterimi ve 7’si çevrimiçi olmak üzere 11 yapım yer alıyor. Yerli yapımlar ise ağırlıklı olarak fiziksel mekânlarda sahnelenecek. 11’i fiziksel, 3’ü çevrimiçi olmak üzere 14 yerli yapım da ilk kez seyircimizle buluşacak. Her festivalde olduğu gibi bu yıl da Öğrenme ve Gelişme Programı’nda çeşitli konuların ele alındığı paneller, okuma tiyatroları ve atölyeler de yer alıyor. Bu yıl onur ödüllerimizi değerli hocamız Prof. Dr. Ayşegül Yüksel’e ve İtalya’nın önemli yönetmenlerinden Pippo Delbono’ya takdim ediyoruz. Festival programında öne çıkan üç bölüm söz konusu: Hollanda seçkisi, Bu İşte Bir Kadın Var ve Golden Mask İstanbul’da – Çevrimiçi. Sahnelerde oyun izlemeyi çok özledik. Bu zorlu zamanda tiyatronun nefes aldıracağına inancımız çok güçlü. Umudumuz ise bu zorlu süreci göğüslememizde en önemli desteğimiz,” diye konuştu.
Festivalin Onur Ödülleri Ayşegül Yüksel ve Pippo Delbono’ya
25. İstanbul Tiyatro Festivali Onur Ödülleri bu yıl yazar ve akademisyen Prof. Dr. Ayşegül Yüksel ile İtalyan yönetmen Pippo Delbono’ya sunulacak.
Milletlerarası Tiyatro Enstitüsü (I.T.I.) Türkiye Milli Merkezi’nin yönetim kurulu üyesi (1986-1991), Tiyatro Eleştirmenleri Birliği (T.E.B.) kurucu üyesi, İstanbul Tiyatro Festivali ile Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali danışma kurullarında üyelik görevlerini üstlenen, pek çok yayında tiyatro inceleme ve araştırma yazıları yazan Prof. Dr. Ayşegül Yüksel festivalin basın toplantısına katılarak bir konuşma yaptı: “İstanbul Tiyatro Festivali’nin Onur Ödülü’nün anlamı benim için iki açıdan çok büyük. İlki, bugüne dek bu ödüle değer bulunmuş çok değerli sanat insanlarıyla buluşturulmuş olmam; ikincisi ise bana verilmiş bir 80. yaş armağanı olması. Yaşamının çoğunu tiyatroya gitmekle, tiyatro okumakla, tiyatro dersi vermekle, tiyatro üstüne yazmakla geçirmiş birinin geriye dönüp bakmasını gerektiren bir yaştayım. İşte bu aşamada gelen böyle bir armağan, günlerimi, gecelerimi boşa harcamadığımı, ‘yaptıklarımı iyi ki yaptığımı’ söylüyor bana. Tiyatronun ‘pandemi’ ortamında bile ses getirmesi için gecesini gündüzüne katan İstanbul Tiyatro Festivali ekibine ve ödülü bana uygun gören kurula içtenlikle teşekkür ediyorum.”
İtalyan yazar, oyuncu ve yönetmen Pippo Delbono ise geleneksel tiyatro eğitiminin ardından 80’lerin başında Compagnia Pippo Delbono’yu kurdu ve Il Tempo degli Assassini’den (1987) La Gioiaya / Neşe’ye (2018) kadar çalışmalarının çoğunu bu toplulukla yarattı. Sanatçı, oyun sahnelemekten ziyade yıllar içinde sayıları artan bir oyuncu grubuyla tasarlanan, bütünlüklü yaratımlar gerçekleştirdi. Sosyal olarak dışlanmış insanlarla çalıştı. Aralarında kırk beş yıl boyunca Napoli yakınlarındaki Aversa’da bir akıl hastanesinde tutulan ve yakın zamanda vefat eden sağır ve dilsiz Bobò’nun da bulunduğu bu oyunculardan bazıları toplulukla çalışmayı sürdürdü ve hala bu deneyimin önemli bir parçasını oluşturuyor.
Pippo Delbono ödülünü 4 Kasım’da Zorlu PSM’de ENKA Vakfı desteğiyle sahnelenecek Neşe oyununun ardından alacak.
FESTİVAL PROGRAMI
Karşınızda 14 yerli ve 11 uluslararası yapımla 25. İstanbul Tiyatro Festivali
25. İstanbul Tiyatro Festivali, bu yıl fiziki yapımlardan çevrimiçi gösterimlere, “kulak tiyatrosu”ndan çocuk oyunlarına, beyazperde gösteriminden ücretsiz takip edilebilecek panel, söyleşi ve okuma tiyatrolarına uzanan zengin bir programla bir ay boyunca izleyicilerle buluşacak.
10 yerli yapım, ilk defa İstanbul Tiyatro Festivali’nde sahnelenecek. Kocaeli Şehir Tiyatroları da Vişne Bahçesi’nin İstanbul prömiyerini festivalde yapacak. Yerli programda bu yıl ayrıca çevrimiçi olarak dinlenebilecek 3 “kulak tiyatrosu” da var.
Festivalde, Hollanda, Fransa ve İtalya’dan büyük övgü toplayan 3 uluslararası prodüksiyonun yanı sıra çevrimiçi izlenebilecek 7 yabancı yapım yer alıyor. Festivale Fransa’dan konuk olan dans gösterisi Waterfloor Müze Gazhane’de ücretsiz izlenebilecek. İngiliz yönetmen Robert Icke’nin imzasını taşıyan Oedipus ise Atlas 1948 Sineması perdesinden yapılacak özel bir gösterim ile gerçekleştirilecek.
“Hollanda Seçkisi”yle güncel Hollanda tiyatrosu festivale konuk oluyor
İstanbul Tiyatro Festivali Hollanda Konsolosluğu'yla 2020 yılında başlattığı işbirliğine bu yıl da devam ediyor ve Hollanda'dan üç yapımlık bir seçki sunuyor. Festivaldeki tüm uluslararası yapımların gösteri sponsoru olan ENKA Vakfı’nın desteğiyle sahnelenecek Medea, Oedipus ve Alice oyunlarına Hollanda Performans Sanatları Fonu katkı sunuyor.
Prestijli oyuncuları ve yönetmen ekibiyle Hollanda tiyatrosuna yön veren Internationaal Theater Amsterdam’ın (ITA), The Guardian’ın “kusursuz bir topluluktan dokunaklı bir sanat yapıtı” sözleriyle övdüğü ödüllü oyunu Medea, başarılı genç yazar ve yönetmen Simon Stone’un imzasını taşıyor. Sahnelediği her oyunu heyecanla beklenen Stone, antik tragedya yazarı Euripides’in ünlü Medea’sını gerçek bir olaydan yola çıkarak yeniden yazıyor ve güncel bir rejiyle sahneliyor. Medea, fiziksel olarak 17 ve 18 Kasım Çarşamba ve Perşembe günleri festivale yüksek katkıda bulunan mekân sponsoru Zorlu PSM’de olacak.
Seçkide izlenebilecek bir diğer oyun ise klasik eserlere getirdiği yorumlarla dikkat çeken İngiliz tiyatrosunun yetenekli yazar ve yönetmeni, Olivier Ödülü’nün en genç yaştaki sahibi ve Internationaal Theater Amsterdam’ın (ITA) konuk sanatçısı Robert Icke'ye ait. Icke, The Times’ın “zamandan bağımsız bir hikâyenin kolay kolay unutulmayacak bir uyarlaması” sözleriyle övdüğü bir 21. yüzyıl Oedipus’u ile festivale konuk oluyor. Yönetmen Sofokles’in eserini 21. yüzyıla uyarlıyor ve Oedipus’u hayatının en büyük sırrını keşfeden bir politikacıya dönüştürüyor. Oedipus rolünde Hans Kesting’in harikalar yarattığı oyunun gösterimi 6 Kasım Cumartesi 14.00 ve 20.00 seanslarıyla Atlas 1948 Sineması perdesinde yapılacak.
Tamamen çocuklar için prodüksiyonlar üreten Hollandalı dans topluluğu de Stilte’nin Alice isimli dans gösterisi ise, çocukları kendi hikâyelerini anlatmaya teşvik etmeyi, onları gündelik dünyadan çıkarıp duyuların soyut dünyasına davet ederek hayal güçlerini canlandırmayı hedefliyor. Festivalin çevrimiçi programında yer alan Alice festival boyunca passostudio.com adresinden izlenebiliyor.
“Hollanda Seçkisi” teması altında ayrıca Hollandalı bir yazarın oyunu Türkçe’ye çevrilecek ve oyun okuma tiyatrosu olarak sahnelenecek.
Golden Mask Festivali, Rusya'dan üç çevrimiçi oyunla festivalde
İstanbul Tiyatro Festivali’nin 2018’de Golden Mask Rus Sahne Sanatları Festivali ile başlayan işbirliği bu yıl festivalin çevrimiçi programına dâhil edilen üç yapımla sürüyor. Festivaldeki tüm uluslararası yapımların gösteri sponsoru ENKA Vakfı'nın desteklediği Ayı, Boris ve Güneşin Çocukları, 22 Ekim – 20 Kasım tarihleri arasında tüm diğer çevrimiçi gösterilerle birlikte passostudio.com adresinden izlenebilecek.
Anton Çehov’un 1888 yılında kaleme aldığı, en bilinen kısa oyunu Ayı, ölmüş kocasının yasını tutan Bayan Popov ve kocasının borcunu tahsil etmeye gelmiş “ayı” olarak nitelendirilebilecek bir toprak sahibi Bay Smirnov arasında alevlenen romantizmin tuhaf hikâyesi.
Puşkin, Shakespeare’in tarihi oyunlarından etkilenerek yazdığı Boris Godunov'un tragedyası Boris'te insanın iktidarla ilişkisini gayet yalın ve gerçekçi bir şiir diliyle aktarıyor. Yönetmen Dmitry Krymov ise bu klasik esere zekice, ironik ve çağdaş bir bakış sunuyor.
Maxim Gorki’nin eserinden, Rusya’nın başarılı yönetmenlerinden Timofei Kulyabin’in ilgi çekici metniyle sahneye uyarlanan Güneşin Çocukları ise, Stanford Üniversitesi kampüsünde yaşayan Rus bilim insanları ile Steve Jobs ve Elon Musk’ın konuşma metinlerini iç içe geçiriyor.
Festivalin yeni bölümü: “Bu İşte Bir Kadın Var”
Festivalin bu yılki yeniliklerinden biri de tamamı kadınlar tarafından yönetilen oyunların bir araya geldiği, sanat alanında kadın üretimini daha da görünür kılmayı amaçlayan "Bu İşte Bir Kadın Var" başlıklı bölüm. Tema başlığı altında yer alan dört oyun, Odeabank’ın tema sponsorluğunda seyirciye sunuluyor.
Zehra İpşiroğlu’nun romanından uyarlanan Yüzleşme izleyiciyi, toplumda saygın bir yere sahip Dr. Mert, üniversite öğrencisi Özlem, feminist aktivist ve öğretim üyesi Serra ve başarılı bir kariyere sahip, sevilen hemşire Sibel aracılığıyla hayatlarımızı kuşatan ataerkil zihniyetle yüzleştirecek.
Aslı Ceren Bozatlı’nın kaleme aldığı, Özge Erdem’in yönettiği absürt klasiklere güncel bir selam yollayan Birazdan Gideriz Şimdi Yağmur Yağıyor; izleyicilerini bir sarmalın içinde dönüp duran iki insanın çıkışsız ve eylemsiz dünyasına davet ediyor.
Kadın hareketinin olduğu kadar edebiyat tarihinin de en ufuk açıcı metinlerinden biri olarak klasikleşen Virginia Woolf imzalı Kendine Ait Bir Oda, feminist tiyatro deneyiminde 20 seneyi geride bırakan Tiyatro Boyalı Kuş eliyle ve Podacto’nun katkılarıyla bir “kulak tiyatrosu” olarak festival seyircisiyle buluşuyor.
Odeabank tarafından geliştirilen ve Can Yayınları tarafından eşitlikçi bir bakış açısıyla yeniden yorumlanan Eşit Masallar bu kez bir çocuk oyunu olarak tiyatro sahnesine çıkıyor. Odeabank prodüksiyonu ile sahnelenecek oyunda kahramanlarımız Sindirella, Rapunzel, Pamuk Kalpli Prens, Kırmızı Başlıklı Kız ve Kurbağa Prens yeni maceralarında kalıp yargıları yıkıyor ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dikkat çekiyor.
“Bu İşte Bir Kadın Var” teması ayrıca Sahnenin Eşitliği Eşitliğin Sahnesi ve Çocuk Anlatılarında Eşit Bir Yol Nasıl Bulunur? başlıklı iki panele de ev sahipliği yapacak.
Festival açılışını Zerrin Tekindor’un tek kişilik oyunu ‘Toz’ ile yapıyor
Festival bu yıl Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun kaleminden çıkan, Hira Tekindor’un yönetiminde, Zerrin Tekindor’un performansıyla seyirciyle buluşacak Toz adlı oyunla 22 Ekim’de açılıyor. Baş karakter Handan’ın ve onun hafızasından çıkıp gelen annesi Feri’nin 1960’lardan bugüne uzanan hikâyesini anlatan oyundaki bütün karakterleri Zerrin Tekindor’un benzersiz performansıyla izleyeceğiz. Festivalin ilk iki gününde Alan Kadıköy’de izlenebilecek oyunun yüksek katkıda bulunan gösteri sponsoru Tekfen Holding.
Festivalde 11 yerli yapım sahnelerde prömiyer yapacak
25. İstanbul Tiyatro Festivali programında yer alan 14 yerli yapımın 11’i sahnelerde prömiyer yapacak; Zerrin Tekindor’un performansıyla seyirciyle buluşacak Toz’un yanı sıra; Emre Kınay’ın performansıyla izleyeceğimiz Irgat, Zehra İpşiroğlu’nun yazdığı Yüzleşme, BAMİstanbul’dan Istırap Korosu, Sema Elçim’in metnini yazdığı, Ali Sami Özbudak’ın yönettiği Gabriel’in Düşü, Eyüp Emre Uçaray’ın yönettiği Koleksiyoncu, Kocaeli Şehir Tiyatroları’ndan Mehmet Birkiye’nin yönettiği Vişne Bahçesi, Kadıköy Emek Tiyatrosu’ndan Birazdan Gideriz Şimdi Yağmur Yağıyor, İstanbul Tiyatro Festivali yapımı Beni Sakın Yumruklardan ile çocuk oyunları Eşit Masallar ve Mitolojik Hikâyeler ilk kez, festivalde izleyici ile buluşacak.Podacto yapımı Godot’yu Beklerken ve Açık Aile ile Tiyatro Boyalı Kuş’tan Kendine Ait Bir Oda ise çevrimiçi olarak izlenebilecek.
Festivalden çocuklara özel yapımlar
25. İstanbul Tiyatro Festivali’nin bu yılki programında çocuklara özel üç yapım bulunuyor: “Hollanda Seçkisi”nden Alice ve “Bu İşte Bir Kadın Var” temasından Eşit Masallar’ın yanı sıra Paribu sponsorluğunda sahnelenecek Mitolojik Hikâyeler.
İKSV Kültür Politikaları Çalışmaları kapsamında, çocuklara, gençlere ve ailelere yönelik farklı sanat disiplinlerinde fiziki/çevrimiçi atölye ve içerikler sunan, kültürel etkinliklere erişimi kısıtlı grupların katılımına yönelik projeler geliştiren İKSV Alt Kat, festival kapsamında 7-12 yaş grubundaki çocuklara yönelik yeni bir yapım sunuyor. İKSV Alt Kat’ın, Ani Haddeler (Anuşka’nın Atölyesi) ile ortaklaşa hazırladığı Mitolojik Hikâyeler 1 ve 2, altı bölümden oluşan ve iki güne yayılan bir kuklalı oyun serisi. Her bölümde farklı bir mitin anlatılacağı Mitolojik Hikâyeler’in ana karakteri ve anlatıcısı ise kukla Afrodit. Her bölümde ekibe katılacak bir konuk sanatçıyla sahnelenecek gösterilerin ardından çocuklara yönelik ücretsiz Beden Müziği Atölyesi ve Kukla/Drama Atölyesi de düzenlenecek.
Festivalin Öğrenme ve Gelişim Programı bu yıl da dopdolu
25. İstanbul Tiyatro Festivali her yıl olduğu gibi Öğrenme ve Gelişim Programı kapsamında paneller, atölye çalışmaları, söyleşiler, okuma tiyatroları gibi ücretsiz etkinlikleri tiyatroseverlerle buluşturacak. Program kapsamında GalataPerform ve TEB işbirliğinde düzenlenecek “Dijitalleşme ve Ekoloji Ekseninde Yeni Dramaturjiler ve Eleştiri”, Odeabank sponsorluğunda gerçekleştirilecek “Çocuk Anlatılarında Eşit Bir Yol Nasıl Bulunur?” ve “Sahnenin Eşitliği Eşitliğin Sahnesi” başlıklı paneller; GalataPerform işbirliği ile sahnelenecek “Senenin Oyunu” adlı okuma tiyatrosu yer alacak. Çocukların katılımına uygun olarak ise “KeKeÇa ile Beden Müziği Atölyesi” ile “Ani Haddeler ile Kukla/Drama Atölyesi” düzenlenecek.
Hollanda Başkonsolosluğu ve Inogarart tarafından, kültür ve sanatın birleştirici gücünden ve amaçlar için ortaklıklar kurmanın öneminden ilhamla hayata geçirilen kültür-sanat aktörlerini bir araya getiren ve yeni işbirlikleri kurulmasını teşvik eden dijital bir haritalandırma, kapasite geliştirme ve network platformu olan Arts Map bu kez İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında ve işbirliğinde “Sahneyi Sürdür!” başlığıyla, 26-27 ve 28 Ekim’de üç günlük bir programla, sahne sanatları disiplininden farklı isimleri bir araya getiriyor. Hollandalı ve Türkiyeli sanatçılar, farklı deneyim ve bakış açılarından yararlanarak sahne sanatlarının geleceğini yeniden hayal edecekler. Grup çalışmalarında “Sahne sanatlarının geleceği için sürdürülebilir stratejileri nasıl belirleyebiliriz?” sorusuna cevap aranırken, hızlı tanışma etkinliği ile de bağlantıların geliştirileceği bu etkinliğe ilişkin ayrıntılar yakında duyurulacak.
25. İstanbul Tiyatro Festivali biletleri 24 Eylül Cuma günü satışa çıkıyor
Festival biletleri Lale Kart üyeleri için indirimli ön satış döneminin ardından, 24 Eylül Cuma günü 10.30’dan itibaren passo.com.tr internet sitesi üzerinden ve İKSV ana gişeden (pazar günleri hariç her gün 10.00-18.00 saatleri arasında) genel satışa sunulacak. Her gösteri için sınırlı sayıda indirimli öğrenci bileti de satışa çıkacak.
Üyelikleriyle İKSV'nin sene boyunca gerçekleştirdiği tüm etkinlikleri destekleyen Lale Kart üyeleri, festival biletlerini indirimli fiyatlarla ve öncelikli olarak alabilecek. Biletler, Siyah Lale Kart üyeleri için 20 Eylül Pazartesi, Beyaz Lale Kart üyeleri için 21 Eylül Salı, Kırmızı ve Sarı Lale Kart üyeleri için 22 Eylül’de saat 10.30’da satışa sunulacak. Siyah ve Beyaz Lale Kart üyeleri biletlerini yer seçme opsiyonuyla passo.com.tr üzerinden veya kendilerine gönderilen rezervasyon formu aracılığıyla %25 indirimle satın alabilecek. Kırmızı ve Sarı Lale Kart üyeleri ise fiziki etkinliklerde %15; çevrimiçi etkinliklerde ise %20 oranında indirime sahip olacak.
25. İstanbul Tiyatro Festivali'nin afişi ise Lokal İstanbul tarafından hazırlandı.
YERLİ FİZİKİ YAPIMLAR
AÇILIŞ OYUNU: TOZ
22 Ekim 20.00 / Alan Kadıköy
23 Ekim 15.00 / Alan Kadıköy
Güzeller güzeli ev kadını bir anne ile titiz avukat bir babanın tek kızı Handan… Sokakların da anne babasıyla yaşadığı evin içi gibi huzursuz olduğu zamanlardan geçerek büyüyen, kendi yolunu bulan genç bir kadın... İzleyici birden karşısına yetişkin bir kadın olarak çıkan Handan’la tanıştığında; o, çocukluğundan bugüne uzanan bir hikâyeye çoktan dalıp gitmiş olacak. Handan’ın ve onun hafızasından çıkıp gelen annesi Feri’nin öyküsü, 1960’lardan bugüne uzanan bir anlatıya yerleşiyor. Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun kaleminden çıkan, hepimizin hikayesiyle kesişen bu tek kişilik oyun, Hira Tekindor’un yönetiminde, Zerrin Tekindor’un performansıyla festival seyircisiyle buluşacak. Oyunun yüksek katkıda bulunan gösteri sponsoru ise Tekfen Holding.
IRGAT
25 & 26 Ekim 20.00 / Duru Ataşehir
Shakespeare bugün yaşasa, insanlığın ve gezegenin çığrından çıkmış haline dair ne söylerdi? Irmak Bahçeci, seyirciye ama en çok da Shakespeare oyunlarını kalbinde hep diri tutan tiyatro seyircisine hazırladığı sürpriz bir metinle festivalde. Macbeth’ten Romeo ve Juliet’e, On İkinci Gece’den Venedik Taciri’ne; Shakespeare oyunlarından alıntılarla tasarlanmış bir kolaj olan Irgat’ta Shakespeare klasiklerinin ihanet, kıskançlık, şüphe, kanlı savaşlar, intikam, yanılsama, ateşli aşk ve intikam arzusu gibi başat temalarıyla, günümüzün; iç savaş, grevler, intihar süsü verilen kadın cinayetleri, homofobi ve emek sömürüsü gibi güncel meseleleri iç içe geçiyor. Emrah Eren’in yönetimindeki oyunda, sahnede kurulmuş bir inşaat dekorunda Emre Kınay’ın performansını izleyeceğiz.
YÜZLEŞME
27 Ekim 20.00 / Caddebostan Kültür Merkezi
Toplumda saygın bir yere sahip Dr. Mert, üniversite öğrencisi Özlem, feminist aktivist ve öğretim üyesi Serra ve başarılı bir kariyere sahip, sevilen hemşire Sibel... Dört çağdaş karakter aracılığıyla hayatlarımızı kuşatan ataerkil zihniyetle bir “yüzleşme” vadeden oyun, Dr. Mert’in eşi, kızı ve iş arkadaşı olan üç kadının; etraflarını saran ve kendi zihinlerine sokulan eril dilin farkına varıp, onunla yüzleşmelerinin hikâyesi… Zehra İpşiroğlu’nun yazdığı, Deniz Şengenç ve Onur Gazdağ ile yönettiği oyun, karakterlerin doğrudan anlatımıyla; örneklerine tanık olduğumuz fiziksel ve psikolojik şiddeti, mobbingi ve tacizi ortaya seriyor. Karakterlere eşlik eden dansçı ile sinevizyon görüntüleriyle meselenin toplumsal yüzü karşımıza çıkarken, kadınların birbirlerine ve yaşadıklarına yabancılaşmaları; giderek yerini kabullenme, yüzleşme ve dayanışmaya bırakıyor. Başak Vural, Aylin Saraç ve Arzum Gökçe Köle’nin rol aldığı oyun, festivalin Odeabank’ın desteğiyle hayata geçen “Bu İşte Bir Kadın Var” teması kapsamında izleyiciyle buluşacak.
ISTIRAP KOROSU
2 & 3 Kasım 20.00 / Alan Kadıköy
İstanbul’un seslerini, genç ve yaşlı kadınların içlerinden geçirdiklerini, oradan oraya savrulan gençlerin kırgın ve öfkeli hallerini sahneye taşıyan Murat Mahmutyazıcıoğlu, bu kez bir “apartman hikâyesi” anlatıyor. Dip dibe evlerinde, birbirlerine fersah fersah uzak yaşamlar süren komşuların içlerinden geçen ve dışlarına taşan bağırışlar; çarpan kapılar, titreyen pencereler, parçalanan kalpler, tepinen çocuklar… Kadın, erkek, genç, yaşlı, evli, bekâr, çocuk ve köpek, kısaca bütün karakterleri sırtlanan oyuncular, oyuna yayılan tüm ses ve efektleri üstleniyor. Karakterlerin kâh kimselere sezdirmeden çektikleri, kâh yeri göğü inleterek ilan ettikleri “ızdırapları”, oyunu açılıştan finale hareketli kılan ritmik bir akışın içine yerleşiyor. BAMİstanbul’un İKSV tarafından verilen Gülriz Sururi – Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü desteği ile ürettiği bu oyunda, Seda Türkmen ve Deniz Karaoğlu rol alıyor.
EŞİT MASALLAR (Çocuk oyunu)
6 Kasım 11.30 & 16.00 / Alan Kadıköy
7 Kasım 16.00 / Alan Kadıköy
Kadın-erkek rolleri ve eşitlik kavramı çocukken dinlediğimiz masallardan başlıyor. Odeabank tarafından geliştirilen ve Can Yayınları tarafından eşitlikçi bir bakış açısıyla yeniden yorumlanan “Eşit Masallar” şimdi tiyatro sahnesinde. Odeabank’ın prodüksiyonu ile sahnelenecek oyunda kahramanlarımız Sindirella, Rapunzel, Pamuk Kalpli Prens, Kırmızı Başlıklı Kız ve Kurbağa Prens yeni maceralarında kalıp yargıları yıkıyor ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dikkat çekiyor. Odeabank’ın desteğiyle hayata geçen “Bu İşte Bir Kadın Var” teması kapsamında sahnelenecek bu çocuk oyununu uyarlayan Müge Mor; yöneten Deniz Yeşil Mavi; oynayanlar ise Aykut İspir, Mukaddes Kurmuş İspir, Büşra Saraç, Mehmet Küçük, Tuna Gür Coşkun, Rüya Erdogan, Tolga Kayrak ve Şükrü Veysel Alankaya.
GABRİEL’İN DÜŞÜ
9 & 10 Kasım 20.00 / Alan Kadıköy
Günümüzden çok da uzak olmayan bir gelecekte, Ayvalık’tan Midilli’ye yol alan bir feribotta karşılaşan; biri Türkiyeli, diğeri Yunan iki gencin, bugün içinden geçtiğimiz mülteci kriziyle nasıl bir ilişkisi olabilir? Berke ve Eleni’nin kısa tanışma anı; Midilli Adası’nda geçen, coğrafyanın farklı noktalarından yola çıkmış olsalar da; birbirlerine hem çok uzak hem de çok yakın hikâyeleri olan üç çiftin yaşadıklarını içeren bir tanıklığa davet ediyor izleyicileri. Vaktiyle Türkiye’den Midilli’ye göç etmek zorunda kalmış olan yaşlı Rum çift Angeliki ile Angelos, yeni bir hayat kurma umuduyla Suriye’deki savaştan kaçarak batıya doğru yol alan Mirvan ile Yana ve ilişkilerinde yeni bir yön arayışında olan İstanbullu çift Berna ile Berke… Ortadoğu-Ege hattında, aynı zaman diliminde fakat ayrı hayatlar süren karakterlerin, Midilli’de geçirdikleri birkaç güne odaklanan oyunda, seyirci; altı insanın birbirlerinin kişisel hikâyeleri üzerinde yarattığı kelebek etkisiyle baş başa kalacak. Sema Elcim’in yazdığı, Ahmet Sami Özbudak’ın yönettiği oyunda, Ayşegül Tekin, Banu Çiçek, Batur Belirdi, Cem Şahin, Çağdaş Tekin, Çiçek Dilligil, Doğu Can, Kubilay Karslıoğlu ve Ersin Umut Güler rol alıyor.
KOLEKSİYONCU
10 & 11 Kasım 20.00 / Profilo Kültür Merkezi Batı Ana Sahne
Tutkulu bir kelebek koleksiyoncusunun, sahip olma güdüsünü; saplantılı ve tek taraflı bir ilişkiye taşımasının gerilim yüklü öyküsü… 20’li yaşlarının sonundaki Frederick Clegg’in genç ve güzel, sanat öğrencisi Miranda’yı alıkoyarak adım adım ilerleyen bir psikolojik ve fiziksel şiddete maruz bırakışını, seyirciyi de bu tehlikeli oyuna ortak ederek anlatıyor Koleksiyoncu. İngiliz edebiyatçı John Fowles’un çarpıcı romanından, Mark Healy tarafından sahneye uyarlanan oyun; tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi “sessiz kalarak suça ortak olanlara” dikkat çekiyor. Eyüp Emre Uçaray’ın yönettiği, İlyas Özçakır ve Ayfer Tokatlı’nın oynadığı oyun, tarihten günümüze süregelmiş olan sınıflar arası çatışmanın ve insanın sahip olma arzusunun yarattığı yıkım üzerinden ve “kadın-erkek” ilişkisi motifiyle, seyircisini katmanlı bir tartışmaya davet ediyor.
VİŞNE BAHÇESİ
12 Kasım 20.00 / Caddebostan Kültür Merkezi
13 Kasım 15.00 / Caddebostan Kültür Merkezi
Çehov’un son oyunu Vişne Bahçesi’nin insanları, içinden geçtikleri büyük değişimle kendi bildikleri şekilde baş etmeye çalışırken; aslında kendilerinden sonraki insanlara bir hikâye anlatıyorlar. Vişne Bahçesi 19. yüzyıl Rusya’sında, toprak sahibi bir aile ekseninde; farklı dönemlerdeki seyirciyi kendi hayatlarına bakmaya davet eden güçlü ama yalın bir klasik. Yaşamın temel değerleri değişir ve iyi bildikleri zemin altlarından kayarken, bu ailenin attıkları acemice adımları; Çehov’un zamansız dili ve özgün mizahıyla izleyeceğiz. İnsan ve yaşam gerçeğinin tüm sadeliğiyle aktarıldığı oyunda; hüzün ve mutluluk, aşk ve keder, komedi ve yıkım iç içe... Mehmet Birkiye’nin yönettiği oyunda Esra Bezen Bilgin, Sezen Düzakar Çetindaş, Ezgi Özbalı, Nuri Karadeniz, Fatih Sevdi, Başar Alemdar, Bülent Baytar, Seda Güven Şahin, Emre Işık, Zeynep Özan Topçu, Cüneyt Gürbüz, İlker Bağlam, Duygu Mine Özcan, Tunç Efe, Sarper Saydam, Zeynep Dilara Saydam, Nursel Çeliktürk, Semih Eraslan ve Cansu Mengüç rol alıyor.
MİTOLOJİK HİKÂYELER 1 (Kuklalı çocuk oyunu)
13 Kasım 11.00 & 13.00 / Yapı Kredi bomontiada 4. Kat
Ani Haddeler (Anuşka’nın Atölyesi) ve İKSV Alt Kat’ın ortaklaşa ürettiği kuklalı çocuk oyunu “Mitolojik Hikâyeler”, altı bölümden oluşuyor. İki gün üst üste, üçer farklı bölümle toplam altı ayrı miti anlatacak gösterinin ana karakteri ve anlatıcısı kukla Afrodit. “Mitolojik Hikâyeler 1”de, yaşadığımız coğrafyada geçen efsaneler, bu projeye özel olarak hazırlanan tahta kuklalar, konuk sanatçılar Demet Evgar, KeKeÇa ve Gülinler ile sahnede olacak. Paribu’nun gösteri sponsorluğunda ve Yapı Kredi bomontiada’nın değerli işbirliğiyle hayata geçecek.
MİTOLOJİK HİKÂYELER 2 (Kuklalı çocuk oyunu)
14 Kasım 11.00 & 13.00 / Yapı Kredi bomontiada 4. Kat
Ani Haddeler (Anuşka’nın Atölyesi) ve İKSV Alt Kat’ın ortaklaşa ürettiği kuklalı çocuk oyunu “Mitolojik Hikâyeler”, altı bölümden oluşuyor. İki gün üst üste, üçer farklı bölümle toplam altı ayrı miti anlatacak gösterinin ana karakteri ve anlatıcısı kukla Afrodit. “Mitolojik Hikâyeler 2”de, yaşadığımız coğrafyada geçen efsaneler, bu projeye özel olarak hazırlanan tahta kuklalar, konuk sanatçılar Gökçe ÇeÇe Gürçay, Serkan Keskin ve Tuluğ Tırpan ile sahnede olacak. Paribu’nun gösteri sponsorluğunda ve Yapı Kredi bomontiada’nın değerli işbirliğiyle hayata geçecek.
BİRAZDAN GİDERİZ ŞİMDİ YAĞMUR YAĞIYOR
15 & 16 Kasım 20.00 / Moda Sahnesi
Bir evin içinde, birbirlerine mahkûm edilmiş gibi yaşayan; bir kadın, bir erkek ve hasta bir babanın hikâyesi... Kendi varoluş buhranlarına sıkışıp kalmış orta yaşın eşiğindeki karakterler, sürekli bir rutin içinde birbirilerini suçlar dururlar; sorunlarına çözüm aramadıklarından, zaman aksa da değişim asla mümkün olmaz... Aslı Ceren Bozatlı’nın kaleme aldığı, Özge Erdem’in yönettiği absürt klasiklere güncel bir selam yollayan Birazdan Gideriz Şimdi Yağmur Yağıyor; izleyiciyi bir sarmalın içinde dönüp duran iki günümüz insanının çıkışsız ve eylemsiz dünyasına davet ediyor. Gizem Erdem ve Tanıl Yöntem’in performanslarıyla; bir aile evindeki tek bir koltuğa sığan bu iletişimsiz ilişki, birbiri içine geçen diyaloglar ve anlatımlarla, tekrarlanan bir hareket düzeninde akıyor. Kadınla erkeğin üst üste binen gündelik akışı, “yaşadıkları” koltuğun kısıtlı alanında ritmik bir performansa dönüşürken, oyun; içine sıkıştığımız rutinin yanı sıra kendi ikiyüzlülüğümüzü, aile ve ikili ilişkiler bağlamında sorguluyor. Odeabank’ın desteğiyle hayata geçen oyun, festivalin “Bu İşte Bir Kadın Var” teması kapsamında izleyiciyle buluşacak.
BENİ SAKIN YUMRUKLARDAN
19 Kasım 20.00 / Alan Kadıköy
20 Kasım 18.00 / Alan Kadıköy
Son yıllarda yeni medya üzerinden yaratılan “iptal kültürü”ne mizahçı olmayı deneyen iki insanın gözünden bakan Beni Sakın Yumruklardan; yeni medyanın adalet ve değişim üzerinden vaat ettiklerini, “söz”ün bugün içine sıkıştırıldığı farklı dinamiklerle birlikte tartışmaya açıyor. Bir “açık mikrofon” akşamında yolları kesişen farklı kuşaktan iki kişi; kişisel olanın hikâyeleştirilmesi ve mizahın sınırları üzerine düşünmeye başlıyor. Ceren Ercan’ın yazdığı ve Yelda Baskın’ın yönettiği oyun; linç kültürünün sosyal medya yoluyla var olmayı sürdürdüğü bugünlerde, çok az insanın uğradığı bir bardan, koca ülkeye soruyor: “özgürlük ne ve özgürlük kimin için?” Türkiye tiyatrosuna yeni eserler kazandırma; yazar, yönetmen ve oyuncuların yaratım ve üretimini destekleme hedefiyle; BKM, DasDas, ENKA Sanat, İKSV ve Zorlu PSM’nin bir araya gelerek oluşturduğu “Ortak Yapım” projesi kapsamında sipariş verilen Beni Sakın Yumruklardan, İstanbul Tiyatro Festivali’nin yapımcılığında ve Kadıköy Belediyesi’nin değerli işbirliğiyle seyirciyle buluşuyor.
ULUSLARARASI FİZİKİ YAPIMLAR
Festivalin uluslararası fiziki gösterileri Medea, Oedipus ve Neşe Uluslararası Yapımlar Gösteri Sponsoru ENKA Vakfı desteğiyle gerçekleşecek. Waterfloor başlıklı gösteri ise Institut Français İstanbul ve Müze Gazhane’nin değerli işbirliğiyle ücretsiz olarak izleyiciyle buluşacak.
NEŞE
4 & 5 Kasım 20.00 / Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi
Kendine özgü bir tiyatro dünyasına sahip İtalyan yönetmen ve oyuncu Pippo Delbono’nun, sirk estetiği ve büyüsünü harmanlayarak mutluluktan daha da derin bir duygu olan "neşe" duygusunu merkeze alan gösterisinde dans, müzik ve tiyatro iç içe geçiyor. Pippo Delbono topluluğunun oyuncuları, duyguların en uç noktalarını; ıstırap, mutluluk, acı, heves ve sonsuz sevinç arayışını sahneye taşıyor. Oyunun merkezinde, 82 yaşındaki ölümüne kadar, 20 yılı aşkın bir süre Delbono’nun bütün çalışmalarında yer alan, okuma-yazma bilmeyen, sağır ve dilsiz başkahraman Bobò’nun kaybı üzerine duyduğu üzüntü var. Pippo Delbono'nun yası, yer yer efkar, mutluluk, coşku duygularıyla karışarak izleyiciyi sarıp sarmalıyor. Sadece kendisinin değil, her birimizin ölüm karşısında duyduğu acıyı, deliliğini, yaşam yolculuğunu sahneye taşıyor Delbono. Oyun, İtalyan Kültür Merkezi’nin değerli işbirliğiyle sahnelenecek.
İtalyan oyuncu ve yönetmen Pippo Delbono’ya, 4 Kasım’daki oyununun ardından İstanbul Tiyatro Festivali’nin Onur Ödülü verilecek.
OEDIPUS (Perdede gösterim)
6 Kasım 14.00 & 20.00 / Atlas 1948 Sineması
İngiliz tiyatrosunun “büyük umudu” olarak adlandırılan, klasik eserlere getirdiği yorumlarla yankı uyandıran ünlü İngiliz yönetmen Robert Icke, Internationaal Theater Amsterdam sahnesine konuk oluyor. Sofokles’in eserini 21. yüzyıla uyarlıyor ve Oedipus’u hayatının en büyük sırrını keşfeden bir politikacıya dönüştürüyor. İzleyicilerini de bir seçim gecesi heyecanını birlikte yaşamaya davet ediyor. Oedipus rolü ile Hans Kesting harikalar yaratıyor. “Hollanda Seçkisi” bölümü kapsamında Atlas 1948 Sineması perdesinde gerçekleşecek gösterim, Hollanda Performans Sanatları Fonu’nun değerli işbirliğiyle hayata geçiyor.
MEDEA
17 & 18 Kasım 20.00 / Zorlu PSM Turkcell Sahnesi
Sahnelediği her oyunu heyecanla beklenen Simon Stone, antik tragedya yazarı Euripides’in neredeyse tarih boyunca sahnelenen Medea’sını, günümüzün diliyle ve gerçek bir olaydan çıkarak yeniden yazıyor. MÖ 5. yüzyıldan bu yana, tiyatro sahnelerinin belki de en karanlık karakteri Medea, bu defa sıradan bir ailenin içine bakmamızı öneriyor. 1995’te sorunlu bir şekilde eşinden boşanan Amerikalı bir doktor, bu boşanma sonrasında iki çocuğunun da içinde olduğu evini ateşe veriyor… Oyun, performansıyla eleştirmenlerden büyük övgüler alan Marieke Heebink’in canlandırdığı ana karaktere Altın Theo Ödülü’nü kazandırdı. Oyunun yapımcısı geçtiğimiz yıl festivalin onur ödülü verdiği Ivo van Hove’un artistik direktörlüğünü yürüttüğü Internationaal Theater Amsterdam. “Hollanda Seçkisi” bölümü kapsamında sahnelenecek oyun, Hollanda Performans Sanatları Fonu’nun değerli işbirliğiyle gerçekleştirilecek.
WATERFLOOR
30 & 31 Ekim 20.00 / Müze Gazhane
Waterfloor, zamanımızın iklimsel çalkantıları ile yüzleşen bir bedeni ve onun yansımasını, bir “su manzarasında” ortaya koyuyor. Gaston Bachelard’ın “Su ve Düşler” şiirini ve öngörülen çevresel felaketlerle iklim krizini birleştiren, bedenin durgunluğu ve hareketi aracılığıyla fiziksel etkileşimi inceleyen bir yüzleşme sunuyor. Manzaranın etrafında bir pencere, bir izdüşümün, yüz yüze olmanın ve bir yolculuğun başlangıcı… Su temasında mutlak bir sadelik ve gerçekçi bir karşılaşma… Ali Salmi’nin yazıp sahnelediği performans Institut Français İstanbul ve Müze Gazhane’nin değerli işbirliğiyle ücretsiz olarak izleyiciyle buluşacak.
ULUSLARARASI ÇEVRİMİÇİ YAPIMLAR
Festivalin uluslararası çevrimiçi gösterimleri Uluslararası Yapımlar Gösteri Sponsoru ENKA Vakfı desteğiyle gerçekleşecek.
AYI
22 Ekim – 20 Kasım
Öykülerinde olduğu gibi oyunlarında da tuhaf, gülünç veya önemsiz sayılabilecek durumlar içindeki sıradan insanların karmaşık psikolojilerini oldukça yalın ama bir o kadar çarpıcı bir üslupla sunan Çehov, mükemmel olması için defalarca yeniden yazdığı Ayı’da durum komedisinin en güzel örneklerinden birini sunuyor. Ölmüş kocasının yasını tutan Bayan Popov ve kocasının borcunu tahsil etmeye gelmiş “ayı” olarak nitelendirilebilecek bir toprak sahibi Bay Smirnov… Oyun, bu iki yabancı arasında alevlenen romantizmin tuhaf hikâyesi. Vladimir Pankov’un yönettiği oyun festivalin “Golden Mask İstanbul’da Çevrimiçi” bölümü kapsamında, Golden Mask Festivali’nin değerli işbirliğiyle gerçekleştirilecek. Gösterim 22 Ekim – 20 Kasım tarihleri arasında www.passostudio.com adresinde izlenebilecek.
BORIS
22 Ekim – 20 Kasım
Puşkin, Shakespeare’in tarihi oyunlarından etkilenerek yazdığı Boris Godunov tragedyasında insanın iktidarla ilişkisini gayet yalın ve gerçekçi bir şiir diliyle aktarıyor. Oyunun yönetmeni Dmitry Krymov'un bu yapımı ise Puşkin'in Boris Godunov trajedisine dayanıyor ve Krymov’un penceresinden bu klasik esere zekice, ironik ve çağdaş bir bakış sunuyor. Krymov Boris’te hem klasik metni yapıbozuma uğratıyor hem de tarihi bir sorgulamayı yaşatıyor. Çağdaş Rus tiyatrosunun parlak yönetmenlerinden Dmitry Krymov belleklerde yer edecek bir oyun çıkarıyor seyircinin karşısına. Oyun, festivalin “Golden Mask İstanbul’da Çevrimiçi” bölümü kapsamında, Golden Mask Festivali’nin değerli işbirliğiyle gerçekleşecek. Gösterim 22 Ekim – 20 Kasım tarihleri arasında www.passostudio.com adresinde izlenebilecek.
GÜNEŞİN ÇOCUKLARI
22 Ekim – 20 Kasım
Maxim Gorki’nin en sevilen eserlerinden olan ve Rusya’nın başarılı yönetmenlerinden Timofei Kulyabin’in ilgi çekici uyarlamasıyla sahnede… Son derece parlak bir dille yazılmış ve sonuna kadar soluksuz izlenen bu eserde, Stanford Üniversitesi kampüsünde yaşayan Rus bilim insanları ile Steve Jobs ve Elon Musk’ın konuşma metinlerinin iç içe geçmesine tanık oluyoruz. Kulyabin, Güneşin Çocukları’nda duyguları, duygularıyla yaşayan karakterlerin ve bu karakterler arasındaki ilişkilerin öyküsünü anlatıyor. Oyun festivalin “Golden Mask İstanbul’da Çevrimiçi” bölümü kapsamında, Golden Mask Festivali’nin değerli işbirliğiyle gerçekleştirilecek. Gösterim 22 Ekim – 20 Kasım tarihleri arasında www.passostudio.com adresinde izlenebilecek.
BETROFFENHEIT
22 Ekim – 20 Kasım
2018’de İstanbul Tiyatro Festivali’ne Nederlands Dans Theater 1 kapsamında The Statement ile konuk olan koreograf Crystal Pite, bu yapıtıyla dakikalarca ayakta alkışlanmış, festival seyircisinin derin hayranlığını kazanmıştı. Bu unutulmaz gösteri etkisini korurken Pite, dans eleştirmenlerinin 2016’nın en iyisi olarak nitelendirdiği, The Guardian’ın 21. yüzyılın en iyi yirmi dans gösterisi listesinin birincisi, ve 2017 Olivier Ödülü’nün “En İyi Dans Prodüksiyonu” kategorisinin yanı sıra Altın Gül ve Prag Altın Kristal Ödülü’nün de sahibi olan Betroffenheit ile yeniden festival programında. Yaşayan en özgün koreograflar arasında gösterilen Crystal Pite’ın kendi topluluğu Kidd Pivot ile ürettiği eseri Betroffenheit, dünya çapında eleştirmenleri ve izleyicileri şaşkına çeviren, türe meydan okuyan bir dans tiyatrosu. Bir trajedinin ardından yaşanan kayıp, izolasyon ve hayatta kalmanın sürükleyici ve şefkatli bir keşfi hakkındaki eserde, beş yetenekli dansçı/oyuncu Jonathon Young’ın gerçek hayat hikayesini anlatıyor. Gösterim 22 Ekim – 20 Kasım tarihleri arasında www.passostudio.com adresinde izlenebilecek.
MÜFETTİŞ
22 Ekim – 20 Kasım
Kanadalı yıldız koreograf Crystal Pite ve oyuncu Jonathon Young’ın imzasını taşıyan, Kidd Pivot dansçılarının olağanüstü performansıyla sahnelenen ve Gogol’ün eşsiz mizahını taşıyan Müfettiş, festivalle ekranlarınıza geliyor! NDT, Canada National Arts Center ve Sadler’s Wells’in daimi sanatçısı, festival takipçilerinin yakından tanıdığı ve koreografilerini hayranlıkla karşılandığı Pite, yazar ve oyuncu Young ile kolay kolay hafızalardan silinmeyecek bir projede dans ve tiyatroyu aynı potada eritiyor; Gogol’ün eserindeki çatışma, komedi ve yolsuzluğu Kanada’nın en iyi oyuncularının kaydedilmiş diyalogları/sesleri ile dil ve beden arasındaki güçlü̈ ilişkide somutlaştırıyorlar. Gösterim 22 Ekim – 20 Kasım tarihleri arasında www.passostudio.com adresinde izlenebilecek.
BUGÜN YARATMAK
22 Ekim – 20 Kasım
Paris Opera ve Balesi’nin sanat direktörü Aurelie Dupont dört önemli koreografa çağrı yaparak içinde bulunduğumuz koşullarda yaratmak fikrinin onlara ne ifade ettiğini soruyor. Birbirinden yetenekli bu dört koreograf Opera Garnier’nin etkileyici koridorlarında, duvarlarında, sahnesinde, prova odalarında ve hatta mahzeninde bu sorunun yanıtını arıyorlar. Sidi Larbi Cherkaui Exposure isimli işinde Woodkid’in müzikleri ve Chanel’in kostümleri ile bizi yine kalpten yakalayan bir açılış yapıyor. NDT dansçılarından da olan Tess Volker’ın Clouds Inside isimli gösterisinin ardından Belçikalı ünlü koreograf Damien Jalet’in Brise-Lame isimli dokunaklı eseri geliyor. Son olarak da Mehdi Kerkouche, ET Si ile sahneyi hip-hop’la ele geçiriyor. Gösterim 22 Ekim – 20 Kasım tarihleri arasında www.passostudio.com adresinde izlenebilecek.
ALICE (Çocuk oyunu)
22 Ekim – 20 Kasım
Tamamen çocuklar için prodüksiyonlar üreten Hollandalı dans topluluğu de Stilte’nin versiyonunda yazar Lewis Carroll ile üç farklı Alice yer alır. Yazar, çeşitli hayvanların kılığına bürünerek Aliceleri kandırmaya çalışır ama nafile! Aliceler tatlı oldukları kadar akıllıdırlar ve yazarın minik oyunlarına kanmazlar. Çocukları kendi hikayelerini anlatmaya teşvik etmeyi, onları gündelik dünyadan çıkarıp duyuların soyut dünyasına davet ederek hayal güçlerini canlandırmayı prensip edinen topluğun bu gösterisi 7’den 70’e herkes için enteresan; ve ayrıca keyifli müzikleriyle ekran başında dans etmek garanti. Jack Timmermans koreografisiyle sahnelenecek bu çocuk oyunu festivalin “Hollanda Seçkisi” bölümü kapsamında Hollanda Performans Sanatları Fonu’nun değerli işbirliğiyle gerçekleştirilecek. Gösterim 22 Ekim – 20 Kasım tarihleri arasında www.passostudio.com adresinde izlenebilecek.
YERLİ ÇEVRİMİÇİ YAPIMLAR
AÇIK AİLE (Kulak tiyatrosu)
22 Ekim – 20 Kasım
Başta ‘Kadın Oyunları’ serisi olmak üzere imza attıkları her işte muhalif, devrimci ve sarkastik bir ‘halk tiyatrosu’ örneği yaratan İtalyan çift Dario Fo & Franca Rame’nin ‘Açık Aile’si bir Podacto yapımı olarak festivalde. Dario Fo & Franca Rame ikilisinin eşsiz Kadın Oyunları serisinden olan ‘Açık Aile’, evlilik kurumundaki kadın-erkek eşitsizliğine cinsellik üzerinden bakan eğlencesi ve iğnelemeleri bol, net feminist bakışıyla da hayli çarpıcı bir oyun. Erkeklere “Açık ailenin iki taraftan da açık olunca cereyan yaptığını” anımsatırken, kendini yıllar içinde, farkına bile varmadan evlilik içine hapseden sayısız kadına şık bir selam yolluyor, kadınlara kendi hayatlarının kapılarını açmaları için ilham veriyor. Podacto yapımı bu kulak tiyatrosunu Alican Yücesoy ve Esra Dermancıoğlu seslendiriyor.
GODOT’YU BEKLERKEN (Kulak tiyatrosu)
22 Ekim – 20 Kasım
Ses tiyatrosu projesi Podacto, Samuel Beckett’in yarım asrı deviren, modern zamanlar tarihi boyunca da güçlü bir ‘güncel klasik’ olarak yaşamaya devam eden eserini, kulak tiyatrosu formunda Serkan Keskin’in yönetmenliğinde festival seyircisiyle buluşturuyor. Umut, umutsuzluk, çaresizlik, eylemsizlik içinde salınan zıt karakterler Vladimir ile Estragon’un sonsuza uzanan bekleyişi, ‘kurtuluşu’ bekleyen çağdaş insanın gerçek hayattaki konumlanışına her dönem denk düşmeyi başarıyor.
KENDİNE AİT BİR ODA (Kulak tiyatrosu)
22 Ekim – 20 Kasım
Virginia Woolf’un 1928 senesinde Girton ve Newnham kadın üniversitelerinde ‘kadın ve kurmaca yazın’ üzerine yaptığı konuşmadan doğan ‘Kendine Ait Bir Oda’, feminist tiyatro deneyiminde 20 seneyi geride bırakan Tiyatro Boyalı Kuş eliyle, Jale Karabekir’in çeviri ve uyarlamasıyla ‘çok sesli’ bir kulak tiyatrosu yapımına dönüşüp festival seyircisiyle buluşuyor. Woolf’un, 16. yüzyıldan 1900’lere kadar edebiyatta kadın yazarların izini sürdüğü bu kült metin dinleyicisini; kadınların tarih boyunca sistematik bir şekilde yok sayılmasının, cinsiyet eşitsizliğinin ve kadına yönelen eril şiddetin örnekleriyle baş başa bırakıyor. Bu Woolf klasiği, oyunda bir konuşmacı-oyuncu ve onun zihnindeki düşünceleri seslendiren oyun kişileriyle yeni bir boyut kazanıyor. Oyunu seslendirenler ise Arzum Orhan, Pelin Oruç, Seda Elhan ve Sera Armağan. Odeabank’ın desteğiyle hayata geçen “Bu İşte Bir Kadın Var” teması kapsamında, Podacto’nun katkılarıyla gerçekleşecek bu kulak tiyatrosunun yapımcılığını Tiyatro Boyalı Kuş ve İstanbul Tiyatro Festivali üstleniyor.
Uluslararası yapımlar gösteri sponsoru ENKA Vakfı’nın desteğiyle yurtdışından 11 fiziki ve çevrimiçi yapımı tiyatroseverlerle buluşturacak festival, 14 yerli yapımın ise Türkiye prömiyerine sahne olacak. Her yıl olduğu gibi festivalin Öğrenme ve Gelişim Programı kapsamındaki paneller, atölye çalışmaları, söyleşiler, okuma tiyatroları gibi ücretsiz yan etkinlikler de festivale eşlik edecek.
Festival biletleri, İKSV Lale Kart üyeleri için 20 Eylül'de başlayacak indirimli ön satış döneminin ardından 24 Eylül Cuma günü passo.com.tr üzerinden ve İKSV ana gişeden satışa sunulacak.
25. İstanbul Tiyatro Festivali’nin basın toplantısı çevrimiçi gerçekleşti
25. İstanbul Tiyatro Festivali’nin basın toplantısı 9 Eylül Perşembe sabahı çevrimiçi olarak düzenlendi.
Toplantıda konuşan İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, "Bu yıl, 25. İstanbul Tiyatro Festivali’ni düzenliyoruz. 1989’dan bu yana düzenlediğimiz 24 festivalde olduğu gibi yine gösterileri ve yan etkinlikleriyle çok yönlü bir şenlik hazırladık. Bir yandan sahnelerde buluşuyor, bir yandan da çevrimiçi gösterimlerle dünyadan farklı örnekleri izleyicilerimize ulaştırmaya devam ediyoruz. Festivalimizin tanıtımlarında göreceğiniz “bu zamanda tiyatro” sloganı, tüm dünyanın altüst olduğu bu dönemde tiyatronun bizi nasıl birleştirdiğini, nasıl değiştirdiğini; bize nasıl nefes aldırdığını hatırlatıyor. 20 Kasım’a dek devam edecek festivalimizin, tiyatronun verdiği bu olumlu hisleri tekrar yaşamamıza vesile olurken, pandemiden olumsuz etkilenen tiyatro sahnemizin yeniden güç kazanmasına da destek olacağını ümit ediyorum. 25. İstanbul Tiyatro Festivali’nin düzenlenmesine katkıları için başta eş sponsorlarımız, Koç Holding Enerji Grubu Şirketleri Aygaz, Opet ve Tüpraş olmak üzere tüm sponsor ve destekçilerimize içten teşekkürlerimi sunuyorum,” dedi.
Koç Holding Enerji Grubu Başkanı Yağız Eyüboğlu, “Koç Enerji Grubu markalarımız Aygaz, Opet ve Tüpraş olarak, sanata olan tutkumuzu 17 yıldır festivalin eş sponsoru unvanıyla sürdürüyor, ülkemizin enerji ihtiyacını karşılamanın yanı sıra kültür-sanatın sürdürülebilirliğine de katkı sağlıyoruz. Bu vizyonumuz çerçevesinde toplumun bilinç düzeyinin sanatsal açıdan da yükselmesine, genç kuşakların yaratıcılıklarını artırmalarına ve toplumsal farkındalığa ayna tutan tiyatroya ve bu kıymetli organizasyona destek olmak bizim için çok değerli. Festivalin seyirci sayısının her yıl giderek arttığını görmek ise ülkemizin kültürel geleceğine dair umutlarımızı artırıyor. Sözlerime son vermeden önce; geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz tiyatro ve edebiyatın büyük ustası Ferhan Şensoy’a rahmet diliyor, kaybettiğimiz tüm değerli sanatçıları saygıyla anıyorum. Bu değerli organizasyonu gerçekleştiren İstanbul Kültür Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Bülent Eczacıbaşı’na, İKSV Genel Müdürü Sayın Görgün Taner’e, İstanbul Tiyatro Festivali Direktörü Leman Yılmaz’a ve festival ekibine bir kez daha teşekkür ediyor, keyifli ve enerjisi yüksek bir festival diliyorum,” dedi.
Toplantıda festivalin programını açıklayan İstanbul Tiyatro Festivali Direktörü Leman Yılmaz, “İstanbul Tiyatro Festivali pandeminin en ağır yaşandığı 2020’de umut etmenin önemiyle festivali karma bir programla gerçekleştirmişti. Bu yıl da kimi belirsizliklerin devam etmesi nedeniyle festival programını yine hem fiziksel hem de çevrimiçi tiyatro, dans, performans gösterilerinin yer aldığı karma bir kurgu ile hazırladık. Geçtiğimiz festivalde edindiğimiz deneyim bu yılın programını hazırlarken bize yol gösterdi. 25. İstanbul Tiyatro Festivali’nin programında yurtdışından 3’ü fiziksel, biri ekran gösterimi ve 7’si çevrimiçi olmak üzere 11 yapım yer alıyor. Yerli yapımlar ise ağırlıklı olarak fiziksel mekânlarda sahnelenecek. 11’i fiziksel, 3’ü çevrimiçi olmak üzere 14 yerli yapım da ilk kez seyircimizle buluşacak. Her festivalde olduğu gibi bu yıl da Öğrenme ve Gelişme Programı’nda çeşitli konuların ele alındığı paneller, okuma tiyatroları ve atölyeler de yer alıyor. Bu yıl onur ödüllerimizi değerli hocamız Prof. Dr. Ayşegül Yüksel’e ve İtalya’nın önemli yönetmenlerinden Pippo Delbono’ya takdim ediyoruz. Festival programında öne çıkan üç bölüm söz konusu: Hollanda seçkisi, Bu İşte Bir Kadın Var ve Golden Mask İstanbul’da – Çevrimiçi. Sahnelerde oyun izlemeyi çok özledik. Bu zorlu zamanda tiyatronun nefes aldıracağına inancımız çok güçlü. Umudumuz ise bu zorlu süreci göğüslememizde en önemli desteğimiz,” diye konuştu.
Festivalin Onur Ödülleri Ayşegül Yüksel ve Pippo Delbono’ya
25. İstanbul Tiyatro Festivali Onur Ödülleri bu yıl yazar ve akademisyen Prof. Dr. Ayşegül Yüksel ile İtalyan yönetmen Pippo Delbono’ya sunulacak.
Milletlerarası Tiyatro Enstitüsü (I.T.I.) Türkiye Milli Merkezi’nin yönetim kurulu üyesi (1986-1991), Tiyatro Eleştirmenleri Birliği (T.E.B.) kurucu üyesi, İstanbul Tiyatro Festivali ile Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali danışma kurullarında üyelik görevlerini üstlenen, pek çok yayında tiyatro inceleme ve araştırma yazıları yazan Prof. Dr. Ayşegül Yüksel festivalin basın toplantısına katılarak bir konuşma yaptı: “İstanbul Tiyatro Festivali’nin Onur Ödülü’nün anlamı benim için iki açıdan çok büyük. İlki, bugüne dek bu ödüle değer bulunmuş çok değerli sanat insanlarıyla buluşturulmuş olmam; ikincisi ise bana verilmiş bir 80. yaş armağanı olması. Yaşamının çoğunu tiyatroya gitmekle, tiyatro okumakla, tiyatro dersi vermekle, tiyatro üstüne yazmakla geçirmiş birinin geriye dönüp bakmasını gerektiren bir yaştayım. İşte bu aşamada gelen böyle bir armağan, günlerimi, gecelerimi boşa harcamadığımı, ‘yaptıklarımı iyi ki yaptığımı’ söylüyor bana. Tiyatronun ‘pandemi’ ortamında bile ses getirmesi için gecesini gündüzüne katan İstanbul Tiyatro Festivali ekibine ve ödülü bana uygun gören kurula içtenlikle teşekkür ediyorum.”
Prof. Dr. Ayşegül Yüksel
İtalyan yazar, oyuncu ve yönetmen Pippo Delbono ise geleneksel tiyatro eğitiminin ardından 80’lerin başında Compagnia Pippo Delbono’yu kurdu ve Il Tempo degli Assassini’den (1987) La Gioiaya / Neşe’ye (2018) kadar çalışmalarının çoğunu bu toplulukla yarattı. Sanatçı, oyun sahnelemekten ziyade yıllar içinde sayıları artan bir oyuncu grubuyla tasarlanan, bütünlüklü yaratımlar gerçekleştirdi. Sosyal olarak dışlanmış insanlarla çalıştı. Aralarında kırk beş yıl boyunca Napoli yakınlarındaki Aversa’da bir akıl hastanesinde tutulan ve yakın zamanda vefat eden sağır ve dilsiz Bobò’nun da bulunduğu bu oyunculardan bazıları toplulukla çalışmayı sürdürdü ve hala bu deneyimin önemli bir parçasını oluşturuyor.
Pippo Delbono ödülünü 4 Kasım’da Zorlu PSM’de ENKA Vakfı desteğiyle sahnelenecek Neşe oyununun ardından alacak.
FESTİVAL PROGRAMI
Karşınızda 14 yerli ve 11 uluslararası yapımla 25. İstanbul Tiyatro Festivali
25. İstanbul Tiyatro Festivali, bu yıl fiziki yapımlardan çevrimiçi gösterimlere, “kulak tiyatrosu”ndan çocuk oyunlarına, beyazperde gösteriminden ücretsiz takip edilebilecek panel, söyleşi ve okuma tiyatrolarına uzanan zengin bir programla bir ay boyunca izleyicilerle buluşacak.
10 yerli yapım, ilk defa İstanbul Tiyatro Festivali’nde sahnelenecek. Kocaeli Şehir Tiyatroları da Vişne Bahçesi’nin İstanbul prömiyerini festivalde yapacak. Yerli programda bu yıl ayrıca çevrimiçi olarak dinlenebilecek 3 “kulak tiyatrosu” da var.
Festivalde, Hollanda, Fransa ve İtalya’dan büyük övgü toplayan 3 uluslararası prodüksiyonun yanı sıra çevrimiçi izlenebilecek 7 yabancı yapım yer alıyor. Festivale Fransa’dan konuk olan dans gösterisi Waterfloor Müze Gazhane’de ücretsiz izlenebilecek. İngiliz yönetmen Robert Icke’nin imzasını taşıyan Oedipus ise Atlas 1948 Sineması perdesinden yapılacak özel bir gösterim ile gerçekleştirilecek.
“Hollanda Seçkisi”yle güncel Hollanda tiyatrosu festivale konuk oluyor
İstanbul Tiyatro Festivali Hollanda Konsolosluğu'yla 2020 yılında başlattığı işbirliğine bu yıl da devam ediyor ve Hollanda'dan üç yapımlık bir seçki sunuyor. Festivaldeki tüm uluslararası yapımların gösteri sponsoru olan ENKA Vakfı’nın desteğiyle sahnelenecek Medea, Oedipus ve Alice oyunlarına Hollanda Performans Sanatları Fonu katkı sunuyor.
Prestijli oyuncuları ve yönetmen ekibiyle Hollanda tiyatrosuna yön veren Internationaal Theater Amsterdam’ın (ITA), The Guardian’ın “kusursuz bir topluluktan dokunaklı bir sanat yapıtı” sözleriyle övdüğü ödüllü oyunu Medea, başarılı genç yazar ve yönetmen Simon Stone’un imzasını taşıyor. Sahnelediği her oyunu heyecanla beklenen Stone, antik tragedya yazarı Euripides’in ünlü Medea’sını gerçek bir olaydan yola çıkarak yeniden yazıyor ve güncel bir rejiyle sahneliyor. Medea, fiziksel olarak 17 ve 18 Kasım Çarşamba ve Perşembe günleri festivale yüksek katkıda bulunan mekân sponsoru Zorlu PSM’de olacak.
Boris
Seçkide izlenebilecek bir diğer oyun ise klasik eserlere getirdiği yorumlarla dikkat çeken İngiliz tiyatrosunun yetenekli yazar ve yönetmeni, Olivier Ödülü’nün en genç yaştaki sahibi ve Internationaal Theater Amsterdam’ın (ITA) konuk sanatçısı Robert Icke'ye ait. Icke, The Times’ın “zamandan bağımsız bir hikâyenin kolay kolay unutulmayacak bir uyarlaması” sözleriyle övdüğü bir 21. yüzyıl Oedipus’u ile festivale konuk oluyor. Yönetmen Sofokles’in eserini 21. yüzyıla uyarlıyor ve Oedipus’u hayatının en büyük sırrını keşfeden bir politikacıya dönüştürüyor. Oedipus rolünde Hans Kesting’in harikalar yarattığı oyunun gösterimi 6 Kasım Cumartesi 14.00 ve 20.00 seanslarıyla Atlas 1948 Sineması perdesinde yapılacak.
Tamamen çocuklar için prodüksiyonlar üreten Hollandalı dans topluluğu de Stilte’nin Alice isimli dans gösterisi ise, çocukları kendi hikâyelerini anlatmaya teşvik etmeyi, onları gündelik dünyadan çıkarıp duyuların soyut dünyasına davet ederek hayal güçlerini canlandırmayı hedefliyor. Festivalin çevrimiçi programında yer alan Alice festival boyunca passostudio.com adresinden izlenebiliyor.
“Hollanda Seçkisi” teması altında ayrıca Hollandalı bir yazarın oyunu Türkçe’ye çevrilecek ve oyun okuma tiyatrosu olarak sahnelenecek.
Golden Mask Festivali, Rusya'dan üç çevrimiçi oyunla festivalde
İstanbul Tiyatro Festivali’nin 2018’de Golden Mask Rus Sahne Sanatları Festivali ile başlayan işbirliği bu yıl festivalin çevrimiçi programına dâhil edilen üç yapımla sürüyor. Festivaldeki tüm uluslararası yapımların gösteri sponsoru ENKA Vakfı'nın desteklediği Ayı, Boris ve Güneşin Çocukları, 22 Ekim – 20 Kasım tarihleri arasında tüm diğer çevrimiçi gösterilerle birlikte passostudio.com adresinden izlenebilecek.
Anton Çehov’un 1888 yılında kaleme aldığı, en bilinen kısa oyunu Ayı, ölmüş kocasının yasını tutan Bayan Popov ve kocasının borcunu tahsil etmeye gelmiş “ayı” olarak nitelendirilebilecek bir toprak sahibi Bay Smirnov arasında alevlenen romantizmin tuhaf hikâyesi.
Puşkin, Shakespeare’in tarihi oyunlarından etkilenerek yazdığı Boris Godunov'un tragedyası Boris'te insanın iktidarla ilişkisini gayet yalın ve gerçekçi bir şiir diliyle aktarıyor. Yönetmen Dmitry Krymov ise bu klasik esere zekice, ironik ve çağdaş bir bakış sunuyor.
Maxim Gorki’nin eserinden, Rusya’nın başarılı yönetmenlerinden Timofei Kulyabin’in ilgi çekici metniyle sahneye uyarlanan Güneşin Çocukları ise, Stanford Üniversitesi kampüsünde yaşayan Rus bilim insanları ile Steve Jobs ve Elon Musk’ın konuşma metinlerini iç içe geçiriyor.
Festivalin yeni bölümü: “Bu İşte Bir Kadın Var”
Festivalin bu yılki yeniliklerinden biri de tamamı kadınlar tarafından yönetilen oyunların bir araya geldiği, sanat alanında kadın üretimini daha da görünür kılmayı amaçlayan "Bu İşte Bir Kadın Var" başlıklı bölüm. Tema başlığı altında yer alan dört oyun, Odeabank’ın tema sponsorluğunda seyirciye sunuluyor.
Zehra İpşiroğlu’nun romanından uyarlanan Yüzleşme izleyiciyi, toplumda saygın bir yere sahip Dr. Mert, üniversite öğrencisi Özlem, feminist aktivist ve öğretim üyesi Serra ve başarılı bir kariyere sahip, sevilen hemşire Sibel aracılığıyla hayatlarımızı kuşatan ataerkil zihniyetle yüzleştirecek.
Aslı Ceren Bozatlı’nın kaleme aldığı, Özge Erdem’in yönettiği absürt klasiklere güncel bir selam yollayan Birazdan Gideriz Şimdi Yağmur Yağıyor; izleyicilerini bir sarmalın içinde dönüp duran iki insanın çıkışsız ve eylemsiz dünyasına davet ediyor.
Kadın hareketinin olduğu kadar edebiyat tarihinin de en ufuk açıcı metinlerinden biri olarak klasikleşen Virginia Woolf imzalı Kendine Ait Bir Oda, feminist tiyatro deneyiminde 20 seneyi geride bırakan Tiyatro Boyalı Kuş eliyle ve Podacto’nun katkılarıyla bir “kulak tiyatrosu” olarak festival seyircisiyle buluşuyor.
Odeabank tarafından geliştirilen ve Can Yayınları tarafından eşitlikçi bir bakış açısıyla yeniden yorumlanan Eşit Masallar bu kez bir çocuk oyunu olarak tiyatro sahnesine çıkıyor. Odeabank prodüksiyonu ile sahnelenecek oyunda kahramanlarımız Sindirella, Rapunzel, Pamuk Kalpli Prens, Kırmızı Başlıklı Kız ve Kurbağa Prens yeni maceralarında kalıp yargıları yıkıyor ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dikkat çekiyor.
“Bu İşte Bir Kadın Var” teması ayrıca Sahnenin Eşitliği Eşitliğin Sahnesi ve Çocuk Anlatılarında Eşit Bir Yol Nasıl Bulunur? başlıklı iki panele de ev sahipliği yapacak.
Festival açılışını Zerrin Tekindor’un tek kişilik oyunu ‘Toz’ ile yapıyor
Festival bu yıl Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun kaleminden çıkan, Hira Tekindor’un yönetiminde, Zerrin Tekindor’un performansıyla seyirciyle buluşacak Toz adlı oyunla 22 Ekim’de açılıyor. Baş karakter Handan’ın ve onun hafızasından çıkıp gelen annesi Feri’nin 1960’lardan bugüne uzanan hikâyesini anlatan oyundaki bütün karakterleri Zerrin Tekindor’un benzersiz performansıyla izleyeceğiz. Festivalin ilk iki gününde Alan Kadıköy’de izlenebilecek oyunun yüksek katkıda bulunan gösteri sponsoru Tekfen Holding.
Festivalde 11 yerli yapım sahnelerde prömiyer yapacak
25. İstanbul Tiyatro Festivali programında yer alan 14 yerli yapımın 11’i sahnelerde prömiyer yapacak; Zerrin Tekindor’un performansıyla seyirciyle buluşacak Toz’un yanı sıra; Emre Kınay’ın performansıyla izleyeceğimiz Irgat, Zehra İpşiroğlu’nun yazdığı Yüzleşme, BAMİstanbul’dan Istırap Korosu, Sema Elçim’in metnini yazdığı, Ali Sami Özbudak’ın yönettiği Gabriel’in Düşü, Eyüp Emre Uçaray’ın yönettiği Koleksiyoncu, Kocaeli Şehir Tiyatroları’ndan Mehmet Birkiye’nin yönettiği Vişne Bahçesi, Kadıköy Emek Tiyatrosu’ndan Birazdan Gideriz Şimdi Yağmur Yağıyor, İstanbul Tiyatro Festivali yapımı Beni Sakın Yumruklardan ile çocuk oyunları Eşit Masallar ve Mitolojik Hikâyeler ilk kez, festivalde izleyici ile buluşacak.Podacto yapımı Godot’yu Beklerken ve Açık Aile ile Tiyatro Boyalı Kuş’tan Kendine Ait Bir Oda ise çevrimiçi olarak izlenebilecek.
Festivalden çocuklara özel yapımlar
25. İstanbul Tiyatro Festivali’nin bu yılki programında çocuklara özel üç yapım bulunuyor: “Hollanda Seçkisi”nden Alice ve “Bu İşte Bir Kadın Var” temasından Eşit Masallar’ın yanı sıra Paribu sponsorluğunda sahnelenecek Mitolojik Hikâyeler.
İKSV Kültür Politikaları Çalışmaları kapsamında, çocuklara, gençlere ve ailelere yönelik farklı sanat disiplinlerinde fiziki/çevrimiçi atölye ve içerikler sunan, kültürel etkinliklere erişimi kısıtlı grupların katılımına yönelik projeler geliştiren İKSV Alt Kat, festival kapsamında 7-12 yaş grubundaki çocuklara yönelik yeni bir yapım sunuyor. İKSV Alt Kat’ın, Ani Haddeler (Anuşka’nın Atölyesi) ile ortaklaşa hazırladığı Mitolojik Hikâyeler 1 ve 2, altı bölümden oluşan ve iki güne yayılan bir kuklalı oyun serisi. Her bölümde farklı bir mitin anlatılacağı Mitolojik Hikâyeler’in ana karakteri ve anlatıcısı ise kukla Afrodit. Her bölümde ekibe katılacak bir konuk sanatçıyla sahnelenecek gösterilerin ardından çocuklara yönelik ücretsiz Beden Müziği Atölyesi ve Kukla/Drama Atölyesi de düzenlenecek.
Eşit Masallar
Festivalin Öğrenme ve Gelişim Programı bu yıl da dopdolu
25. İstanbul Tiyatro Festivali her yıl olduğu gibi Öğrenme ve Gelişim Programı kapsamında paneller, atölye çalışmaları, söyleşiler, okuma tiyatroları gibi ücretsiz etkinlikleri tiyatroseverlerle buluşturacak. Program kapsamında GalataPerform ve TEB işbirliğinde düzenlenecek “Dijitalleşme ve Ekoloji Ekseninde Yeni Dramaturjiler ve Eleştiri”, Odeabank sponsorluğunda gerçekleştirilecek “Çocuk Anlatılarında Eşit Bir Yol Nasıl Bulunur?” ve “Sahnenin Eşitliği Eşitliğin Sahnesi” başlıklı paneller; GalataPerform işbirliği ile sahnelenecek “Senenin Oyunu” adlı okuma tiyatrosu yer alacak. Çocukların katılımına uygun olarak ise “KeKeÇa ile Beden Müziği Atölyesi” ile “Ani Haddeler ile Kukla/Drama Atölyesi” düzenlenecek.
Hollanda Başkonsolosluğu ve Inogarart tarafından, kültür ve sanatın birleştirici gücünden ve amaçlar için ortaklıklar kurmanın öneminden ilhamla hayata geçirilen kültür-sanat aktörlerini bir araya getiren ve yeni işbirlikleri kurulmasını teşvik eden dijital bir haritalandırma, kapasite geliştirme ve network platformu olan Arts Map bu kez İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında ve işbirliğinde “Sahneyi Sürdür!” başlığıyla, 26-27 ve 28 Ekim’de üç günlük bir programla, sahne sanatları disiplininden farklı isimleri bir araya getiriyor. Hollandalı ve Türkiyeli sanatçılar, farklı deneyim ve bakış açılarından yararlanarak sahne sanatlarının geleceğini yeniden hayal edecekler. Grup çalışmalarında “Sahne sanatlarının geleceği için sürdürülebilir stratejileri nasıl belirleyebiliriz?” sorusuna cevap aranırken, hızlı tanışma etkinliği ile de bağlantıların geliştirileceği bu etkinliğe ilişkin ayrıntılar yakında duyurulacak.
25. İstanbul Tiyatro Festivali biletleri 24 Eylül Cuma günü satışa çıkıyor
Festival biletleri Lale Kart üyeleri için indirimli ön satış döneminin ardından, 24 Eylül Cuma günü 10.30’dan itibaren passo.com.tr internet sitesi üzerinden ve İKSV ana gişeden (pazar günleri hariç her gün 10.00-18.00 saatleri arasında) genel satışa sunulacak. Her gösteri için sınırlı sayıda indirimli öğrenci bileti de satışa çıkacak.
Üyelikleriyle İKSV'nin sene boyunca gerçekleştirdiği tüm etkinlikleri destekleyen Lale Kart üyeleri, festival biletlerini indirimli fiyatlarla ve öncelikli olarak alabilecek. Biletler, Siyah Lale Kart üyeleri için 20 Eylül Pazartesi, Beyaz Lale Kart üyeleri için 21 Eylül Salı, Kırmızı ve Sarı Lale Kart üyeleri için 22 Eylül’de saat 10.30’da satışa sunulacak. Siyah ve Beyaz Lale Kart üyeleri biletlerini yer seçme opsiyonuyla passo.com.tr üzerinden veya kendilerine gönderilen rezervasyon formu aracılığıyla %25 indirimle satın alabilecek. Kırmızı ve Sarı Lale Kart üyeleri ise fiziki etkinliklerde %15; çevrimiçi etkinliklerde ise %20 oranında indirime sahip olacak.
25. İstanbul Tiyatro Festivali'nin afişi ise Lokal İstanbul tarafından hazırlandı.
YERLİ FİZİKİ YAPIMLAR
AÇILIŞ OYUNU: TOZ
22 Ekim 20.00 / Alan Kadıköy
23 Ekim 15.00 / Alan Kadıköy
Güzeller güzeli ev kadını bir anne ile titiz avukat bir babanın tek kızı Handan… Sokakların da anne babasıyla yaşadığı evin içi gibi huzursuz olduğu zamanlardan geçerek büyüyen, kendi yolunu bulan genç bir kadın... İzleyici birden karşısına yetişkin bir kadın olarak çıkan Handan’la tanıştığında; o, çocukluğundan bugüne uzanan bir hikâyeye çoktan dalıp gitmiş olacak. Handan’ın ve onun hafızasından çıkıp gelen annesi Feri’nin öyküsü, 1960’lardan bugüne uzanan bir anlatıya yerleşiyor. Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun kaleminden çıkan, hepimizin hikayesiyle kesişen bu tek kişilik oyun, Hira Tekindor’un yönetiminde, Zerrin Tekindor’un performansıyla festival seyircisiyle buluşacak. Oyunun yüksek katkıda bulunan gösteri sponsoru ise Tekfen Holding.
IRGAT
25 & 26 Ekim 20.00 / Duru Ataşehir
Shakespeare bugün yaşasa, insanlığın ve gezegenin çığrından çıkmış haline dair ne söylerdi? Irmak Bahçeci, seyirciye ama en çok da Shakespeare oyunlarını kalbinde hep diri tutan tiyatro seyircisine hazırladığı sürpriz bir metinle festivalde. Macbeth’ten Romeo ve Juliet’e, On İkinci Gece’den Venedik Taciri’ne; Shakespeare oyunlarından alıntılarla tasarlanmış bir kolaj olan Irgat’ta Shakespeare klasiklerinin ihanet, kıskançlık, şüphe, kanlı savaşlar, intikam, yanılsama, ateşli aşk ve intikam arzusu gibi başat temalarıyla, günümüzün; iç savaş, grevler, intihar süsü verilen kadın cinayetleri, homofobi ve emek sömürüsü gibi güncel meseleleri iç içe geçiyor. Emrah Eren’in yönetimindeki oyunda, sahnede kurulmuş bir inşaat dekorunda Emre Kınay’ın performansını izleyeceğiz.
YÜZLEŞME
27 Ekim 20.00 / Caddebostan Kültür Merkezi
Toplumda saygın bir yere sahip Dr. Mert, üniversite öğrencisi Özlem, feminist aktivist ve öğretim üyesi Serra ve başarılı bir kariyere sahip, sevilen hemşire Sibel... Dört çağdaş karakter aracılığıyla hayatlarımızı kuşatan ataerkil zihniyetle bir “yüzleşme” vadeden oyun, Dr. Mert’in eşi, kızı ve iş arkadaşı olan üç kadının; etraflarını saran ve kendi zihinlerine sokulan eril dilin farkına varıp, onunla yüzleşmelerinin hikâyesi… Zehra İpşiroğlu’nun yazdığı, Deniz Şengenç ve Onur Gazdağ ile yönettiği oyun, karakterlerin doğrudan anlatımıyla; örneklerine tanık olduğumuz fiziksel ve psikolojik şiddeti, mobbingi ve tacizi ortaya seriyor. Karakterlere eşlik eden dansçı ile sinevizyon görüntüleriyle meselenin toplumsal yüzü karşımıza çıkarken, kadınların birbirlerine ve yaşadıklarına yabancılaşmaları; giderek yerini kabullenme, yüzleşme ve dayanışmaya bırakıyor. Başak Vural, Aylin Saraç ve Arzum Gökçe Köle’nin rol aldığı oyun, festivalin Odeabank’ın desteğiyle hayata geçen “Bu İşte Bir Kadın Var” teması kapsamında izleyiciyle buluşacak.
ISTIRAP KOROSU
2 & 3 Kasım 20.00 / Alan Kadıköy
İstanbul’un seslerini, genç ve yaşlı kadınların içlerinden geçirdiklerini, oradan oraya savrulan gençlerin kırgın ve öfkeli hallerini sahneye taşıyan Murat Mahmutyazıcıoğlu, bu kez bir “apartman hikâyesi” anlatıyor. Dip dibe evlerinde, birbirlerine fersah fersah uzak yaşamlar süren komşuların içlerinden geçen ve dışlarına taşan bağırışlar; çarpan kapılar, titreyen pencereler, parçalanan kalpler, tepinen çocuklar… Kadın, erkek, genç, yaşlı, evli, bekâr, çocuk ve köpek, kısaca bütün karakterleri sırtlanan oyuncular, oyuna yayılan tüm ses ve efektleri üstleniyor. Karakterlerin kâh kimselere sezdirmeden çektikleri, kâh yeri göğü inleterek ilan ettikleri “ızdırapları”, oyunu açılıştan finale hareketli kılan ritmik bir akışın içine yerleşiyor. BAMİstanbul’un İKSV tarafından verilen Gülriz Sururi – Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü desteği ile ürettiği bu oyunda, Seda Türkmen ve Deniz Karaoğlu rol alıyor.
EŞİT MASALLAR (Çocuk oyunu)
6 Kasım 11.30 & 16.00 / Alan Kadıköy
7 Kasım 16.00 / Alan Kadıköy
Kadın-erkek rolleri ve eşitlik kavramı çocukken dinlediğimiz masallardan başlıyor. Odeabank tarafından geliştirilen ve Can Yayınları tarafından eşitlikçi bir bakış açısıyla yeniden yorumlanan “Eşit Masallar” şimdi tiyatro sahnesinde. Odeabank’ın prodüksiyonu ile sahnelenecek oyunda kahramanlarımız Sindirella, Rapunzel, Pamuk Kalpli Prens, Kırmızı Başlıklı Kız ve Kurbağa Prens yeni maceralarında kalıp yargıları yıkıyor ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dikkat çekiyor. Odeabank’ın desteğiyle hayata geçen “Bu İşte Bir Kadın Var” teması kapsamında sahnelenecek bu çocuk oyununu uyarlayan Müge Mor; yöneten Deniz Yeşil Mavi; oynayanlar ise Aykut İspir, Mukaddes Kurmuş İspir, Büşra Saraç, Mehmet Küçük, Tuna Gür Coşkun, Rüya Erdogan, Tolga Kayrak ve Şükrü Veysel Alankaya.
GABRİEL’İN DÜŞÜ
9 & 10 Kasım 20.00 / Alan Kadıköy
Günümüzden çok da uzak olmayan bir gelecekte, Ayvalık’tan Midilli’ye yol alan bir feribotta karşılaşan; biri Türkiyeli, diğeri Yunan iki gencin, bugün içinden geçtiğimiz mülteci kriziyle nasıl bir ilişkisi olabilir? Berke ve Eleni’nin kısa tanışma anı; Midilli Adası’nda geçen, coğrafyanın farklı noktalarından yola çıkmış olsalar da; birbirlerine hem çok uzak hem de çok yakın hikâyeleri olan üç çiftin yaşadıklarını içeren bir tanıklığa davet ediyor izleyicileri. Vaktiyle Türkiye’den Midilli’ye göç etmek zorunda kalmış olan yaşlı Rum çift Angeliki ile Angelos, yeni bir hayat kurma umuduyla Suriye’deki savaştan kaçarak batıya doğru yol alan Mirvan ile Yana ve ilişkilerinde yeni bir yön arayışında olan İstanbullu çift Berna ile Berke… Ortadoğu-Ege hattında, aynı zaman diliminde fakat ayrı hayatlar süren karakterlerin, Midilli’de geçirdikleri birkaç güne odaklanan oyunda, seyirci; altı insanın birbirlerinin kişisel hikâyeleri üzerinde yarattığı kelebek etkisiyle baş başa kalacak. Sema Elcim’in yazdığı, Ahmet Sami Özbudak’ın yönettiği oyunda, Ayşegül Tekin, Banu Çiçek, Batur Belirdi, Cem Şahin, Çağdaş Tekin, Çiçek Dilligil, Doğu Can, Kubilay Karslıoğlu ve Ersin Umut Güler rol alıyor.
KOLEKSİYONCU
10 & 11 Kasım 20.00 / Profilo Kültür Merkezi Batı Ana Sahne
Tutkulu bir kelebek koleksiyoncusunun, sahip olma güdüsünü; saplantılı ve tek taraflı bir ilişkiye taşımasının gerilim yüklü öyküsü… 20’li yaşlarının sonundaki Frederick Clegg’in genç ve güzel, sanat öğrencisi Miranda’yı alıkoyarak adım adım ilerleyen bir psikolojik ve fiziksel şiddete maruz bırakışını, seyirciyi de bu tehlikeli oyuna ortak ederek anlatıyor Koleksiyoncu. İngiliz edebiyatçı John Fowles’un çarpıcı romanından, Mark Healy tarafından sahneye uyarlanan oyun; tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi “sessiz kalarak suça ortak olanlara” dikkat çekiyor. Eyüp Emre Uçaray’ın yönettiği, İlyas Özçakır ve Ayfer Tokatlı’nın oynadığı oyun, tarihten günümüze süregelmiş olan sınıflar arası çatışmanın ve insanın sahip olma arzusunun yarattığı yıkım üzerinden ve “kadın-erkek” ilişkisi motifiyle, seyircisini katmanlı bir tartışmaya davet ediyor.
VİŞNE BAHÇESİ
12 Kasım 20.00 / Caddebostan Kültür Merkezi
13 Kasım 15.00 / Caddebostan Kültür Merkezi
Çehov’un son oyunu Vişne Bahçesi’nin insanları, içinden geçtikleri büyük değişimle kendi bildikleri şekilde baş etmeye çalışırken; aslında kendilerinden sonraki insanlara bir hikâye anlatıyorlar. Vişne Bahçesi 19. yüzyıl Rusya’sında, toprak sahibi bir aile ekseninde; farklı dönemlerdeki seyirciyi kendi hayatlarına bakmaya davet eden güçlü ama yalın bir klasik. Yaşamın temel değerleri değişir ve iyi bildikleri zemin altlarından kayarken, bu ailenin attıkları acemice adımları; Çehov’un zamansız dili ve özgün mizahıyla izleyeceğiz. İnsan ve yaşam gerçeğinin tüm sadeliğiyle aktarıldığı oyunda; hüzün ve mutluluk, aşk ve keder, komedi ve yıkım iç içe... Mehmet Birkiye’nin yönettiği oyunda Esra Bezen Bilgin, Sezen Düzakar Çetindaş, Ezgi Özbalı, Nuri Karadeniz, Fatih Sevdi, Başar Alemdar, Bülent Baytar, Seda Güven Şahin, Emre Işık, Zeynep Özan Topçu, Cüneyt Gürbüz, İlker Bağlam, Duygu Mine Özcan, Tunç Efe, Sarper Saydam, Zeynep Dilara Saydam, Nursel Çeliktürk, Semih Eraslan ve Cansu Mengüç rol alıyor.
MİTOLOJİK HİKÂYELER 1 (Kuklalı çocuk oyunu)
13 Kasım 11.00 & 13.00 / Yapı Kredi bomontiada 4. Kat
Ani Haddeler (Anuşka’nın Atölyesi) ve İKSV Alt Kat’ın ortaklaşa ürettiği kuklalı çocuk oyunu “Mitolojik Hikâyeler”, altı bölümden oluşuyor. İki gün üst üste, üçer farklı bölümle toplam altı ayrı miti anlatacak gösterinin ana karakteri ve anlatıcısı kukla Afrodit. “Mitolojik Hikâyeler 1”de, yaşadığımız coğrafyada geçen efsaneler, bu projeye özel olarak hazırlanan tahta kuklalar, konuk sanatçılar Demet Evgar, KeKeÇa ve Gülinler ile sahnede olacak. Paribu’nun gösteri sponsorluğunda ve Yapı Kredi bomontiada’nın değerli işbirliğiyle hayata geçecek.
MİTOLOJİK HİKÂYELER 2 (Kuklalı çocuk oyunu)
14 Kasım 11.00 & 13.00 / Yapı Kredi bomontiada 4. Kat
Ani Haddeler (Anuşka’nın Atölyesi) ve İKSV Alt Kat’ın ortaklaşa ürettiği kuklalı çocuk oyunu “Mitolojik Hikâyeler”, altı bölümden oluşuyor. İki gün üst üste, üçer farklı bölümle toplam altı ayrı miti anlatacak gösterinin ana karakteri ve anlatıcısı kukla Afrodit. “Mitolojik Hikâyeler 2”de, yaşadığımız coğrafyada geçen efsaneler, bu projeye özel olarak hazırlanan tahta kuklalar, konuk sanatçılar Gökçe ÇeÇe Gürçay, Serkan Keskin ve Tuluğ Tırpan ile sahnede olacak. Paribu’nun gösteri sponsorluğunda ve Yapı Kredi bomontiada’nın değerli işbirliğiyle hayata geçecek.
BİRAZDAN GİDERİZ ŞİMDİ YAĞMUR YAĞIYOR
15 & 16 Kasım 20.00 / Moda Sahnesi
Bir evin içinde, birbirlerine mahkûm edilmiş gibi yaşayan; bir kadın, bir erkek ve hasta bir babanın hikâyesi... Kendi varoluş buhranlarına sıkışıp kalmış orta yaşın eşiğindeki karakterler, sürekli bir rutin içinde birbirilerini suçlar dururlar; sorunlarına çözüm aramadıklarından, zaman aksa da değişim asla mümkün olmaz... Aslı Ceren Bozatlı’nın kaleme aldığı, Özge Erdem’in yönettiği absürt klasiklere güncel bir selam yollayan Birazdan Gideriz Şimdi Yağmur Yağıyor; izleyiciyi bir sarmalın içinde dönüp duran iki günümüz insanının çıkışsız ve eylemsiz dünyasına davet ediyor. Gizem Erdem ve Tanıl Yöntem’in performanslarıyla; bir aile evindeki tek bir koltuğa sığan bu iletişimsiz ilişki, birbiri içine geçen diyaloglar ve anlatımlarla, tekrarlanan bir hareket düzeninde akıyor. Kadınla erkeğin üst üste binen gündelik akışı, “yaşadıkları” koltuğun kısıtlı alanında ritmik bir performansa dönüşürken, oyun; içine sıkıştığımız rutinin yanı sıra kendi ikiyüzlülüğümüzü, aile ve ikili ilişkiler bağlamında sorguluyor. Odeabank’ın desteğiyle hayata geçen oyun, festivalin “Bu İşte Bir Kadın Var” teması kapsamında izleyiciyle buluşacak.
BENİ SAKIN YUMRUKLARDAN
19 Kasım 20.00 / Alan Kadıköy
20 Kasım 18.00 / Alan Kadıköy
Son yıllarda yeni medya üzerinden yaratılan “iptal kültürü”ne mizahçı olmayı deneyen iki insanın gözünden bakan Beni Sakın Yumruklardan; yeni medyanın adalet ve değişim üzerinden vaat ettiklerini, “söz”ün bugün içine sıkıştırıldığı farklı dinamiklerle birlikte tartışmaya açıyor. Bir “açık mikrofon” akşamında yolları kesişen farklı kuşaktan iki kişi; kişisel olanın hikâyeleştirilmesi ve mizahın sınırları üzerine düşünmeye başlıyor. Ceren Ercan’ın yazdığı ve Yelda Baskın’ın yönettiği oyun; linç kültürünün sosyal medya yoluyla var olmayı sürdürdüğü bugünlerde, çok az insanın uğradığı bir bardan, koca ülkeye soruyor: “özgürlük ne ve özgürlük kimin için?” Türkiye tiyatrosuna yeni eserler kazandırma; yazar, yönetmen ve oyuncuların yaratım ve üretimini destekleme hedefiyle; BKM, DasDas, ENKA Sanat, İKSV ve Zorlu PSM’nin bir araya gelerek oluşturduğu “Ortak Yapım” projesi kapsamında sipariş verilen Beni Sakın Yumruklardan, İstanbul Tiyatro Festivali’nin yapımcılığında ve Kadıköy Belediyesi’nin değerli işbirliğiyle seyirciyle buluşuyor.
ULUSLARARASI FİZİKİ YAPIMLAR
Festivalin uluslararası fiziki gösterileri Medea, Oedipus ve Neşe Uluslararası Yapımlar Gösteri Sponsoru ENKA Vakfı desteğiyle gerçekleşecek. Waterfloor başlıklı gösteri ise Institut Français İstanbul ve Müze Gazhane’nin değerli işbirliğiyle ücretsiz olarak izleyiciyle buluşacak.
NEŞE
4 & 5 Kasım 20.00 / Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi
Kendine özgü bir tiyatro dünyasına sahip İtalyan yönetmen ve oyuncu Pippo Delbono’nun, sirk estetiği ve büyüsünü harmanlayarak mutluluktan daha da derin bir duygu olan "neşe" duygusunu merkeze alan gösterisinde dans, müzik ve tiyatro iç içe geçiyor. Pippo Delbono topluluğunun oyuncuları, duyguların en uç noktalarını; ıstırap, mutluluk, acı, heves ve sonsuz sevinç arayışını sahneye taşıyor. Oyunun merkezinde, 82 yaşındaki ölümüne kadar, 20 yılı aşkın bir süre Delbono’nun bütün çalışmalarında yer alan, okuma-yazma bilmeyen, sağır ve dilsiz başkahraman Bobò’nun kaybı üzerine duyduğu üzüntü var. Pippo Delbono'nun yası, yer yer efkar, mutluluk, coşku duygularıyla karışarak izleyiciyi sarıp sarmalıyor. Sadece kendisinin değil, her birimizin ölüm karşısında duyduğu acıyı, deliliğini, yaşam yolculuğunu sahneye taşıyor Delbono. Oyun, İtalyan Kültür Merkezi’nin değerli işbirliğiyle sahnelenecek.
İtalyan oyuncu ve yönetmen Pippo Delbono’ya, 4 Kasım’daki oyununun ardından İstanbul Tiyatro Festivali’nin Onur Ödülü verilecek.
OEDIPUS (Perdede gösterim)
6 Kasım 14.00 & 20.00 / Atlas 1948 Sineması
İngiliz tiyatrosunun “büyük umudu” olarak adlandırılan, klasik eserlere getirdiği yorumlarla yankı uyandıran ünlü İngiliz yönetmen Robert Icke, Internationaal Theater Amsterdam sahnesine konuk oluyor. Sofokles’in eserini 21. yüzyıla uyarlıyor ve Oedipus’u hayatının en büyük sırrını keşfeden bir politikacıya dönüştürüyor. İzleyicilerini de bir seçim gecesi heyecanını birlikte yaşamaya davet ediyor. Oedipus rolü ile Hans Kesting harikalar yaratıyor. “Hollanda Seçkisi” bölümü kapsamında Atlas 1948 Sineması perdesinde gerçekleşecek gösterim, Hollanda Performans Sanatları Fonu’nun değerli işbirliğiyle hayata geçiyor.
MEDEA
17 & 18 Kasım 20.00 / Zorlu PSM Turkcell Sahnesi
Sahnelediği her oyunu heyecanla beklenen Simon Stone, antik tragedya yazarı Euripides’in neredeyse tarih boyunca sahnelenen Medea’sını, günümüzün diliyle ve gerçek bir olaydan çıkarak yeniden yazıyor. MÖ 5. yüzyıldan bu yana, tiyatro sahnelerinin belki de en karanlık karakteri Medea, bu defa sıradan bir ailenin içine bakmamızı öneriyor. 1995’te sorunlu bir şekilde eşinden boşanan Amerikalı bir doktor, bu boşanma sonrasında iki çocuğunun da içinde olduğu evini ateşe veriyor… Oyun, performansıyla eleştirmenlerden büyük övgüler alan Marieke Heebink’in canlandırdığı ana karaktere Altın Theo Ödülü’nü kazandırdı. Oyunun yapımcısı geçtiğimiz yıl festivalin onur ödülü verdiği Ivo van Hove’un artistik direktörlüğünü yürüttüğü Internationaal Theater Amsterdam. “Hollanda Seçkisi” bölümü kapsamında sahnelenecek oyun, Hollanda Performans Sanatları Fonu’nun değerli işbirliğiyle gerçekleştirilecek.
WATERFLOOR
30 & 31 Ekim 20.00 / Müze Gazhane
Waterfloor, zamanımızın iklimsel çalkantıları ile yüzleşen bir bedeni ve onun yansımasını, bir “su manzarasında” ortaya koyuyor. Gaston Bachelard’ın “Su ve Düşler” şiirini ve öngörülen çevresel felaketlerle iklim krizini birleştiren, bedenin durgunluğu ve hareketi aracılığıyla fiziksel etkileşimi inceleyen bir yüzleşme sunuyor. Manzaranın etrafında bir pencere, bir izdüşümün, yüz yüze olmanın ve bir yolculuğun başlangıcı… Su temasında mutlak bir sadelik ve gerçekçi bir karşılaşma… Ali Salmi’nin yazıp sahnelediği performans Institut Français İstanbul ve Müze Gazhane’nin değerli işbirliğiyle ücretsiz olarak izleyiciyle buluşacak.
ULUSLARARASI ÇEVRİMİÇİ YAPIMLAR
Festivalin uluslararası çevrimiçi gösterimleri Uluslararası Yapımlar Gösteri Sponsoru ENKA Vakfı desteğiyle gerçekleşecek.
AYI
22 Ekim – 20 Kasım
Öykülerinde olduğu gibi oyunlarında da tuhaf, gülünç veya önemsiz sayılabilecek durumlar içindeki sıradan insanların karmaşık psikolojilerini oldukça yalın ama bir o kadar çarpıcı bir üslupla sunan Çehov, mükemmel olması için defalarca yeniden yazdığı Ayı’da durum komedisinin en güzel örneklerinden birini sunuyor. Ölmüş kocasının yasını tutan Bayan Popov ve kocasının borcunu tahsil etmeye gelmiş “ayı” olarak nitelendirilebilecek bir toprak sahibi Bay Smirnov… Oyun, bu iki yabancı arasında alevlenen romantizmin tuhaf hikâyesi. Vladimir Pankov’un yönettiği oyun festivalin “Golden Mask İstanbul’da Çevrimiçi” bölümü kapsamında, Golden Mask Festivali’nin değerli işbirliğiyle gerçekleştirilecek. Gösterim 22 Ekim – 20 Kasım tarihleri arasında www.passostudio.com adresinde izlenebilecek.
BORIS
22 Ekim – 20 Kasım
Puşkin, Shakespeare’in tarihi oyunlarından etkilenerek yazdığı Boris Godunov tragedyasında insanın iktidarla ilişkisini gayet yalın ve gerçekçi bir şiir diliyle aktarıyor. Oyunun yönetmeni Dmitry Krymov'un bu yapımı ise Puşkin'in Boris Godunov trajedisine dayanıyor ve Krymov’un penceresinden bu klasik esere zekice, ironik ve çağdaş bir bakış sunuyor. Krymov Boris’te hem klasik metni yapıbozuma uğratıyor hem de tarihi bir sorgulamayı yaşatıyor. Çağdaş Rus tiyatrosunun parlak yönetmenlerinden Dmitry Krymov belleklerde yer edecek bir oyun çıkarıyor seyircinin karşısına. Oyun, festivalin “Golden Mask İstanbul’da Çevrimiçi” bölümü kapsamında, Golden Mask Festivali’nin değerli işbirliğiyle gerçekleşecek. Gösterim 22 Ekim – 20 Kasım tarihleri arasında www.passostudio.com adresinde izlenebilecek.
GÜNEŞİN ÇOCUKLARI
22 Ekim – 20 Kasım
Maxim Gorki’nin en sevilen eserlerinden olan ve Rusya’nın başarılı yönetmenlerinden Timofei Kulyabin’in ilgi çekici uyarlamasıyla sahnede… Son derece parlak bir dille yazılmış ve sonuna kadar soluksuz izlenen bu eserde, Stanford Üniversitesi kampüsünde yaşayan Rus bilim insanları ile Steve Jobs ve Elon Musk’ın konuşma metinlerinin iç içe geçmesine tanık oluyoruz. Kulyabin, Güneşin Çocukları’nda duyguları, duygularıyla yaşayan karakterlerin ve bu karakterler arasındaki ilişkilerin öyküsünü anlatıyor. Oyun festivalin “Golden Mask İstanbul’da Çevrimiçi” bölümü kapsamında, Golden Mask Festivali’nin değerli işbirliğiyle gerçekleştirilecek. Gösterim 22 Ekim – 20 Kasım tarihleri arasında www.passostudio.com adresinde izlenebilecek.
BETROFFENHEIT
22 Ekim – 20 Kasım
2018’de İstanbul Tiyatro Festivali’ne Nederlands Dans Theater 1 kapsamında The Statement ile konuk olan koreograf Crystal Pite, bu yapıtıyla dakikalarca ayakta alkışlanmış, festival seyircisinin derin hayranlığını kazanmıştı. Bu unutulmaz gösteri etkisini korurken Pite, dans eleştirmenlerinin 2016’nın en iyisi olarak nitelendirdiği, The Guardian’ın 21. yüzyılın en iyi yirmi dans gösterisi listesinin birincisi, ve 2017 Olivier Ödülü’nün “En İyi Dans Prodüksiyonu” kategorisinin yanı sıra Altın Gül ve Prag Altın Kristal Ödülü’nün de sahibi olan Betroffenheit ile yeniden festival programında. Yaşayan en özgün koreograflar arasında gösterilen Crystal Pite’ın kendi topluluğu Kidd Pivot ile ürettiği eseri Betroffenheit, dünya çapında eleştirmenleri ve izleyicileri şaşkına çeviren, türe meydan okuyan bir dans tiyatrosu. Bir trajedinin ardından yaşanan kayıp, izolasyon ve hayatta kalmanın sürükleyici ve şefkatli bir keşfi hakkındaki eserde, beş yetenekli dansçı/oyuncu Jonathon Young’ın gerçek hayat hikayesini anlatıyor. Gösterim 22 Ekim – 20 Kasım tarihleri arasında www.passostudio.com adresinde izlenebilecek.
MÜFETTİŞ
22 Ekim – 20 Kasım
Kanadalı yıldız koreograf Crystal Pite ve oyuncu Jonathon Young’ın imzasını taşıyan, Kidd Pivot dansçılarının olağanüstü performansıyla sahnelenen ve Gogol’ün eşsiz mizahını taşıyan Müfettiş, festivalle ekranlarınıza geliyor! NDT, Canada National Arts Center ve Sadler’s Wells’in daimi sanatçısı, festival takipçilerinin yakından tanıdığı ve koreografilerini hayranlıkla karşılandığı Pite, yazar ve oyuncu Young ile kolay kolay hafızalardan silinmeyecek bir projede dans ve tiyatroyu aynı potada eritiyor; Gogol’ün eserindeki çatışma, komedi ve yolsuzluğu Kanada’nın en iyi oyuncularının kaydedilmiş diyalogları/sesleri ile dil ve beden arasındaki güçlü̈ ilişkide somutlaştırıyorlar. Gösterim 22 Ekim – 20 Kasım tarihleri arasında www.passostudio.com adresinde izlenebilecek.
BUGÜN YARATMAK
22 Ekim – 20 Kasım
Paris Opera ve Balesi’nin sanat direktörü Aurelie Dupont dört önemli koreografa çağrı yaparak içinde bulunduğumuz koşullarda yaratmak fikrinin onlara ne ifade ettiğini soruyor. Birbirinden yetenekli bu dört koreograf Opera Garnier’nin etkileyici koridorlarında, duvarlarında, sahnesinde, prova odalarında ve hatta mahzeninde bu sorunun yanıtını arıyorlar. Sidi Larbi Cherkaui Exposure isimli işinde Woodkid’in müzikleri ve Chanel’in kostümleri ile bizi yine kalpten yakalayan bir açılış yapıyor. NDT dansçılarından da olan Tess Volker’ın Clouds Inside isimli gösterisinin ardından Belçikalı ünlü koreograf Damien Jalet’in Brise-Lame isimli dokunaklı eseri geliyor. Son olarak da Mehdi Kerkouche, ET Si ile sahneyi hip-hop’la ele geçiriyor. Gösterim 22 Ekim – 20 Kasım tarihleri arasında www.passostudio.com adresinde izlenebilecek.
ALICE (Çocuk oyunu)
22 Ekim – 20 Kasım
Tamamen çocuklar için prodüksiyonlar üreten Hollandalı dans topluluğu de Stilte’nin versiyonunda yazar Lewis Carroll ile üç farklı Alice yer alır. Yazar, çeşitli hayvanların kılığına bürünerek Aliceleri kandırmaya çalışır ama nafile! Aliceler tatlı oldukları kadar akıllıdırlar ve yazarın minik oyunlarına kanmazlar. Çocukları kendi hikayelerini anlatmaya teşvik etmeyi, onları gündelik dünyadan çıkarıp duyuların soyut dünyasına davet ederek hayal güçlerini canlandırmayı prensip edinen topluğun bu gösterisi 7’den 70’e herkes için enteresan; ve ayrıca keyifli müzikleriyle ekran başında dans etmek garanti. Jack Timmermans koreografisiyle sahnelenecek bu çocuk oyunu festivalin “Hollanda Seçkisi” bölümü kapsamında Hollanda Performans Sanatları Fonu’nun değerli işbirliğiyle gerçekleştirilecek. Gösterim 22 Ekim – 20 Kasım tarihleri arasında www.passostudio.com adresinde izlenebilecek.
YERLİ ÇEVRİMİÇİ YAPIMLAR
AÇIK AİLE (Kulak tiyatrosu)
22 Ekim – 20 Kasım
Başta ‘Kadın Oyunları’ serisi olmak üzere imza attıkları her işte muhalif, devrimci ve sarkastik bir ‘halk tiyatrosu’ örneği yaratan İtalyan çift Dario Fo & Franca Rame’nin ‘Açık Aile’si bir Podacto yapımı olarak festivalde. Dario Fo & Franca Rame ikilisinin eşsiz Kadın Oyunları serisinden olan ‘Açık Aile’, evlilik kurumundaki kadın-erkek eşitsizliğine cinsellik üzerinden bakan eğlencesi ve iğnelemeleri bol, net feminist bakışıyla da hayli çarpıcı bir oyun. Erkeklere “Açık ailenin iki taraftan da açık olunca cereyan yaptığını” anımsatırken, kendini yıllar içinde, farkına bile varmadan evlilik içine hapseden sayısız kadına şık bir selam yolluyor, kadınlara kendi hayatlarının kapılarını açmaları için ilham veriyor. Podacto yapımı bu kulak tiyatrosunu Alican Yücesoy ve Esra Dermancıoğlu seslendiriyor.
GODOT’YU BEKLERKEN (Kulak tiyatrosu)
22 Ekim – 20 Kasım
Ses tiyatrosu projesi Podacto, Samuel Beckett’in yarım asrı deviren, modern zamanlar tarihi boyunca da güçlü bir ‘güncel klasik’ olarak yaşamaya devam eden eserini, kulak tiyatrosu formunda Serkan Keskin’in yönetmenliğinde festival seyircisiyle buluşturuyor. Umut, umutsuzluk, çaresizlik, eylemsizlik içinde salınan zıt karakterler Vladimir ile Estragon’un sonsuza uzanan bekleyişi, ‘kurtuluşu’ bekleyen çağdaş insanın gerçek hayattaki konumlanışına her dönem denk düşmeyi başarıyor.
KENDİNE AİT BİR ODA (Kulak tiyatrosu)
22 Ekim – 20 Kasım
Virginia Woolf’un 1928 senesinde Girton ve Newnham kadın üniversitelerinde ‘kadın ve kurmaca yazın’ üzerine yaptığı konuşmadan doğan ‘Kendine Ait Bir Oda’, feminist tiyatro deneyiminde 20 seneyi geride bırakan Tiyatro Boyalı Kuş eliyle, Jale Karabekir’in çeviri ve uyarlamasıyla ‘çok sesli’ bir kulak tiyatrosu yapımına dönüşüp festival seyircisiyle buluşuyor. Woolf’un, 16. yüzyıldan 1900’lere kadar edebiyatta kadın yazarların izini sürdüğü bu kült metin dinleyicisini; kadınların tarih boyunca sistematik bir şekilde yok sayılmasının, cinsiyet eşitsizliğinin ve kadına yönelen eril şiddetin örnekleriyle baş başa bırakıyor. Bu Woolf klasiği, oyunda bir konuşmacı-oyuncu ve onun zihnindeki düşünceleri seslendiren oyun kişileriyle yeni bir boyut kazanıyor. Oyunu seslendirenler ise Arzum Orhan, Pelin Oruç, Seda Elhan ve Sera Armağan. Odeabank’ın desteğiyle hayata geçen “Bu İşte Bir Kadın Var” teması kapsamında, Podacto’nun katkılarıyla gerçekleşecek bu kulak tiyatrosunun yapımcılığını Tiyatro Boyalı Kuş ve İstanbul Tiyatro Festivali üstleniyor.