Şiirin ve dünyevi edebiyatın savunulması yalnızca İtalya'ya özgü değil. İngiltere'de de Sidney'in The Defence of Poesie ( Edebiyatın Savunusu) adlı kitabı, yazarın ölümünden sonra 1595'te yayımlanıyor. Yayımlanmasından on yıl önce yazılmış olan bu kitapta, Sidney de Püritenlerin bağnazlığına karşı dünyevi edebiyatı savunuyor. Şairin yarattığı dünya, gerçek dünyadan daha iyi. "Şiirlerdeki güller daha güzel kokuyor. "Aristoteles, yazarın yaşamı kopyaladığını, izleyicinin de kahramanlarla özdeşleşerek sorunlarından arındığını anlatıyordu. Aristoteles, bu kopyanın yaşamın tıpkısı olması gerekmediğini söylüyordu, ama yine de yaşamla kopya arasındaki bağlar da sıkıydı. Sidney'e göre ise, şair yeni baştan güzel bir dünya yaratıyor, var olan dünyayı taklit etmiyor. Ancak bu yeni dünya çok çekici, bu durumda, izleyici edebiyattaki dünyayı taklit etmeye heveslendirilmiş oluyor. Yani taklit eylemi yazardan alınıyor ve Sidney'e göre izleyiciye aktarılıyor.Sidney'e göre bir yapıttaki kahramanların hepsinin iyi olması gibi bir durum söz konusu değil. Hikayedeki kahramanlardan bazıları kötü de olabilir. Ama iyiler her zaman kazanmalı ve kötüler de hak ettiği cezayı almalı. Böylece iyilik her zaman daha özendirici oluyor. Bu da, adalet fikrini pekiştirecek bir tutum. Böylece edebiyatta adalet fikri yaygınlaşmış oluyor. Sidney, edebiyatı savunurken, felsefecilere ve tarihçilere de gönderme yapıyor, onların da fikirlerini aktarmak için edebiyata başvurduklarını söylüyor. Bundan da, edebiyatın iyi bir şey olduğu sonucunu çıkarıyor. Sidney, edebiyatın hakiki gerçekliklere varabileceğini söylüyor.
Edebiyat
23 Ocak 2016 - 22:48
Güncelleme: 23 Ocak 2016 - 23:17
Edebiyatta "adalet" anlayışının yaygınlaşması
İyiler ödüllendirilmeli, kötüler cezalandırılmalı yani "adalet" anlayışı; edebiyatta yeni bir mimesis (taklit) anlayışı olarak karşımıza çıkıyor.
Edebiyat
23 Ocak 2016 - 22:48
Güncelleme: 23 Ocak 2016 - 23:17