Türkiye'nin 2025 Oscar aday adayı açıklandı. Yönetmenliğini Murat Fıratoğlu’nun üstlendiği Hemme’nin Öldüğü Günlerden Biri, 98. Akademi Ödülleri’nde Türkiye’yi “En İyi Uluslararası Film” kategorisinde temsil edecek.
Sinema sektöründe faaliyet gösteren çeşitli meslek birliklerinden temsilcilerin yer aldığı 15 kişilik Türkiye Oscar Seçim Komitesi, 2025 yılında düzenlenecek olan 98. Oscar Ödülleri için Türkiye’nin adayını belirlemek amacıyla toplandı. Yapılan değerlendirmelerin ardından, Hemme’nin Öldüğü Günlerden Biri oy çokluğuyla Türkiye'nin resmi adayı olarak seçildi.
Yapımın Özellikleri ve Seçim Süreci
SEYAP (Sinema Eseri Yapımcıları Meslek Birliği) tarafından Sinema Meslek Birlikleri Güç Birliği adına yapılan başvuru kapsamında, toplam 14 yapım Oscar adaylığı için değerlendirmeye alındı. Nihai seçim, filmlerin sanatsal niteliği, sinematografik dili ve uluslararası temsil gücü dikkate alınarak yapıldı.
Filmde yönetmen koltuğunda oturan Murat Fıratoğlu, aynı zamanda senaryo yazarlığını ve başrol oyunculuğunu da üstleniyor. Çok yönlü katkısı, yapımın yaratıcı sürecinde yönetmenin merkezî bir rol üstlendiğini gösteriyor.
Uluslararası Yarışa Hazırlık Süreci
Hemme’nin Öldüğü Günlerden Biri, 2025 Oscar Ödülleri’nde Türkiye’yi temsil etme hakkını kazanarak uluslararası platformda önemli bir adım atmış oldu. Bundan sonraki süreçte, yapım Amerikan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi’nin belirlediği kurallar çerçevesinde ön eleme ve oylama aşamalarına katılacak.
Siverek'te Kavurucu Bir Gün: Eyüp’ün Borç, Sessizlik ve İçsel Hesaplaşma Hikâyesi
Film, borçlarını ödemek zorunda kalan Eyüp adlı bir adamın, Siverek'teki domates tarlalarında geçen ağır bir gününü konu alıyor. Mevsimlik işçi olarak çalışan Eyüp, ailesiyle birlikte hayatta kalma mücadelesi verirken, bir yandan da geçmişin hesaplarını kapatmaya çalışmaktadır.
İzmir’de iş bulma ümidiyle çıktığı yolculuk hüsranla sonuçlanınca, Eyüp eşi ve üç çocuğuyla birlikte doğduğu topraklara, hasta annesinin Siverek’teki evine geri döner. Aile, yaz sıcağının ortasında domates kurutma işine sarılır ancak bu çaba da karşılığını vermez; Eyüp emeğinin karşılığı olan yevmiyesini alamaz.
Yaşadığı hayal kırıklığı ve ekonomik sıkışmışlık Eyüp’ü öfkeye sürükler. Umutsuzluk içinde kız kardeşinin evine gider ve yorganların arasına sakladığı silahı alarak, Hemme’yi öldürmek üzere sokaklara çıkar. Ancak köy halkının onu sürekli küçük ve anlamsız işlerle oyalaması, bu karanlık niyetin peşinden gitmesini engeller. Günün sonunda Eyüp, Hemme ile yan yana halay çektiği bir düğünle karşılaşır. Katı gerçekliğin yerini geçici bir toplumsal ritüel alır; silah yerine sessizlik, öfke yerine ritim geçer.