Edebiyat Ortamı dergisinin Temmuz-Ağustos sayısı raflardaki yerini aldı.İki aylık olarakyayınlanan derginin yeni sayısıyla ilgili tanıtım metni şöyle:"Dergiler, benzetmek doğruysa kültürün, edebiyatın nabız atışlarıdır. Sanatın taze yüzü, zamanedeki görünümü ve salınımıdır. Dergileri çok ve nitelikli olan milletlerin edebiyatı sağlıklı ve yaşamaya devam ediyor demektir.
Dergilere ilişkin en manidar ve etkileyici tespitler Cemil Meriç’e ait. Yeniden okumakta yarar var: “Genç düşünce, dergilerde kanat çırpar. Yasak bölge tanımayan bir tecessüs; tanımayan, daha doğrusu tanımak istemeyen. En çatık kaşlılarında bile insanı gülümseten bir ‘itimâd-ı nefs’, dünyanın kendisiyle başladığını vehmeden bir safvet var. Tomurcukların vaitkâr gururu. Bir şehrin iç sokakları gibi mahrem ve samimidirler. Devrin çehresini makyajsız olarak onlarda bulursunuz. (...) Dergi hür tefekkürün kalesi. Belki serseri ama taze ve sıcak bir tefekkür. Kitap, çok defa tek insanın eseri, tek düşüncenin yankısı; dergi bir zekalar topluluğunun. Bir neslin vasiyetnamesidir dergi; vasiyetnamesi, daha doğrusu mesajı. Kapanan her dergi, kaybedilen bir savaş, hezimet veya intihar. Bizde hazin bir kaderi var dergilerin; çoğu bir mevsim yaşar, çiçekler gibi. En talihlileri bir nesle seslenir. Eski dergiler, ziyaretçisi kalmayan bir mezarlık. Anahtarı kaybolmuş bir çekmece. Sayfalarına hangi hatıralar sinmiş, hangi ümitler, hangi heyecanlar gizlenmiş, merak eden yok.” (Bu Ülke, s. 100-101)İnsan ömrü gibi, dergilerin hayatında da inişler çıkışlar, gelimler gidimler, ayrılmalar kavuşmalar olur. Edebiyat Ortamı nın, dile kolay 88 aydır yani 44 sayıdır kahrını çeken, derginin bugüne gelmesinde büyük çabası ve emeği olan Yayın Yönetmeni Mustafa Aydoğan ve yayın danışmanları dinlenmek üzere kenara çekildiler ve dergiyi başka bir ekibe, daha genç ve dinç bir kadroya emanet ettiler. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Edebiyat Ortamının aynı heyecanla yoluna devam edeceğini bildirmek isteriz. Daha çok aydınlık için böyle meş’alelere ihtiyacımız olduğu unutulmasın...Dergimizin bu sayısı yine dopdolu bir içerikle karşınızda. Bu sayıda şiirleri, öyküleri ve denemeleri, beri yanda Hüseyin Pala’nın dikkate değer bir incelemesini beğeniyle okuyacağınızı umuyoruz. Macar sinemasını inceleyen küçük bir dosyaya yer verdik. Mücahit Gündoğdu “Yücel Çakmaklı için Portre Denemesi”yle dosyaya katkı sundu. Yeni bir köşe açtık bu sayıdan itibaren. Edebî birikimine güvendiğimiz Ayşe Karagöz, bundan böyle dergimize gelen şiirleri kısa kısa değerlendirmeye çalışacak. Gençlere yol gösterici olursa ne mutlu bize.
Yeni sayıda buluşmak ümit ve dileğiyle. İyi okumalar."
Dergilere ilişkin en manidar ve etkileyici tespitler Cemil Meriç’e ait. Yeniden okumakta yarar var: “Genç düşünce, dergilerde kanat çırpar. Yasak bölge tanımayan bir tecessüs; tanımayan, daha doğrusu tanımak istemeyen. En çatık kaşlılarında bile insanı gülümseten bir ‘itimâd-ı nefs’, dünyanın kendisiyle başladığını vehmeden bir safvet var. Tomurcukların vaitkâr gururu. Bir şehrin iç sokakları gibi mahrem ve samimidirler. Devrin çehresini makyajsız olarak onlarda bulursunuz. (...) Dergi hür tefekkürün kalesi. Belki serseri ama taze ve sıcak bir tefekkür. Kitap, çok defa tek insanın eseri, tek düşüncenin yankısı; dergi bir zekalar topluluğunun. Bir neslin vasiyetnamesidir dergi; vasiyetnamesi, daha doğrusu mesajı. Kapanan her dergi, kaybedilen bir savaş, hezimet veya intihar. Bizde hazin bir kaderi var dergilerin; çoğu bir mevsim yaşar, çiçekler gibi. En talihlileri bir nesle seslenir. Eski dergiler, ziyaretçisi kalmayan bir mezarlık. Anahtarı kaybolmuş bir çekmece. Sayfalarına hangi hatıralar sinmiş, hangi ümitler, hangi heyecanlar gizlenmiş, merak eden yok.” (Bu Ülke, s. 100-101)İnsan ömrü gibi, dergilerin hayatında da inişler çıkışlar, gelimler gidimler, ayrılmalar kavuşmalar olur. Edebiyat Ortamı nın, dile kolay 88 aydır yani 44 sayıdır kahrını çeken, derginin bugüne gelmesinde büyük çabası ve emeği olan Yayın Yönetmeni Mustafa Aydoğan ve yayın danışmanları dinlenmek üzere kenara çekildiler ve dergiyi başka bir ekibe, daha genç ve dinç bir kadroya emanet ettiler. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Edebiyat Ortamının aynı heyecanla yoluna devam edeceğini bildirmek isteriz. Daha çok aydınlık için böyle meş’alelere ihtiyacımız olduğu unutulmasın...Dergimizin bu sayısı yine dopdolu bir içerikle karşınızda. Bu sayıda şiirleri, öyküleri ve denemeleri, beri yanda Hüseyin Pala’nın dikkate değer bir incelemesini beğeniyle okuyacağınızı umuyoruz. Macar sinemasını inceleyen küçük bir dosyaya yer verdik. Mücahit Gündoğdu “Yücel Çakmaklı için Portre Denemesi”yle dosyaya katkı sundu. Yeni bir köşe açtık bu sayıdan itibaren. Edebî birikimine güvendiğimiz Ayşe Karagöz, bundan böyle dergimize gelen şiirleri kısa kısa değerlendirmeye çalışacak. Gençlere yol gösterici olursa ne mutlu bize.
Yeni sayıda buluşmak ümit ve dileğiyle. İyi okumalar."